Cumhuriyet’imizin
100. yılında olağanüstü kutlamalar oldu. Hepsini yazsak ömrümüz yetmez. Türk
ulusu yediden yetmişe bayramına, devrimine sahip çıktı. Yurdun dört bir yanında
coşkulu kutlamalar yapıldı. Halk: “Cumhuriyet!” dedi, yüz yıldır dediği gibi.
Yurttaşlarımız;
Cumhuriyet’e, Türk Devrimi’ne bağlılığını Anıtkabir’e giderek gösteriyor. Ulusumuzun
değişmez ve sonsuza dek lideri Atatürk’e gidiyor başı sıkıştığında insanlarımız.
Orada umudunu, güvenini, erincini tazelemekte. Yitirdiklerinin Anıtkabir’de
bulmaya çalışmakta. Oraya gittiğinde umut tohumlarının yurdun dört yanında
yeşereceğinin farkında. Çünkü Atatürk; umudun, ulusça özgüvenin, erincin adı.
Yurttaşlarımız,
gerek ulusal bayramlarımızda gerek 10 Kasım’da gerekse ülkemiz büyük sorunlarla
karşılaştığında Anıtkabir’e gider. Sorunların çözümünü bulmak, bunalımlardan çıkış
yolunu görmek için Atatürk’e koşar.
Seksen
bir ilimizden ve yurtdışından yurttaşlarımız Anıtkabir’e aktı. Hangi partiden,
dünya görüşünden, inançtan, etnik kökenden, sınıftan olursa olsun yurttaşımız
Atatürk’e koştu. Orada, bir tarih yolculuğunu içselleştirdi.
29
Ekim günü, Anıtkabir’e on saatte 1.182.425 kişi geldi. Bu, bir rekor…
Önümüzdeki günlerde bu ziyaretler sürecek. Başı sıkışan, Atatürk’e koşacak.
Anıtkabir’e
giden yurttaşlarımızın çoğu, kendiliğinden gitti oraya. Siyasal partiler,
demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, sendikalar üyelerini bu konuda
örgütleyip yönlendirmedi. Bu, Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılı kutlamalarının büyük
bir eksikliği. Ancak Türkiye Gençlik Birliği (TGB) ve Cumhuriyet Kadınları
Derneği (CKD) günler öncesinden Anıtkabir’e yürümek için halkımıza çağrılar
yaptılar. İlk TBMM’nin önünde topladılar üyelerini ve halkımızı. Oradan görkemli
bir yürüyüşle Ata’nın huzuruna çıktılar. Bu yürüyüşe, Vatan Partisi örgütleri
de katıldı.
TGB
ve CKD’nin ilk Meclis önündeki mitinginde Filistin’in Ankara Büyükelçisinin
konuşması çok anlamlıydı. Çünkü Atatürk, ezilen ulusların Çobanyıldızı. Kurtuluş
Savaşı’mızla onlara kurtuluş yolunu gösterdi. Özgürlük ve bağımsızlığın nasıl
kazanılacağının simgesidir Atatürk.
Keşke
TGB ve CKD’nin yaptığı gibi diğer demokratik kitle örgütleri de üyelerini Anıtkabir’e
taşıyabilseydi. On saatte bir milyonu aşan ziyaretçi sayısı dünyada eşi benzeri
görülmemiş bir sayıya ulaşsaydı. “Atatürkçüyüm, cumhuriyetçiyim!” diyen birçok
dernek ve kuruluşun böyle bir çalışma yapmaması ilginç. Kimin sözde, kimin ise
özde Atatürkçü ve cumhuriyetçi olduğu böyle zamanlarda ortaya çıkmakta. Ne
yazık ki Atatürk’ün kurucusu olduğu CHP’nin iç çekişmeleri, Cumhuriyet’in 100. yıl
kutlamalarının önüne geçti. Bu durum, çok üzüntü verici ve uyarıcı.
Cumhuriyet’imizin
100. yıl kutlamaları, ak koyunla kara koyunu ortaya çıkarmakta. Çünkü Atatürk
aydınlığında her şey apaçık görülmekte.
Adil Hacıömeroğlu
31
Ekim 2023