HAY, BÖYLE DEMOKRASİNİN...


ABD ve Ortadoğu’daki ortakları demokrasi getireceklermiş. Hem de demokrasinin yanında barış ve kardeşlik de varmış.  Valla, çok güzel bu...

Dünyada insan kanı dökmede Hitler’i bile sollayan ABD’nin demokrasi getirmesi bir başka olur...

ABD’nin “demokrasi, kardeşlik, barış” projesinin ortaklarından biri RTE. Hani, gencecik çocukları öldüren polislere övgüler dizen eşbaşkan var ya o... TSK’ya ve cumhuriyetçi aydınlara kurulan kumpasların “Savcısıyım!”  diyen bin küsur odalı sarayın sakini.

Eee, bu demokrasi mücahitleri yalnız bu kadar mı?

Olur mu canım... Demokrasi olur da Suudi Arabistan Kralı kıyıda köşede kalır mı? Onun da tıpkı RTE gibi en ön safta olması gerek.

Böyle kutsal(!) bir görevde Suud kralı olunca tabi ki Katar Emiri durumu izleyemez. O da “demokrasi, kardeşlik, barış” gibi ulvi(!) bir görevde yerini almalı.

Demokrasi için paraya gerek olur... Çil çil altınlara gereksinim duyan olur...  Petro dolarlardan harcamak isteyen olabilir... Her şeyden önemlisi “demokrasi, kardeşlik ve barış”ın finansmana gereksinimi vardır. Körfez sermayesi dururken garibanların elini cebine atması yakışık almaz.

Ortadoğu’da demokrasiden söz edilince Barzani’nin dışarıda kalması olmaz. Onun da bu önemli insanlık görevinde tuzu olması gerek karınca kararınca... Hem ABD eski dosttur Barzan aşiretine... Arada ufak satışlar olsa da eski dost düşman olmaz.

Eee, Barzani olur da PKK eli kolu bağlı mı durur? Onun da bir yerinden tutması gerek bu “demokrasi, kardeşlik ve barış” projesinin... Ne de olsa yılların deneyimi var. “Yediden yetmişe insanların nasıl öldürülmesi gerektiğini en iyi bilen bir örgü, kenarda durur mu? O da yerini almalı “Biji Serok Obama”nın yanında... 

Tüh be! En önemli oyunculardan birini neredeyse yazmayacaktım. Hani, ABD’nin kolları arasında kendini güvenceye alan vaiz var ya... Onu yazmadan olur mu? Türkiye Cumhuriyeti’nin kılcal damarlarına kadar sızıp, devleti felç eden örgütün Pensilvanya’da yaşayan liderini...


Az kalsın unutuyordum. Unutsam haksızlığın en büyüğünü yapacaktım. Tabi, böyle bir günahın altından da kalkamazdım. Hakkını yemeyelim Ortadoğu’da oyun olur da İsrail olmaz mı? Her oyunun bir suflörü vardır. Perde arkasından görünmeden fısıldar rollerini oyunculara, yanlış yapmasınlar diye...

İlk perdede milyonu aşkın insan yaşamını yitirdi. Her gün onlarca kişi ölmekte... Evini, yurdunu bırakıp gidenlerin sayısı belli değil mi?

Sakat kalanlar mı? Güzel kızların, yakışıklı erkeklerin yer aldığı uluslararası yardım(!) kuruluşları nasıl olsa onlara, onlarca kameranın önünde el uzatır!

Demokrasi adım adım gelmekte kan ve barut kokusuyla... Hay böyle demokrasinin...

Bakalım, Ortadoğu oyunu kaç perde sürecek?

                                   Adil Hacıömeroğlu
                                   19 Mart 2015



1 yorum:

  1. Atatürk ün belirttiği gibi tarihte başka bir uygarlığın himayesinde veya güdümünde ilerlemiş hiç bir medeniyet, hiç bir millet yoktur.
    Ortadoğu ülkeleri halkları da mutlaka kendileri için en iyi olanı uygulamaya alacak liderleri ve kadroları iş başına getirmelidir. Aksi halde, CIA in tayin ettiği sömürge valilerinin emrinde '' ileri demokrasilerini'' yaşamaya devam ederler.

    YanıtlaSil