tag:blogger.com,1999:blog-3554130757658516935.post7908017790332293990..comments2024-03-27T20:46:06.934+03:00Comments on Adil Hacıömeroğlu: DEMOKRASİ Mİ, OTOKRASİ Mİ?Adil Hacıömeroğluhttp://www.blogger.com/profile/15787688554559135514noreply@blogger.comBlogger3125tag:blogger.com,1999:blog-3554130757658516935.post-68494711154381298512012-11-21T13:55:40.163+02:002012-11-21T13:55:40.163+02:00Yani: Zulmün artsın padişahım ki tez yıkılasın mı ...Yani: Zulmün artsın padişahım ki tez yıkılasın mı diyeceğiz, pek bir acizce değil mi bu?<br /><br />Acziyetimizi örtmek için birbirini kırsınlar diye sevinmek kime ne kazandırır ki, hepimiz kaybediyoruz; göz göre göre...<br /><br />Kazanabilmek için yanlışı yapan kim olursa olsun yanlış kime yapılıyor olursa olsun etkin bir karşı duruş gerekli, asıl bunu yapabiliyorsak bir şansımız var demektir.<br /><br />A.ÖzçelikAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3554130757658516935.post-43929614995183421142009-12-09T01:47:09.386+02:002009-12-09T01:47:09.386+02:00başbakanın uslubu konusunda yazdıklarınıza tamamen...başbakanın uslubu konusunda yazdıklarınıza tamamen katılıyorum... netice itibariyle makamının gereği olarak daha barışçıl ve mutedil bir dil kullanması gerekiyor...ama hocam bunu ne sizin yazılarınız ne bizim onamalarımız ne köşe yazarlarının eleştirisi malesef ki değiştirmeyecek... hitabet büyük sanattır...en büyük idareciler en güzel konuşanlardı...kişilerin hayat bilançoları çizdikleri grafiği bir kenara bırakırsak artı kenara bırakırken de ideolojik veya farklı bir açıdan konuyu derinleştirmezsek kim olursa olsun iki dinlemeli bir söylemeli... ki başbakan duygusal oldugunu bildiği milletin hangi tarzı benımsediğini çok iyi biliyor...sine-i millet söylemini sinesinden söylemedikçe karşıt düşünce sahiplerinin öfke damarını kabartacaka doğru birşey söylese bile gayz ve öfkesinden kimse o doğruya doğru demeyecek...neticede bu platformda bizler de tartışıyoruz...uslubu bilmeyenin fikri varmış yokmuş ne çıkar...umarım zaman ve şartlar bir rende gibi bu uslupsuzlugu yontar...metin alanAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3554130757658516935.post-41083367039277575952009-11-22T22:28:05.204+02:002009-11-22T22:28:05.204+02:00Demokrasiyi "Halkın egemenliği temeline dayan...Demokrasiyi "Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi" olarak bildik bugüne kadar. Ama geçmişten günümüze sözcüklerin anlamının bu kadar değiştirilip farklı anlamlar yüklendiğine tanık olmamıştık. <br />Son okuduğum "İçindeki Devi Uyandır" adlı kitaptı. Kitapta dikkatimi çeken yazarın ifadesi: “Körfez savaşı sırasında kullanılan askeri jargon, inanılmaz derecede karmaşık bir dildi. Ama yer almakta olan yıkımın etkisini yumuşatmayı da başarmıştı. Reagan döneminde MX roketine ‘Barış Roketi’ (Peacemaker) diye isim takılmıştı. Eisenhower yönetimi de Kore Savaşından hep ‘polis harekatı’ diye söz ederdi diyor.” şeklindeydi. Yapılan işi tanımlayan sözcüğün tersini kullanıp eylemi haklı çıkarmak veya şiddetini azaltıp haklılık payı yaratabilmek. <br />Başarılı olabiliyorlar mı bilmiyorum ama denemekten de vazgeçmedikleri ortada.Muazzez Hacıömeroğluhttps://www.blogger.com/profile/15973220989819537297noreply@blogger.com