DİKTATÖRÜN, YATAK ODASI MERAKI

                           
RTE, diktatörlüğü sevmişe benziyor. Kendini her şeyin sahibi sanıyor. Böyle olunca da insanların her alanda yaşamına karışmayı kendine hak sayıyor.
Son konuşmalarından birinde MHP Lideri Bahçeli’ye yükleniyor özel yaşamıyla ilgili.
“Çıkıyor MHP’nin başındaki beyefendi, aile nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok. Çoluk nedir, çocuk nedir bunu bilmez, onun böyle bir derdi yok. Ama bizim derdimiz var, derdimiz. Biz bunu biliriz. Çoluk nedir, çocuk nedir bunu biliriz.” demekte RTE. Bu sözlerde hakaret var, küfür var, karşısındaki kişinin özel yaşamına burnunu sokmak var. Var oğlu var... Erdoğan’ın bu sözleri çok ayıp, çok... Ne ahlak kurallarına sığar ne de İslam anlayışına...
RTE, biraz daha açılsa karşısındakinin yatak odasına atlayacak... Yatak odasının anahtar deliğinden bakmak ya da kapıyı aralayarak içeriyi gözetlemek bazı siyasetçileri cezp etmekte... Nasıl kafadır bu? Ne biçim insanlıktır bu?
Toplumuzda birçok insanın çocuğu olmuyor, biyolojik nedenlerle... İnsanlar zaten bu konuda acı çekmekteler... İnsanların acılarını dile getirmek insanlık kitabının hangi sayfasında yazmakta ey Erdoğan? Ya da bazı kişiler çocuk sahibi olmak istemiyorlar. Onların tercihi bu, saygı duymak gerek. Millet sana mı soracak ey diktatör ne yapacağını?
Halkımız, “Allah çocuğun hayırlısını nasip etsin.” der. Ne güzel bir dilektir bu. Hayırlı çocuk, kutulara milletten aşırdığı paraları doldurmayan çocuktur. Hayırlı çocuk, kimsenin canına kıymayandır. Sahte çürük raporlarıyla askerden, millet hizmetinden kaçan çocuk hayırlı olabilir mi? Yalan söyleyerek iftira atan çocuktan ailesi, “hayırlı” diye söz edebilir mi?
Aile yaşamı, dokunulmazdır ey diktatör! İnsanların özel yaşamlarını konuşmak ayıptır, ayıp...  Bilmiyorsan öğren...
RTE’nin bu sözleri, kamuoyunca ayıplanınca ve Atatürk’ün de çocuğunun olmadığı anımsatılınca diktatör yanıtladı bunu. “Gazi Mustafa Kemal çoluk sahibi olmuştu da çocuk sahibi olmamıştı. Onu da git, iyi öğren. O nasip meselesi onu da iyi öğren.” demekte bir gün sonra. Nasip meselesiyse sana ne? Ne karışıyorsun nasip işi olan bir konuya? Nasibe de karıştığına göre sen kendini ne sanıyorsun?
Erdoğan’ın yukarıdaki sözlerinde cehalet bin takla atmakta. Nasıl mı? “Çoluk çocuk” sözü bir ikilemedir. Anlamı pekiştirme amacıyla oluşturulmuş. Bu tür ikilemleri oluşturan sözcüklerden biri anlamlı, diğeri anlamsız olur. Sözcükler, ses benzerlikleri nedeniyle birlikte kullanılırlar. Burada “çocuk” anlamlı, “çoluk sözcüğü ise anlamsızdır. Hiçbir sözlükte “çoluk” sözcüğünün anlamını bulamazsınız. Tıpkı “yamru yumru, yırtık pırtık, eğri büğrü, tek tük, eski püskü, koltuk moltuk, toprak moprak, başbakan maşbakan, Tayyip Mayyip...” ikilemelerinde “yamru, pırtık, büğrü, tük, püskü, moltuk, moprak, maşbakan, Mayyip...” sözcüklerinin bir anlamı olmadığı gibi. Hazret her şeyi biliyor ya... Kara cehaletin çukuruna düşmüşlüğün cüretiyle “çoluk” sözcüğüne kendince anlam yüklüyor. Vah, Türkiye’m vah!.. Kimlerin eline düşmüşsün?
Dili güzelleştiren değişmece (mecaz) anlamlı sözcüklerdir. İkilemelerde var olan anlam kıvraklığı ve varsıllığı kavramak akıl işidir. Değişmece anlamı, anlamaksa ince zekâ işi. Bu da herkese nasip olmaz. Gidip öğrenmek gerek. Tabi öğrenmek bir yetenek işi... Bu da herkese nasip değildir.
Atatürk’ün çocuğunun olmaması konusuna gelince... RTE aklınca burada Atatürk’e de laf atmakta. Atatürk’ün biyolojik olarak çocuğu yoktur. Ancak birçok çocuğun aile içinde mutlu yaşamasını sağladığı için onların manevi babaları sayılır. Başbakan şunu hiç unutmasın... Adı, Recep Tayyip, soyadı Erdoğan ise bu Atatürk sayesindedir. Başka söze gerek var mı?
                                                           Adil Hacıömeroğlu
                                                           24 Şubat 2014

Not: Yazılarımın tümüne, http://adiladalet.blogspot.com dan ulaşabilirsiniz.

4 yorum:

  1. İnsanların yaşam biçimine , özel yaşamına karışmayı alışkanlık eden RTE ; bir de yatak odalarına el uzatıp , kaç çocuk yapılması gerektiğini buyuruyordu. Bununla da yetinmeyip , çocuksuz olanlara , bekâr yaşayanlara Sayın Devler Bahçeli 'nin şahsından hakaret etti. Halkımızın '' Olacaksa , hayırlı evlat olsun ! '' sözünü anlayamayan RTE , kendi evinde ve çevresindekiler gibi rüşvetçi , haksız kazanca yönelen , yağmacı , askerliği hileyle yapmamış olan evlatlar için de bir şeyler söylemeyi düşünmüyor. Dil yanlışları da konuşmalarında açığa çıkıyor: ÇOLUK ÇOCUK ikilemesindeki kullanım yanlışı gibi. Türk adını kullanmaktan uzak durduğu gibi , Türkçeyi iyi öğrenmekten de uzak olduğunu gösteriyor . İşte bu konuyu güzel anlatımı ile , ayrıntılı sunmuş bizlere Sayın A. Haciömeroğlu . Teşekkürler! ÖZGEN KARA

    YanıtlaSil
  2. Bu densiz insanın hiç bir sözünü ciddiye almıyorum.Utançtan yüzlerine peçe takacakları yerde,meydanlarda boy gösteriyorlar,binbir yalanlarla.Birlik olmanın zamanı geldi,geçiyor.İnsanlar aklını başına almak zorunda.Yeteri kadar lay lay lomla ömür tükettiler.iş ciddi.....Teşekkürler Adil bey,yine nefis bir yazı.......

    YanıtlaSil
  3. O ! BOŞ.. O ! HEM KEL , HEM FODUL.. O ! KISA , CÜCE BEYİN İLE HEP UYKU MODUNDA.. O ! ŞEYTAN HAMAMINDA YIKANMIŞ BEYİN İLE YALAN VE YANLIŞLAR İÇİNDE ÖMRÜNÜ TÜKETİYOR..BİRŞEY ANLATMAK , DEVEYE HENDEK ATLATMAKTAN DAHA ZORDUR.

    YanıtlaSil