Şair,
yazar, gazeteci, Türkçeye saygılı siyasetçi...
Başka?
Dürüst
adam, ulusal kahraman, emekten yana, işçi dostu...
Kısacası
Halkçı Ecevit...
“Toprak
işleyenin, su kullananın!” diyerek Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk’ün gerçekleştirmek
istediği en büyük ülküsü olan toprak reformunu dile getiren korkusuz
siyasetçi...
12
Mart'ta: “Darbe bana karşı yapıldı.” deyip CHP genel
sekreterliğinden istifa ederek darbeye karşı duran bir koca yürek...
“Ne
ezen ne ezilen; insanca, hakça bir düzen!” sloganında anlamını bulan eşitlik
özlemi...
12
Mart darbecilerinin kurdurduğu Erim hükümetinden CHP’li milletvekillerinin
çekilmesini isteyen demokrasi önderi...
Türk
siyasetine “sayın” sıfatını kazandıran ve rakiplerine karşı saygılı, ince bir
dil kullanan beyefendi...
Kıbrıs’ta,
Ege’de, haşhaş ekiminde emperyalizme meydan okuyan kahraman...
Popülizm
yapmadan halkın önünde yürüyen aydın...
Türkçeye
“olanak, olasılık, eşgüdüm, seçenek...” gibi sözcükleri kazandıran Türkçe sevdalısı
bir dilci ozan...
Miting
alanlarında saldırıya uğradığında saldırganların üzerine eşiyle el ele yürüyen
çift yürekli insan...
Köy
kentleri kurarak kırsal kesimi çağdaşlığın aydınlığında ışıtmak isteyen bir
ülkücü...
Emperyalizme
karşı durarak emeği ve Cumhuriyet değerlerini savunarak CHP’ye (sola) tarihinin
en büyük seçim utkusunu (1977) kazandıran lider...
Emperyalizme
karşı duruşunun bedelini, ABD ambargosu ve sağcı partilerin kepenk ve kontak
kapatma çağrısıyla karaborsanın egemen olması karşısında iktidarı yitirerek
ödeyen bir başbakan...
Dürüstlüğü
ve yurtseverliğiyle yalnızca kendisine oy verenlerin değil, karşı çıkanların da
yüreğinde taht kurmuş bir yurttaş...
12
Eylül darbecilerine karşı korkup susarak bir kıyıya çekilmeyen koca yürek...
Türkiye’ye
özgü bir solun düşünsel temellerini oluşturmak için yaşam boyu emek vermiş
inançlı bir solcu...
Merve
Kavakçı’nın TBMM’nin başına türban geçirme oyununa: “Burası devlete meydan
okunacak yer değildir.” diyerek karşı çıkıp laikliği savunan bir Cumhuriyet
çocuğu...
Bölücü
terörle müzakere etmeyip mücadele eden bir vatan sevdalısı...
Siyaset
yoluyla varsıllaşmayan, siyaset yaparak yoksullaşan bir eren...
ABD
emperyalizminin Ortadoğu’ya, BOP’u uygulamak için abandığı bir dönemde, Irak’ın
işgaline karşı çıkan bir yaşlı kurt...
Kendisine
cumhurbaşkanlığı yolunu açacak yasa değişikliğinin yapılması istemini elinin
tersiyle geri çeviren anayasaya saygılı bir birey...
17
Mayıs 2006 günü Danıştay’a yapılan Gladyo saldırısında yaşamını yitiren yargıç
Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze törenine, ağır hastalığına karşın katılan bir
cumhuriyetçi...
Ve...
Irak’ı
ABD’ye yedirmediği için ölümü hızlandırılan korkusuz bir nefer...
Emperyalist
oyunlara karşı durduğu için hep kumpaslarla karşılaşan, ne yazık ki AKP’nin
önünü açmak için merkez medyanın hedefe koyduğu bir talihsiz(!) politikacı...
Ve
en önemlisi bir âşık adam... Hem ülkesine hem de eşine...
Altmış
yıllık eşine şiir yazabilecek kadar sevgi dolu bir yürek...
Bugün
dokuzuncu ölüm yıldönümü...
Bize
düşen bu koca yürekli adamı, saygı ve minnetle anmak...
Adil
Hacıömeroğlu
5
Kasım 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder