AKP GÜNDEMİYLE ÇATICILARA KORUMA


Cumhurbaşkanlığı seçimi bitti. AKP’nin yıkılma sürecine girildiği bir dönemde Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli tarafından Çankaya’ya çıkarıldı. Muhalefet liderleri, seçimde başarı kazandıklarını söyleseler de sonuç tam bir hezimettir CHP ve MHP için.

Normal koşullarda CHP ve MHP’nin örgütlerinin ayağa kalkarak bu hezimetin hesabını parti yönetimlerinden sorması gerek değil mi? Evet, tabi ki... Ancak eleştiriler, karşı çıkışlar uç vermeden 11 Ağustos günü gündeme AKP tartışmaları damgasını vurdu. Yandaş ve merkez medyanın AKP’nin geleceği ile ilgili tartışmaları gündeme oturtması anlamlıdır.

“Efendim Gül’ün durumu ne olacakmış?” Yahu, ne olursa olsun, kime ne?

“Gül ve Erdoğan’dan karşılıklı hamleler yapılmış.” Ne hamlesi kardeşim? Onlar satranç oyuncusu değil ki bilip düşünerek hamle yapsınlar. Onlar satranç taşı... Başoyuncu onların hangi karede olacağına karar verir.

“Erdoğan sonrası AKP ne olacakmış? AKP’nin yeni lideri kim olacakmış? O, şunu demiş...” AKP, sanki demokratik parti... Genel başkanlığa aday olacaklar eşit bir biçimde yarışacakmış gibi ortalık kızıştırılıyor. Kamuoyunda heyecan ve beklenti yaratılıyor.

Oysa RTE’nin koltuğuna kimin oturacağı çoktan belli. Biat kültürü çerçevesinde işler halledilir. Halledilmese ne olur? Yeni bir parti kurulurmuş. Kurulacak yeni parti, Cumhuriyet değerlerini mi savunacak? Hırsızlığa, yolsuzluğa karşı mı çıkacak? Ortadoğu’daki ABD güdümlü politikalara hayır mı diyecek? Özelleştirmeden vaz mı geçecek? Sıcak para ekonomisini bırakıp üretim ekonomisini mi uygulayacak? Haziran Direnişinde yitirdiğimiz canların hakkını mı arayacak? Mahvolan tarımı mı canlandıracak? Açılım politikasına son vererek ulusun bütünlüğünü mü sağlayacak? Sınav yolsuzluklarına “Dur!” mu diyecek? On iki yılda yitirilen devletin saygınlığı mı kazanılacak?

AKP bölünürmüş. Kolay kolay bölünmez. Yağlı kuyruk ellerinde. Bırakırlar mı yağlı kuyruğu? Masa da kasa da avuçlarında...

AKP genel başkanı kim olursa olsun ne değişir? Gül, Davutoğlu, Arınç, Kurtulmuş, Babacan, Akdoğan... ne fark eder? Aynı politikalar sürdürülür. Kamuoyunu bu adlarla oyalamaktaki amaç başka... Halka, geleceğiniz AKP’nin elinde... İktidara aday yeni bir parti oluşumu olsa da bu, yine de AKP’den çıkar algısı yaratılmakta. Diğer siyasal oluşumların iktidar seçeneği olamayacakları kazınmakta belleklere.

Tabi, dört bir koldan AKP’nin geleceğinin konuşulması, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye yönelecek eleştirileri görmezden gelme amacı taşımakta. Kamuoyu yapay gündemle oyalanırken asıl gündemi unutturmak istemekte medya patronları ve AKP. Bir nevi CHP ve MHP yönetimlerini korumaya almış durumdalar. Muhalefetin uğradığı hezimeti tartışma gündemi yapmamak için uğraşmakta iktidar partisi. Çünkü yandaş muhalefet liderlerine çok gereksinimleri var. Onların sayesinde kazanılacak seçimler var ileriki zamanlarda.

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, İhsanoğlu’nu çatı adayı yaparak RTE’ye Çankaya yolunu açtılar. Erdoğan bu iyiliğin altında kalır mı? Kalmaz tabi ki... O da yapay gündemle yandaş muhalefeti koruma altına alıyor. Onların koltuklarını korumaları için omuz veriyor ki sevgili muhalifleri dursunlar durdukları yerde.

İleri demokrasiye bakın. Türkiye’nin en önemli seçimini yitiren muhalefet korunuyor medyaca. RTE’nin kafasının içinde yer alan ve çoktan belirlenmiş AKP genel başkanı olacak kişi için günlerce fal bakılmakta. Gereksiz yorumlar yapılmakta kamuoyunu uyutmak için. Peki, halk bu demokrasinin neresinde?
                                                           Adil Hacıömeroğlu
                                                           12 Ağustos 2014


1 yorum:

  1. Sanayi devrimi yapmadan ne demokrasisi, demokrasi önce birey olmayı gerektirir.Kula kulluk edenlerin harcı değil demokratik cumhuriyet, hele bir de paraya tapan sürelerin hiç değil....

    YanıtlaSil