Oğluma Mektup 2

                                                                                  15 Eylül 2025 Pazartesi

Güzel Bakışlı Oğluma,

Bu sabah, yeni bir haftaya başladık. Her başlangıç iyidir aslında. İster güne, ister haftaya, ister aya, yıla başla istersen de başına yeni getireceğin her şeye. “Yeni” sözcüğü; neyin, hangi varlığın ya da kavramın başına gelirse gelsin konuyla ilgili kişiye tılsımlı bir umut verir. Umut da yeniden ve olumlu bir başlangıcın habercisi değil mi?

Başlangıçlar, nerede ve hangi koşulda olursa olsun heyecanlıdır. İnsan başlangıçlarda, yapacağı işlerde heyecan duymalı. Çünkü insan, yapacağı işi önce yüreğinde duyumsamalı. Usumuzda ölçüp tarttığımız işleri, yürek süzgecinden geçirdiğimizde başarıya inancımız artar. Umudumuz giderek çoğalır. Umut, önümüzdeki engelleri aşma konusunda bize, yürekli olma gücünü verir. Yürekli olmak, karşındaki işten korkmayarak, başaracağına inananarak amaca varmanın en güzel yolu.

Canımın İçi Oğlum, her uyandığımız sabah bize sonsuz olanaklar, yenilikler, fırsatlar sunar. Birçok bilim adamının “yarım ölüm” dediği uykudan uyanıp güne başlamak insanoğlunun büyük tansığı. Aslında tansıklar, Kaf Dağı’nın ardında değil, kendi yaşamımızın gerçeğinin içindedir. Başta kişinin dünyaya gelmesi, yaşaması, soluk alıp vermesi, sağlıklı olması, başardığı işler, uygarlığa yaptığı katkılar, düşünüp tasarlama yeteneği, konuşması, örgütlenme yeteneği, kültür, sanat ve bilimi yaratması, aklıyla üstünlük kurma becerisi bir tansık değil mi?

Her sabah uyandığında insan, dünyaya yeniden geliyor aslında. Bu nedenle yeni bir günün bize verdiği olanakların, fırsatların, umudun, şansın değerini iyi bilmeli. Zamanı iyi yönetip değerlendirmeli. Zamanın sudan hızlı aktığını bilmelisin oğulcuğum. Akan suyu, biriktirebilirsin bir yerde sonradan yararlanmak için. Ancak akıp giden zaman, bir yerde biriktirilmez sonradan kullanmak için. Bu nedenle zaman akıp giderken ondan en yüksek düzeyde yararlanmalı. Bize sunduğu fırsatları görmezden gelip boşa harcamamalı. Zamanı yönetemeyen, ondan en verimli biçimde yararlanamayan kişinin zamanı boşa geçmiş demektir. Bu nedenle zamanını boşa geçirenlerden olma!

Sevgili oğlum, gün aydınlanmaya başladığında doğuya baktığında ufukta hafif bir sarıya çalan bir kızıllık görürsün. O sarıya çalan kızıllık, altın bir tepsidir. İçindekiler ise insanoğluna sunduğu koca bir günün, zamanın, başlangıcın fırsatları. O fırsatlar da tıpkı tepsi gibi altındır biler için. Çoğu kişi altını, toprağın altındaki bir varsıllık olarak bilir. Oysa altının bize varsıllık verdiği alan, gün doğumundaki o altın tepsinin içindekilerdir.

Sen, dünyada çoğu insanda bulunmayan sağlıklı gözlem, soylu davranış, sorumlu davranma, sorunlara çözüm bulma, duygudaşlık konusunda çok ilerdesin. Senin yaşamındaki varsıllık da bunlar. Bunların değerini iyi bilmelisin. Varsıllık insanın içindedir. Onu başka bir yerde arama! Arayıp da gelip geçici el kirinin tutsağı olma! Para el kiridir, geçip gider. Ancak kişinin içindeki varsıllık paylaştıkça çoğalır.

Günün, mutlu, haftan başarılı ve sağlıklı geçsin. İçindeki varsıllığın daha da çoğaldığı dostluklarla dolu iyi bir yaşam dileğiyle…

                                                       Seni çok seven baban

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder