EVET Mİ, HAYIR MI 2?

                                               
Halkoylaması izlenimlerimizi anlatmayı sürdürelim.
CHP’li ilçe başkanları, bir belediye başkanı, eski milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri, belediye meclis üyeleri, kanaat önderi kabul edilen partililerle, çok sayıda üyeyle konuştum. Uzun zamandır CHP’lileri bu kadar inançlı ve kararlı görmedim, herkes kazanmaya odaklanmış. Önceki seçimlerde ikinciliği garanti etmenin rehaveti vardı büyük çoğunlukta. Halkoylamalarında ise yasak savma… Seçim çalışmaları öncesinde CHP yönetici ve üyelerini kazanmaya odaklanmış olarak görmek olanaksızdı. Şimdi ise kazanmaya koşullanmış yürekler var.
Kişi kazanmaya odaklanınca enerjisi artıyor, çevresine de moral aşılıyor. Genelde suçlayıcı dil kullanılmıyor gibi… Birleştirici davranışlar ön planda. Parti kimliği ikinci planda. Öne çıkan vurgu: Türkiye’nin birliği…
CHP, HDP ile yan yana görünmemek için özel çaba harcamakta. Epey deneyimden sonra HDP/PKK ile birlikte görüntü vermenin kaybettirdiğini anlamış durumdalar. Bu nedenle HDP ile örgütsel planda görünür ilişki yok halkoylaması sürecinde. Tabanda bazı istisnalar var. Ancak bu istisnalar, belirleyici değil.
CHP yöneticilerinde, başkanlık rejimine “Hayır” diyen herkesle dayanışma eğilimi güçlü. AKP ve MHP tabanını ikna etmeye yönelik çalışmalar var. Kavga ederek, karşısındakini kışkırtarak, küçümseyerek halkoylamasının kazanılmayacağının farkındalar. Sorumluluk duygusu egemen olmaya başlamış birçok yönetici ve üyeye. Hatta bazı üst yöneticilerin mümkünse daha az konuşması istenmekte, gaf yapmamaları açısından.
Henüz sahaya inilmedi. Propaganda çalışmaları, ısınma hareketleri düzeyinde. Özellikle iktidar partisinin sahaya inmesi, olumlu ya da olumsuz yönde birçok şeyi değiştirebilir. AKP sözcüleri, CHP’yi bugüne kadar olduğu gibi kışkırtma yolunu seçebilir. Bu kışkırtma oyununa kapılan CHP sözcüleri, AKP’lilerle söz atışması yoluna gidebilir. Bu da AKP’nin tabanındaki hayırcıların bir bölümünü caydırabilir. Böyle bir olumsuzluğun olma olasılığı az olsa dahi, bu durum CHP tabanında kaygı yaratmakta.
Binali Yıldırım’ın CHP’yi terör örgütleriyle ittifak halinde göstermek istemesi, AKP’nin halkoylaması propagandasının omurgasının oturacağı yer konusunda ipuçları vermekte. Ancak Yıldırım’ın bu açıklaması, ters tepti diyebiliriz. Özellikle AKP tabanındaki kararsızların az da olsa bir bölümünü “hayır” oyu vermeye yöneltti. CHP yöneticileri sağduyulu oldukça ve Türkiye’nin birleşmesi konusunda kararlılık gösterdikçe AKP propagandaları bir işe yaramayacaktır.
CHP’nin olumlu ya da olumsuz tavır, söylem ve taktikleri halkoylamasında belirleyici rol oynayacaktır. Bu nedenle duygusallığın değil, aklın egemen olduğu bir kampanya dönemi olmalı.
Anayasa değişikliği parti, kişi konusu değil; vatan konusudur. Vatan yoksa partiler de yok!
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       10 Şubat 2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder