NASIL DA KOLAY KANARSIN SEN?


“Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık. Samimiyetle ifade ediyorum, eski Genelkurmay Başkanımız olmak üzere birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı.” demekte RTE.

RTE, sözlerini şöyle sürdürmekte: “Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim. Hatta kamuoyu önünde dile getirdim. Ama o zaman önümüze konan, ancak çoğunun sahte ve çarpıtılmış olduğu daha sonra ortaya çıkan belgeler, bilgiler karşısında hukuka saygı gereği yapacak bir şeyimiz kalmadı.”

TSK’ya ve cumhuriyetçi aydınlara kurulan kumpasın üzerinden yıllar geçti. Birçok kişi tutukevinde yaşamını yitirdi. Suçsuz, günahsız insanlar yıllarca mahpuslarda çürütüldü. Başta TSK olmak üzere birçok Cumhuriyet kurumları derin yaralar aldı. Halk, yargıya güvenmez oldu. Özellikle hava ve deniz kuvvetlerinde subaylar, deyim yerindeyse baştan aşağı budandı.

Devlet bunca yara bere içindeyken RTE aldatıldığını, kandırıldığını yeni anlamış. Böyle durumlarda adama “Günaydın!” denir.

Devlete dört yandan saldırı varken devleti korumakla görevli olan sen başını kuma mı gömmüştün?

Başında bulunduğun Cumhuriyet kurumlarına neden saldırıldığını hiç sorgulama gereği duymadın?

Kandırılmış bir kişi olarak çok iyi bilmediğin bir konuda neden “Ben bu davanın savcısıyım!” diye bas bas bağırdın?

Bir kez olsun bile aklına bu ordu, bu millete gerekli olur diye niye düşünmedin?

Devlet içinde odaklanmış bir “paralel yapının” güçlü medya desteğiyle sizi kandırdığını söylüyorsun. Peki, sizin anlayışınızdan hareket ederek söyleyelim. Türkiye’ye düşmanlık güden ve paralel yapıdan daha güçlü örgütlerin ya da emperyalist devletlerin aldatmaları karşısında ne yapacaksınız? Çünkü aldatılmaya, kandırılmaya, yanlış bilgi ve belgelere inandırılmaya uygun bir yapınız var. Eloğlu, fırıldak çevirmede usta... Ne yapacaksınız bu fırıldaklara karşı?

Eskiden çocuklar akide şekeriyle kandırılırdı, siz nasıl kandırıldınız? Gözünüzü ne körleştirdi, kulağınızı ne sağırlaştırdı, aklınız hangi nedenle tutuldu da bu kadar açık bir kumpası görmediniz?

Bak Erdoğan, sen de öyle kandırılacak göz yok. Baktın ki AKP inişe geçmiş, iktidarı yitirecek, hemen Türkiye’nin birleştirici değerleri aklına geldi. TSK’nın tüm yapılan karalama kampanyalarına ve kumpaslara karşın hala halkın en güvendiği kurum olduğunun farkındasın. Bu nedenle de TSK’yı savunma işine giriştin. Yani halkı, seçime kadar aldatıp kandırmak için kolları sıvadın. Bu kaçıncı seçim ve senin kaçıncı kandırman?

Ey Erdoğan, AKP’ye oy veren seçmenlerin bir gün “Aldatıldım, kandırıldım.” diyeceğini hiç düşündünüz mü? Böyle bir çığlığı işitir gibiyim... Ya sen?
                                   Adil Hacıömeroğlu
                                   20 Mart 2015



1 yorum:

  1. Bu kadar kolay söylem değiştirilemez! Kandırıldım ne demek yahu? Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar gibi kaynayan kazanların ortasında yeralan, tüm yumuşak karınlarına hançer batırılmış, ekonomisi pamuk ipliğine bağlı, toplum barışı uçurumun tam kenarında bir ülkeyi yönetecek adamların, kandırılabilmek gibi bir lüksü olamaz...

    YanıtlaSil