KIBRIS FEDA MI EDİLİYOR?


Son günlerde hükümetle Yavru Vatan arasında soğuk rüzgârlar esiyor. Hükümet kanadının sert, küçük düşürücü, düşüncesiz açıklamaları Kıbrıslı soydaşlarımızın yüreklerinde derin yaralar açıyor.

Bu duruma nasıl gelindiğini anlamak için olayların gelişimine kısaca bakmak gerek. AKP hükümeti, Annan planıyla Kıbrıs’ta taviz vermeye hazır olduğu imasını taraflara hissettirmişti. Planın halkoylaması sürecinde, bugünün protestocularıyla AKP arasından su sızmıyordu. Sayıları az da olsa Türkiye’nin, Kıbrıs duyarlılığından rahatsız olan ve Rum tezlerine yakın duran bu kesim, Ankara’dan pompalanan liberal rüzgârlarla ve AB masallarıyla yelkenlerini şişirdiler. Ada’daki Türk Ordusu’nun varlığını işgalci gibi gösteren Rum tezleri bu süreçte güç kazandı. TSK karşıtlığı, Türkiye’de tam gaz ilerlerken KKTC’nin bu durumdan etkilenmemesi düşünülemez. Ülkemizdeki yandaş ve liberal yazarlardan bir bölümü her gün ekranlardan TSK’nın Kıbrıs’ta işgalci olduğunu “demokrasi(!)” nutuklarının başköşesine yerleştirirken Kuzey Kıbrıs’ta azınlık da olsa bir kısım insanın bu rüzgâra kapılması olağandır. Eğer siz, demokrat olmayı, ordu karşıtlığıyla özdeş tutarsanız ulusal davalarınızdaki TSK varlığını da anlatamazsınız.

Ankara ile KKTC hükümeti “ekonomik tedbir protokolü” imzalıyor. Kıbrıslı muhalifler (ki Annan planındaki “Yes be annem”ciler) buna karşı çıkıyorlar. Seslerini de “Toplumsal Varoluş Mitingi” ile duyuruyorlar. Olanlar da burada oluyor. Bazı göstericiler, “Has…tir Türkiye” pankartı taşıyorlar. İşte, bu, bardağı taşırıyor. Böylesine hakaret içeren bir söylem oradaki soydaşlarımıza hiç yakışmadı. İnsanların bir şeyi protesto etmeleri haklarıdır; ama hakaret ve küfür çağdaş toplumların başvuracağı yöntemler değildir. Bu nedenle bu söylemi ayıplıyorum.

RTE’nin bu küfür karşısında tepki vermesi olağandı, ancak Kıbrıslı Türklerin tümünü üzecek bir söylemde bulunması ise yanlışın en büyüğüdür. “Türkiye’den beslenenler!” sözü kırıcı olduğu kadar da sorumsuzcadır. Devlet yöneticileri sokaktaki adam gibi konuşamaz. Konuştuklarını iyice tartıp söylemeliler. Ağızlarından çıkacak her sözün, tarihe bir not düştüğünü bilmeliler.

RTE’nin bu kırıcı sözünün bir talihsizlik olduğunu düşünürken bir başbakan yardımcısının “Cuma günü küfrettiler, pazartesi günü parayı aldılar.” demesi ise hükümetin Kıbrıs’a bakış açısının bir göstergesi olsa gerek.

Kıbrıs, ülkemizin ulusal davasıdır. Kıbrıssız bir Türkiye Doğu Akdeniz’den soyutlanır. Denizlere kapalı bir kara ülkesi olur. Denizlere açılamayan ülkelerin büyük devlet olma iddiaları da sona erer. Boğazlara sahip bir Türkiye, Doğu Akdeniz’i de kontrol altında tutmak zorundadır. Bugün Kıbrıs’a her türlü yardımda bulunuyorsak bunun nedeni oradaki soydaşlarımızın can güvenliklerini, varlıklarını savunma amacı taşıdığı kadar, ülkemizin ulusal çıkarlarını da korumak içindir.

Ulusal çıkarlar, davalar ve konular parayla ölçülemez. “Kıbrıs’ın parasal getirisi yok, bu nedenle de oraya yaptığımız maddi yardım boşa gidiyor.” gibi bir anlayış kabul edilemez. “Bazı illerimiz neredeyse hiç vergi ödemiyorlar, ama oralara çok fazla kaynak aktarıyoruz.” biçimindeki bir düşünüş nasıl sakat ve yanlışsa Kıbrıs konusundaki bu tarz söylemler de aynı derecede akıl dışıdır. KKTC’ye yapılan yardımın her kuruşu helaldir. Uluslararası bir ambargonun altında zorluklar içindeki soydaşlarımıza yardımcı olmamız, hem insanlık hem de ulusal görevimizdir.

“Türkiye’den beslenenler!” sözü, geri feodal bir anlayıştan kaynaklanmakta. Aynı zamanda bizim geleneksel görgü anlayışımıza da ters düşmekte. “Sana yardım ediyorum, bana karşı konuşamazsın.” düşüncesi; insan hakları, özgürlükler ve demokrasiyle bağdaşmaz. “Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin.” atasözünü unutmamak gerek. Bu; bir âli cenaplığın, erdemin, cömertliğin, insana saygının ifadesidir. İnsanların onurunu kırmak kadar kötü bir şey yoktur yaşamda. Aynı davranış biçimini işçi, memur, öğrenci ve çiftçilerin hak aramaları karşısında da gösteriyorlar. Kısacası, kaşıkla verip sapıyla göz çıkarıyorlar.

Hükümet yetkilileri, sorumsuz ve bilinçsiz söylemleriyle Kıbrıs davasında karşıtlarının tezlerine haklılık kazandırır. Yakında “işgalci Türkiye” söylemlerinin geniş bir koro tarafından seslendirilebileceği olasıdır. Türkiye, böylesi tavırlarla kendi kalesine gol atar. Kıbrıs konusundaki kazanımlarımız uzun, zor bir yolda sabırlı, akılcı politikalarla oldu. Sorumsuzca yapılan açıklamalarla da bu kazanımlar harcanamaz. Bu ulusal davaya sahip çıkmak için, Kıbrıs’ta radikal irticacı bir örgüt mü olması gerekir? Kıbrıs’taki soydaşlarımızın Hamas, Hizbullah kadar değeri yok mudur hükümet nezdinde?

Kıbrıs, Annan planıyla başlayan bir sürece dayalı olarak feda mı ediliyor yoksa? Ortadoğu’ya düzen vermeye çalışırken yüzyıllık bir dava görmezden mi geliniyor. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan mı oluyoruz?

10 Şubat 2011

Not: 14 Şubat 2011 tarihli Ulus Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazılarımı http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.

13 yorum:

  1. Aydın CİVCİK12 Şubat 2011 01:14

    DEĞERLİ Adil Adalet bey ,Gerçektende yazınızda belirtiğiniz gibi, hep kendi kalemize golatıyoruz.
    kıbrıs bizim ulusal davamız , amma bunu anlayacak ve kavrayacak ,buna göre hareket edecek yöneticilerden mahrum bir ülkeyiz.
    Bu gelişmelerin temeli annan planı döneminde evetçilikle atıldı.
    Evet verilmesini isterken karşıdan , hiçbir talebimiz olmadı, şartlar öne sürmedik.
    Plan KKTC vatandaşlarına evet verin gerisine karışmayın dendi, bugün yaşanan bu sıkıntıların hepisi onun eseri. AB ye verilen vadler ve ülkenin içinde bulunan sıkıntılar, yarını düşünmeden verilen vaadlerin sonucudur.
    Halkıma gelince hergün bir çok olaylar ve gündemlerle düşünme yeteneğini ,kullanamaz duruma getirdi.
    Türk halkı hiçbir konuda düşünemiyor ve yorum yapamıyor. Çünkü o kadar çok gündem var ki , beyni bombardımana tutulmuş durumda .Günlük yaşanan olaylar hekkında bilği edinmeden , yeni laylar ve gündemler aratılıyor . Hiçbiri hakkında bilgi edinemeden geçiyor , peşinden yetişemiyor. Herhalde Kıbrıs yeni kılıf uydurularak feda ediliyor.
    TÜRK HALKINA DUYURULUR.

    YanıtlaSil
  2. Celal KURUHASANOGLU
    Bu hukumetin KKTC'yi coktan annan plani ile gozden cikardigini cumle alem biliyor.Basbakanin "beslenme" sozunu,"iksirncaya tiksirincaya kadar iciyorlar" sozun soyledigi andaki gibi kizkin ve hiddetli oldugu zaman ki durumda soyledigini zannediyorum.Devlet adami bir sey soylerken elbette dusunerek,tartarak soylemelidir.Ama yargiyi yok'u TSK'yi ele gecirmis birinden dikkat etmesini bekleyemezsiniz.En iyisini O bilir.Her sey Ondan sorulur.Artik mantikla yorum yapmak gerekmiyor.Onlarin mantigi gecerli!!!

    YanıtlaSil
  3. İşte bu devlet terbiyesine sahip olmak ya da olmamak durumu, bazı şeyler sonradan yaftalanırsa iğreti duruyor yakışmıyor demek ki.
    Hâlâ alışamadım ancak haziranda bir kez daha hükümet kuracak olurlarsa herkesi buna alıştıracaklar endişesindeyim.

    Kıbrıs gözden çıkarılalı çok oldu da elden çıkaramıyorlar bir türlü, ancak son yapılanlar gösteriyor ki pek de uzak değil. Zira sanki Türk halkıyla KKTC halkı arasında istememezlik varmış görüntüsü verilmeye çalışılıyor, uzlaşma yerine diklenmeye yönelik girişimler göze çarpıyor. Yeni büyükelçi ataması gibi...

    Gönül istiyor ki tıpkı Annan planındaki oylamada olduğu gibi tuzaklardan yavruvatan ahalisi korunsun. Zira Kıbrıs bizim ulusal meselemiz ve güvenliğimizin mutlak köşe taşlarındandır.

    Ellerinize sağlık hocam.
    A.Özçelik

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler Adil Bey, kaleminize sağlık, herzaman olduğu gibi İktidar poltikalarına kılıf hazırlıyor, gözden çıkardığı Kıbrıs'ı bahanelerle emperyalistlere söz verdiği gibi gözden çıkarıyor... Bütün söylemleri, bahaneleri, politikalarından anlaşılıyor... Sevgiler, saygılar...

    YanıtlaSil
  5. KIBRIS.ALINDIĞINDA AVRUPANIN KOLUNU KESMİŞTİK KAYBETTİĞİMİZ ADALARSA SADECE SAKALIMIZIN TRAŞIYDI.ANADOLUDAN GÖNDERİLEN YÖRÜKLER,GETERODOKS İSLAMLAR.YILLARCA İNGİLİZ TERBİYESİYLE YETİŞTİRİLEN DİREKSİYONA SAĞA OTURAN,AMMA EKŞİ YOĞURT YEME ALIŞKAMLIĞINI TERKETMEYEN.BİRİLİMİZDEN KÜÇÜK DEVLET OLMA ERKİNİ YAŞAYAN VE ANNAN PLANINA BALIKLAMA ATLATILAN ADA HALKI BİRŞEYLERİ PROTESTO ETMEK ADINA KİMLİĞİNİ KIBRISLILAŞTIRMAK İDDİASINI ÖNPLANA ALAN AMA KURTARILMAK ADINA ANADOLUYA YALVARAN.ARTIK HEP TAŞIYARAK YERLEŞTİRDİĞİMİZ NUFUSLARIN ASLINI İNKARA KALKIŞMADAN ANAKARA HÜKÜMETLERİ ÖTESİNDE DEVLETSEL VE KİMLİKSEL BİRLİKTELİĞİ PERÇİNLEME ZAMANIDIR.AKDENİZİN UÇAK GEMİSİNİ VE DENİZ GÜVENLİĞİNİ VEREMEYİZ.AVRUPANIN ÇIKARLARI NEKADAR ÖNEMLİYSE DE TÜRKİYENİN ÇIKARLARI AYIP DEĞİL DAHA ÖNEMLİDİR.KIBRIS ARTIK KIBRISLILARA BIRAKILAMIYACAK KADAR ÇOK ÇOK ÖNEMLİDİR.YÖRÜK MEHMET SEZER

    YanıtlaSil
  6. İyi akşamlar,ana vatanı feda edenler,Kıbrıs'ı
    feda etmişler nedirki bunlar için.
    Yapılması gereken seçimlerde yapılmaz,bunları tekrar iktidar yapılırsa o zaman neler olacak çok merak ediyorum.
    tek çare tüm vatan severlerin birlikteliği
    bu ülkeyi kurtaracaktır.Saygılarımla..

    YanıtlaSil
  7. adamlar yurdun topraklarını satıyor.pazarlıyor peşgeh çekıyorlar..kıbrısımı dusunecekler ne iç nede diş .po.lıtıkalarının hangısı dogru tasarlanmış...noldu avrupa bırlıgı yerınde sayıyor...ırakta fılıstınte abd nın çanakçısı olduk..bızı abd yonetıyor ve onun emperyalıst işbırlıkçısı olan bu devletten baska bır şey beklenmez...bunlar ı defetmekten baska bır çıkar yolumuz yok...nurhan güngör

    YanıtlaSil
  8. YAZINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM YİNE KANAYAN BİR YARAYA PARMAK BASMIŞSINIZ İKTİDARIN ÜMMETÇİLİK DÜŞÜNCELERİNDEN SIYRILIP VATAN MENFAATLERİNİ KORUMA ÇABASINA GİRMESİ ÇOK ZOR ÇÜNKÜ ORALARDAN BESLENİYORLAR DİPLOMATİK GÖRÜŞMELERLE ÇÖZÜMESİ GEREKEN SORUNLARIN TEMCİT PİLAVI GİBİ TV LERDE ÖNÜNE GELEN TARAFINDAN KONUŞULMASIDA DİPLOMASİ AÇISINDAN NE KADAR İLERİ BİR SEVİYEDE OLDUKLARINI GÖSTERMEKTE KIBRISTAKİ İHANETÇİ GURUBA GELİNCE HER TOPLUMDA SATILIK KİŞİLER VARDIR ONLAR KAN AKITMADI VATAN SEVGİSİNDEN UZAKLAR TABİRİ YERİNDE İSE BİRDE YEMEK YEDİĞİĞİ TABAĞA PİSLEMEK DİYE BUNA DENİR HERALDE SAYGILARIMLA İYİ ÇALIŞMALAR DİLERİM

    YanıtlaSil
  9. Adil Bey teşekkür ederim,yazınız çok etkileyici benimde eklemek istediğim şeyler var,evet Kuzey Kıbrısı çok zor mücadelelerle kendimiz saydık bu aşikar ama nedendir bilinmez Türkiye ile Kıbrıs arasında soğuk rüzgarlar esiyor bana göre iki tarafta birbirinin olduğunu kabul etmiyor,birbirleri için bişey yapmayan iki tarafı seyrediyoruz,bu acı verici,bende Başbakanın tabirini doğru bulmuyorum ama şu bir gerçek ki iki tarafında karşılıklı çıkarları var harete geçip kenetlenmek gerek,evet Türkiye gerekli parayı verecek ve Kıbrıs da bu parayı hakkıyla değerlendirecek ve oturup bizler neler yapmalıyız diyecekler,benim kişisel görüşüm şudur ki (hala ülkemizde Kıbrıs ın nerede olduğunu bilmeyenlere inat)ben kendimi bildim bileli orasıda benim bir vatanım...umarım güç birliği sağlanır ,kaybedilişler hep ötekileştirmelerden ...saygılar..

    YanıtlaSil
  10. Zaten bulundukları konuma kendi nitelikleri ile gelmediklerinden, bu konumu layıkıyla taşımaları da beklenemezdi. Her geçen gün Türkiye Cumhuriyeti'nin itibarını, maşa oldukları ülkelerin ayakları altına serme planlarına, medya ve yargı'yı alet ederek, bir yandan da orduyu saf dışı bırakmaya çalışmakla hizmet ediyorlar. Ama suskunluğumuz düşmanımızın potansiyelini görme merakımızdandır. Bu biline..

    YanıtlaSil
  11. TEŞEKÜR EDERİM EDİL EMEK VERİP BİZLERİ AYDINLATIYORSUN SONSUZ TEŞEKÜR TEKRAR EMEĞİNE SAĞLIK NE GÜZEL ANLATMIŞSIN AKP HİKDDARA GELDİGİN BUYANA MİLLİ DERGERLERİN HANGİSİNİ FEDA ETMEDİ ULUSAL ÇIKARLARIMIZIN VE TÜRK HALKINI HETSİNİ TOPLU HALDE FEDA YANİ BİZLERİN GELECEGİNİ GÜZEL SATDI BANALAR GİNİ SATIP FEDA ETTİ BU ÜLKEDE FEDA ETMEDİK BİR TANE MİLLİ DEĞER KALMADI EMPERYALİST KÖLESİ YALAN MAKİNASI RECEP KARANLIK GÜÇLERİN GETİRD,Gİ, SEÇİLMİŞ SAHTEKAR TAYYİP KIBRIZI DA FEDA EDER TÜRKİYEYİDE FEDA EDRE DİNİ Nİ İMANI DA FEDA EDER ET BOP. BÖLÜÇÜ BAŞBSKANI GELELİ HERKEZ HERŞEYİ ÇÖPER ATDI İNSANLARIN KİMYASIYLA OYNADI HAYAT ŞARTLAR GEÇİM DERDİ İNSANLAR NE COÇOHUNUN EĞİTİMİYLE İLGİLENE BİLİYOR NEDE ARI NAMUSUYLA İLGİLENE BİLİYOR İNSANLAR BU YÜZDEN BÜTÜN DEĞERLERİ YALAMA OLDU VE ÇÖPE ATDI HAZRETİ TAYYİP SAYESİNDE AKPKK SAYESİNDE ...DENİZLİ BUDA ....HÜSEYİNCE

    YanıtlaSil
  12. Adil Hocam, kaleminize sağlık. İki yıl kaldım Kıbrıs'ta ve Kıbrıslı kardeşlerimizin düşünce ve duygularını tahlil etme imkanı buldum. Annan planı (mayınına) evet diyen, fakat sonradan Talat ve takipçilerini sandığa gömen bir halk var karşımızda. Türkiye'de olan biteni de çok yakından takip ediyorlar. Türkiyenin veya Türkiye'den gelenlerin "Sizi biz kurtardık, sizi biz besliyoruz" sözlerini o kadar çok duymuşlar ki bundan nefret ediyorlar. Kendilerini bizden ayrı görmüyorlar ama bunun gibi söz ve davranışlar onları ana vatandan daha çok uzaklaştırıyor, başkalaştırıyor. Diğer taraftan, Avrupa Birliği kimlik dağıtıyor (Bu kimlikler Kıbrıs'ı bir bütün olarak gösterir ve Rum yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olduğunuzu belgeler) ve neredeyse tüm Türkler bu kimliği alabilmek için sıradadır. Rumların ve AB'nin Türkler üzerindeki politikası ise şudur; Siz aslında AB üyesi bir ülkenin seçkin vatandaşlarısınız. Fakat topraklarınız Türkiye tarafından işgal altında ve sizi seçkin, zengin bir yaşamdan mahrum bırakıyorlar..." Gözlemlerim ne yazık ki bu politikada başarılı da oldukları yönünde. Bizler onlara Avrupa kadar bile güven verememekteyiz çünkü... Bunun en son örneği başbakanın bu acı sözleridir. Bu sözlerin, kimin hangi politikasına hizmet ettiği yorumunu sizlere bırakıyorum. Sevgi ve saygılarımla...
    Fevzi İlhan

    YanıtlaSil
  13. Türklerin işgal ettiği bir Türkiyede yaşarken Kıbrıs da Türkler tarafından işgal edilmiş oluyor.Nerede Türk orada Türk İşgali vardır.Emperyalist olduk desenize;kanına ,canına,soyuna düşmanlık bu..

    YanıtlaSil