TÜRKÇE BİLMEKTEN PİŞMAN OLMAK



            24 Şubat akşamı televizyonlarda futbolun konuşulduğu programlardan birini az da olsa izledim. Fenerbahçe ile oynadıkları maçtan sonra Kasımpaşa teknik direktörü Şota’nın yaptığı açıklama ilgimi çekti.
            “İlk defa Türkçe bilmeseydim, dedim. Bu kadar küfür hiç duymamıştım. Bu kadar fazla küfür eden futbolcuları bir arada gördüm Niye Türkçe biliyorum, diye sordum. Oyuncular bize küfür ediyor, helal olsun.”  Bu sözler, Şota’nın dilinden üzüntüyle dökülüyor basın toplantısında. Dostluğun, barış içinde insanca bir yarışmanın olması gerektiği bir karşılaşma sonunda bu sözlerin söylenmesi toplumumuz adına ne acı, değil mi?
            Konuşmasında Şota: “Öldüm!” diyor, çektiği acıyı anlatmak için. İnsan kişiliğine ölümcül darbeler vuran küfür, insan olanın diline yakışır mı? Türkçe bilen bir yabancıyı, anadilimizi öğrendiği için pişman edenler adamdan sayılır mı?
            Türkiye’de yıllarca futbol oynayan, ardından çeşitli takımlarımızda hocalık eden bir Türkiye ve Türkçe sevdalısına böylesi bir davranışta bulunmak insanlık kitabının hangi sayfasında yazar?
            Birçok yabancı sporcu yıllarca ülkemizde kalmalarına karşın bir tek tümce Türkçe öğrenmemek için çaba göstermekteler. Şota gibi Türkçe öğrenenler ise iyi niyet elçilerimiz.
            Daha önce binlerce taraftarın; futbolcuya, hakeme, kulüp yöneticilerine küfürleri işitmiştik. Şimdi saha içinde küfrün egemenliğini görüyoruz.
            Ne yazık ki toplumumuzdaki küfürler “anaya, avrata, bacıya…” yönelik. İnsanın “Namusum!” dediği kişileri aşağılamak anlaşılmaz bir şey! Kendi namusuna, onuruna değer vermeyen kişi; başkasının namusuna, onuruna saygı duymuyor. Küfrün altında yatan gerçek bu.
            Toplum gittikçe muhafazakârlaşıyor. Buna koşut olarak küfür artıyor. Ne yaman çelişki değil mi? Demek ki toplumun önündeki muhafazakâr örnekler kişilere ahlak konusunda doğru kılavuzlar olamamakta. Üstelik bu ülkenin okullarında yıllardır ahlak dersi okutulur.
            “Cennet anaların ayakları altındadır.” Şiarına inanmış bir toplumun anaya bu kadar kolay küfretmesi nedendir acaba?
                                                          Adil HACIÖMEROĞLU
                                                          25 ŞUBAT 2013
            Not: Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Bugünün hayatı dünün kültür birikimidir.Her toplum sosyal bir bütündür. Toplumsal olarak hoş karşılanmayan kaba ve istenilmeyen söze küfür denir.Küfürlü söylemler kadın ve erkekler için bazen kavganın birsebebi olabiliyor.Erkekler otorite de haksızlığa uğrama , rahatlama,yok sayılma gibi davranışlarda sosyolojik bir iletişim dili olarak küfürle tepki vermektedirler.Bazen de küfür kişisel duygular değil, toplumsal tepkilerdir.İnsanların öfke, korku ve endişe hayal kırıklığında duyguları ifade etme ve karşısındakini incitmek için kullanılan kelimelerdir.Okullar da arkadaş ortamların da daha çok öğrenilen bir alışkanlıktır.Bir dil o dili konuşanların kendine özgü kültürünü , tarihini ve karakterini yansıtır.Futbol ve sporun her dalında centilmenlik olması gerekir saygı ve sevgi ile yapılan her işin sonucu verimli olur.Küfürsüz tribünler ve şiddetsiz bir toplum dileğiyle..Hocam yüreğinize sağlık.Saygılarımla.👏🙏🏻✍️🇹🇷🍀Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  2. Yaradılışa tabiata ruha aykırı küfür benzeri şeyler söyleyerek muhalefet etmek delilik,akla ilme muhalefet gericilik,nefsani ve şeytani duygulara karşı muhalefet ise veliliktir.

    YanıtlaSil