12 Haziran seçimlerinin sonuçları belli oldu. Sonuçlar benim için sürpriz olmadı. Kimi siyasetçiler sevinirken kimileri de hayal kırıklığına uğradı. Hayal kırıklığından doğan üzüntü seçmenlerin önemli bir bölümünde de egemen. Parti liderlerinin seçim gecesi yaptıkları açıklamalara bakıldığında seçimin kaybedeni yok. Herkes kendine göre bir başarı öyküsü yazmakta. Oysa her mücadelede olduğu gibi bu seçimin, galibi de mağlubu da var. Peki, galipler ve mağluplar kimler?
Her yarışmada bir birinci ve bir de diğerleri olur. Seçim yarışının birincisi AKP. Yani, seçimin tartışmasız galibi. Tüm yengilerin, bir yenilginin başlangıcı olduğu düşünülürse AKP, bundan sonra gerileme sürecine girecektir. Her partinin amacı, seçimleri kazanarak iktidara gelmektir. Bunu başaramıyorsanız kaybetmiş sayılırsınız.
1973’ten beri seçimleri bilinçli olarak izlerim; bugüne kadar kaybettiğini kabul eden siyasetçiye çok az rastladım. Onların da bir bölümü siyaseti bıraktıklarını kamuoyuna açıklayıp istifa ettikten kısa süre sonra geri döndü. Her kaybeden parti lideri istatistikî rakamları evirip çevirerek kendini başarılı kılıyor sonunda. Bir de başarısızlığı kendi dışındaki etkenlere yükleyerek kenara çekiliyorlar. Böylece sorumluluktan sıyrılıveriyor siyasetin şark kurnazları. Her işimiz böyle değil mi? Futbol takımımız maçı kaybeder, suçlu hakemdir. İşimizde başarısız oluruz, sorumlusu patron ya da müdürdür. Trafik kurallarını ihlal ederiz, sorumlusu ya kadın sürücüler ya da bizce yanlış olan kurallardır.
Seçimin galibi AKP’dir, dedim. Çünkü oylarını bir önceki seçime göre daha çok artırarak iktidara gelmek istiyordu, bunu başardı. Başka başarılı parti var mı bu seçimlerde? Bence yok. Kimi yorumcular BDP’li bağımsızların seçilmesini başarı olarak görse de bence değil. Neden mi? Çünkü geçen seçime göre Türkiye genelindeki oy oranlarında düşüş var. Bu seçimde bazı sol gruplarla ittifak yapmış olup milletvekili sayısını artırsa da tamamen bir etnik grubun dar siyaseti içine hapsolmuştur.
MHP, tüm komplolara karşı barajı aşmıştır. TBMM’deki siyasal çeşitlilik bakımından olumludur.
Seçmenleri üzerinde en büyük hayal kırıklığını CHP yaratmıştır. CHP’nin yeni yöneticileri bir kısım medyanın desteğiyle seçmeninde yüksek beklentiler yarattı. Seçim sonuçları ise bunun tersi oldu. (CHP’nin seçimdeki başarısızlığının nedenlerini başka bir yazıda ayrıntılı olarak ele alacağım.)
Seçimlerde milliyetçilik söylemi halk nezdinde kabul gördü. Seçim kampanyası sırasında RTE, Güneydoğu’da oy yitireceğini bile bile “açılım” politikasının tersi bir söylemi geliştirdi. Bu da özellikle kıyı illerimizde oy artışına neden oldu. AKP ve MHP milliyetçi; BDP ise ırkçı, ayrımcı söylemleri dillendiren partilerdi. CHP ise birtakım sözde aydınların telkinleriyle amblemindeki milliyetçilik okunu bile inkâra yeltendi. Oysa Atatürk milliyetçiliği, ulusu bir arada tutan en önemli etken. Kuruluş felsefemizin yapı taşı. Genel merkez yöneticilerinin birbiriyle çelişkili ve partinin tarihsel misyonuyla uyumsuz açıklamaları seçmende güven kaybına neden oldu. Medyanın şişirmesiyle parti vitrinine yerleştirilen isimlerin bir balon olduğu da böylece anlaşıldı. Asıl çizgisini terk ederek AKP’yi taklit etmesi oy kayıplarının nedeni sayılabilir. Çünkü insanlar bir şeyin aslı dururken suretine neden oy versin ki?
TBMM’nin önünde çok önemli işler bulunmakta. Bunların en yaşamsalı da anayasa değişikliği. Bu değişikliklerle Cumhuriyet’imizin kurucu anlayışından vazgeçmek söz konusu. Bu konuda AKP ve BDP hemfikir. Ancak ikisinin milletvekili sayısı bunun için yeterli değil. CHP’ye yön vermek isteyen kimi yazarlar vakit geçirmeden bu konuda yönlendirme işine başlayacaklar. Süslü laflar ve demokrasicilik oyunlarıyla CHP’nin bu değişikliklere destek vermesini sağlamaya çalışacaklar. Parti yönetimi tabanının tepkisinden çekinip geri dursa da yeni seçilen bazı CHP’lilerin, iktidar partisine bu desteği vereceğini düşünüyorum. Atatürk’le kavga etmeyi ilericilik sanan bir kısım aydın görünümlü “evet”çilerin anayasanın değiştirilemez maddeleriyle de kavgalarının olduğu bilinmekte. Bu nedenledir ki CHP yönetimi şimdiden bu konuda gerekli önlemleri almalı.
Seçimlerin galipleri ve mağlupları tartışıladursun. Bu seçimin asıl mağlubu Türkiye’dir. Çünkü önümüzdeki dönemde çok ağır sorunlarla boğuşacağız. Bunları, bu siyasal yapıyla aşmamız olanaksız. Bu nedenle önümüzdeki günlerde hızlı siyasal değişikler yaşayabiliriz.
Adil Hacıömeroğlu
13 Haziran 2011
Not: 14 Haziran 2011 tarihli Kent Yaşam Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
geçici galip belli ama dediğiniz gibi mağlup ülke de bedel ödemeye gelince kimler ödeyecek çok merak etmekteyim, bizler kolaya alışmışız mücadele gücünü kaybetmişiz amannn bu iyi işte yuvarlanıp gidiyoruz zersenişleriyle geçiştiriyoruz günlerimizi tevekkel olduk bekleyecez görecez hatalar tabiikide var ama bu sonucu hak edecek kadar yok.....Belman Aydoğan......
YanıtlaSilArtık olan oldu dediğiniz gibi seçimin mağlubu ..Türkiye..ama hocam haksızlık bu.. duvara toslamak istemiyoruz...CHP deki siyasetçiler kendilerine gelsinler..Gerekli önlemleri alsınlar.Vakit çok geç olmadan.Çünki dönülmez bir yoldayız....Bilgehan Aktan....
YanıtlaSilhaklısınız seçimin galibi akp maglubü de chp ,chp en kısa zamanda kendine çeki düzen verip içerisindeki safralardan kurtulmazsa ki ufukta erken seçim görünüyor,...çok zor durumda kalabilir...göçlü bir darbe ile dibe vurup yukarı çıkmak zorunda..sn kemal kılıçtaroğlu yürekli bir insan ama tek başına olmuyor alacağı radikal kararlarla partiyi tam bağımsız ATATÜRK ilke ve devrimleri yolunda ilerleyen altı okun hakkını veren bir parti durumuna getirirse işte o zaman vatandaş beklenti içine girebilir...
YanıtlaSil''Son günlerde okuduğum en iyi birkaç yazıdan biri. Saptamaların doğruluğu ortada, tamamen katılıyorum. Bu yazı karamsarlığa kapılmak üzere olduğum bugünlerde, bana umut ışığı da oldu.''
YanıtlaSilKılıçdaroğlu zaten seçimi kazanmak istemiyordu isteseydi Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan,Hulki Cevizoğlu'nu partisinden aday gösterirdi.O zaman tüm işçi partisi oyları ve bu kişileri sevenlerin oylarını toplayıp oyları %+40 bile geçebilirdi.Hem referandum söylemlerine hem seçim söylemlerine bakarak kazanmamak için gereken başarıyı göstermiş amacına ulaşmıştır.Adaya değil amaca bakacaksın Savların ve Baykalların kanması kabul edilecek bir şey değildir.Halkın eleştirilerine kulak vermeyen partiler ayakta duramaz bilhassa liderler.
YanıtlaSilTARAF GAZETESİNİN BİR TORUMUNA SEÇİM ERTESİ AKLIM TAKILDI.DHP İLE ANADOLU HALKI ARASINDA KAN UYUŞMAZLIĞI VAR.DİYOR BİLMEMDOKUDA MI KAN DAMI AMA ACİLTEST YAPILMALIDIR.MEHMET SEZER
YanıtlaSil