KIRMIZI HAT

“Abdullah Öcalan, PKK’nın tasfiyesinde örgüte daha iyi hâkim olmak için İmralı-Kandil arasında telefon hattı açılması talebinde bulundu.” Bu haberi ilk duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Sonra internette gazetelerin sitelerine girince birçoğunda aynı haberi okudum. Bölücü örgüt kurarak binlerce insanın ölümüne neden olan ve müebbet hapisle cezalandırılan bir kişinin böylesine bir istekte bulunması benim gibi milyonlarca yurttaşımızda da şaşkınlık yarattığını düşünüyorum.

“Öcalan, İmralı’yı barış görüşmelerini yürüttüğü bir ofise dönüştürmek ve ileride kendisini de kapsayacak bir affın siyasi zeminini hazırlıyor. Telefon talebi kabul edilirse, örgüt üzerindeki gücünü her an hem devlete hem de örgüte gösterme şansına erişecek.(Vatan)” Adı açıklanmayan ve Kürt siyasetinde etkin olduğu belirtilen bir kişinin bu açıklaması, her şeyi ne güzel de ortaya koymuş. Açılımla başlayan sürecin, bölücü başının affına giden bir yol olduğunu birçok kişi defalarca dile getirdi. Bunu anlamak için de kâhin olmaya gerek yok; yalnızca biraz saf olmayalım, yeter.

“Kırmızı hat” olarak tabir edilen özel hatlar, dünyada devletlerin üst düzey hükümet görevlileri arasında uluslararası görüşmeler için kullanılır. Böyle bir istek, bölücü başının kendisini bir devletin üst düzey sorumlusu olarak görmesi anlayışından kaynaklanmakta. Böylesi bir talebi dile getirme cüreti ise işin başka bir yönü. Bu kişiye bu tür isteklerde bulunma cesaretini kimler verdi. Yapıldığı söylenen gizli görüşmelerin içeriği nelerdir acaba? Bu görüşmelerdeki tavırlar, konuşmalar nasıl bir düzeydedir ki bölücü başı sınırsız isteklerini fütursuzca sıralayabiliyor.

Daha önceleri de PKK liderinin ilginç istekleri basına yansımıştı. Sürekli ve planlı bir biçimde gündemi belirleme ve bölücü başı üzerinden yeni gündemler oluşturma etkinliği aralıksız devam ediyor. Aylarca İmralı’daki koğuşun darlığıyla meşgul oldu kamuoyu. Herkes Öcalan’ın koğuşunun ölçülerini neredeyse milimi milimine bilir olmuştu. Bu konuda bölücü örgüt yandaşları büyük gürültü kopardılar. Avrupalı bazı sözde “özgürlük savaşçıları(!)” da işe müdahil oldular. Lozan’da kapitülasyonları kaldırdık. Ancak ulusal bağımsızlığın ne demek olduğunu bir türlü anlayamayan bazı politikacılarımız, yeni kapitülasyonlar yaratma peşindeler. Bunun için de iç işlerimize burnunu sokan yabancılara ses çıkartamıyorlar, aksine bu işten memnunmuş gibi de görünüyorlar. Sanırım, Osmanlı hayranı bu siyasetçilerimiz, en çok Osmanlı’nın kapitülasyonlarını seviyorlar.

Geçen aylarda bölücü başı ile ilgili istekler o kadar çığırından çıktı ki, iş İmralı sakinine seks izni verilmesine kadar vardırıldı. Amaç, bölücü başının normal, özgür bir kişiymiş gibi iç ve dış kamuoylarında algı yaratmak. Bu tür isteklerle mağduriyet ve masumiyet oluşturmak. Bölücü örgüt ve lideri de bunu iyi anlamış. Çünkü şu anki iktidar partisi yöneticileri de aynı taktiği kullanarak iktidara yürüdüler.

Son günlerde İmralı sakinini kahramanlaştırma kampanyası yürütülüyor. Ne yazık ki bu işin başını da medya çekiyor. Gazete ve televizyonlarda Öcalan’la ilgili ve onu masum gösteren yayınları ibretle izliyoruz. Bu kişinin muhatap alınması konusunda yoğun bir propaganda var. Bir taraftan da Kandil’deki terörist sözcülerinin sözleri manşetlerde yer buluyor.

Hükümetle PKK liderinin görüşmesi kamuoyundan tepki görünce AKP’nin imdadına bölücü başı yetişiyor. “Devlet AKP’den ibaret değil. Kimse korkmasın, görüşmeler devlet adına.” sözleri Öcalan’ın. Bu açıklamadaki düşünce ve dil özellikleriyle Başbakan’ınki aynı. Bu hükümet, Türkiye’yi yönetmiyor sanki. Devlet görevlileri hükümetin izni olmadan İmralı’ya gidebilirler mi?

Bölücülerle irticacıların 1919’da başlayan dostlukları, ittifakları yıllardır kesintisiz sürüyor. Uluslar arası bir komplonun aktörleri olarak rollerini iyi oynuyorlar. Aznavurlar, Şeyh Saitler, Delibaşlar ve daha niceleri kol kolalar. Peki, Müdafaa-i Hukukçular neredeler? İşte, bütün sorun burada.

Adil Hacıömeroğlu
2 Ekim 2010
Not: 4 Ekim 2010 tarihli Kent Yaşam Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazılarımı http://adiladalet.blogspot.com da okuyabilirsiniz.

10 yorum:

  1. Mehmet Sezer ‎1894 BALKAN KARGAŞASI,GİRİT DERKEN 1912 TÜM ADALAR,MAKEDONYA YUNANLILARCA İŞGAL EDİLİYOR,ERMENİLER RUS ORDUSUNDA VE KOMİTACILAR DOĞUYU ALLAK BULLAK YAPIYOR,BULGAR ORDUSU ÇATALCA ÖNLERİNDE.ALMANLAR ORTADOĞU VE KAFKAS PETROLLERİNE UZANABİLME...K ADINA OSMANLI ORDUSUNU YÖNETİYOR VE CEMAL PAŞA DAHİL İŞBİRLİĞİNDE 1914 ERMENİ TEHCİRİ.FRANSIZ EMPERYALİZMİ SURİYE,LÜBNAN ÜZERİNDEN HATAYI DA KATARAK TUTUNMAK İSTİYOR ORTADOĞUDA TA ANTEBE KADAR ERMENİ YANDAŞLARIYLA SALDIRIYOR.İMTİYAZLAR İSEARTIK HAYDARPAŞA GARINDAN DUYUNU UMUMİYE MERKEZİYLE VERGİLENDİRİLİYOR DIŞ EMPERYALLERLE.ÜLKEDE MEGALO İDEAYLA İZMİR İONYA YAPILMAK ADINA 50 SENEDE RUM NÜFUS YIĞILIYOR,MORADAN,ADALARDAN.1919 MUSTAFA KEMAL SAMSUNA ÇIKIYOR.RUMELİDE MÜDAFAİ HUKUK VAR ,RUMELİ-BALKAN DEVLETİ PEŞİNDE,ERZURUMDA VİLAYETİ ŞARKİYA HUKUK CEMİYETLERİ VAR ERMENİLERLE ANLAŞMA PEŞİNDE.AMERİKALILARIN DESTEĞİNDE,İNGİLİZLER DE VAR ELAZIĞDA AMERİKAN KOLEJLERİYLE AÇILAN ERMENİ KÜRT ÖĞRENCİ YETİŞTİREN YANINDA KÜRT TEALİ CEMİYETLERİ VE KULÜPLERİ.MUSTAFA KEMAL İÇİN ARTIK YOL AYRIMI YADA BAŞLANGICI OLMALIYDI.ANADOLU RUMELİ MÜDAFAYI HUKUK CEMİYETLERİYLE KÜRT KLÜPLERİNİN UZLAŞACAĞI ERZURUM KONGRESİ.İŞTE ÜLKENİN ÇİMENTOSU VE HARCI ORADA ATILDI AYRIŞMAYA KARŞIN.ŞİMDİ BAŞLIBAŞINA 12-17 İLDE PKK-BDP ÖZERKLİK VE İLERİDE BÜYÜK KÜRDİSTAN HAYALİ KURUYOR.TRABZONDA TÜRKLERİN ORAYI ALDIKLARI GÜNE DENK GELEN SÜMELA AYİNLERİYLE PONTUS TİŞÖRTLERİ ORTAYA ÇIKIYOR.
    ÖÇALAN İMRALIDAN BAŞBAKANLA EŞZAMANLI AYNI DİLİ KONUŞUYORSA DAMAT FERİTLETİN SEVRİ İMZALAMASINA RAMAK KALMIŞTIR.BOP ÇULUK MU YOKSA TÜRKİYE DEMOKRATİK OSMANLI DEVLETLER BİRLİĞİ PROJESİ Mİ BİLMİYORUZ.BİNDİK BİR ALAMETE .GİDİYORUZ KIYAMETE?Devamını Gör
    49 dakika önce · BeğenBeğenmekten Vazgeç · 1 kişiAdil Adalet Hacıömeroğlu bunu beğendi.

    YanıtlaSil
  2. Mehmet Sezer HA BAKIN İMTİYAZLARI KORUMAK ADINA REJİ YÖNETİMLERİNİN ÖLDÜRDÜĞÜ VATANDAŞ SAYISI 24.000.OYSA KURTULUŞ SAVAŞINDA ŞEHİT SAYISI 8.500.DOĞUDA YİTİRDİĞİMİZ VATANDAŞ SAYISI 40.000
    ÇOK VAHİM BİR ÇIKAR SAVAŞI VAR.

    YanıtlaSil
  3. Gerçek müdafaa-i hukukçular,Silivri'de,sahte olanlar da emperyalist efendilerinin ezberlettiklerini halka yutturmaya çalışıyorlar.Yapılmak istenen şey,AB ve ABD haritalarında açıkça görülüyor,Mondros Türkiyesi..ve mimarlar iş başında...Güçleri yetecek mi..? Onu da zaman gösterecek.Büyük Türk milleti,büyüklüğünü hatırlayıp aklını başına toplarsa geçekleşemez hiçbir zaman.

    YanıtlaSil
  4. Müdafaı hukukçular türbanın peşine takıldılar sporcular gibi kampa girip nasıl top koşturulacağının siyasi arenasını yapıyorlar.Bu kadar gevşek bir iktidarla Apo daha çok şey ister zaten yakında ev hapsine girip ayağına demir bileklik takılınca telefonu da olacak dubleks villası da hizmetkarları,interneti sevgilisi de.Belki usulen evlilikte yapar.Tüm bu olasılıklar zaten cemaat yazarları tarafından dile getiriliyor.Gidişat belli teröristler,bölücüler dışarı vatanseverler içeri.Hep yerimizde sayıyoruz uygun adım marş da diyemeyiz artık zira o da yasaklandı.Adı değişti grup ileri...!!

    YanıtlaSil
  5. Silivri'dekileri düşünüyorum, bir de İmralı'daki teröristbaşını ve de isteklerini! Ancak hepsi mantık dışı olmasına rağmen topluma sırasıyla kabul ettirilmesi çok ama çok şaşırtıcı. Ne oldu canı bu kadar yanan (tabii ki PKK'dan)insanlara da hiçbir şekilde tepki veremiyorlar? Sanki bu dinlemesiz özel telefon hattını haftaya kabul edecek bir toplum hazırda bekliyor gibi. MUZO

    YanıtlaSil
  6. Daha henüz çok yakında : " hayır , olamaz , paranoya " dedikleri şeyler , tahmin dahi edilemeyen bir hızda ve kafa karışıklığı yaratarak , oldu bittiye getirilerek ve de korku , baskı yaratılarak uygulanıyor .
    Kurtuluş savaşında düşman belli , cepheler belliydi , bu gün durum çok daha zor ve umut sadece seçim ve halk...

    YanıtlaSil
  7. Silivri tertibine kurban verenlerden biride benim...Oğlum Gazi Üsteğmen Güneydoğuda gözlerini kaybetti kuzey ırak çıkartmasında patlayan bombalarlardan ölümcül yaralar aldı 52 gün komada kaldı bir çok organını kaybetti buna rağmen dünkü Kahraman bu gün Silivride terör örğütünün beyni olarak yargılanmaya çalışılıyor.. buldukları çakma tüm deliller çürütüldü.hala suç bulamadılar aramaya devam ediyorlar ve yüreğim yanıyor yarın Onun DOĞUM Günü...10 ekim doğum günü 13 Ekim 1994 te 26 yaşında ömrünün baharında hayatına bir çok engel getiren yaralandığı gün...artık bed dua bile edemiyorum bunlara çektiklerimizin şiddetinde hiç bir ceza hiç bir beddua yok çünkü...

    YanıtlaSil
  8. ayas;
    SONUÇ...
    Referandumun ertesi günü, PKK destekçisi BDP’liler REFERANDUM SONUÇLARINI şenliklerle, bayram havasında kutladılar… BDP Genel Başkanı, BDP’li milletvekilleri ve Belediye Başkanı yaptıkları konuşmalarda, açıklamalarda EVET ve BOYKOT’tan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Dahası, BDP’li yetkilier, referandumun ertesi günü, Diyarbakır’da havayi fişek gösterileri arasında, APO, KÜRDİSTAN sloganları atarark SÖZDE KÜRDİSTAN bayrağı astılar… Nasıl sevinmesinler ki? Liderleri APO, referandum öncesinde Başbakan Recep Bey’le anlaşarak ateşkes ilan etmiş, referndum sürecinde Recep Bey’in EVET kampanyyası zarar görmesin diye elinden geleni yapmıştı ve sonuçta APO-PKK-BDP’nin istediği fermanlar karşılıklı çıkar üzerine olduğu için istekleri akp. hükemeti tarafın dan emirlerini,taleplerini sükünetle yerine getiriliyor, verdiği vaatlerin temeli olarak anlaşmalı al gülüm ver gülüm halk sesiz uyuyormuş vatandaşımız.

    YanıtlaSil
  9. Kırmızı hat istiyor teröristbaşı. Bravo diyorum ancak. Başka söz bulamıyorum çünkü insanlar öyle duyarsız olduki bu istek işte öylesine sıradan gibi geliyor nedense. Ama geri dönülüp bakıldığında siyasiler, televizyon kanalları ve de gazeteler toplumu öyle bir noktaya getirdiki artık tepki mepki yok. İnsanların vur eline ekmeğini al. Eminim ses çıkmayacaktır. Ahmet DURU

    YanıtlaSil
  10. Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olarak görev ve sorumlulukları olanlardan vatanın haklarını korumayı beklemek nafile değil mi? Siz aydınlar bizleri uyandırmak için çok çalışmalısınız lakin öyle bir ölü toprağı dökülmüş ki uyanacak yok gibi siz yazarımız sakın uyumayın,bizi de uyutmayın,kaleminize,yüreğinize sağlık...

    YanıtlaSil