SOLUN TAVAN OYU YÜZDE OTUZ MU?


Epey zamandır solun oyları taş çatlasa yüzde otuzu aşamaz görüşü topluma içten içe yerleştirilmekte. Ne yazık ki bu düşünce sol partilerin tabanında da önemli bir destek bulmakta. Giderek seçmen yenilgiye koşullandırılmakta. Bu durum özellikle CHP tabanında öğrenilmiş bir çaresizliğin yerleşmesine neden olmakta. Böylece de CHP,  “Nasıl olsa seçimleri kaybedeceğiz.” diyerek mevcut durumu kabullenmekte. Sağ politikalara karşı kendi siyasetini geliştirmek yerine, sağcı politikaları savunarak kazanmayı düşünmekte.

Gerçekten sol partiler ne yaparlarsa yapsınlar, toplam oyları yüzde otuzu geçemez mi? Öncelikle sol ve sağ tanımlarını ele almak gerek. Sol da sağ da kendi içinde yek pare değildir. Sağın da solun da bin bir rengi var. Kendisinin sağcı ya da solcu olduğunu ifade eden birçok kişi, vatanın bütünlüğü konusunda farklılık göstermekte. Her sağcı ulusun birliği konusunda AKP gibi düşünmemekte. Hatta AKP’ye oy veren seçmenlerin büyük çoğunluğu bile. Birçok temel politikada parti yönetimiyle farklı düşünür.

Sol partiler içinde de farklılıklar görünür Türkiye’nin temel konularında. Ancak burada sol partiden kasıt, CHP’dir. CHP’yi sağa kaydırmak, neoliberal politikalara teslim etmek, emperyalizmin güdümüne sokmak, BOP’un bir parçası yapmak, Ortaçağ düşüncesine boyun eğdirmek, Cumhuriyet kazanımlarını ortadan kaldırmak için kurulan bir tuzaktır bu. Özellikle yeni CHP yönetimi bu tuzağa düştüğü için çareyi hep sağ politikaları benimsemekte ve sağcı adayları vitrinine çıkarmakta buldu. Bu durum, ne yazık ki seçim utkularını getirmedi. Kimliksizleşen CHP, AKP’nin Cumhuriyet yıkıcılığı konusunda yolunu açtı.

Şimdi burada AKP’ye teslim bayrağını açmış olan CHP yöneticilerine sormak gerek. Siz, Atatürkçülüğü savundunuz da halk size oy vermedi mi?

Sizler, AKP iktidarı döneminde ihmalden ölen binlerce yurttaşımızın hakkını savundunuz da insanları yanınızda göremediniz mi?

Hele Soma’daki katliamı ve AKP rezaletini halka anlatabildiniz mi?

Siz, yoksulluk sınırında yaşayan yurttaşların durumlarını düzeltmek için hangi politikaları geliştirdiniz?

İşsizlik almış başını giderken AKP’ye öykünen politikalar dışında ne sundunuz millete?

Yağmalanan kentler için ne yaptınız?

Köyden kente göçen ve sosyal uyumsuzluklar, yalnızlaşma duygusuyla tarikatlara sığınan yurttaşlar için bir şey söylediniz de bizler mi işitmedik?

Dış politikada üst üste rezaletler yaşanırken sizler neredeydiniz?

Şam’a gidip Esat’a dostluk elini uzatabildiniz mi?

Mısır’ı, Münafık Kardeşler belasından kurtaran yeni yönetimi kutlayabildiniz mi?

Hunharca öldürülen Kaddafi’nin yanında olabildiniz mi?

BOP’u uygulamak için komşu ülkelerde oluk oluk kan akarken neredeydiniz?

Haziran direnişinde göstermelik bazı sözlerin dışında parti yönetimi ne yaptı? Yurttaşlar sokaklarda boğazlanırken sesiniz neden kısıktı?

Atatürk’e, Cumhuriyet kurucularına AKP ve BDP’liler sövüp sayarken az da olsa vicdanen rahatsız oldunuz mu? Göğsünüzü gere gere Atatürk’ü, Cumhuriyet’i neden savunamadınız?

“Bu halk CHP’ye oy da iktidar da vermez.” yalanlarıyla beyinleriniz yıkanırken neden geçmiş yıllarda yapılan seçim sonuçlarına bakmadınız? Yüzde kırkları geçen ve çoğu zaman da yüzde otuzların üstünde seyreden seçim sonuçlarını görmenizdeki engel neydi?

Halk yerine, belirsiz odaklardan (?) akıllar aldınız. Onların önerilerini baş tacı ettiniz. İki tane sağlam tümce kuramayan kişilerden parti önderleri yaratma becerisi gösterdiniz de CHP tarihine bakmayı neden düşünmediniz hiç?

Avrupa’nın köhnemiş, liberalizme teslim olmuş sosyal demokrat partileriyle ilişkilerinizi geliştirmek için uğraş vermektesiniz. Peki, Latin Amerika’da art arda iktidara gelen sol partileri neden merak etmediniz? Onların hangi programlarla halkın karşısına çıktığını niye öğrenmeye çalışmadınız? 

Bir cumhurbaşkanı adayı açıkladınız. Tanımadığınız, bilmediğiniz biri... Bu kişiyi size kimin önerdiğini söyleyin neden oy alamadığınız ortaya çıkar. Uzun söze de gerek yok!

Sen, adam gibi solcu ol. Emekçinin yanında bulun. Emperyalizme tavır al. Atatürk’ü, Cumhuriyet’i savun bakalım yüzde otuzu fersah fersah geçmez misin?
                                                                       
                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       25 Haziran 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder