CHP işgal yıllarının umutsuzluğu ve yüzyıllardır süren Ortaçağ karanlığının külleri arasından doğan bir siyasal oluşumdur. Yoksulluğun, cehaletin, umutsuzluğun diz boyu olduğu bir dönemin olumsuz koşullarını değiştiren, Türkiye’yi çağdaş ülkeler arasına sokan büyük bir siyasal dönüşümün, devrimin, halk hareketinin önderidir.
CHP, ülkemizin emperyalist bir işgalden kurtarılması sürecinde yurdun her yerinde ortaya çıkan direniş örgütlerinin Kurtuluş’tan sonraki siyasal birliğini temsil eder. Esaretten, ulusal bağımsızlığa giden süreçte yeşeren ulu bir çınar. Partinin, ulusal bağımsızlığımızın önderi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulması, işin siyasal sorumluluğunu anlamlı kılar. Ulusu, emperyalist boyunduruktan kurtararak devleti kurmak, siyasal sorumluluğun tarihsel yükümlülüğünü artırmaktadır. Kurtuluş Savaşı sonunda kazandığımız tam bağımsızlık, ulus egemenliğinin göstergesidir. CHP’nin ulusal egemenliği savunup koruması başlıca ödevidir. Çünkü kurucu bir partinin tarihsel sorumluluğu bunu gerektirir. Ulus devlet modeli de CHP’nin ve kurucusu Atatürk’ün düşüncesidir. Ulus devlet anlayışından vazgeçmek, geriye dönüşü olanaksız facialara yol açar. Ulusal devletin ortadan kaldırılması, şimdiden tahmin edemeyeceğimiz birçok bölünmenin fitilini ateşler. Bölünmeler ve bölünmelere yapılacak dış müdahaleler, onulmaz düşmanlıkları ortaya çıkarır. Bu durum yalnızca kendi insanımızı değil, içinde yaşadığımız tüm coğrafyayı rahatsız eder, bunalıma sürükler. Bu nedenle CHP, ulusal egemenliğimizi ve bütünlüğümüzü savunup korurken sadece bizim değil, komşularımızın da güvenliğini, barış içinde yaşamasını güvence altına almakta.
Küresel sermayenin ulus devletleri ortadan kaldırmak için gösterdiği olağanüstü çabaya karşı ülkemizde ve bölgemizde direnecek siyasal güç CHP olmalıdır. Bunun tersi, Türkiye’nin küresel güçlere teslimiyeti anlamındadır ki, bu felakettir.
CHP, sadece emperyalist işgale karşı bir direnişin mi simgesidir? Tabi ki hayır! O, aynı zamanda Ortaçağ taassubuna karşı bir halk hareketinin örgütleyicisidir. Bu yönü ona devrimci bir kimlik kazandırmakta. Bu devrimci anlayışın en büyük eseri de laik cumhuriyettir. Kuruluş dönemini izleyen yıllar, baş döndürücü bir devrim sürecini kapsar. Bu devrimler, ulusun modernleşmesinin itici gücüdür. Feodal gelenekler ve düzene karşı modern, çağdaş bir toplum görüşünü yaşama geçiren CHP’nin bu devrimci geleneğinden çark etmesi yenileşme değil; Ortaçağ anlayışına teslimiyet olur. Bu devrimci kimlik, neoliberal ve ılımlı İslamcı anlayışların yerleşmesi, uygulanması önündeki en büyük engeldir.
CHP’nin amblemi altı okta ifadesini bulan Atatürkçülükten vazgeçmek, CHP’yi liberal bir parti yapar ki buna ülkemizin gereksinimi yoktur. Çünkü mevcut iktidar partisi bu çizgidedir. Aslı dururken suretin bir değeri olmaz.
Eleştiriler, altı oka yöneltilirken en çok hedefe oturtulan ise devletçilik ve laikliktir. Bu iki ilkenin demode olduğu, çağın gerisinde kaldığı savı her geçen gün daha da yükselen seslerle ifade edilmekte. Gerçek böyle midir? Önce devletçiliği ele alalım. 24 Ocak kararları ve onun siyasal simgesi 12 Eylül darbesiyle yerleşen liberal anlayış; sınırsız, kuralsız bir özelleştirmeyle toplumdaki sosyal adaleti ortadan kaldırdığı gibi hızlı bir yoksullaşmanın da nedeni oldu. “Devlet şunu satar mı, bunu üretir mi?” gibi sorularla halkın büyük emek ve alın teriyle kurup büyüttüğü şirketler özelleştirme adına ortadan kaldırıldı. Üreticiyi destekleyen kuruluşların yok edilmesiyle de ülkemiz üreten değil, tüketen bir toplum durumuna getirildi. Liberalleşme, ülke ekonomimize öyle bir darbe vurdu ki bugün tarımsal ürünlerimizin bile birçoğunu ithal etmek zorunda kalıyoruz. Özellikle bölücü terörün destek bulduğu illerimizde özelleştirmenin oluşturduğu işsizlik ve yoksulluk dikkat çekicidir. Ülkemizdeki yoksulluğun, sosyal adaletsizliğin, üretim yoksunluğunun önlenebilmesi için devletçilikten vazgeçmek değil; aksine üretimin yaygınlaştırılması, artırılması, geliştirilmesi ve planlanması için devlet desteğine gereksinim vardır. Bu nedenle CHP, Batı’dan esen sert liberal rüzgârlara karşı sağlam durmalıdır.
En çok eleştirilen ise laiklik anlayışıdır. İrticacı kesim laikliğe ve dolayısıyla da cumhuriyete, Atatürk’e karşı olan kinlerini “laiklik” yerine “laikçilik” diyerek ifade etmekteler. Son zamanlarda bu söyleme liberaller de katıldılar. Ulus devletin de modernleşmenin de asıl dayanağı laikliktir. Bunun ortadan kaldırılması, küresel güçlerin hedefine ulaşmalarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca tüm Müslüman ülkeler için önemli bir model olan Türkiye’nin bu özelliğinin yok edilmesi de küresel egemenler için önemli bir amaç. Bugün kamplaşarak bölünmekte olan toplumumuzu bir arada tutan en önemli cumhuriyet ilkesi, bu saldırılardan kurtarılmalı. Bu nedenledir ki laiklik, CHP’nin vazgeçilmezi olmalı.
Atatürk dönemindeki siyasal durumu, bugünün değerleriyle karşılaştırarak “dâhice(!)” çıkarımlarda bulunan liberal ve irticacı seslerin gürültüsüyle görüş, çizgi değiştirmek CHP’ye yakışmaz. Öncelikle cumhuriyetin kuruluş yılları ve devrimlerin gerçekleştirildiği koşullar iyi bilinmeli. Var olmayan bir şey için birilerini ve kurumları suçlamak art niyetli bir kurnazlıktır. Atatürk dönemi, o zamanki Avrupa ile karşılaştırılmalı, bugünkü ile değil. O zamanki koşullar göz önüne alındığında Türkiye’nin çok kısa bir sürede nereden nereye geldiği anlaşılır. Demokratik uygulamalar konusunda neredeyse Avrupa ülkelerinin tamamından ileride olduğu görülür. İnsanları, kurumları, sistemleri, düşünceleri ve uygulamaları değerlendirirken vicdanlı, tarafsız, akılcı yöntemlere gereksinim vardır. Küçük siyasal çıkarlar için onurlu bir geçmişi, tarihi reddetmek yanlıştır. Bu nedenle bize dayatılmakta olan ılımlı İslamcı “laiklik(?)" anlayışı tuzağına düşmemek gerek.
Bir şeyi yapmanın zor, yıkmanın ise kolay olduğunu hatırdan çıkarmamalı.
CHP’de yenilik gerekli midir? Tabi ki evet! Ama bu temel ilkelerin değiştirilmesiyle tarihsel misyonu inkâr ederek olmamalı. Değişim ve yenileşme yine altı okun içindedir. Çünkü bu oklardan birisi de devrimciliktir. Devrimcilik sürekli devinimdir. CHP’de değişmesi gereken halktan kopuk, kişisel çıkarları, ulusun çıkarlarından üstün tutan anlayıştır. Zaten böyle bir anlayış, CHP ve altı okla bağdaşmaz. Küresel güçler, CHP’ye değişerek liberal olmayı dayatıyor. Bu olumlu yönde bir değişim değil, tersine geriye gidiş olur.
CHP’yi CHP yapan altı okudur, kurucusu Atatürk’tür, “az zamanda” gerçekleştirdiği büyük cumhuriyet devrimleridir. Bunlar, CHP’nin vazgeçemeyeceği tarihsel sorumluluklarıdır. Rengini, kimliği yitirmiş bir CHP, Atatürk’ün CHP’si olmaz.
Adil Hacıömeroğlu
4 Kasım 2010
1838 BALTAJİMANI ANLAŞMASI TİCARİ SEYRÜSEFERDE GÜMRÜKSÜZ VERGİSİZ İMTİYAZLARI KABULETMEKTİ.EMPERYALİST BATI BUNU TEKKURŞUN ATMADAN BECERDİ AMA REJİ YÖNETİMLERİ 24.000 İNSANI KATLETTİ.ÇİNDE AFYON DAĞITILDI ŞANGAYA GİRİLDİ,HİNDİSTANA ORDUYLA.SINIR TANIMAZ PİYASA PAZAR EMPERYALİSTLERİNE ABD EKLENİNCE 1941 DE CİA VE BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİYLE YADA TİCARET VE DAHA SONRA MARSHALL YARDIMLARIYLA GİRİLİP DP YARATILDI.1960-1980 DARBELERİYLE OLUŞTURULAN SERMAYEYE DAYALI HÜKÜMETLER ÇİLLERLE GÜMRÜK BİRLİĞİNE GİRİLECEK DİYE DUVARLARI KALDIRIP SERBEST BÖLGELERİN ÖNÜNÜ AÇINCA BİZ TÖKEZLEDİK AMA ÇİN YUTTUĞU AFYONDAN UYANIP UÇAK GEMİSİ MODELİNİ, BİZİM KÖPRÜLERİN ALTINDAN GEÇİREREK EKONOMİK PERFORMANSINDA ABD YE RAKİP OLACAK KOMUNİST PAZARCİ HALİNE GELDİ.BİZLER BİR İLERLEME TERAKKİ GÖRDÜĞÜMÜZDE;KALKINDIK SANIYORUZ. İMTİYAZ VE UŞAKLIKLA SATMADIĞIMIZ HİÇBİRŞEYİMİZ KALMADI.ARTIK ÇOK TECRÜBE KAZANMIŞ OLMALIYIZ ARTIK VE CHP NİN DE NEDEN İKTİDAR OLMASI GEREKTİĞİNİDE ARTIK ANLAMALILAR. CUMHURİYETÇİLERİ BİRLİĞE VE SAFA ÇAĞIRMANIN ZAMANI GELMİŞTİR.HANİ GALİP HOCALARLA KUVAYİ MİLLİ KURARKEN VE ONLARA İKTİSADI TESLİM EDERKEN DE,DİYANETİ KURARKEN DE CHP CHP YDİ .HEPSİ ATATÜRKÜN ESERLERİYDİ.O GİTTİ KAVGA BAŞLADI.İKTİDAR KAVGASI POST KAVGASINI AŞTI ARTIK ÇIKAR KAVGALARINA DÖNDÜ.BİR AVUÇ BURJUVA
YanıtlaSilYADA KOMPRODOR VE İŞBİRLİKÇİSİ YARATMAK ADINA.MİLLİ BURJUVAZİ.DAHA BÜTÜNLÜKÇÜ BİR KALKINMA VE BİRLİK ADINA KURULURSA DİRLİK SAĞLANIR.YETER ARTIK KARAR ALICILAR ,GENİŞ DÜŞÜNÜN VEDE SÜTRE GERİSİNİ DE GÖRÜN, HATTA İLERİSİNİ DE?BÜYÜK DÜŞÜNÜN BÜYÜK AMA BAĞIMSIZ VE BÜTÜNLÜKÇÜ.BİRAZ PRAGMATİST OLMANIN ZARARI YOKTUR.
Bizim insanımız ,anlayacağı dilden konuşunca her şeyi anlayabilir.
YanıtlaSilHalkın sorunlarını,ancak onu dinleyerek anlar ve politika üretebilirsiniz.Köy köy ,ilçe ilçe,mahalle ,mahalle, il il her kesimden oluşan,insanlarla konuşmak gerekiyor.... Bunun içinde il ve ilçe örgütlerine büyük görevler düşüyor....Tabana yayılmak gerekiyor ama benim umudum var... sanırım bu sefer başarılı olunacak gibi görünüyor...... Bilgehan Aktan
CHP nin özü Emperyalizme karsı, Ulusal bagımsızlığı savunan , o uğurda mücadele veren ve İstiklal Savaşı ile ereğine ulaşan bir örğütdür. Daha sonra bu örğüt partileşmiş ve CHP olmuştur.Siyasi toplum örğütüdür. Kuvayı- Milliye ise bu örgütün Silahlı gücüdür. Buda Türk Silahlı Kuvetleridir.Sivil ve Askeri bu iki örğüt TÜRKİYE CUMHURİYETİ nin kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Öz itibari ile ulusalcı ve emperyalizme karşıdır. CHP özüne dönmeli ve kurucusu M .K. ATATÜRK ün emanetine ihanet etmemelidir vede edemez.
YanıtlaSilChp,Atatük'ün devrimleriyle ve Atatürk'ün Cumhuriyet yönetimi ile egemenlik kayıtsız şartsız milletindir inancı ile kurduğu siyasal partidir. Sorumlulukları bir kat daha fazladır mevcut partilere oranla çünkü kendisine Ata'nın emanetidir.O ...yüzden acilen kimliğini ortaya koyması ve adına yakışr Halkına dönmesi şarttır. Bu söylevlerle değil bizzat icraatleriyle şarttır...Aksi taktirde önce vicdan sorumluluğunun sonrada Atasına olan sorumluluğunun ve Halkına olan sorumluluğunun altında ezilir yazık ollur...Ona ve ona inanlara.....Belman Aydoğan...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı ve çok güzel anlatmışsınız kaleminize sağlık.
YanıtlaSil"Yeni CHP "diyenler ,6 ok ilkelerinden rahatsız olanlardır.Zaten Umut Oran(Gnl.Bşk.Yrd.sı)6 ok tartışılsın diyen biridir.Kılıçdaroğlu kontenjanından PM üyesi olan Enver Aysever'de Onuncu yıl marşının ve Andımızın okunmasına karşı çıkmaktadır.(Türküm Doğruyum Çalışkanım demek neresine batıyorsa)
YanıtlaSilCem Boyner-Kemal Derviş'in kurduğu Yeni demokrasi hareketinden "Yeni CHP" ye geçilmiştir artık.K,mse CHP yi Atatürk'ün partisi olarak görmesin.Kendimizi aldatmayalım.
Degerli yazar,ve egitimci arkadaşım.chp ilgili yazınıza,yürekten katılıyorum.Ancak,ülkemizde demokrasiye,geçildikten sonra,chp iktidar olamadı.
YanıtlaSil6 okun hedefi olan,amaçlar ancak iktidar erkiyle
gerçekleşir.Sag iktidarlar,iktidar güçlerinin
devamı için,halkın geneleksel yapısından,inanç
ayrımından,ırksal bölgesel,ayrımcılıgı,devamlı
istismar etmiştir.
chp düşen siyasi sorumluluk,halkını,tanımak,ona
yaklaşmak,siyasal kişisel rantlardan uzak,halk
için çalışacagına inandırıcı bir görüntü vermek.
Yani ilkelerinden taviz vermeden,sag iktidar-
ların,istismar ettigi silahı susturmak.Buda
ancak ,siyasetin araştırmacı ilmiyle olur.
işte iktidar olmanın yolunu bulup iktidar olur-
sa,Başta egitim,hukuk,ekonomik,sosyal demokrasi
nin iktidarıyla,orta cag zihniyeti eriyip biter
saygılarımla
HER NEDENSE SON GÜNLERDE UMUDUM BİRAZ DAHA ARTTI.CHP'DEKİ SON GELİŞMELER VE SAYIN BAYKAL'IN ÇOK ANLAMLI TARİHE NOT DÜŞÜLECEK SÖZLERİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇTI.YAPICI OLMALIYIZ.KENDİ NEFSİMİZİ VE HIRSIMIZI KONTROL ALTINDA TUTMALIYIZ.ÇÜNKÜ YAZINIZDA DA BELİRTTİĞİNİZ GİBİ ''YIKMAK KOLAY,YAPMAK ZORDUR.'' AYRICA DÜNYA'DA HİÇBİR YIKICI GÖRÜLMEMİŞTİR Kİ YIKMAKTA GÖSTERMİŞ OLDUĞU BAŞARIYI YAPMAKTA DA GÖSTERMİŞ OLSUN.SAYGILARIMLA.REFİK ŞENOL.
YanıtlaSilCHP uzun zamandır bireysel çalışmalarla yol aldı. Ancak bu bireysellikten her ne kadar rahatsız olsakta CHP'ye oy vermekten vazgeçmedik. Ama mutlaka vazgeçenler de olmuştur. Artık bundan sonra CHP geçmişten günümüze toplumun bir partisi olan CHP görevini hatırlayıp Atatürk İlkeleri doğrultusunda yoluna devam etmeli. Beklentimiz bu. Yolumuz açık olsun.
YanıtlaSilDUYGU
Mükemmel bir yazı. En çokta "Bir şeyi yapmanın zor, yıkmanın ise kolay olduğu" sözüne takıldım. Çok doğru bir söz. Düşününce bu kokuşmuş ve de gericilik ancak 50 yılda düzelir gibi görülüyor. Yeni kuşaklara yarayacağı ortada. Yola devam çünkü "inanmak başarmanın yarısıdır" boşa dememişler. AHMET DURU
YanıtlaSilCHP,CHP olmaktan çıkar altı oktan vazgeçerse yenilenen DSP olup işlevliğini kaybeder.CHP'nin mayası altı oktur zeminidir.Liberalleşirse emperyalizme hizmet etmekten öteye gidemez.CHP merkez soldur,solun sosyalistliğin bütünüdür.Sosyalizm bu gün kürtlere hizmet ediyor özerklik istiyorlar sosyalizm bu gün pekakaya hizmet veriyor terör ortaya çıkıyor.İşte tüm bunlarla savaşacak yine sosyalistler sol partiler oluyor.kazanılmış yasal hakkını kaybetmek istemiyor.Herkes aklını başına toplayıp koltuk sevdasından vazgeçsin.Başka Türkiye yok.
YanıtlaSilCHP tam toparlandı çok guzel gıdıyor derken gizli bır el ortalıgı karıstırıyor.şu anda moralım cok kotu bozulmuş durumda..yazınızda ok olumlu eleştırılerde bulundunuz..tebrık ederım..
YanıtlaSilCHP Programında da yer aldığı gibi Atatürk devletçiliği şu şekilde tanımlıyordu : "Fertlerin,husisi teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket iktisadiyatını devletin eline almak .Bizim takip ettiğimiz bu yol görüldüğü gibi liberalizmden başka bir sistemdir."
YanıtlaSilProgramda laik'de " Parti bütün kanunların ,nizamların ve usüllerin yapılmasında ve tatbikinde en son ilim ve teknik esasları ile asrın ihtiyaçlarına uyulmasını prensip olarak kabul etmiştir.Din bir vicdan işi olduğundan parti, din'i dünya ve devlet işleri ile politikadan ayrı tutmayı , milletimizin çağdaş bir medeniyet yolunda ilerlemesi için başlıca şartlardan sayar". şeklindedir.
Görüldüğü gibi tatbik edilecek yol zaten partinin kendi ilkeleri içinde vardır , başka yollar aramak , belirttiğiniz gibi tamiri mümkün olmayan felaketler getirir .
Atatürk yabancı sermayeye de ihtiyacımız olduğunu belirtiyordu . Fakat elbette ki bu , ulus devleti yok sayarak , bütün varlığımızı özelleştirmelerle yabancılara vermek şeklinde değildi.
Kaleminize sağlık Adil bey , ilgiyle okudum , teşekkür ederim.
Her zamanki gibi mükemmel bir yazı.Kaleminize sağlık.Güzel bir hafta dileklerim ile...
YanıtlaSilÇok güzeldi Adil Bey.Evet,CHP bağnazlığın önündeki setti,ulusal bağımsızlığın ve antiemperyalizmin güvencesiydi,bu nedenle hataları olsa da hep onu destekledik.Ama bazı şeyleri de görmek gerek.Çok uzun zamandır tek başına iktidar olamadı,sağ iktidarlar halkın dini zaaflarından alabildiğine yararlandılar.Bugünkü tablo sonuçlardan biridir sadece.Bir eğitimci olarak gençlerin nasıl beyinlerinin yıkandığını çok iyi biliyorum gelecek yıllarda durumun ne kadar vahim olacağını bilecek kadar.Bence CHP halka inmeli,halkın içinde olmalı ve kesinlikle tek başına iktidar olmanın yollarını bulmaldır.Devleti kanser hücresi gibi saran bağnaz,ülküsüz kadrolar temizlenmeden gelecek kuşaklar için bir şey yapmanın mümkün olduğunu sanmıyorum.
YanıtlaSilRengini ve kimlğini çoktan yitirmiş olan bir CHP var karşımızda........halkla bütünleşmenin çok ötesinde daha vahim yanlışlarla siyaset yapıyorlar........Bugün Yüce Atatürk'ün ilke ve devrimleri alenen çiğneniyor.......Basit 3 örnek yeterli sanırım.......Türban Atatürk'le bağdaşmayan bir kavram......kılık kıyafet devrimi ne oldu.....şapka kanunu rafa mı kalktı......Genel af ne için gündeme getirildi:))??ve son olarak Ahmet Kaya mezar ziyareti gelinen noktayı belirledi............Dikenli yollarda yürüyorlar ......Baykal '' İkiz yasalara'' imza atarak ihanetin en büyüğünü yaptı.......karaçarşaflılara benim vatandaşım partime gelmiş ne yapmalıydım diyerek trajikomik açıklamalarda bulundu.......bunlar bilinenlerin çok azı........İçte yaşananları düşünmek bile istemiyorum........CHP bu maskeyle belki kemikleşmiş oylarını kaybetmez........çünkü onlar takım tutar gibi parti tutuyorlar.......ama vatan için en doğruyu bulmaya çalışmalıyız......yanlışları irdelemeliyiz...........son olarak CHP'nin bendeki izlenimi basitçe ''YAŞASIN TÜRBAN...GELSİN OYLAR........YAŞASIN ABD ......izinden geliyoruz ......imza Kılıçdaroğlu...... saydılarımla Adil bey......
YanıtlaSil