Kocaeli’nde
bir baba, sabahleyin kalkmış iki çocuğunu mahallesindeki okula götürüyor
yürüyerek. Baba, çocuklarından birinin çantasını da sırtlamış elinden tutmuş
yürüyor. Kim bilir güne başlamanın erinciyle neler konuşuyorlardı? Çocuklarının
hangi düşüne tanıklık ediyordu baba? Onlarla gelecekle ilgili hangi
tasarımların içindeydi acaba?
Deyip
gülerek gidilen okul yolunda birden onları nerdeyse sıyırıp geçen lüks bir
araba geçiyor yanlarından. Baba, çocuklarını korumak içgüdüsüyle tepkili
davranıyor. Bu, onun doğal hakkı… Çünkü iki küçük yavrusu var yanında. Her an
arabanın altında kalabilirdi çocuklarından biri ya da ikisi. Bu tepkiyi
göstermeyecek anne, baba ya da insan yoktur bu dünyada. Babanın tepkisi,
çocuklarının can güvenliğini koruma adına olumlu, normal bir davranış. Bu
tepkide sürücüye bir uyarı var.
Uyarıyı
işiten sürücü, geçip giderken babanın tepkisini görünce geri geri gelip iniyor
arabadan. Çocuklarının gözü önünde babanın çenesini sıkıp tokat atıyor ona. Çocuklar,
doğaldır ki çok korkuyorlar. Baba, üstelemiyor daha olumsuz durumlara yol
açamamak için. Sürücü çekip gidiyor yanındaki suç ortağıyla. Babasının elini
tutan küçük kızın eli kim bilir bir güvercin ürkekliğinde nasıl da korkup
titremiştir?
Toplumumuzun
eskiden beri var olan yazısız kuralları var. Bunların en önemlilerinden biri;
bir kişinin yanında karısı, çocukları varken ona saldırılmaz; o kişi dövülmez.
Bu, insan olmanın bir kuralı… Bu kurala, ancak insan olanlar uyar.
Hele
çocukların yanında babaya tokat atmayı, toplumumuzun vicdanı asla kabul etmez.
Çünkü baba, çocuklarının vazgeçilmez tek kahramanı. Onların sırtını dayadığı
dağdır o. Çocuklar, yaşamda karşılaştıkları her türlü olumsuzlukta, fırtınada,
yağmurda onun delinmez koruyucu şemsiyesinin altında güven bulur. Babalarının
koruyuculuğunda geleceğe güvenle bakarlar. Bir çocuğun en büyük felaketi,
arkalarında dağ gibi duran babalarının yıkılmasıdır.
Kocaeli’ndeki
kent eşkıyası, pahalı arabaya binmenin şımarıklığıyla çocukların arkasındaki
dağı yıkıyor hunharca. Onların kollarını kanatlarını, umutlarını kırıyor
akılsızca. Çocuklar korkudan sinip kalıyor, ancak umurunda değil insan kılıklı
yaratığın bu durum.
Dünyada
annelere, babalara, çocuklara saygı duymayan bir toplum yoktur. Ancak pahalı
taşıtlara binmeyi adamlık sanan zavallıların hiçbir şeye saygısı olmuyor. Çünkü
o, içindeki insanlığı çoktan unutmuştur lüks arabasının direksiyonunda.
Ne
yazık ki ülkemizdeki siyaset düzeni, uygulanan ekonomik sistem bazı kişilerin
kolay yoldan varsıllaşmasına neden oluyor. Bu o kişileri şımarıklığa, görgüsüzlüğe
sürüklemekte. “Parayı kazandım, güç bende.” anlayışı içinde oluyor bu kişiler
nedense. Ne yazık ki bu tür kişilerin eli kolu uzun. İşlerini kolayca halledebiliyorlar.
Yaptıkları yanlarında kâr kalıyor. Bu insansının gözaltına alınması mutluluk
verici kamuoyunca. Dileğimiz odu ki hak ettiği cezayı alır da vicdanlı
insanların yüreklerine su serpilir.
Adil Hacıömeroğlu
18
Eylül 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder