SEYİT RIZA’NIN İTİBARI


                                               
            
CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, “Seyit Rıza’nın itibarının iadesi” için bir teklif hazırladı. Konu, CHP grup toplantısında görüşüldü ve milletvekillerinin ezici çoğunluğu bu teklifi reddetti. Ayrıca “anadilde savunma” konusu da CHP milletvekillerince eleştirildi.
            
CHP gibi bir devrim partisinde feodal bir zorbanın itibarının gündeme getirilip konuşulması yanlışların en büyüğüdür. Devrimi yapan bir parti, devrimin iradesini sorgulamaz, sorgulanmasına da ortam hazırlamaz.
            
CHP grup toplantısında, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun basına sızan konuşması şaşırtıcıdır. (Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri yalanlaması en içten beklentimizdir.) “Sahibi eski Maocu olan gazeteye CHP’yi dizayn ettirmeyiz.” Bu tümceyi söylemek bir solcuya yakışmaz. Neden mi?
            
Soğuk Savaş döneminde toplumu sola düşman yapan sağ siyasetçiler; “Maocu, Leninci, Marksist, Komünist, Kızıl…” gibi söylemlerle solcuları, devrim önderlerini yaftalama propagandası yaptılar. Bu devrim önderleri, Türkiye düşmanıymış gibi bir algı yaratmaktı amaç. Atatürk’le Lenin’in dostluğu, yardımlaşması, dayanışması, emperyalizme karşı sırt sırta vermeleri unutturulmak isteniyordu. Kurtuluş Savaşımıza en büyük yardımı Lenin’in devrimci Sovyetler Birliği’nin yaptığı gerçeği bir yana itiliyordu sağ liderlerce. Çünkü onlar, ABD ekseninde politika yaparak ülkemizin tam bağımsızlığını yok ediyorlardı. Amerikancı siyasetçiler, bu nedenle dünyanın devrimci önderlerini topluma kötü gösterme çabası içindeydiler.
            
Mao da tıpkı Lenin gibi büyük bir devrimcidir. Emperyalizmim egemenliğindeki yoksul ülkesini sosyalist devrimle refaha erdirmiştir. Dünyanın tüm devrimci liderleri, bir devrimci sürecim parçasıdırlar ve onları birbirinden ayırmak yanlıştır.
            
Bugün Mao’nu ülkesinde okullarda Atatürk ders olarak öğretiliyor. Türkiye’de ise Atatürkçülük dersinin okullarda okutulmaması söz konusu. Atatürk milliyetçiliğinin Anayasadan çıkarılması için ise geniş bir  siyasal ittifak var. Acı, ama gerçek bu.
            
Marks’ı, Lenin’i, Mao’yu, Castro’yu savunanlar Atatürk’ü savunamaz diye bir kural yok. Atatürk de diğerleri gibi dünyanın büyük bir devrimcisidir, antiemperyalisttir, tam bağımsızlıkçıdır.
            
Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Soğuk Savaş dönemi sağcılarının kullandığı bir dille insanları suçlaması talihsizlik. Bu tür konuşmalar, sola değil; sağa yarar. Üstelik AKP iktidarına karşı amansız bir mücadelenin içinde olan Aydınlık Gazetesini hedef alması anlaşılamaz. Aydınlık ve Ulusal Kanal, bugün RTE ve arkadaşlarının en çok korktuğu yayın organlarıdır. Böylesine onurlu bir savaşımın basın organlarına saygı duymak, destek olmak her yurtseverin görevidir.
            
Aydınlık Gazetesi’nin sahibi Doğu Perinçek değil. Büyük bir ulusal imeceyle çıkan bu gazetenin sahibi halktır. Yani patron gazetesi değildir. Cesareti, mücadeledeki kararlılığı da buradan gelmekte. Silivri zindanında tutsak olan ve tüm olumsuz koşullara karşın Cumhuriyet’i, Atatürk’ü AKP diktatörlüğüne karşı savunan Sayın Perinçek’i hedef göstermek demokratça bir tutum değil.
          
Cumhuriyet; Seyit Rıza’ların itibarını iade ederek değil, Atatürk’ü savunarak ayakta kalır. CHP de iktidara gelmek istiyorsa hangi siyasal gelenekten gelirse gelsin Atatürk’ü savunan herkesi kucaklamak zorunda. Bunun tersi ise AKP diktatörlüğünün katmerleşerek sürmesine neden olur.
                                                                       
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       26 Kasım 2012
            Not: Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.
           


5 yorum:

  1. Teşekkürler Sayın Hacıömeroğlu.
    Çok güzel bir analiz.

    YanıtlaSil
  2. Hey allahtan korkmaz,kuldan utanmaz..!
    Derler ya...işte onlar..
    Kim alınırsa alınsın üstüne..
    Çevremiz giderek bu tip insancıklarla kuşatılıyor..
    Yazılı ve görsel medyayı,yargıyı,üniversiteleri,kamu kurum ve kuruluşlarını,sendikaları,partileri ve parti başkanlıklarını ,tsk'nın üst kademelerini...
    kuşattılar..
    Bunun içindir ki,bir haydut,bir ingiliz işbirlikçisi hain,cumhuriyete baş kaldıran bir karşı devrimci,feodal düzenden beslenmiş bir ortaçağ kalıntısı....
    TBMM'inde Atatürk'ün kurduğu bir partinin milletvekili ve başkanı aracılığıyla,olmayan itibarının iadesini istiyor..
    Çünkü karşı devrim yeniden hortlamıştır..
    Her yer mübah diyelim de..
    Hortladığı yer ,kabul edilemez..
    O koltuktan kalkmasını bekliyoruz..
    Tut ki ,Mao'cuyuz!
    Böyle dedin diye çok korktuk!
    Sen ne dersen o'yuz...
    Ama ÖNCE Kemalistiz!
    Ya sen?

    YanıtlaSil
  3. Lİderlik sonradan edinilen bir makam değil.. Mastır yapıp lider de olunmuyor.. Liderlik, kişilikle, insanın mayasındaki azimle inançla ve kültürle harmalanan bir KILIÇ!!!! Buna sahip olana da ÖNDER deniyor ŞEF deniyor... ULU ÖNDER ATATÜRK dendiği gibi..
    Maalesef bahse konu olan kişi, KılıçDAR demiş.. ne yapsa enli yapamaz hocam!!!
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  4. Seyit Rıza İngiliz dışişlerine Bizi şikayet eden adam değil midir?..Kimdir ki?!..İadei itibardan bahsediliyor?!

    YanıtlaSil
  5. Adil Bey Kılıçdaroğlu bu söylemle devrimden ve devrimciden ne anladığını ortaya koyduğu gibi tarih bilincini de vurgulamıştır. Yazınızda belirttiğiniz konulara katılmakla beraber bu söylemini yalanlama beklentinizi bir gerçklik olarak değil de temenniniz olarak algılıyorum. Yoksa Soros'un kurdurduğu bir vakıfa kurucu ve üye olmak temelde Atatürk'e düşman olmakla eş anlamlıdır. Sevgi ve saygılarımla

    YanıtlaSil