CUMHURİYET BAYRAMI

  

         Bugün Cumhuriyet’imizin 87. yılını kutluyoruz. Türk tarihinin en büyük uygarlık projesi, atılımı olan Cumhuriyet devrimidir. Bugünlerde bazı art niyetli siyasetçilerimiz her türlü siyasal ve toplumsal sorunun ortaya çıkışının nedenlerini, Cumhuriyet’e ve kurucusu M. Kemal Atatürk’e bağlamakta. Her türlü sorunu (Bunların birçoğu yapaydır ve özellikle gündeme getirilmiştir.), Cumhuriyet Devrimi’ne bağlama hastalığı sağlıklı bir ruh hali değil. Bu durum; bitmez bir kinin, tükenmez bir intikam duygusunun açığa vuruluşu. Türk Devrimi ile çıkarları zedelenen, gerici feodal bir toplumsal düzenin karanlığından beslenen bir güruh hiçbir zaman Atatürk ve Cumhuriyet’i içine sindirmedi.

            Kendine aydın diyen birçok kişi, Cumhuriyet Devrimi’nin erken ve tepeden inme olduğunu söylemekte. Bu sav; yersiz, yanlış ve Cumhuriyet’e giden süreci anlayamamaktan kaynaklanmakta. 1923’e kadar Türk toplumu türlü modernleşme atılımları yaşadı. Türk Devrimi’ne karşı çıkanların en büyük savları ise yapılan devrimlerin yeniliklerin toplumumuzun dokusuyla uyuşmadığı düşüncesi. Gerçek böyle mi? Bu sav gerçek dışıdır. Neden?

        Türk toplumu tarihinin hiçbir döneminde katı din kurallarıyla yönetilmedi. Toplumumuzun geleneklerine, yaşam biçimine baktığımızda bu gerçeği yakından görürüz. Her bölgemizin, ilimizin, hatta ilçemizin kendine özgü halk oyunları var. Bunlar, bu toprakların binlerce yıllık geçmişini bize anlatan en önemli belgeler, göstergeler. Bu oyunlarımıza baktığımızda büyük çoğunluğunun kadın, erkek birlikte oynandığını görmekteyiz. Binlerce yıl, bu toprağın kadını ve erkeği el ele tutuşmuş birlikte halay çekmiş, horon tepmiş, ata barı oynamış; karşılıklı göbek atmış, zeybekte birlikte kutsal toprağımıza diz vurup gururlanmış.

         Yine tarihin derinliklerinden gelen türkülerimize baktığımızda kadınla erkeği birlikte görürüz. Birçok yöremizde var olan kadın ve erkeğin atışma geleneği bize her şeyi anlatmıyor mu? Bu atışmalarda kadın perde arkasında mı duruyor? Sevda türkülerimizde kadına karşı incelik başka nerede var?

        Geleneksel kadın kıyafetlerine bakıldığında bugün Cumhuriyet karşıtlarının savlarının temelsizliği anlaşılmakta. Yörelerin doğal koşullarına göre değişen başörtülerinin nasıl bir sanat ortaya çıkardığını görmemek olanaksız.

            Köylerimizdeki tarımsal faaliyetlere komşuların kadın, erkek ayrımı olmadan imece yapmaları bizlere bir şeyler öğretmiyor mu? Yine nişan, düğün, bayram gibi toplu kutlamalarda aynı şeyi görmekteyiz. Düğünlere cinsiyet ayrımı yapılmadan herkes katılır, birlikte eğlenilirdi.

             Bu topraklarda tarihimizin hiçbir döneminde “kaçgöç” yaşanmadı. Kadınla erkek arasına duvarlar örülmemiş, kadın evine hapsedilmemiş, yaşamın her alanında erkeğiyle omuz omuza olmuştur.

         “Geçmişte Ulus'ta günün kıyafetine uygun değil diye kasketli köylünün oraya girişi, yasaklandı. Sakal ve bıyık yasaklandı.” Bu sözler günümüz başbakanına ait. Cumhuriyetçi görünerek Türk Devrimi’ne yükleniyor partisinin grup toplantısında RTE. Kılık kıyafet devrimini eleştiriyor kendince. Tarihsel dayanağı olmayan birtakım savlarla Türk Devrimi’ni eleştirmek, onun getirdiği çağdaşlaşmayı halkın gözünde küçük düşürmeye yönelik bir anlayışı anlamak olanaksız. RTE’nin söz ettiği o köylünün kasketinin şapka devriminin bir sonucu olduğunu da bilmemek ayrı bir bilgisizlik. Köylümüzün fes ve sarık yerine kasketi benimsemesi devrimlerimizin bir başarısı değil mi?

             Ankara Ulus’ta kasketli köylülerin gezdirilmediğini söyleyen başbakan, o yıllarda Ulus Meydanı’nda Atatürk heykelinin yanında bir halk kürsüsünün olduğunu bilir mi acaba? Anadolu’nun çeşitli yerlerinden gelen yurttaşlar ve Ankaralılar, o kürsüden her türlü istek, eleştiri ve düşüncelerini söylerlerdi. Bu düşünce özgürlüğünün tek parti dönemi olmasına karşın vardığı düzeyi gösterir. Bu kürsüler, ülkemizin tüm kent meydanlarında kuruluydu. Bu, Halkevlerinin öncülüğünde gerçekleşirdi. Günümüzde bir kent meydanına kurulacak bir kürsüden yurttaşın görüşlerini haykırması olanaklı mı?

            Yıllarca ulusal bayramlarımızı davul zurnayla kadın, erkek kutlayan halkımızın devrimleri benimsemediği söylenebilir mi? Cumhuriyet Devrimi’nin halkımızca benimsenmediğini söyleyenler, geçmişte fener alaylarının görkemini, bayram geceleri yurdumuzun dört bir tarafında düzenlenen gecelerdeki kalabalık katılımları anımsamalarını isterim. İl, ilçe, bucak merkezlerinde ve okulu olan köylerimizdeki bu gecelere, en uzak köylerden insanlarımızın çoluk çocuk nasıl coşkuyla katıldıklarını bilmemek bilgisizlik değilse bilerek emperyalizmin yıkıcılığına ortak olmaktır. Hele bunu bilip de inkâr etmek nasıl bir kötü niyet ve Türkiye düşmanlığıdır.

            Bugün ülkemizin neresine giderseniz gidin, en ücra köşedeki evlerde, kahvelerde, lokantalarda, köy odalarında, işyerlerinde Atatürk’ün fotoğraflarının başköşede olduğunu görürsünüz. Türk ulusu, Atatürk’ü hem kurtarıcısı hem de devrimlerinin mimarı olarak bağrına bastı. Halkın gönlünün derinliklerinde yer etmiş bir önderi ve O’nun devrimlerini toplumsal dokumuzdan söküp atmak kolay mı?

         1919’da başlayan Türk’ün devrimci uyanışına o zaman da karşı çıkanlar vardı. İşgalci emperyalistlerle işbirliği yapan saltanat yardakçıları, tatlı su liberalleri, yobazlar ve bölücüler ittifak halinde Kurtuluş Savaşı’na da Cumhuriyet Devrimi’ne hep karşı çıktılar. Her fırsatta dünün işgalcilerinin zehirli dilleriyle Türk Devrimi’ne saldırdılar. Bugün de bu ittifak işbaşında, yalnızca arkalarındaki büyük emperyalist güç değişti İngiltere’nin yerini ABD aldı. Küresel güçlerin sonsuz desteğiyle Atatürk’e, Cumhuriyet Devrimi’ne saldırmaktalar var güçleriyle. Onlar saldırdıkça Atatürk dağ gibi yükselmekte ülkemizin bağrında. Sinek dağa çarpsa ne olur?

             Cumhuriyet, toprağımıza kök salmış büyük bir çınar. Bu çınarı söküp atmak kolay değil. Şu anda yapılan çınarın dallarını budamak. Bahar geldiğinde budanan dalları eskisinden daha yeşil, daha gövermiş göreceğiz. Her dalda binlerce filizin, birbiriyle yarışırcasına boy attığına tanık olacağız.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                 29 Ekim 2010

 

        

 

 

 

         

10 yorum:

  1. Sanırım şu an içinde bulunduğumuz duruma sebep, Cumhuriyetin, Atamın dediği üzere fikirlerdeki ve ruhlardaki güvenin müjdecisi olmasının gereğince algılanamamasıdır. Zira anlatabildiğin ancak karşındakinin anlayabildiği kadardır ve hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır görmek istemeyen kadar kör olamıyor. Yapabileceğimiz ise umudumuzu kırmadan yılmadan öğrenmek, öğrendiklerimizi anlaşılır dille sabırla anlatmak olsa gerek.
    Bu konudaki emeklerinizi nasıl öderiz hiç bilmiyorum Sayın hocam, sağolun varolun...

    YanıtlaSil
  2. Mürteciler geçmişten günümüze toplumumuza medeniyeti çok gördü. Medeni kıyafeti hazmedemedi. Hele hele kadının medeniyete adım atması büsbütün çileden çıkardı mürtecileri. Boşa değil Cumhuriyet karşıtı olmak. Kılık kıyafet devrimi bugünlerde hedef. Bakalım sıradaki Türkçe eğitimi eski haline döndürme ne zaman talep edilecek. METE ÇINAR

    YanıtlaSil
  3. Adil Hocam gene çok güzel yazmışsınız. Bu arada bilmediğim konuları da öğreniyorum. Çünkü "halk kürsüsü" nden haberim yoktu. Bu vesileyle öğrenmiş oldum. Bir taraftan da RTE' nin halk kürsüsü kurma cesareti olamayacağını da düşündüm. Yalnızca cesaret değil, bu kürsüyü kurmak gerçek demokratik görüş gerektirir. Toplumun her kitlesini gerçek anlamda önemsemek ve de eşit görmeyi gerektirir. Öyle çakma demokratlıkla halk kürsüsü kurulamaz. Saygılarımla. Ahmet DURU

    YanıtlaSil
  4. TAHA AKYOLUN BUGÜNKÜ HABARTÜRKTEKİ YORUMUNA GÖRE:SALTANATIN KALDIRILMASI1 KASIM 1922 DE VE 29 EKİM 1923 DE DE CUMHURİYET İLANI AMELİYATLA OLMUŞTUR.BUNUN ADI DEVRİMDİR.YANİ TÜRK DEVRİMİ.İNSAN HAYATINDA BİR KERE AMELİYAT OLUR SONRA DA NURMALLEŞİRMİŞ.ŞİMDİ NORMALLEŞME ZAMANIDIR VE ÜLKENİN DEMOKRATİK YAPISINA KAVUŞMASI İÇİN BAŞKACA OPERASYONA İHTİYACI YOKMUŞ.DEVEYE SORMUŞLAR O DA, NEREM DOĞRU Kİ DİYESİYMİŞ.CUMHURİYETİN HERYANI AĞRIYORKEN TEŞHİS KOYANLAR VE TEDAVİYE GEREK DUYANLAR KADAR, ACİL AMELİYATA ALINMASINI İSTEYENLER DE VAR.ATATÜRKÜN TAMBAĞIMSIZLIK İLKELERİ,SOSYAL VE EKONOMİK ANLAMI KALDIMI Kİ,ÜLKESİNİ KURTARDIĞI EMPERYALİSTLERDEN ÜLKEYE ÇÖREKLENEN SERMAYE VE TEKNOLOJİ BUDALALARI SATIN ALMADIK ŞEY VE ADAM BIRAKMAZKEN;İMTİYAZLARI GERİ GETİRİRKEN BİZ NEYİ KUTLUYORUZ Kİ?KALKINMIŞIZ ÇOK SAYIDA TESİS VE AKARYAKIT HARCAYAN YOLLAR YAPMIŞIZ.79 YILDA KAMUYA KAZANDIRILAN TESİSLERİN TAMAMINA YAKININI 8 YILDA SATMIŞKEN.REEL TARIM,SANAYİİ BATIRMIŞ DIŞ SERMAYEDAR VE TEKNOLOJİK ÜRÜNLERİN DEPOCUSU,AMBARCISI YAPILMIŞKEN,KENTLERE YIĞDIĞIMIZ İNANILMAZ ATIL NÜFUSA ASGARİ ÜCRETİ BİLE ÇOK GÖRMÜŞKEN NEYİ KUTLUYORUZ?TESLİMİYETİN ADINA YAKIŞIR KUTLAMALARLA YARIŞIRKEN, ATAM SEN RAHAT UYU NASIL DİYEBİLİYORUZ.HOŞ KUTLAMASINI DA BİLMİYORUZ YA BİR GRUP ÖĞRENCİ,ASKERİ MANGALARLA BİR ARENADA YAPILAN KUTLAMALAR HALKIN KATILIMI OLMADAN KUTLANAN BAYRAMLARA DÖNÜŞÜP TATİL YAPIYORUZ.KUTLU OLSUN.MEHMET SEZER

    YanıtlaSil
  5. Sevr'i bir türlü uygulatamayan , Türk'ün kurtuluş savaşını bir türlü hazmedemeyen güçler , içeride buldukları destekçileriyle Cumhuriyet'ten bu yana, anlattığınız şekilde devrimlerin toplumun yapısına uymadığını işleyip durdular.
    Anlattığınız imeceleri , düğünleri , fener alaylarını yaşadım . Kadın erkek farkı gözetmeksizin hep birlikte Halktaki o kalkınma heyecanını , her alanda birşeyler yapabilme yarışını çok iyi biliyorum . İşte hep bu ruh yok edilmeye çalışılıyor.
    Sahip olduğumuz Cumhuriyet çınarımızın sonsuza kadar gelişerek yaşayacağına inanıyorum .
    Teşekkür ederim , kaleminize sağlık .

    YanıtlaSil
  6. Devrimler zaten tepeden iner adına onun için devrim denir.Yine tepeden inecek yeni bir devrime hazır olsunlar ,giderken laptop'larını almayı unutmasınlar lisan bilmedikleri için zorlanırlar sonra.Gidemeyenlere de zindanlarına gidip şeker götürürüz.Bence elmalı şeker daha uygun ellerinde kalacak bir şey olur?!

    YanıtlaSil
  7. bu cumhuriyeti ulu önder ataturk kurdu ve bizlere emanet etti bunu buyutecek ve yuceltecek bizlerız onun içindirki birlik ve beraberlığe ihtiyacımızın olduna ınanıyorum yok atamızın gençlığe hıtabesınde soyledığı gıbı.EY TÜRK GENÇLİĞİ BİRİNCİ VAZIFEN TÜRK İSTİKLALİNİ TÜRK CUMHURİYETİNİ İLELEBET,MUHAFAZA VE MUDAFAA ETMEKTIR.MEVCUDIYETININ VE İSTİKBALİNİN YEGANE TEMELI BUDUR BU TEMEL SENIN EN KIYMETLI HAZINENDIR.İSTİKBALDE DAHİ SENI BU HAZINEDEN MAHRUM ETMEK İÇİN DAHILI VE HARICI BEDHAHLARIN OLACAKTIR. İŞDE ATAİMİZİN SOYLEDIĞİ BU GERÇEKLER ŞIMDI ULKEMIZIN VE CUMHURIYETIMIZIN BAŞINDADIR.İSTİKLAL VE CUMHURIYETİNE KASDEDECEK DUŞMANLARBÜTÜN DUNYADA EMSALI GORUNMEMIŞ BİR GALIBETIN MUMESSILI OLABILIRLER HİLE İEAZIZ VATANIMIZI BOLMEK BOLMEK ISTEYENLER VAR. .....EYYYY TÜRK İSTİKBALİNİN EVLADİ İŞDE BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ,VAZIFEMİZ TÜRK İSTİKLAL VE CUMHURIYETINI KURTARMAK MUTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAKI ASIL KANDA MEVCUDDUR.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE. BU ULKENIN TEK KARİŞ TOPRAĞI VERILEMEZ GEREKIRSE YENIDEN KANIMIZIN SON DAMLASINA KADAR SAVAŞIR VE YINEDE VEMEYIZ

    YanıtlaSil
  8. ''Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür..''Victor Hugo

    YanıtlaSil
  9. Kuzey'in Kızı1 Kasım 2010 20:43

    Atatürk'ün devrimlerini ve Cumhuriyet’i bir türlü içine sindiremeyen o "güruh"un uzantıları bugün Cumhuriyet'in bize kazandırdıklarını birer birer yok etmeye çalışıyorlar;ancak başaramayacaklar.Baharı öldürmek mümkün müdür,baharı durdurabilir misiniz?,Türk insanının yüreğine dal budak salmış Atatürk ve Cumhuriyet sevgisini de öldüremeyecekler.Memleketime öyle bir bahar gelecek ki kara haberlerle solan güller yeniden açacak, bu sevda boy verip yeşerecek.Bu umutla ...
    Teşekkürler Adil Bey...

    YanıtlaSil
  10. Cumhuriyet demek Demokrasi demek.Eşsiz bir savaşım ile yaşadığımız Coğrafyayı bize vatan yapan ve bize bir ulus kimliğini Türk kimliğini kazandıran tarihin en büyük devrimleri olan “Cumhuriyet Devrimleri ile aklın ve bilimin ışığında bir ulus yaratmayı hedefleyen büyük Önder Atatürk gençliğe hitabının ilk cümlesinde ulusa hitaben “Birinci vazifen Türk istiklâlini ,Türk Cumhuriyetini ,ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,”der.Yine bir konuşmasında Cumhuriyet bir kurduk onu yaşatacak ve yüceltecek sizlersiniz” der.”Cumhuriyet tarihimiz insanlarla doludur milli mücadele ve devrimler döneminden başlayarak Cumhuriyetimizin kurulması ve yükseltilmesi yolunda bugüne kadar bu ülkeye kendini adamış bir doğası gereği her mücadelenin öncüleri vardır akıl ve bilim doğrultusunda çağdaş bir devlette toplum düzeni hesap hedefleyen Cumhuriyet idealini ülkemizde kökleşmesi ve yücelmesi yolunda önemli adımlar atılmıştır.Bizlerdeçalışıp üretip korumalı ve yaşatmalıyız.
    Atatürk ‘Cumhuriyet, düşünce, bilim,beden bakımından güçlü veyüksek karakterli koruyucular ister.”sözüyle bizlere vatanımızı emanet etmiştir.Değerli Adil Öğretmenim , bilginize bereket , elinize , yğreğinize sağlık , sağolunuz .Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.Nice Cumhuriyet Bayramlarımızı kutlamak dileğiyle👏👏🇹🇷🇹🇷♥️🙏🏻🌹Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil