MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ


                                    
            CHP yönetimi, yıllardır mitinglerde coşkuyla bağırılan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”  sloganını değiştirerek “Mustafa Kemal’in yurttaşlarıyız!” yaptı. Nedeni de “asker” sözcüğü, militarizmi çağrıştırıyormuş.  
            
        Son yıllarda ulusunun bağrından beslenen orduyu halktan koparmak; onu, beslendiği damardan koparmak için büyük bir çaba var, Batılı emperyalistlerden ve işbirlikçilerinden. Özal-Erdoğan çizgisi, Cumhuriyet düşmanlığını asker düşmanlığına indirgemekte. Neden mi? Çünkü Cumhuriyet’i kuran askerler emperyalistleri İzmir’den denize döktü de ondan. Üstelik Türkiye’nin kurucusu da bir asker.
            
       CHP Parti Meclisinin genç üyesi Canan Kaftancıoğlu, “Lozan Antlaşmasıyla silahlarımızı bıraktık.” diyor. Tarih bilgisi yoksunluğu ya da tarihi liberal bakış açısıyla yorumlamak kişiyi yanlışlara götürür. Atatürk savaştan nefret eden bir askerdi. “Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir.” özdeyişi Atatürk’ündür. Emperyalistlerin çıkarları uğruna çıkardıkları haksız savaşlara hep karşı çıktı Atatürk. Ancak yurt savunması gündeme geldiğinde ise gözünü budaktan sakınmadı bu büyük adam. Mussolini, ülkemizi tehdit ettiğinde mareşal üniformasını yıllar sonra giyen Atatürk’tü. Hatay sorunu çıkmaza girince hasta yatağından kalkarak Adana’ya gidip orduyu başkomutan olarak denetleyen de o idi. Cumhuriyet’e karşı kalkışmalarda Büyük Taarruz’daki Sarışın Kurdu gördük karşımızda. Atatürk askerlik görevini bıraktı; ama kurduğu devleti, yaptığı devrimleri korumanın da ulusuyla birleşen ordu tarafından olacağının bilincindeydi.
            
       Ordudaki subayların askerlik görevini sürdürürken siyasette yer alma geleneğini Atatürk’ün sona erdirdiği doğrudur. Böyle bir durumun orduya nasıl zarar verdiğini Balkan Savaşlarında gördük. Askerlik görevini bırakarak siyaseti seçenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Mareşal Fevzi Çakmak’ın yirmi üç yıl Genelkurmay Başkanlığında bulunmasının da bir nedeni olsa gerek.
            
       Mustafa Kemal’in askerleri kimlerdir? İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı savaşanlardır. İnebolu’dan Ankara’ya yağmur çamur, kar kış demeden kağnıyla kimi zaman da sırtında cephane taşıyan kadınlarımızdır. İki çift çorabından birini cephedeki askerine bağışlayan yoksul köylümüzdür. Gece gündüz demeden atölyelerde silah tamir eden, mermi üreten maharetli ellerdir.

İzmir’de ilk kurşunu atan Hasan Tahsin, Ayvalık’ta direnişin ilk ateşini yakan Ali Çetinkaya, Dörtyol’da İngiliz’e karşı silaha sarılan Akdeniz’in sıcakkanlı yiğitleridir.
            
          Mustafa Kemal’in askerleri Antepliler, Maraşlılar, Urfalılar, Ege’nin kekik kokulu dağlarında Kuvay-ı Milliye isyanı başlatan efeler, Karadeniz’in azgın dalgalarına karşı koyarak cephane taşıyan gözünü budaktan sakınmayan uşaklardır.
            
        Mustafa Kemal’in askerleri Trakya’nın savaştan savaşa koşan kızanlarıyla Kongrelere ev sahipliği yapan Erzurumlular, Sivaslılardır. Kurtuluş Savaşı’nın tüm meşakkatini çeken Ankaralılar, Osmanlı cephaneliğini Anadolu’ya taşıyan İstanbullular; buğdayını, samanını, beşikteki yavrusunu köyünde bırakıp cepheye koşan Niğdeliler, Mersinliler, Konyalılar, Kayserililer, Çorumlular, Diyarbakırlılar, Eskişehirliler, Giresunlulardır.       

Mustafa Kemal’in askerleri; Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyet döneminde çıkan iç isyanları bastırmak için can siperane mücadele eden doğudan batıya, kuzeyden güneye Türk Ulusudur. Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk yurt savunmasına koşan adsız kahramanlardır.

Mustafa Kemal’in askerleri; yurdunu, bağımsızlığını devrimlerini korumak için yüreğinde heyecan duyandır. Emperyalist ve gerici dayatmalara boyun eğmeyip yurttaşlık onuruyla yaşayanlardır.

Mustafa Kemal’in askerleri; 19 Mayıslarda, 29 Ekimlerde, 10 Kasımlarda alanlara sığmayıp biber gazı, cop ve tazyikli suyla gelişip büyüyen Kemalistlerdir.

Mustafa Kemal’in askerleri; ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİYLE BURSA NUTKU’NU OKUYUP ANLAYAN VE GEREĞİNİ YAPMAK İÇİN AYAĞA KALKANLARDIR.

Mustafa Kemal’in askerleri aynı zamanda Atatürk’ün yurttaşlarıdır. Onlar tarlada çiftçi, fabrikada işçi, okulda öğrenci, dağda çoban, tahta başında öğretmen, hastanede doktor, şantiyede mühendis, direksiyon başında şoför, Ege’de zeybek, Doğu’da halay, kuzey’de horondur. Onlar; Türkiye’dir, Türk Ulusudur.
                                                           Adil Hacıömeroğlu
                                                           21 Aralık 2012
Not: 24 Aralık 2012 tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanmıştır.
Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.
                                                                                 

           
           
           
           

4 yorum:

  1. Kim ne derse desin yüreğimdeki "Asker"i öldürecek güç hiç kimsede yok...

    A.Özçelik

    YanıtlaSil
  2. Saygın Öğretmenim, ne de güzel yazmışsın!
    Cumhuriyet'in yurttaşları, "geriliği yenme savaşı"nda birer "ATATÜRK askeri"dir. İşçiyiz, memuruz, öğrenciyiz, evhanımıyız.. ne isek oyuz; ancak sonsuza değin Atatürk'ün askerleriyiz.
    Gönlüm dolusu teşekkürlerimle...
    Tarık Konal

    YanıtlaSil
  3. Askeri aşağılamak ; Mustafa Kemal ' i de hor görmektir ; çünkü o da , çok yönlü ve eşsiz bir devlet adamı olmanın yanında ,dahi bir askerdir. Askerlik , yurdun ve ulusun savunulması gibi kutsal bir görev olurken , askeri kötülemek de yurt sevgisiyle , ulus sevgisiyle bağdaşmaz. Ayrıca ; askerliği yanında , bilim yanlısı olması ; çağdaş uygarlığın , demokrasinin , sanatın , ulusal kültürün gelişmesine katkıları , ilerici düşünce yapısı ile dünyada eşi bulunmayan Atatürk ; ulusumuz ve yurdumuz için bir şanstır ; yeter ki Onun değerini bilelim ve izinden yürüyelim. Yazısıyla bu görüşleri de bize anımsatan Adil Hacıömeroğlu ' na teşekkürler ; saygılar...

    YanıtlaSil
  4. Dünden bu günü gören yazı. Mükemmel. Hani halk arasında bir söz vardır; yedisinde ne ise yetmişinde de odur. Kaftancıoğlu bilinçli bir şekilde yoluna devam ediyor.

    YanıtlaSil