18 Eylül 2025 Perşembe
Oğluma,
Sevgili
oğulcuğum, ilkokulda herkes, sana “Kitap Kurdu” diyordu. O günler bilmem usuna
geliyor mu seyrek de olsa. Hatta sınıfındaki bir arkadaşın seninle yarışıyordu durmadan.
Hem birinci sınıfta hem de ikinci sınıfta onu açık ara geçince çok üzülmüştü o
arkadaşın.
Kitap
okuman sana, ilkokulda bazı özellikler kazandırmıştı. Arkadaşlarının tümü, seni
“Sınıfın Bilgesi” olarak görüyordu. Bazı zamanlar, ders çıkışında arkadaşların
okulun geçeneğinde, bahçesinde çevreni alıp sana sorular sorardı. Sen de
onların sorularını yanıtlardın. Onlara kitap okumalarını salık verirdin. “Karnımız
acıktığında nasıl yemek yiyorsak, beynimiz acıktığında da kitap okumalıyız.” derdin
onlara.
Kitap
okumak senin yaşamının tam da bir parçası olmuşken korona salgını çıktı. Tüm
Türkiye eve kapandı zorunlu olarak salgından korunmak için. Biz de evdeydik. Dersleriniz
uzaktan yapılıyordu. Salgında, evde oturmak doğaldır ki herkesi tutsaklaştırmıştı.
İşte, tam da bu sırada annenle okulunun rehberlik öğretmeni konuştular ve senin
telefonla oyun oynamana izin verdiler, benim çok karşı çıkmama karşın. Böylece
bir bağımlılığın karanlığında yittin. Kitaplardan uzaklaştın. Tadına doyum
olmaz söyleşilerine, herkes gibi ben de özlem duymaktayım. İşte, telefon
bağımlılığı senin yaşamının kırılma noktası.
Bugün
Fakir Baykurt’un Eşekli Kütüphanecisi’ni okuyup bitirdim. Bu güzel kitabı
okumakta epeyce geç kaldım sanırım. Daha önce Eşekli Kütüphaneci’nin öyküsünü
duymuştum. Onunla ilgili bilgim vardı. Ancak onun öyküsünü, Fakir Baykurt’tan
okumak başka bir tat, başka bir keyif…
Eşekli
Kütüphaneci’nin adı, Mustafa Güzelgöz… Nevşehir’in peribacalarıyla ünlü ilçesi
Ürgüp’ten… Onun yaşamı, örnek alınacak bir başarı öyküsü… Okullarda ders olarak
okutulmalı Mustafa Güzelgöz’ün yaşamı.
Mustafa
Güzelgöz, çok sevdiği, derin bir seviyle deli divane olduğu Hanife Hanım’la zor
da olsa evlenir. Hanife’nin babası, kızını kendilerine göre daha yoksul gördüğü
Mustafa’ya vermez. Bilmezdi ki Güzelgöz’ün içinde ne varsıllıklar var? Mustafa
da Hanife’sini kaçırır. Mutlu bir yuva kurarlar. Güzelgöz’ün amacı, İstanbul’a gidip
iş bularak yerleşmek. Bir gün onu mahalle gençleriyle ayaktopu oynarken görür
ilçenin kaymakamı Fahri Çıvgın. O güne dek Ürgüp’ün ayaktopu takımı, çevre
ilçelere hep yeniliyordu. Bu da Kaymakam Bey’i üzüyordu. Mustafa’nın iyi
oynadığını, bu oyunu bildiğini anlayınca bu konuda ısrarcı olur ona. Bu sırada
ilçe kitaplığındaki görevli bayan ayrılır işinden. Güzelgöz’ü kırk lira aylıkla
kitaplık memuru yapar kaymakam. Böylece İstanbul’a gitmekten vazgeçer. Zaten
onun içinde, oldum olası bir kitap tutkusu vardı.
Kitaplığın
başına gelince önce orayı düzenler. Kitapları kaydeder bir deftere. Belirlediğine
göre kitaplıkta yazma, basma ve eski yazılı 2.300 kitap vardı. İyi
korunmadığından nemlenen kitapları kuruttu büyük bir özenle güneşte. Onları da
kitaplığa kazandırdı. Bir yandan da ayaktopu takımını çalıştırıyordu. Önce
oyuncularına kitap okuttu. Oyuncular, karşı çıktı buna. O: “Gol önce kafadan,
sonra ayaktan çıkar. Siz de golü önce kafanızdan, sonra ayağınızdan çıkaracaksınız.
Onun için kitaplığa gelip kitap okumalısınız.” der, bu söz onları okumaya
yönlendirir. Kısa sürede ayaktopu takımı, yapılan maçlarda çevre ilçeleri
yener. Bu, kaymakamın ona daha çok yardım etmesini sağlar.
İlçede
kitap özetleme ve yazı yarışmaları düzenledi. Bu yolla okumaya yaygınlaştırdı. Kitap
sayısını artırmak için olağanüstü çaba gösterdi. Aylık dergiler ve günlük
gazetelerin kitaplığa gelmesini sağladı. Kitaplığın adı, Tahsin Ağa. 1854 yılında
Tahsin Ağa tarafından Ürgüp’ün Temenni Tepesi’nde yaptırılmış. Zamanın padişahı
da ilk olarak 817 cilt kitap bağışladı buraya.
Kitap
sevgisini, ana sevgisine benzetir Mustafa Güzelgöz. Kitap okumayı köylere de yaygınlaştırmaktır
amacı. Bu amaçla kapatılan köylerdeki halkodalarını kitaplık yapmak için
kolları sıvar. Ne yazık ki köy muhtarları bu konuda ona yardımcı olmadı.
Güzelgöz, çözüm bulma ustası. Onun kitabında yenilip geri çekilmek yok. Köylere
kitap götürme işinden vazgeçmedi. Bunu eşekle yapmaya karar verdi. 200 kitabın
sığabileceği iki sandık yaptırdı marangoza eşeğin taşıması için. İki haftada
bir sırayla köylere kitap götürmeye başladı. Önce yaptığı iş yadırgansa da sonradan
alıştı köylüler kitap okumaya. Onun asıl amacı, genç kızlara ve kadınlara kitap
okutmak. Bu yolla geriliği yok etmek yaşadığı topraklardan ve köylüyü
aydınlatmak.
Eşekle
kitap taşıma işi benimsendi. Farklı ilçelerin köylerine de kitap götürmeye başladı
eşeğiyle. İş, halk tarafından benimsenince halkodalarını onarıp köylere
kitaplıklar kurmaya başladı. Kitaplıklara, kadınların gelmesini sağladı
kadınlar günü yaparak. Onların gelmesini sağlamak için kitaplıklara dikiş ve
halı dokuma makineleri aldırdı yardımsever yerdeşlerine.
Sevgili
Oğlum, bir insan önüne koyduğu bir amaca, tüm zorluklara karşın nasıl
ulaşabileceğinin örneğidir Eşekli kütüphaneci. Sen ve yaştaşlarının örnek alacağı
biri bu başarılı insan. Mustafa Güzelgöz’ün yaptıkları bu kadarla kalmadı. Olağanüstü
işler yaptı. Onun ne gecesi ne de gündüzü vardı. Zamanının neredeyse tümünü çalışmaya,
kitaba ayırmaktaydı.
Eşekli
kitaplık, dünyada yalnız ülkemizde yaşama geçirildi. Bunu da yapan Mustafa
Güzelgöz’dü. O, köylerdeki kitaplıklar için: “Köye kitaplık açmak, çöle çeşme
götürmek gibidir.” diyerek konunun ne denli önemli olduğunu vurgulamaktaydı.
Güzelgöz,
köylere yalnız kitap ve kitaplık götürmedi. Üzüm yetiştiriciliği yapan
köylülere öncülük yaparak kooperatifler kurdu. Bu üzüm ve elma kooperatifleri,
fabrikalar kurarak şarap üretmeye başladı. Meyveleri uzak kentlere pazarladı. Böylece
köylünün kazancı oldukça arttı. Yanı sıra köylere hamam yaptırma işine girişti.
“Temizlik, imandan gelir.” sözünü yaşama geçirdi böylece. Çalışmalarında Fatih
Sultan Mehmet’in: “Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık,
kanalizasyon, hamam…” sözünü, yaşama geçiriyordu o bıkıp usanmadan ve yorulmak
bilmeden.
ABD’de
düzenlenen “Halkına Hizmet Eden Gönüllü Kahramanlar Yarışması”da birincilik
ödülünü aldı. Bu birincilik, başta Ürgüp olmak üzere tüm Türkiye’de heyecan
yarattı. Ürgüp’te tören yapıldı Ankara’dan Milli Eğitim Bakanı, bakanlık yöneticileri,
çevre illerin valileri ve müdürleri geldiler. Konukları, Mustafa Bey ağırladı. Bu
ödülü esin kaynağı olarak gören Ankara Üniversitesi, ilk kez Dil, Tarih ve Coğrafya
Fakültesinde ülkemizin ilk kütüphanecilik bölümünü açtı.
Benim
Güzel Oğulcuğum, ülkemizde başarı olur da bunu kıskanmayan insan çıkmaz mı?
Ayrıca güzellikleri yaymayı, halkı aydınlatmayı amaç edinen Eşekli Kütüphaneci
olur da onu çekemeyen kötü kişiler bulunmaz mı toplumda?
İmzasız
bir şikâyet dilekçesi yazıldı Ankara’ya. Bakanlık bu dilekçeyi ciddiye alıp
müfettiş gönderdi Ürgüp’e. Savunması alındı Mustafa Bey’in. Müfettişin önyargılı
olduğunu kolayca anladı o. Ne yazık ki onun bu soruşturmasında bürokrasiden,
devletin üst yöneticilerinden kimse onun yanında yer almadı. Emekliliğini
istedi. Bakanlık da kabul etti bunu. Emekli olduğunda içindeki en büyük dert
neydi biliyor musun oğlum? Karacaören köyünde başladığı hamamı bitirememesiydi.
Eşekli
Kütüphaneci, emekli olduğunda Ürgüp’teki merkez kütüphanesinde 22.000, köy
kitaplıklarında 23.000 kitap vardı. Ürgüp’ün 22, Avanos’un 4, Nevşehir’in 3,
Yeşilhisar’ın 3 olmak üzere toplamda 36 köye eşekle kitap ulaşıyordu. Bu arada
eşek sayısının arttırıldığını söyleyeyim. Eşeklere at ve katır da eklendi
zamanla.
Mustafa
Güzelgöz emekli olduktan sonra eşekle kitap dağıtımı bitti. Merkezdeki
kitaplığa kimseler uğramamaya başladı. Köylerdeki kitaplıkların çoğu ahıra
dönüştürüldü. Köyler, öksüz kaldı, o olmadan.
Benin
Biricik Oğlum, gördüğün gibi Ürgüp’teki aydınlanmayı, karanlık yendi. Başarılı,
üretken, yaratıcı, özverili ve öncü bir kişi; ne yazık ki imzasız bir
dilekçeyle alaşağı edildi. Bu, yalnızca Ürgüp’e değil; ülkemize de büyük zarar.
Sen, sen ol; yaşamda gideceğin bir yol, ulaşacağın bir amaç, uğruna savaşım
vereceğin bir ülkün olsun. Baykurt’un Eşekli Kütüphaneci’sini de en kısa zamanda
okumanı dilerim.
Yaşamın
boyunca kitaplarla dolu günlerin olsun gönlümün efendisi, gözümün nuru
oğulcuğum. Sağlık melekleri hep üstünde uçuşsun.
Baban
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder