BÜYÜK OYUN


CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, 10 Kasım 2009 günü TBMM’de başlayan “Kürt Açılımı” görüşmesinde partisinin görüşlerini açıkladı. Açılımın meclisteki ilk günü, 10 Kasım’ın tarihsel anlamı nedeniyle gergin tartışmalarla geçti. Onur Öymen’in konuşması o gün fazla eleştirilmedi. Birkaç gün sonra konuşmadan bir cümle alınarak kamuoyunda büyük tartışmalar başladı.

Tartışmalarda Sayın Öymen’in şahsında CHP sorgulanırken CHP’nin kurucu kimliği üzerinden, Atatürk dönemi uygulamalarına karşı birçok cepheden saldırılar gelmeye başladı. Sağduyu sahibi ve okuduklarıyla dinlediklerini anlayabilen çok sayıda yurttaşımız bu oyunu hemen fark etti ve CHP’nin yanında yer aldı.

Öncelikle Sayın Öymen’in tartışmaya neden olan sözlerini birlikte, konu bütünlüğünü bozmadan okuyalım:

“Değerli arkadaşlarım “Analar ağlamasın.” diyorlar. Maalesef, bu ülkenin anaları çok ağladı. Çok şehit verdik. Tarihimiz boyunca çok şehit verdik. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz var. Hepsinin anası ağladı. Bir kişi çıkıp da “Analar ağlamasın. Biz bu savaştan vazgeçelim.” demedi. Kurtuluş Savaşı’nda analar ağlamadı mı? Kimse çıkıp da “Analar ağlamasın. Biz şu Yunanlılarla anlaşalım.” dedi mi? Şeyh Sait isyanında analar ağlamadı mı? Dersim isyanında analar ağlamadı mı? Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı? Bir tek kişi Türkiye’de çıkıp da “Analar ağlamasın diye, bu mücadeleyi durduralım.” dedi mi? Dünyada diyen var mı? Amerika’da bir saat içinde 3 bin kişiyi öldürdü teröristler. Bir Amerikalı devlet adamı çıkıp da “Aman, analar ağlamasın. Şu teröristlerle bir uzlaşalım.” dedi mi? İlk siz diyorsunuz. Niçin? Çünkü, terörle mücadele cesaretiniz yok. Sizden önceki bütün hükûmetlerin gösterdiği cesareti siz gösteremiyorsunuz.” (TBMM zabıtları 10.11.2009)

Yukarıdaki alıntı, konuşmanın tartışılan bölümüdür. Burada ve konuşmanın bütününde vurgulanmak istenen, teröre karşı hükümetin uzlaşmacı tavrının yanlışlığıdır. Yine ulusal çıkarlar için teröre taviz verilmemesinin gerekliliği yazının ana düşüncesini oluşturuyor. Konuşmada daha önce de sözü edilen konulara atıfta bulunuluyor. Ancak AKP ve DTP milletvekillerinin laf atmaları yüzünden konu bütünlüğü dağılmıştır. Eğer bu konuşmadan, Dersim konusunda olduğu gibi olumsuz anlamlar çıkarmak istersek; Çanakkale Savaşıyla, Kurtuluş Savaşıyla, Şeyh Sait isyanıyla, Kıbrıs’la ilgili de benzerlikler kurulabilir. O zaman neden yalnızca Dersim?

Cumhuriyet’e karşı yapılan tüm ayaklanmalara karşı, Atatürk ve arkadaşlarının tavrı aynı olmuştur. Menemen’deki tavırla Dersim’deki tavır arasında bir fark yoktur. Cumhuriyet’e karşı ayaklananlarla ilgili etnik ve inanç bağlamında bir davranış farklılığı da olmamıştır. Zor bir savaştan sonra kurulan bir rejimin, kendini savunma refleksi doğru algılanmalıdır. Bugünkü koşullardan hareketle 1920’leri, 1930’ları değerlendirmek, büyük bir haksızlık olduğu gibi önemli bir yanlıştır. Her olayı, o günkü koşullar çerçevesinde değerlendirmek akılcılıktır. Şimdi o günlere bir dönelim. Cumhuriyet yeni kurulmuş, Feodalizmin tasfiyesi en önemli amaç. Bunun yolunun da eğitim ve sanayileşmeden geçtiği belirlenmiş. Büyük bir kalkınma hamlesi başlatılmış. Bunun yanı sıra eğitimde harikalar yaratılıyor. Bunlarla birlikte sosyal alandaki devrimler, baş döndürüyor. Türk tarihinin mucizevî dönüşümü yaşama geçiriliyor. Ulus, heyecanla her işe dört elle sarılıyor. 1923’te on olan sanayi kuruluşu sayısı, on yıl içinde bini aşıyor. O günün dünya koşullarında devasa diyebileceğimiz endüstri kuruluşları kuruluyor. Yurdun dört bir yanında bacalar tütüyor. Semalarımızda bizim ürettiğimiz uçaklar uçuyor. Ulaşım, iletişim alanlarında olağanüstü çalışmalar yapılıyor. Denizlerinde kabotaj hakkını kazanan bir Türkiye var. Madencilikte büyük başarılara imza atılıyor. Yüz yıllardır sömrülen, horlanan, yoksulluk ve eğitimsizliğin kör karanlığında debelendiği için özgüvenini yitirmiş bir ulus; diriliyor, ayağa kalkıyor ve uygarlık yolunda büyük bir güven duygusuyla hızla koşmaya başlıyor.

Ulusumuzun uygarlık alanındaki bu koşusu, çıkarları zedelenen bir takım grupları rahatsız ediyor. Bunlar, işbirliği yaparak çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak için koşmakta olan Türkiye’ye çelme atmaya başlıyorlar. Peki, çıkarları bozulanlar kimlerdi? En başta batılı sömürgeci güçler geliyor. Yıllarca topraklarımızın tüm zenginlik kaynaklarını hunharca sömürenler, yurdumuzdan kovulunca Kemalist devleti hedef seçtiler. Halkın bilgisizliğinden yararlanarak acımasız bir sömürü düzeni kuran toprak ağaları, din bezirgânları, karaborsacı tüccar takımı, birtakım aşiret reisleri ve şeyhler ülkemizin modernleşmesine karşı çıktılar. Çağdaşlaşma savaşını engellemek için, batılı emperyalist güçlerin desteğiyle birçok ayaklanma çıkardılar. Cumhuriyet’in kurucuları, bu gerici ve yıkıcı hareketleri bastırdı. Bu durum karşısında ne yapsaydı o zamanki yönetim? “Kurtuluş Savaşıyla kovduğumuz sömürgeci güçlere ülkeyi teslim edelim. Feodal derebeylerinin sömürü çarkı sürsün. Ülke aydınlanmasın, endüstri neyimize, bize ilkel tarım yöntemleri yeter…” demesini mi bekliyordunuz Cumhuriyet kurucularının? Ayaklananlar; daha çağdaş, daha gönençli, daha laik, daha eğitimli bir Türkiye’nin oluşması için mi baş kaldırdılar?

Alevi yurttaşlarımızın Cumhuriyet’e ve devrimlere bağlılığı tartışılamaz. Dersim olaylarının, Aleviliğe karşı bir hareket olmadığı iyi bilinmelidir. Sayın Öymen’in konuşmasının böyle bir zemine çekilmesi son derece tehlikelidir. Zamanlama açısından da dikkat çekicidir. Son yıllarda AB çevreleri, Alevilerin azınlık olduğunu söyleyip duruyorlar. Bu konuşmadaki bir cümlenin fırtına yaratması manidar değil midir? Onur Öymen’e ilk tepkilerin AKP güdümlü basından gelmesi çok anlamlı ve ilginçtir.Yandaş basın adeta Onur Öymen’e karşı bir linç kampanyası başlattı. Daha sonra PKK çevrelerinin, bu işe dört elle sarılması ne anlama gelmektedir? Öymen’e saldırıların örgütlü biçimde artarak CHP’yi hedef alması nasıl açıklanabilir? Giderek Atatürk döneminin sorgulanmasına uzayan bu linç kampanyasının amacı, Cumhuriyet’e önemli ve öldürücü bir darbe indirmektir.

Bazı Alevi yurttaşlarımızın, Dersim konusunda duygusal davranması doğru değildir. “Bizimkiler ayaklanırsa doğru, başkaları ayaklanırsa yanlış düşüncesi” anlaşılır gibi değil. Bu düşüncenin; “Müslüman soykırım yapmaz.” ve “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz.” Anlayışından bir farkı var mıdır? Hz. Ali, “Hakikatin hatırı, dostun hatırından üstündür.” diyerek duygusallığın yerine, akılcılığı koymamızı öğütlüyor yüzyıllar öncesinden.

Zamanlama ilginçtir, neden? 19 Kasım 2009 günü Avrupa Parlamentosu salonunda ikinci Dersim konferansı toplanacak. Hiç sorduk mu kendimize, bu Avrupalıların Dersim aşkı durup dururken niçin nüksetti? Konferans DTP ağırlıklı ve birtakım Ermeni kuruluşlarının temsilcileri de (geçen yıl olduğu gibi bu yıl da) katılacaklar buraya. DTP’liler, geçen yıl konferansa katılan ve kendini Batı Ermenistan temsilcisi olarak tanıtan kişiye, Batı Ermenistan’ın neresi olduğunu sorsunlar bari. Geçen yıl heyecandan unutmuş olmalılar. Sorunun doğru yanıtı alınınca gerçekler de birazcık olsun anlaşılır.

Neden CHP? Çünkü CHP’nin oyları tüm kamuoyu yoklamalarında yükseliyor. AKP ise çöküşe doğru gidiyor. CHP, AKP’nin “tüm açılım” planlarına karşı duruyor, engelliyor. Halk da CHP’nin bu politikalarını onaylıyor, destek veriyor. İşte, bu noktada Alevi seçmen tabanıyla arasına nifak sokulmaya çalışılıyor. Bilinçli Alevi seçmen bu numarayı yer mi? Yemez; çünkü bu durum, laik Cumhuriyet’e zarar verir.

Burada bir anımsatma yapmak istiyorum. Kardak krizinin olduğu günlerde, dış işleri görevlisi Onur Öymen, Kardak Adası’nın Milas’ın tapu kayıtlarında yer aldığını söylüyor ve Türkiye haklılık kazanıyor. Öymen, ulusal çıkarları ödünsüz savunmanın bedelini mi ödüyor yoksa?

“Çayın taşıyla çayın kuşunu vurmak” oyunu bozulmalıdır. Başta CHP’liler olmak üzere tüm ulus; CHP’ye sahip çıkmalı, bu küresel tezgâhı boşa çıkarmalıdırlar. Yoksa ülkemizde otokratik bir yönetim kurmak isteyenlerin önündeki önemli bir güç saf dışı kalır. Demokratik, laik, hukuk düzenimiz geri dönülmez bir girdabın içine girer.

Adil Hacıömeroğlu
18 Kasım 2009

Not: Yazılarımın tümüne http//adiladalet.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.

6 yorum:

  1. Yazarımız gene, tarihten günümüze yaşanan tüm gerçekleri önümüze akıcı bir dille sundu. Tabii ki oynanan oyunları da. Bu oyunları Alevi Dostlarım görüyor. Tüm Alevilerin göreceğine inanıyorum gibi asla Atatürk sevdasından vazgeçmeyeceklerini de biliyorum.

    YanıtlaSil
  2. gerçektende Dersim olayi Alevi vatandaşlarımıza karşı yapılanbir hareket değil,seyit Riza dış güçlerin yardımıyla,Devlet otoritesine karşı halkı ayaklandıran bir haindi,bu ayaklanma gerici güçler tarafından anadolu aydınlanmasına karşıbir komplodur.hainler derhal cezalandırılıp devletdüzeni burda sağlanmıştır.Akp gibi alevi düşmani bir partinin dersim olaylarını kullanarak Chp'yi suçlamasi ikiyüzlülüktür.Akp'nin geldiği milli görüş hareketi değilmi?Sivasta alevileri diri, diri yakanlar.yuceltanayRize:yuceltanay53@yahoo.com

    YanıtlaSil
  3. Bu bir oyundur bunun bilincinde olan herkes buna zaten karşı çıkıyor bizlere düşen en büyük görev bizden önce bu vatan için şehitler veren anaları ağlayan atalarımızın yaptığı gibi düşmenın oyununa gelmemeliyiz yapmamız gereken kaçmak değil savaşmak ama bizim düşmanımız belli değil öncelikle ABD ve yandaşları olan AKP dir. Eminim halkımız bunlara en büyük dersi verecektir gündemi değiştirerek saman altından su yürütüyorlar bundan 1 ay öncesinden enerji bakanı çıkıp diyorki doğalgaza tüpe zaman yok ama malisef söyledi gunden tam 1 hafta sonra doğalgaza tüpe el altından zamn veriliyor ama milleti uyandırmıyorlar gündem değiştiriyorlar önce askerimize sonra Sayın Öymen'e saldırıyorlar bakalım şimdi sıradaki oyun ne ama bu halk bundan sonra oyuna gelmez oyun çağını çoktan geçtik biz.. yazılarınızın devamını bekliyorum siz ve sizin gibi aydın insanlara teşekkürü bir borç biliyoruz başarılarınız ddevam etmesi dileğiyle ŞARKIŞLA CHP

    YanıtlaSil
  4. Vatanımızın, var olmamızın teminatı, gözbebeğimiz olan TSKyı bile millet gözünde yıpratmak gafletine düşen mevcut yönetimin ne yaparsa yapsın şaşkınlık vermemesini kanıksadık sanırım. Milletin sabrını suskunluk olarak görenler zamanı geldiğinde bunun sessiz bir çığlık olduğunu görecek, gereken cevabı yine bu milletten alacaktır. Ayşe Özçelik

    YanıtlaSil
  5. hocam,,, adsız olarak cuma gunu cevap yazmıştım. adil hocam hep lehte cevaplarımı yazarsınız. demokratiklik diyorsunuz bu mudur farklı düşüncelere tavrınız? yazımda mudanyadan bahsetmiştim hatırlayınız diye belirttim. rica ederim yorumumu ekleyın. isteyen istediğini düşünelimeli kaydolamadım adsız olarak yolldım nasıl kayıt olundugunu da anlayamadım. gerçi fikirlerimiz uyuşmaz kaydolmana gerek yok dersen saygı duyarım. bunun onyargı olacagını belirtmeliyim. bilirsiniz payda arayışında olmayan herkes tek kalmaya mahkumdur.ben ortak paydalarımızın olacagına ınanıyorum. herkes fikrini özgürce yazabilmeli. ben sizin bunu savundugunuzu biliyorum. ben yüksek lisanstan metin alan.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil