ŞU PARALEL DEVLET DEDİKLERİ


Cemaat, AKP’ye var gücüyle saldırmakta. İktidar Partisi, Cemaati “paralel devlet” kurmakla suçlamakta. Her iki tarafın birbirini “çete” olarak göstermesi de ilgi çekici.
Cemaat denilen örgütlenme,  ne kadar kuzu postuna sarılmış bir iyilik meleği olarak kendini kamuoyuna sunsa da öyle değil. Dünyanın birçok ülkesindeki eğitim etkinlikleri yaptıkları işin kamuflajı. “Mülkiyeyi, adliyeyi, Harbiye’yi” ele geçirmek asıl amaç olarak yıllar önce belirlenmiş. Bu amaç, Cemaat liderince defalarca kamuoyu önünde söylenmiş. Bunun için de yıllardır planlı mücadele yürütülmüş. Gizli örgütlenmeler, sinsi planlar uygulanmış.
Cemaat’in amacı, yalnızca “hizmet” ise neden yargıyı, TSK’yı, mülki idareyi, polisi ele geçirmek için özel bir çaba göstersin? Neden devletin kilit noktalarını ve özellikle de gücü elinde bulunduran kurumları yönetmeyi hedeflemekte?
Yukarıdaki soruların yanıtları Cemaat’in asıl amacını ortaya koyar. Amaçlar, siyasal kimliği de ortaya çıkarır. Geniş kitle tabanı olamayan bu grup, devlet içinde örgütlenerek siyasal bir güç konumunda olmak istemekte. Devleti, tek başına istediği amaçlara yönelik yönetmek istemekte. Peki, kim adına? Halk adına değil tabi ki… Böyle olsa bir parti kurarak geniş kitlelere açılırlar. Oysa yaptıkları tam tersi. Parti kurmayı akıllarından geçirmemekteler. Demokratik siyaset yapma amaçları yok! Cuntacı bir anlayışla iktidara el koyma düşüncesindeler.
Türkiye, NATO ile ilişkiye geçtiğinden bu yana devlet içinde “Gladyo” örgütlenmesi de başladı. Gladyo, ABD çıkarlarını Türkiye’ye karşı savunan devlet içindeki bir örgüttür. Türkiye’deki hükümetleri, türlü yöntemlerle (yasadışı yöntemlerle) ABD çıkarlarına uygun davranmaya yöneltmektir amacı. Gladyo; halkı bölmek, toplumu çatıştırmak, demokrasiyi baltalamak, Cumhuriyet kurumlarını zayıflatmak, insanlar arasında yapay ayrılıklar oluşturmak, ulusun çıkarlarını savunacak siyasal oluşumları baltalamak için bir dizi yasadışı eylemde bulundu.
Gladyo türlü derneklerde örgütlenerek sivil milisler örgütledi. Bu sivil milisler aracılığıyla toplum önderlerini kıyıma uğrattı. Turan Emeksiz’le başlayan yurtseverlerin katledilmesine yönelik siyasal cinayetler dizisinin arkasındaki güçtür. Birçok aydınımız, ABD çıkarları uğruna toprağa düştü. Gencecik, umut dolu yürekler Gladyo kurşunlarıyla can verdi.
Kahramanmaraş, Çorum, Sivas’ta Alevi yurttaşlarımıza karşı yapılan kıyımların; Madımak’ta aydınlarımızın yakılması olaylarının arkasında Gladyo vardır.
Uğur Mumcular, Bahriye Üçoklar, Muammer Aksoylar ve daha nice Cumhuriyet aydınları ABD güdümlü Galdyo tarafından şehit edildiler. Birçok bilim, sanat, kültür adamlarını aramızdan koparıp alan bir örgüttür bu.
Silivri, Hasdal, Hadımköy, Sincan, Maltepe, Şirinyer’de yurtseverleri zindanlara dolduran da Gladyo.
Gün oldu, komünistler avlandı sokakların kuytu derinliklerinde. Gün oldu hakkını arayan işçinin üstüne yürütüldü bu örgüt. Gün oldu, toprak isteyen köylülerin ak göğüsleri al kanlara boyandı. Gün geldi, tam bağımsız Türkiye isteyen gençlere ölüm kustu namlular. Gün geldi, Sünni ile Alevi’yi boğaz boğaza getirdiler. Gün geldi, Türk’le Kürt’ü kamplara ayırdılar. Halkı en küçük parçasına ayırmak için her türlü düzenbazlık, hilekârlık denendi. Yalan ve iftira senaryoları sahneye kondu fütursuzca.
Türkiye kan kaybettikçe ABD tekelleri semirdi al kanlarımızla…
Gladyo’da kişiler değişti, ama eylemlerin biçimi ve amaç değişmedi. Amerikancı darbeler onun eseri. Demokrasimiz Gladyo marifetiyle rafa kaldırıldı hep.
“Paralel devlet” diyerek yumuşatmamalı “Gladyo”yu. Öncelikle başımıza musallat olan, devleti yönetemez duruma getiren belanın adını doğru koyalım. “Gladyo” diyelim. Son altmış yılda toplum olarak hangi kötülükler başımıza geldiyse hep ABD yüzünden geldi. ABD ile yollar ayrılmadan Gladyo ile savaşılır mı hiç?
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       27 Aralık 2013


1 yorum:

  1. CEMAAT örgütlenmesinin ABD ile çıkar ortaklığı ve ABD ' nin GLADYO aracılığı ile ülkemizi , ulusumuzu bir sömürge yapma eylemleri uzun süredir yürütülüyor. Bu yolda nice aydınlarımız , yurtsever insanlarımız katledildi ; Sivas'ta , Gaziantep'te mezhep kavgaları kışkırtıldı , Alevi avcılığı yapıldı... Ülke ; mezhepsel ve etnik ayrılıkların kışkırtılması ile bölünmek , güçsüz düşürülmek istendi. Atatürkçü , ilerici insanlarımıza komplolar hazırlandı , hapishaneler dolduruldu. İşte ülkemizdeki bu belaları savmanın yolu , ABD ' ye karşı bağımsızlığın kazanılmasından ve ABD maşalarını dışlamaktan geçer. Sayın A. Haciömeroğlu , bu gerçeği açıklayan yazısını sunmuş bizlere. Tşkkr. ÖZGEN KARA

    YanıtlaSil