TARİHİMİZLE YÜZLEŞİYORUZ(?)

Son yılların en moda sözü, “Tarihimizle yüzleşiyoruz!”dur. Bu basmakalıp sözü kullanmayanlar neredeyse adam ve aydın yerine konulmamakta. Öyle bir yüzleşme ki tarihimizde bizi birleştiren ne kadar değerimiz varsa ayaklar altına alınmakta. İşte, tam da bu karmaşa içinde Fransa parlamentosu, “soykırımı inkâr” yasasını kabul etti. Yani anlayacağınız Fransızlar, bizi tarihimizle yüzleştirdi!

Dünün sömürgecileri, bugünün boynu bükük emperyalistleri kendi sömürülerini, kan emiciliklerini, ayıplarını, katliamlarını unutturmak; 1919’da çöken hayallerini canlandırıp uygulamak için büyük bir çaba içindeler. Peki, her akşam ekranlarda, her gün gazetelerde, yine her türlü uluslararası platformda ulusumuzu Ermeni, Kürt, Süryani, Pontus Rum’u katliamcısı ilan eden politikacılara, gazetecilere, yazarlara, sözde bilim adamlarına ne demeli? Buradaki ortak amaç; tarih bilinci zayıf bir toplum oluşturmak; kendinden, tarihinden utanan, hatta nefret eden bir halk yaratmak. Böylece de tarihi şan, şeref ve utkuyla dolu bir ulusun özgüvenini yok etmek.

RTE’nin hüzünlü bir eda takınarak Cumhuriyet kurucularımızı Dersim katliamcısı ilan ettiği konuşması hala kulaklarımızda çınlamakta. Bir ülkenin başbakanı, bakanı, milletvekili; atalarını sorumsuzca “katliamcı” ilan ederse elin oğlu daha beterini yapmaz mı? Cumhuriyetten, Cumhuriyet’in kurucularından intikam almak ve kimi iç-dış çevrelere şirin görünmek amacıyla sorumsuzca tartışmaları başlatmak, Fransız meclisinin yaptığıyla aynı şey değil mi?

“Ermeni ve Kürtleri kestik.” diyerek abartılı sayılar veren, daha sonra da bu söylemleriyle Nobel ödülü alan yazarı, devletin yüce orunlarında ağırlayarak Fransa meclisindeki saçmalık engellenebilir mi?

Daha dün Libya’da Kaddafi’yi devirmek için Fransa ile kol kola, Sarkozy’nin önderlik ettiği bir emperyalist saldırganlığı destekleyen AKP hükümeti değil miydi? Her gün Suriye karşıtı açıklamalar kimlere hizmet ediyor? Uluslararası planda Fransa’nın ön aldığı bir blokla hareket edeceksin, ondan sonra da “inkâr yasasını” durdurmak için çalıştığını kamuoyuna yutturacaksın, öyle mi? Dün o Fransa’nın emperyalist hayallerini tarihin çöplüğüne atmış Atatürk’ü katliamcı ilan etmenizden en çok kim sevinmiştir, düşündünüz mü hiç? Biz söyleyelim: Tabi ki Fransa ve diğer sömürgeciler… Siz katliamcı dediniz Türk ulusuna, onlar soykırımcı diyorlar. Arada bir fark var mı?

Efendim, Sarkozy Gül’ün telefonuna çıkmamış. Hani arkadaşınız, dostunuzdu Sarkozy, çat kapı ziyaretlerde bulunuyordunuz? Atatürk’ün orununda oturan bir kişi, tarihe bakar, birkaç sayfa okur da kurucu cumhurbaşkanımızın nasıl bir devlet adamı olduğunu öğrenir. Bugün telefonlara çıkmayanların nasıl eğilip büküldüklerini anlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden bir kişinin telefonuna çıkmamak gibi bir densizlik kimin haddine! Demek ki sizler bu devleti, bu ulusu temsil edemiyorsunuz. Aslanlardan oluşan bir ulusu, ceylanlar temsil edip yönetemez.

AKP hükümetinin bir bakanı, “Ekonomik yaptırımlar uygulayacak mıyız?” diye soran gazeteciye: “Hayır, gümrük birliği üyesiyiz, uygulayamayız.” diyor. Şu çaresizliğe, teslimiyete bakın! Çıkarsınız gümrük birliğinden olur, biter. Zaten ne yararı var ki halkımıza? Çıkınca da adam gibi topraklarımızı ekip biçeriz. Pancarın, pirincin, tütünün, fındığın, pamuğun, ayçiçeğinin… Nerede, ne kadar yetişeceğini kimseye sormayız.

Ülkemize demokrasi dersi verenlere bakın, “Soykırım yapılmamıştır!” diyenlere hapis ve para cezası veriyorlar. Düşünce özgürlüğü nerde kaldı? Ben, senin düşünceni kabul etmek zorunda mıyım?

Fransa’daki “inkâr yasası” ilk midir? Hayır. İlk rezalet önce İsviçre’de başladı. Bu konuda kamuoyumuzda en sert, cesur ve akılcı tepkiyi Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesi gösterdi. Perinçek’in İsviçre mahkemelerinde yargılanması bir insanlık ve demokrasi ayıbıdır. Böylesine saçma sapan bir yasayı Avrupa nezdinde mahkûm etmek için olağanüstü bir mücadele verildi. Perinçek’in İsviçre’ye karşı gösterdiği eylemsel davranış, ülkemizin çeşitli kesimlerini de birleştirdi. Farklı düşünceden kişiler Perinçek’e destek için Avrupa yollarına düştü. Bayraklarımızla ve Atatürk posterleriyle yürüyen yurtseverlerin İsviçre’ye başkaldırısı gurur vericiydi.

Ama biz ne yaptık? Perinçek’i ve Talat Paşa Komitesi’nin üyelerinin birçoğunu Silivri’ye hapsettik, seslerini kıstık. Onların Avrupa’ya önemli bir insanlık, vicdan ve demokrasi dersi vermelerini geciktirdik. Onları susturmaya çalışırken “Şişli’deki Talat Paşa İlköğretim Okulu’nun adı değiştirilsin.” diyenlere ise ekranları sonuna kadar açtık. “Soykırım yapılmıştır.” diyenler, hem de “inkâr yasası”nın görüşüldüğü gün beyin yıkamayı sürdürdüler “demokratik(!) ekranlarda. Bir bilim adamı sorumluluğu ve özeniyle Rusya’dan nerdeyse çuvallar dolusu belgeyle gelen Mehmet Perinçek’i Silivri’ye hapsetmek kimlerin çıkarına olmuştur? Amaç, Rus belgelerinin Türk ve dünya kamuoyunda tartışılmasını engellemekti. Böylece de halkımızın ve dünyanın gerçekleri öğrenme hakkı engellenmiş oldu.

Hamasi söylevlerle haksızlıkları engellemek olanaksızdır. Ülkemizin hukuku, ulusumuzun hakkı “gaz alma” konuşmalarıyla savunulamaz. Şimdi burada ceylan derisi koltuklarda uyuklayan siyasetçilere, ekranlarda, gazete köşelerinde demokrasi(?) dersleri veren aydınlara(!), bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup bilim adamı görüntüsüyle Türk Ulusu’nu katliamcı ilan edenlere sesleniyorum. “İnkâr yasası” Sarkozy tarafından onaylandıktan sonra gelin hep birlikte Paris’e gidelim, “Soykırım yoktur!” diye bağıralım. Fransa’nın bu düşünce yasağı ayıbını mahkûm edelim, ne dersiniz? Var mı içinizde biraz cesareti, yüreği, ulusu için özverisi, yurtseverliği olan?

Adil Hacıömeroğlu
22 Aralık 2011
twitter.com@AdilHaciomerogl
Not: 26 Aralık 2011 tarihli Ulus Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazılarımın tümünü http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.

14 yorum:

  1. Soy kıyımını kendimiz onayladık...Cumhurıyetı kuranları naletledik,Ordumuzu rezil rusva yaptık, kendı halkımız içinde gruplaştık,Devletimizi kavga ettik,inancımızı kavga ettik,sen ben kavgası yaptık,ben daha inançliyim,ben daha cumhuriyetciyim,ben daha layikim,yok sen faşitsin,diye diye birbirimizi yedik 90 senedir,pes yahu,,
    Turkıye Cumhurıyetı hükümetleri olarak,90 yılda bilmem kaç tane hükümetler kurduk,Cumhurıyetimizi,devletimizi hep benim bildigim dogru diye kişiselleştirdik,biz degilde sen ben kavgası ettik,90 senedir Devleti Cumhurıyetimizi sürekli savunur hale düştük,Devlet ve Cumhurıyetimizi sürekli teyakkuza düşürdük..
    Devletimize saygımız bu olursa,başka devletlerden nasıl saygı beklenir ki, anlamak çok güç..
    Sen saygı göstermez ve sevmez isen birligini, bir başkasından saygı beklemek gülünç degil mi..
    Bak işte adamlar nasılda vurdu belimizi,koz verdık koz..utanalım..
    Hayırdır inşaallah diyorum buda mı bir oyun yoksa,diye duşunmeye başladım dogrusu..oyun içinde oyunmu yoksa bu yaşatılanlar..

    YanıtlaSil
  2. HARİKASINIZ ADİL BEY.TEK KELİME YORUM YOK?YÖRÜK MEHMET SEZER

    YanıtlaSil
  3. ağustos böceği misali oylama kapıya dayandığında yapılacak pek bir şey kalmaz..önceden kulis yaparak,tarihçileri devreye sokarak vb hazırlık yapılmazsa olacağı buydu...

    YanıtlaSil
  4. Celal KURUHASANOGLU / FR.

    "Populizm" bunu AKP, MHP, Irkçi ve Milliyetçi kesimler yapabilir ama, sosyal demokrat olarak geçinenler asla yapmamalidir diyerek baslayayim Adil bey.
    "Ermeni soykirimi" sanki yillarin sorunu degil, sanki 20 ulke bunu kabul etmemis gibi, Fransa'da daha once gundeme gelmemis gibi... Hatta bu tezin Fransiz parlamentosuna gelecegi nerdeyse 1 yil oncesinden biliniyorken, hukumetin hiçbir girisimde bulunmadigi ama 1 hafta kala parlamenterler, isadamlari hukumet Fransa'ya çikarma baslatti, hiçbir degisim yapamayacagini bile bile. Tek amaci vardi halki kandirmak ve gerçektende basarili oluyor. Akil adamlari, stk'lar sendikalar, yazarlar, çizerler, bilim adamlari hepsi hukumetin bu sahte milliyetçi soylemlerine destek veriyorlar CHP ve sosyal demokratlar bile. Yani herkesin bildigi gibi bu AKP Libya'yi altin tepside Fransa'ya sunmadi mi? Nato'nun askeri kanadina alinmasini saglamadi mi? Suriye'yi bile altin tepside Fransa'ya sunmak uzereyken, bu "ermeni soykirimi" olayi patlak verdi ve basbakanimiz yine kukremeye basladi!!! Fransa Libya konusunda Turkiye'yi kullandi. Libya'nin yer ustu ve yer alti kaynaklarina kondu. Simdi ne yapti Sarkozy? Ermeni soykirimini parlamentoya getirerek yakinda yapilacak cumhurbaskanligi seçimlerinde puan (oy) kazanmaya gayret ediyor. Ama Fransiz halki bu numarayi yemez...
    Dersim olaylari 1937'de oldu. Basbakan ozur diledi. Kanayan yaraya merhem olacak yerde, kabuk baglamak uzere olan yarayi kasagi ile kasidi. 1915 olaylari arsivini de açsin ermenilerden de "ozur" dilesin olmaz mi? ne hayiflanip duruyorsunuz hepiniz? "insanin kendi kendine yaptigini hiçkimse yapamaz..." iste basbakaninda Turkiye'ye yaptigini tum Dunya devletleri biraraya gelse Turkiye'ye yapamaz bunu gormek gerekli. Demek ki dersim'de kendi geçmisinizi katliamci olmakla suçlarsaniz, ermeni lobisinin diasporasina soykirim yaptiniz soylemine karsi çikmak insanlari sadece guldurur. Bence Turkiye'nin yapacagi tek sey var. Cezayir de Ruanda 'da Fransa katliam yapmistir diye bir tasari hazirlayip meclise sunulmasi ve 1. Dunya savasi sirasinda Fransa'nin Antep'te, Maras'ta, Urfa'da ne aradiginin sorulmasi gerekli. O zaman ancak dik durus sergilenmis olur. Gerisi fasa fiso... Sosyal demokrat, demokrat, devrimci kisilerin aklini basina alip saglikli dusunmesini salik veririm. Yurtseverlik, ulus sevgisi sokaklarda bagirmakla olmuyor maalesef. Kimse sizi kaile almiyor. Bunun için orgutlu olmak gereklidir. Sn.Perinçek bagirdi da ne oldu? simdi Silivri'dedir!

    YanıtlaSil
  5. tarihle yüzleşmek ancak tarihçiler gözetiminde uygulanmalı vede meclis tarihçiler nezdinde ortak bildirilerle bu konuyu irdelemelidirler.yoksa mevcut sonla karşılaşmamız doğal hale gelir.siyaset kulisleri kendi ideolojileriyle bu konuya ışık tutamazlar....

    YanıtlaSil
  6. Hocam işin anafikri son paragrafınızda gizli.Artık söylemlerin zamanı çoktan geçti. Hem iç politikada, hem de dış politikada zaman eylem zamanıdır. Dediğiniz gibi üç bin kişi, beşbin kişi gitsin Paris'in en işlek caddelerinde soykırım yoktur desin . Bakalım ne yapabilecek Sarkozy efendi. Öyle sen Cezayir'de şunu yaptın bunu yaptın demekle olacak iş değil bunlar. Cezayir futbol liginde her iki futbolcudan biri Fransızken, ekonominin önemli bölümünde Fransız işadamları rol almışken kalkıp da bir Cezayirli yetkili sana ne kardeşim benim ülkemdeki soykırımdan sana mı düştü beni savunmak, ben kendimi savunamıyor muyum dese ne diyebilirsiniz. Orada alan memnun, satan memnun Başkaları üzerinden kendinizi savunamazsınız.

    YanıtlaSil
  7. KONUN ÖZÜNÜ AÇIK AÇIK YAZMIŞSINIZ..İLAVE EDİLECEK BİR ŞEY YOK...TEŞEKKÜRLER...

    YanıtlaSil
  8. Sayin Adil bey,
    Yazdıklarınız tümünü yürekten desdekliyorum, ama birazda Cumhurriyetimizin kurucularının yaptığı bazi yanlişliklardan bahsetseydin makaleniz tam dört dörtlük olacakti. Ben bir tanesini hatirlatayim eğer yapilan bu yanlişliklar tüm Cumhurriyet savunucularindan söylenseydi bugün bu kadar vatan sevdalisi insanlarimizi silivrideki hapishaneye köyamazlardi.
    Şimdi bizim Başbakanımız Fransaya ateş püskürüyor evet hakli olarak ama Cezayir konusunda biraz havisasini yormasi lazim ilk önce Cezayirden Özür dilememiz lazim çünkü 1962 tarihinde Cezayirin bağımsızlıği için yapilan oylamada çekimser kaldik bu hatayi ne yaziki o zamanin Cumhurriyetimizin kurucularinin hükümeteyken (yani CHP Ismet Pasanim basbakanlığıda) yapilan tarihi bir hataydi eğer bizler Cumhurriyetimiz kurucularinin yapdığı hatalari belitmesek bugunkü politikacilarimiz işlerine geldığı gibi Dersimi görür Maraşi görmez corumu görmez sivazi görmez
    saygilarimla

    YanıtlaSil
  9. Adil bey öncelikle sayfamda paylaşımda bulunduğunuz için teşekkürler.
    Soykırımın alasını yapanlar,kendi gözlerindekini görmüyorlar.Gümrükbirliğinin kaldırılması konusunda size katılmamak mümkün değil.
    Bütün gerçekleri gözönüne sermişsiniz.Elleriniz dert görmesin..

    YanıtlaSil
  10. İZE SÖYLENECEK ŞEY DOĞRU DEĞİLSE,İYİ DE DEĞİLSE AYRICA İŞEYARAMAZ YADA FAYDALI DA DEĞİLSE NİYE SÖYLİYESİNİZ.SOKRAT. TARİH GEÇMİŞİN KÜLLİYESİDİR.GEÇMİŞTİR AMMA ARADA HATIRLANMASI GEREK:TEKERRÜRDEN DERS ÇIKARMAK ADINA.POLİTİK SİYASAL MANEVRALARLA ANCAK DALKAVUKLUK VE YOZLAŞTIRMA YAPILABİLİR.TARİHSEL DEVLET GELENEKLERİ OLAN TOPLUMLAR BİLGİ VE SEVGİYLE DEĞİL ASİMİLASYON YADA SAVAŞ NARALARIYLA MİLLETLERİN ÜSTÜNE YENİ MİLLETLER YARATARAK ERKLERİNİ SÜRDÜREGELMİŞLERDİR.KÜLTÜR SOYLARI OLAN MİLLETLER KARMAŞIK YAPILANMALARIYLA BARİZ OYNANIRSA YANİ BARIŞSAL AÇILIM POLİTİKALARIYLA ALTINDAN HEP ÇAPANOĞULLARI ÇIKAR VE DE ÇIKACAKTIR.DEVLET GELENEKLERİNİ VE MİLLET YAPILANMALARINI ORTAOYUNUNA ÇEVİRDİLER.HIRSIZIN YADA EMPERYALİZMİN HİÇ SUÇU YOKMUŞGİBİ FRANSIZA YAHU LÜBNANDA,SURİYEDE,HATAYDA,ANTEPTE,URFADA,MARAŞTA NE İŞİN VARDI HATTA HARPUTTA AMERİKAN KOLEJİNİN NEİŞİ VARDI DA MALATYAYI SINIR YAPIYORSUNUZ FÜZE RAMPALARI RADARLARI KURARAK?YÖRÜK MEHMET

    YanıtlaSil
  11. KURUHASANOĞLU VE İSMİNİ YAZMAYAN DİĞER DEĞERLİ YORUMCUYA: Kuruhasanoğlunun yazısı başlangıcı hariç güzel, çoğuna evet.Ben milliyetçi biri olarak sizinle aynı şeyleri düşünüyorum, böyle yazabilen birine başlangıç yorumunu uygun göremedim. Birde bu iş sokaklarda bağırarak halledilmez kısmi doğru, sizinde dediğniz gibi TBMM; Maraşı, Urfayı, Malatyayı,Cezayırı.... resmi ağızdan Dünya kamuoyuna taşımalı. Bununla birlikte halk ta tepkisni kalabalık mitinglerle göstermeli.80'den sonra tamamen tepkisizleştirildik. 12 Eylül öncesi gitsin daha gelmesin ancak o muhteşem tepkilri özler olduk, gerek sağdan gerek soldan. Yukarda Cezayirden sonra Libyayı da yazmıştım son anda uyandım Libyaya arap baharını estiren Fransanın en büyük .....i olduğumuzu bir an unutmuştum.
    İkinci eleştirim evet Cezayırın bağımsızlık oylamasına çekimser oy kullandık ama bağmsızlık mücadelesinde Cezayire Libya kanalıyla gönderdiğimiz dolarlarıda unutmayalım derim. Her iki yorumcu arkadaşa tabiiki Adil hocama teşekkür eder ellerine sağlık dilerim.
    Ertan KAMBUROĞLU

    YanıtlaSil
  12. Uluslararası planda Fransa’nın ön aldığı bir blokla hareket edeceksin, ondan sonra da “inkâr yasasını” durdurmak için çalıştığını kamuoyuna yutturacaksın, öyle mi? aslında burada hadi oradan demek lazım bence Akp ye

    YanıtlaSil
  13. Çok duyarlı bir yazı. Ben de "zaman söylev zamanı değil, eylem zamanı" diyorum. Ancak benim eylem dediğim şey, ihalelerden Fransa'yı devre dışı bırakmaktır. Trafikte dört araçtan biri Peugeot marka. Gücüm var deniyorsa şayet bu engellensin bakalım. Yoksa topluma söylev çekip "Fransız mallarını almayın" demekle olmaz. Kaldıki sen (siyasilere söylüyorum tabiki)bugüne kadar toplumun hangi dediğini yaptın?
    Eğer bir kişi seni karşısına alıp düşman bellemişse yapabilecek bir şey yok. Bu düşman parmağını kesiyorsa şayet, sen de onun parmağını kes. Ama onun kestiği yerden değil. Biraz daha derinden. Bak o zaman neler oluyor. Saygılarımla. Eski EDİTÖR.

    YanıtlaSil
  14. Şayet tarih sorgulanacaksa herkes sorgulanmalı. 1915 lere gitmeden önce 1956 da Süveyş Kanalı'ndaki Fransız-İngiliz Petrol Şirketi'nin ulusallaştırıldığının duyurulmasından sonra nelerin yaşandığına, daha doğrusu nelerin yaşatıldığına bakılmalı. Bu yalnızca yakın geçmişten bir örnek. Kaynakça çoook yalnızca okumak araştırmak yeterli. Fransa'nın hangi ülkeleri sömürge altına alıp neler yaşandığıu veya yaşatıldığı tarihte mevcut. Bizler kimlerin başı kel çok iyi biliyoruz. Ancak, nedense siyasiler bunu görmek istemiyor. :)) Nedeni nedir acaba?:).........

    YanıtlaSil