EKRANA BAĞIMLISI İLE BAĞIMLI OLMAYAN ÇOCUK ARASINDAKİ FARKLAR


Öğretmenler, veliler, ekran bağımlılığı üzerimde çalışan uzmanlar, tinbilimciler, okulların rehberlik öğretmenlerinin çocuk ve gençler üzerinde önemli gözlemleri ve bu gözlemlerle ilgili çarpıcı saptamaları var. Zaten sınıflarda, günlük yaşamın içinde ekran bağımlısı çocukla ekran bağımlısı olmayanlar kolayca fark ediliyor. Bağımlılık arttıkça bu farklar daha belirginleşmekte.

Ekran bağımlısı çocukların en ilgi çekici özelliklerinden biri, ilgilerinin kolay dağılması. İnsanlarla konuşurken ya da sınıfta ders dinlerken anlatılanlara gerekli dikkati toplayamıyor. Ne anlatılırsa anlatılsın konuya odaklanamıyor bağımlı çocuk. Bu da anlatılanları, ne yazık ki anlamamasına neden oluyor. Derste anlatılanlara odaklanamayan ve uzun süreli dinleyemeyen bağımlı, bu yüzden başarısız oluyor. Çünkü sürekli ekrana bakan bağımlı; ekrandaki çok renkliliğe, sürekli kayan görüntülere, elektronik ortamdaki yapay mekanik sese alışıyor zaman içinde. Bu nedenle karşılıklı konuşmaya, öznesi insan olan bir anlatıma ve iletişime yabancılaşıyor. Bu nedenle anlatıcı da anlatılanlar da onun ilgisini çekmiyor.

Ekran bağımlısı, yalnızca anlatılanlara değil; deneylere, uygulamalı derslere de odaklanamıyor. Örneğin; resim yaparken, bir müzik çalışmasında, el becerisini kullanması gereken alanlara da odaklanamıyor. Bu da ona, beceriksiz damgasının vurulmasına neden oluyor.

Ekran karşısında az zaman geçiren çocuk, doğuştan getirdiği doğal özelliklerini yitirmediğinden ekranla değil, daha çok insanlarla iletişim içinde oluyor. Bu nedenle insan sesiyle anlatılanlar, onun ilgisini çekiyor. Derste ve toplumsal yaşamda anlatılara kolayca dikkat kesilebiliyor. Anlatılanları içselleştirip dinledikleriyle ilgili sorular sorabiliyor. Soru, onun konuyu daha iyi anlamasını sağlıyor. Bu da onu başarılı kılmakta.

Bağımlı, yaptığı her işten çabuk sıkılıyor. Bu da onu, çoğu zaman maymun iştahlı yapıyor. Başladığı bir işi bitirmekte zorluk çeker. Bu nedenle bitiremediği işler, bitirdiklerinden çok fazladır. Ondan, sıkça “Bu çok sıkıcı…” sözü işitilir ne yazık ki.

Ekran bağımlısı olamayan çocuk, başladığı işi bitirmek için çok emek verir. Bir işi bitirmek, onun için başarıya giden yolda önemli bir adımdır. Yaptığı işten zevk alır. Bir işi bitirmemeyi, başarısızlık olarak görür. Bunu kendine yediremez. Bir işi başlayıp bitirmek için kendince bir izlence oluşturur. Planlı çalışmayı sever. Yalnız derslerinde değil, ders dışı işlerinde de onun iş disiplini kolayca fark edilir. Sabırlı, sebatkâr, düzenlidir.

Bağımlının sosyal iletişim becerileri kısıtlıdır. Kalabalıklara girmek istemez. Aile, arkadaş ya da farklı toplulukların olduğu ortamlarda söyleşilere çok fazla katılmaz. Sorulan sorulara kısa Bu yanıtlar çoğu zaman evet ya da hayırdır.), geçiştirici, yasak savıcı yanıtlar verir. Böyle bir ortamda bulunduğu için sıkıldığını her tavrıyla belli eder. Zaten bir süre sonra telefonunu çıkarıp ekrana kilitlenerek oynamaya başlar. Kendini soyutlar bir arada olduğu kişilerden.

Ekranda çok az zaman geçiren çocuk, sosyal ortamlarda sıkılmaz. Çevresindekilerle söyleşir, konuşulanlara katılır. Kimi zaman topluluk içinde yönlendirici olur. Kalabalıkta olmaktan keyiflenir. Ailesi, arkadaşları, öğretmenleri ve tanımadıklarıyla iletişimi sağlıklıdır. İletişimi, etkin olarak kullanır.

Bağımlının düş gücü zayıftır. Düş kurmak, kafasında imgelemler yaratmakta yetersizliği ilgi çeker. Bu da onun üretkenliğini, yaratıcılığını, bağımsız iş yapabilme gücünü, öncü olma olanaklarını kısıtlar. Örneğin, bu çocuklara resim yaptırdığınızda figürler neredeyse hep aynı, ayrıntılar çok az, çizgileri çok basit ve neredeyse aynı çizgileri hep yineler. Düş gücünün zayıflığından kaynaklanan yaratıcılığının gelişmemesi yüzünden daha çok gördüğü resimleri ya da varlıkları kopyalar. Bu nedenle özgün yapıtlar ortaya çıkaramaz.

Ekranda az zaman geçiren çocuk, düş gücü gelişmiş, hatta sınırsızdır da diyebiliriz. Çoğu zaman düşler kurar. Düşlerini yaşama geçirmek için uğraşır. Düş gücünün varsıllığı, onu üretken ve yaratıcı yapar. Gördüklerini kopyalamaktan kaçınır. Onun için özgün düşünceleri dile getirmek çok önemli. Ayrıca resimlerinde düş gücünden kaynaklanan özgünlük, açıkça belli olur. Meraklı olduğu için her şeyi öğrenip araştırmak ister. Merakı, onu her alanda geliştirir. Oysa ekran bağımlısı çocuğun merakı törpülendiği için öğrenme, araştırma, bulma isteği azalır.

Ekran bağımlılığı, çocukları başarısızlığa sürükleyen büyük bir tehlike. Bu nedenle çocukları, yani toplumumuzun geleceğini bu tehlikeden kurtarmak gerek. Bu bağımlılık, başka bağımlılıklara da yol açtığı için ulusal güvenlik sorunu olmadan gerekli önlemleri almak hem ailelerin hem yurttaşların hem de resmi kurumların görevi. Çok geç olmadan herkes görevini yapmalı.

                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                       27 Aralık 2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder