Bir yılı daha iyisiyle kötüsüyle geride bıraktık. İnsanlık olarak yeninin uğuruna, umuduna, güzelliğine, tazeliğine ve bilinmezliğine inanırız. Zaten insanı ayakta tutan da umudu değil mi?
Bilinmezlik,
kişinin merak duygusunu artırır, yaşama isteğini çoğaltır. Bilinmez bir zamanın
kendisine neler getireceğini merak eder. O merakı yaratan, aslında insanın
içinde her mevsim yeşerip boy atan umut ağacı. O umuttur ki tohumu doğduğumuz
gün içimizde yeşerip dal budak salar. İnsan, yaşamdaki son soluğunu alırken
bile o umut ağacının bir yaprağı bile sararıp solmaz. Çünkü insanın içindeki
güçlü yaşam pınarı besler o ağacı.
2023’te
hem ülkemiz hem de dünya, büyük olumsuzluklar yaşadı. Yurdumuzda büyük bir
deprem yaşandı. Evleri yıkılanlarla bizim de çatımız çöktü başımıza. Yıkıntılar
altında can verenlerle ulusça can verdik birlikte. Susuz, aşsız kalanları
yüreğimizde duyumsadık. Onları, insanlığımızla besledik. Umutlarını, gönül
pınarlarımızla ayakta tuttuk. Günlerce sofralarımızın neşesi, yiyeceğimizin
lezzeti, ağzımızın tadı yok oldu. Çoğu zaman lokmalar düğümlendi gırtlağımızda derin
bir hıçkırık gibi. Gözyaşlarımız, içimizdeki sonsuz yürek denizinde yitiverdi. Geceler
boyunca deprem bölgesindeki artçı sarsıntıları duyumsadık duygudaşlıkla. Mutluluk
düşlerimiz, yıkıntıların altında kaldı aylarca. Soframızdakini, cebimizdekini
paylaştık ellerimiz titremeden, gözümüz arkada kalmadan.
Yaşanmaz
kentler kuran devlet yöneticilerine, belediyelere, yapsatçılara, fırsatçılara
kinlendik uzun süre. Evimizi başımıza yıkan, insanımızı perişan eden, yerleşim
yerlerimizi yaşanmaz kılan sorumsuzluğun, açgözlülüğün, iş bilmezliğin,
bilimsel düşünmemenin, bilgisizliğin, beceriksizliğin ve ilkelliğin bedelini
ödedik ulusça.
Ekonomik
bunalımla soframızdaki ekmeğimizi, cebimizdeki paramızı, içimizdeki düşleri,
yüreğimizdeki geleceği çaldırdılar asalaklara devletimizi yönetenler. Yıllardır
üretmeden tüketen bir sistemi egemen kıldılar bin bir bereketin olduğu
memleketimin topraklarına. Küresel sermayeye boyun eğmekte yıllardır ülke
yöneticilerimiz.
Beynini
ve bedenini emperyalizme satmış hainlerce Mehmetçiklerimiz düşürüldü toprağa
2023’ün son günlerinde. Şehitlerimizle yüreğimiz yandı ulusça. Acımız içimizde,
çok derinde bir kor ateş gibi.
ABD-İsrail’in
arkasında sıralanan emperyalist güçler, Filistin’e saldırdı karadan, havadan ve
denizden. İçeceğini yiyeceğini kesip havasını zehirlediler. Dünyanın en mazlum
halkı, uygarlığın doludizgin geliştiği dünyanın gözü önünde kırılıp kıyılmakta.
Mazlumun mazlumu bir halk, soykırıma uğratılmaya başlandı. Dünyanın tuzu
kurularının görmezden geldiği bu soykırım, yüreğimizi yakıp yüzümüzü kızarttı
insanlık adına.
Varsıllar,
sofralarındaki yiyeceğin çoğunu çöpe atarken o çöplerden beslenen yoksullara, yeryüzündeki
adaletsizliğe üzülüp başkaldırdık içten içe. Amerika kıtasının kuzeyinde ve
Avrupa’da dünyanın kanını içenler semirdikçe Afrikalıların iskelete dönen bedenlerine
bakıp bakıp dünyanın utanmazlığına şaştık.
Dünya
kurulduğundan beri insanın insana yaptığı kötülüğü hiçbir şey yapmadı. İnsanın
insandan çektiğini ne doğadan ne de vahşi hayvanlardan çekti kişioğlu.
Doymak
bilmeyen bir açgözlülüğün vahşiliğini sıkça gördük dünya üzerinde 2023’te. Gördükçe
de çoğu zaman insanlığımızdan utandık. Doğa ananın bize verdiği onca nimete
karşın değerini bilmezler yüzünden acı çekti inanların çoğu.
2023’te
yaşanan tüm olumsuzluklara karşın insanoğlu; gelecekten, 2024’ten umudunu
kesmedi. Geleceğin güzel olacağına inandığı için yaşama gücü çoğalmakta. İnsanlığın
yaşama gücü, umudu yenecektir insanlığın yüzünü kızartanları. Gelecekte insanoğlunun
mutluluk düşleri gerçekleşecek. Sonsuz kardeşliği, erinci, mutluluğu yaşayacak.
Bu dünya açgözlülere, kan emici emperyalistlere kalırsa zaten dünya diye bir
gezegen kalmaz. Kendilerini de insanlığı da yeryüzünü de tüketirler. İnsanlık
var olmak için emperyalizmi yok etmeli.
2024
Yılı insanlığın erdemlerinin egemen olduğu bir dünyanın muştusu olsun. İnsanlık
da dünya da var olsun. Emperyalizm ise dirilmemek üzere yok olsun bu dünyadan.
Adil
Hacıömeroğlu
31
Aralık 2023