CHP TARİHİNİ BİLMEYEN YÖNETİCİLER



            CHP Genel Başkan yardımcısı Gürsel Tekin, bir gazetecinin sorusuna: “Sayın Kılıçdaroğlu’nu devirmeye kimsenin gücü yetmez. Bunun yerel seçim sonuçlarıyla bağlantısı yok. İddia ediyorum, Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra partide, tabanda en güçlü lider Sayın Kılıçdaroğlu’dur.” diye karşılık vermiş.   
            Dili varmadı, ama neredeyse “Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ten de güçlü genel başkan olduğunu” söyleyecekti Tekin.
CHP ve ülke tarihini bilmeyen, görev yaptığı partinin önceki genel başkanlarını zerre kadar tanımayan biri, ancak böyle konuşabilir. CHP’nin ilk iki genel başkanı tarihsel kişiliklerdir. Yalnız Türkiye tarihine yaptıkları olumlu katkılarla değil, dünya tarihini etkilemeleri açısından siyaset tarihinde yerlerini almıştır Atatürk ve İnönü.
Gürsel Tekin’in Kılçdaroğlu ile karşılaştırma gafletinde bulunduğu İnönü’den kısaca söz edelim. Öncelikle İsmet Paşa’nın Kurtuluş Savaşımızın komutanlarından biri ve bir kahraman olduğunu belirtelim. Sayın yöneticinin, Kurtuluş Savaşı tarihini ivedi olarak öğrenmesi gerek. İsmet Paşa’nın hangi zorlukları aşarak CHP Genel Başkanlığına geldiğini öğrenmeli günümüz parti yöneticileri. Öğrenmeliler ki kimi, kimle, nasıl karşılaştırması gerektiğini bilmeliler.
İsmet Paşa’nın Lozan’da emperyalist tuzakları bir bir aşarak tam bağımsız Türkiye’yi dünyaya kabul ettirdiğini anlamadan değerlendirme konusu yapmak yanlıştır. Lozan Antlaşmasının tam metnini, tutanaklarını, telgraflarını okumadan İnönü’yü değerlendirmek ise bilgisizliğin doruklara ulaştığının göstergesidir.
İnönü, hem savaş hem de barış döneminin kahramanıdır. Buna demokrasi kahramanlığını da eklemeli. Cumhuriyet kurucuları, siyasetin doruklarına basının şişirmesiyle ya da lidere mersiyeler düzerek çıkmadılar. Onlar, dişleriyle tırnaklarıyla bir vatan mücadelesinin sonunda siyaset alanında var oldular. Bu nedenle kimseye minnet borçları yoktu.
Sayın Tekin’in gezmeyi, halkla konuşmayı sevdiği biliniyor. Gittiği yerlerde 1939 ve 1940’lı yıllarda doğan yurttaşlara soruversin adlarını. O yıllarda doğanlarda “İsmet” adının ne kadar yaygın olduğunu görecektir. Bu, sevgi değil de nedir? AKP çevrelerinin İsmet Paşa hakkında yaptığı karalama propagandasından etkilenmemeli CHP yöneticileri.
CHP’nin Üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’tir. Ecevit’in genel başkanlığa seçilmesi, yıllarca yapılan bir çalışmanın sonucudur. Ecevit, genel başkanlığa seçildiğinde elinde bir programı ve yanında parti kadrolarını oluşturan arkadaşları vardı. Genel Başkan olduktan sonra girdiği genel ve yerel seçimlerin hepsinden birinci çıktı, iktidar oldu.
Kıbrıs fatihi olarak Türk halkının kalbindeki yerini aldı. Bugün bile ülkemizin en kuytu köşesindeki bir köye gitseniz evlerin başköşesinde Bülent Bey’in fotoğraflarına rastlarsınız. Türkiye’de yalnız kendine oy vermiş seçmenlerin değil, karşıtı olan partililerin de sevgi ve saygısını kazanmış tek politikacıdır Ecevit.
İnönü ve Ecevit, genel başkan seçildiklerinde il başkanları genel merkez atamasıyla göreve gelmiyor; milletvekili listeleri, genel merkez odalarında yazılmıyordu. MYK’da görev yapanlar, genel başkana övgüler düzmüyordu, tersine yeri geldiğinde eleştiri yapmaktan çekinmiyorlardı.
Bir liderin “partide ve tabanda güçlü” olabilmesi için halkın desteğini alması gerek. Bunun yolu da seçim kazanmaktır. İnönü 1957 seçimlerinde DP’nin tüm hilelerine karşın yüzde kırk bir, Ecevit ise 1977’de yüzde kırk iki oy aldılar. Bu başarıları görmezden gelmek doğru değil.
Deniz Baykal’a gelince… Laik Cumhuriyeti savunması övgüye değerdir. Ancak bugünkü YCHP’de basının rüzgârıyla yelkenleri şişen yöneticileri parlattığı da bir gerçek. Gürsel Tekin de Baykal sayesinde yıldızı parlayanlardan. Dün Deniz Bey’in yanındaydı. Bugün ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yarın mı ne olacak? Partideki rüzgârın yönüne bağlı…
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu anlamsız ve sahte yakınlaşma gösterisine sessiz kalması ilginç. Bu tür övgüler tehlikeli ve uyarıcıdır. Tarihin sayfaları abartılı övgüler yapanların, liderlerin ayağı birazcık kaymaya başladığında onları nasıl terk ettikleriyle dolu. Kemal Bey’in övgüye değil, kendisine yanlışıyla doğrusuyla gerçekleri söyleyecek içten dostlara gereksinimi var.
                                                                       Adil HACIÖMEROĞLU
                                                                       6 Ocak 2013
Not: 11 Şubat 2013 tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanmıştır.
Yazılarımın tümünün http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.


6 yorum:

  1. Şu andaki yönetim kadrosunun tamamı Gürsel Tekin gibi. Korkarım en iyisi de odur. Kılıçdaroğlu başta olmak üzere diğerleri daha da beterdir.

    YanıtlaSil
  2. CHP NEDEN VİZYON KAYBEDİYOR? Pekçok aklı evvel ve sonrası bu konuda yorumlarda bulunmuştur.Bende ATATÜRKÜN DÜNYA GÖRÜŞÜNDEKİ pozitivist ve pragmatist bakış açılarına duyduğum hayranlıkla EMPERYALİZME VE KAPİTALİZMİN AFETİNE KARŞI DOĞMATİK olmayan uygulamalarıyla CUMHURİYETİ kurmuş ve kollamış bir cepheye yani PARTİYE AİLE ÖZGEÇMİŞİMDEN GELEN BAĞLILIKLA tutundum.Kimsesizlerin kimsesi olabilme umudu,olmayasıya eşitlik(sosyal ve ekonomik anlamında)umutlanarak statik İslamın TEVEKKEL TAALALLAHÇI YETİNMECİ lutfundan iddialı çağdaş-asri-modern kalkınmacı modundan onuncu yıl marşıyla arşınladığımız ANADOLU COĞRAFYASINDAKİ TA EN UÇTAKİ ORDA BİR KÖYVAR GİDELİM MOTİVASYONUNDA debelenip ömrümüzü ideallerimiz için harcarken :ORTANIN SOLUNDAKİ O SANAYİİ VE TARIM REEL SEKTÖRLERİNİ MOTORLUĞUNDA SANAYİİLEŞMEK adına yol almayı içindeki İŞCİ GÜCÜYLE EMEĞİN EN YÜCE DEĞER KILINDIĞI bu yolda oluşturulacak DÜNYASINDA benimdünyam diyebileceğim bir mefkure ve umdeler demetini bulmağa andiçmiştik.Oysa PARTY denen bu KESİM hareketleri birer EĞLENTİ olarak addedilmiş tutanın elinde yada avanesinde bırakılmış DAR KADROCULUKLA KÜÇÜK HESAPLARIN EŞLİĞİNDE daha da parçalanma sürecine girilmiştir.Bu süreçlerde aydınların ve öyle sanılan SOSYETELERİN öncülüğünde kimsesizlerden kopuk sadece tarihsel öce ve muhalefete dönük grupların tekelinde ELİT ve SEÇKİNLERİN LAİKLİK adına sürdürdükleri katı LAİKÇİ br yapıda sabit katsayılı %20-26 lık inatcı bir SAHİL GÜVENLİK PARTİSİ DOĞMUŞTUR.Sorun özgüven değil güvendedir aslında.Halkın güveni ,sahiplenme ve gelecek adına sunulan projelerdedir.İdeolojik anlamda MARKSİST temelli SOSYALİSTLERİN yada bu inançlıların kuşattığı partide artık modern din adamlığını temsil eden Proflar bile barınamamıştır.Belli bir mezhep ve inancın etkilediği ezilmişlik ve tarihsel reddiyat mazbatasında SÜNNİ inançlıların oylarına yani din alanına giremiyen parti burada patinaj yapmaktadır.GÜVEN SORUNU açıkça vizyonu temsil edenlerin kılık kıyafetinden bıyıksız hamam oğlanları tipli liderlere kadar halkta eleştiriye açıktır.Etnik temelli gösterilmeyen milliyetçilikte liderin etnisitesi ve inancı ilk ortaya parsa olarak konuluyor.Çoğunlukcu demokrasilerde azınlık psikosundaki kadro ve liderlerle büyük devrimler yapılamaz.Yapılırsa bile STALİNİST bir mezalime döner.Kendisini ve taşıdığı misyona ait dünya görüşlerini paylaşmak adına zincirler oluşturmak için çoklu yapıda fikirlerin ve dökümanların yedekte sunularak birliğin ve İTİMADIN VARLIĞI kanıtlanmalıdır.Şu an kendimi o dünya görüşü içerisinde bulamıyorum ve yabancılaşmayı her gidişimde suratlarına baktığım insanların dangalaklığında bunalarak dışarı kaçıyorum.Kime sordumsa aynı yabancılaşmayı yaşıyor ve zincirleri ARKASI OLAN AŞİRETLERİN ve MEZHEPLERİN EKSENİNDE DEV AYNASINDA VE KENDİ İKBALLERİNE YATIRIM yapanların görüntüsünde SOSYALİST bir yapılanmada HALKÇILIKTAN,MİLLİYETÇİLİK VE CUMHURİYETÇİLİKTEN biharLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE umut şarkılarını söyleyenleri görüyorum.Bakarsanız hareket ve umut var amma YARINLAR VE CUMHURUN kendisi yok piyonların piyonları doldurulmuş sana bana yer yok?YÖRÜK

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Yörük? Dünya görüşünüzü paylaşmayı umarak ziyaret ettiğiniz ve her seferinde dangalak suratlılar nedeniyle kaçtığınızı söylediğiniz mekanlar, yorum yaptığınız yazıda nitelikleri anlatılan kahramanlardan mirasdır. Oradan kaçmak, engelli karşısında gözünüzü yummak gibi bir şeydir. Engelleri kaldırmak için çalışmak gerekmez mi? Karşınızdakileri küçümseyerek ya da acıyarak o mekanı terk etmek acz değilse nedir? Bu ülkeyi ve terkettiğiniz partiyi kuran kahramanlar, yastık yüzü görmeden yıllarını harcamış. Onların izinde gitme iddiasında olanlar, olumsuzu tespit edip teşhir ederek görevlerini yerine getirmiş olamazlar. Görev o mekan müdavimlerini elden geliyorsa aydınlatmaktır. Aksi durumda, taktir hisleri ile andığımız kahramanlara yaraşır torunlar olmamız mümkün mü? Saygılarımla. Harun Özüdoğru

      Sil
    2. iyide chp den senin öngörünü destekliyerek vazmı geçelim.umut etmeyelimmi.kararsamlığa mı düşelim.hem parti mücadlemizi yapacağız hemde iktidar için ücadelemizi yapacağız.CHP öyle sıradan bir parti değil.yeri gelir idareyi maslahatçılar temizlenir.ben partiye yabancılaşamam .ama partiye yabancılaşanlarıda ayıklamasını bilirim.halktan kopuk bir parti deniyor.halktan kopmuyor.cehalet halkı partiden kopartıyor..

      Sil
  3. 967-68 Gençlik Hareketleri hep idol olarak sunulur amma içeriği ve nedenselliğiyle etkileşimleri sunulmaz.AVRUPADAN ESEN BOYKOT rüzgarı çağdaş olamayıp statükolaştırılan ÜNİVERSİTE EĞİTİMİNDE ders anlatımından,kitap ve föy teminine kadar süren ilkelliğe karşı hem de temsil edilmemenin dayanılmaz hafifliğinde kitlesel bir uyumla birlik içinde bir reddiyetle BOYKOTlar tüme yakın öğrencilerde DEĞERLİ FIRSAT olarak görülmüştür.Bu başarılı Operasyonel eylemlerde dönemin ORTANIN SOLUNDAKİ açılımda TOPRAK İŞLEYENİN,SU KULLANANIN SLAGONU üretim ilişkilerindeki TARIM MODELİNİ harekete geçirmiş ancak bazı yerlerde yapılan toprak işgalleri CHP ETKİSİNDEKİ GENÇLİK hareketlerinde başarılı olmuş ATALAN,GÖLLÜCE EYLEMLERİ ADANADA KADİRLİ KAYMAKAMININ DESTEKLERİ VS AMMA SOSYALİST BLOKTAN FİKİR KLÜPLERİNİN DESTEKLEDİĞİ TİREDEKİ EYLEMDE KÖYLÜLER SÖYLEM VE KILIK KIYAFETİNE GÜVENMEDİĞİ SOSYALİSTLERİ ELLERİNİ BAĞLAYIP TRAKTÖRLERE ATIP JANDARMAYA TESLİMLERİYLE FİYASKO olurken AKHİSAR TÜTÜN MİTİNGİNİ düzenleyen fkf NİN HALKI MEYDANA ÇEKEMEMESİYLE BAŞLAYAN FİYASKOYU CHP li gençlerin ve AKHİSAR ÖRGÜTÜNÜN Desteğiyle kürsü işgal edilerek kitleler inandırılıp kitlesel bir gösteriye dönüşürken başarılı hareketlerdi.En güzel hareketlerden biri de ar namusumuza dokunan 6.filonun izmire gelişini protesto eden ortak kitlesel gençlik ve halk hareketinin bütünlüğünde motor düzenleme komitesi chp li gençlerin dümenindeydi.Sonra MAOCULARortaya çıktı,KURTULUŞCULAR,DEVGENÇLİLER ve hareket koptu.1000 kişilik anfilerde heyecanlı katılım toplantıları 30 kişilik marjinallerin toplantısına dönüştü derken 1969 sonrası FİLİSTİN ve BEKAA kamplarında DEVRİMCİ GRUPLAR SİLAHLA DEVRİM EĞİTİMLERİ alırken chp liler ZAPA KÖPRÜ kurmağa gidiyorlardı fakat İSTANBULDAKİ 6.FİLO OLAYLARINDA MİTLEŞENLER ELLERİNDE SİLAHLARLA KÜRT TÜRK kardeşliği sloganlarıyla maceraya çıkınca silinik bir hareketle SOSYlizmin şilideki allende rejiminin demokratik ölçüleri yok edilince gerek ortanın solu gerek sosyal demokrasi gerekse SOSYALİST hareketler yara aldı.Hala kitleselleşememekteki kaygılarla işcisiz bir işci kamuflajında gençlik hareketleri,çiftçisiz ve topraksız köylü hareketindeler.Günümüz SOSYALİST VE İLERİCİ GENÇLİK HAREKETLERİ sadece İDEOLOJİK VE ŞİİRSEL TEMELDE ANARŞİZM kokan herşeye karşıtlık içerisinde TEKNOLOJİYLE BAĞINTISIZ İLKEL KOMİN VE AVCILIK DÜZENİ ÖNERMESİNDE KARİYERİZME karşı ,bilgi ve teknolojiye karşıyken SİRADAN HALKA NE DİYECEKTİR:OT ÇÖP YEMEĞE HAYDİN DOSTLAR.CHP de aidiyet duygusunu yaşamak adına kent partisi haline getirilmiş yapıda toplama güçlerin dengesini görürsünüz.İşte yukarıda arz ettiğim vizyon hastalığı kendi nesnel kadrolarını yaratmaktaki acizliğini artık toplumsal yığın protestolarında 40-50 yaş üstü aksaçlıların dinginliğinde İNATLA varolmak hevesini görürsünüz.Yeni çağda iletişim,bilişim temelli örgütlülük MUHATAP KİTLELER YERİNE HEMŞEHRİ VE BELLİ İNANÇSAL KÜMELERİN EGEMENLİĞİNDE GÖRÜRSÜNÜZ.Çalışanların %90 ının ESNAF VE SEYYAR SATICI hatta hizmetler erbabı olduğu yerde ne ESNAFLARIN KOMİSYONU,NE ÇIRAKLARIN KOMİSYONU NE MEMUR VE İŞCİ KOMİSYONLARI VARKİ HEPSİ ALAKASIZ YIĞINLARLA EMEKÇİ VE MİLİTAN PARTİCİyığılmalarında EMEKLİLER KOALİSYONU.Hele EĞİTİM KOMİSYONLARI ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ÜYELERİ GÜYA AMMA TOPLANTILARINI CEMEVLERİNDE DÜZENLİYECEK kadar fütursuzlaşanların 4 milyonluk kentte 29 yerel inançlı kitlelerin bütünsel hakimiyetini böylece sadece LAİKLİK adına inatla sürdürüleceğini varsaymak abesle iştigaldir.Efendim onlar bunlar ilgileniyormuş da çoğunluk KOYUNMUŞ.KOYUN DA BİLMEYENE FARKETMEYENE KOYUN SİZ.YÖRÜK

    YanıtlaSil