SPORCUNUN ZEKİ, ÇEVİK VE AHLAKLISI


Atatürk: “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” sözüyle sporcunun nasıl biri olması gerektiğini açıklamış yıllar önce. Sporcu, başarılı olmak için öncelikle verilen görevi layıkıyla yapacak zekâya sahip olmalı. Zeki kişi, yaşamın tüm alanlarında başarının yollarını açar ve geniş kitlelere örnek olur. Zekâ, aynı zamanda sporcunun takım arkadaşları, kulüp yöneticileri ve onu destekleyen yandaşlarıyla olumlu ilişkiler kurmasını sağlar.

Çeviklik, her sporcunun sahip olması gereken bir özellik. Bu da onun başarıya giden yolda sahip olduğu bedensel bir yetenek. Her spor dalının kendine göre kuralları, yapılması gereken devinimleri var. Farklı spor dallarında etkinlik gösteren sporcuların değişik vücut yapıları ve göstermesi gereken devinimleri gerekir. Bu da doğal özelliklerin çalışarak geliştirmesiyle olanaklı. Sporcu, çevik olmasa başarıya ulaşması olanaksız olur. Bunun için de çevikliğini artırmak zorunda.

Sporcu ahlaklı olmalı. Sporun kurallarına, ilkelerine uymalı. Bedenini eğitip geliştirdiği gibi nefsini de terbiye etmeli. Sporu, yasadışı kazanç yolu olarak kullanmamalı. Sporun kurallarını, üç beş kuruşluk haksız kazanç için çiğnememeli. Spor, onun için bir ülkü, erdem, aktöreli bir amaç olmalı. Sporun kurallarına uymak, sporcuyu erdemli yapar.

Futboldaki bahis soruşturması gittikçe büyüyerek geniş bir kesime yayılmakta. Ne yazık ki birçok genç oyuncunun bahis oynaması, üzücü bir durum. Önündeki başarılı bir geleceğin engin ufuklarına koşmak yerine, kısa yoldan ve haksız para kazanama yoluna girmeleri, sporun aktöresine uymuyor. Bu da sporcuların yetiştirilmesinde önemli eksikliklerin olduğunun göstergesi. Sporcu, yalnızca kaslarını güçlendiren kişi olmamalı, beynini de varsıllaştırıp güçlendirmeli.

Ne yazık ki altyapılardan yetişen sporcuların kaslarını güçlendirip çevikleşmeleri sağlanırken duygu ve düşünce gelişimleri ihmal edilmekte. Onların kişilikleri de kaslarına koşut olarak geliştirilmeli. Ahlak; onlar için soyut bir kavram olmaktan çıkarılıp yaşamın, sporun vazgeçilmez bir gereksinimi, zorunluluğu durumuna getirilmeli. Bu, savsaklanmayacak bir durum sporcular için.

Bahis soruşturması yasal bahis üzerinden derinleşmekte. Oysa yasadışı bahis konusu incelenirse işin ne denli büyük olduğu anlaşılır. Bu iş dudak uçuklatıcı şike olaylarına uzanırsa hiç şaşırmam. Çünkü ülkemizde kuralsızlığı kural, haksızlığı hak olarak benimsenmiş kimi kişi ve kurumlarca. Başkalarının sırtından geçinmek, emeği sömürmek, alınterini hiçe saymak, eşit koşullarda yarışmamak ne yazık ki kimlerince hak olarak bellenmekte. Ülkemizde birçok alanda olduğu gibi sporda da haksızlıklara çokça rastlanmakta. Bunun önlenmesi için toplumsal bir arınmaya ivedilikle gereksinim var.

Toplumsal aktöreye uygun davranan sporculara, yöneticilere, hakemlere gereksinim var. Her sporcuya, topluma karşı sorumluluğu olduğu bilinci kazandırılmalı. Bu konuda onlara eğitimler verilmeli. Ahlaksız davranışla sporculuk yan yana gelmemeli.

Bahis soruşturmasının derinleştirilmesi ve toplumsal bir arınmanın yolunun açılması için “Nereden Buldun Yasası” ivedilikle çıkarılmalı. Yoksa haksız kazanç elde eden kişi ya da kurumları belirlemek oldukça zor. Herkes, kazancının kaynağını kanıtlamalı. Bunun için siyasal partiler ve TBMM üstüne düşen görevi yapmalı. Çünkü başka Türkiye yok!

                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                       12 Kasım 2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder