TUNCELİ Mİ, DERSİM Mİ?


“Adonis, Hıns-ı Mansur, Akroenos, Karakilise, Garsaura, Ameseia, Engürü, Tralles, Karesi, Parthenios, Payperd, Çabakçur, Gangrea, Diyar-ı Bekir, Hadrianapolis, Mamüretül Aziz, Erzigan, Arz-ı Rum, Dorlion, Ayıntap, Kerasos, Defterhane-i Ali Osman, Kostantinopolis, Smirna, Kastrakommeni, Caesarea, Kırkkilise, İkonion, Katiaenion, Melita, Magnesia, Muşkara, Anahita, Kotyoro, Rihizios, Sangari, Amisos, Sinope, Diaspolis/ Eyalet-i Rum, Tekfurdağı, Komano Pontika/Dokia, Trapezus, Dersim, Temenothytia, Edessa, Sandraka...” bunlar,  bazı illerimizin eski adları. Kimi antik çağdan, kimi Roma, kimi de Osmanlı döneminden gelmekte. Bu adların bazıları antik dönem tanrılarını, bazıları imparatorları, bazıları da derebeyleri çağrıştırır.
Bazı yerleşim yerlerinin onlarca adı olagelmiş günümüze kadar. Adlar değişe değişe gelmiş çoğu zaman. Halk kolayına nasıl gelmişse öyle söylemiş bunlar. Değişmeyenleri de zamanla yönetimler değiştirmiş ya da halk yeniden adlandırmış.
Türkiye’nin her yerinde hemen hemen herkes yaşadığı yerin eski adını bilir. Halkımızda bu anlamda bir bilinç yitimi söz konusu değil. Yerleşim yeri adlarını değiştirmek yalnızca ülkemizde söz konusu değil. Birçok ülkede benzer uygulamalar var. Özellikle Fransa’da, Devrim’den sonra yüzlerce yerleşim biriminin Latince adlarının yerine Fransızcaları konuldu.
Bunlar da sırasıyla yukarıdaki illerin bugünkü adları: “Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bayburt, Bingöl, Çankırı, Diyarbakır (Bekir'in değil, bakırın diyarı), Edirne, Elazığ (Sultan Aziz'in mamur ettiği yer değil, azığı bol il), Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Sakarya, Samsun, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Trabzon, Tunceli, Uşak, Urfa, Zonguldak...”
AKP hükümeti, BDP ile anlaşarak daha demokratik bir Türkiye oluşturmak için yer adlarının değiştirilmesini kararlaştırmışlar. Yerleşim yerlerinin eski (tarihsel) adlarını almasında bir sakınca yokmuş. Öncelikle de Tunceli’nin, Dersim olması için yoğun bir çalışma başlatıldı. Hani derler ya, el çabukluğu marifet, diye. Üç CHP milletvekili ön alıp hemen TBMM’ye bir kanun teklifi verdiler. Cumhuriyet’i kuran parti, Cumhuriyet yıkıcılığında AKP ve BDP ile yarışmakta. CHP yönetimi bu konuda parti tabanının, halkın görüşünü alarak mı, böyle bir girişime izin verdi.
AKP-PKK’nın öncülük yaptığı, yeni CHP yönetiminin gafletle öne atıldığı yerleşim yerleri adlarının değiştirilmesi, Cumhuriyet yıkıcılığı olduğu gibi, aynı zamanda da Sevr benzeri anlaşmaların uygulanması için yol açmaktır.
Adı değiştirilmek istenen yerler belirlenerek ülke genelinde bir halkoyu yapılmalı. Bakalım ne olur o zaman?
Yedi düvel topuyla tüfeğiyle geldi yerleşim yerlerinin adlarını değiştirmek için, başaramadı. Aklınızı başınıza devşirin efendiler! Yedi düvelin yapamadığını siz de yapamazsınız.
Tüm CHP üyeleri bu tuzağa karşı uyanık olmalı. Partilerinin Cumhuriyet yıkıcılığına alet edilmesine karşı durmalıdırlar. Atatürk’ün koyduğu Tunceli adını feodaliteyi, gericiliği Çağrıştıran Dersim’e çevirme gayretine karşı durmalılar. Bugün Dersim, yarın başka bir şey. Cumhuriyet düşmanlarında oyun biter mi?
Not: Konuyla bağlantılı olması nedeniyle aşağıdaki yazıyı okumakta yarar var.

                                                           Adil Hacıömeroğlu
                                                           23 Eylül 2013


2 yorum:

  1. biz chp'liler, verdiğimiz oylara ihanet edip, işte böyle y-chpleşen şerli yumağı terkettik...bindik bir alametegidiyoruz kıyamete...yeniden kuva-i milliye, ama nasıl...her kafadan bir ses çıkıyor..

    YanıtlaSil
  2. Dil değişiyor, herşey değişiyor, .. geriden almak, eskileri karıştırıp problem çıkarmak amaçlı olur.

    YanıtlaSil