28 Şubat 2017 Salı… Halkoylamasıyla
ilgili yurttaşın nabzını tutmayı Bakırköy’de sürdürüyoruz. Bakırköy’de bir
esnaf lokantası… Ara sokakta yer almakta… Bir yanı anacadde, diğer yanı pasaj
girişi… Lokantada haftada bir gün karalahana pişiriliyor Doğu Karadeniz usulü…
Ben, hangi gün olduğunu unutmuşum. Üstelik aç da değilim. Önünden geçerken
karalahana varsa yiyeyim, dedim. Yokmuş… Çünkü Perşembe günü pişiriliyormuş
karalahana.
Lokantaya selam verip
giriyorum. Karalahana olmadığını işitince “hayırlı işler” dileyip tam
çıkacaktım ki işyerinin sahibi Nazmi Bey’in “Hocam!” diyen sesini işittim.
Durdum, sesin geldiği yana baktım. “Hocam, bir kahve içelim, öyle git!” dedi
Nazmi Bey. Akşam saatlerinde Bakırköy’de hep acelem olur. Çünkü Bostancı’ya
dönmek için deniz otobüsüne yetişmem gerek. Bu akşam acelem yok. Çünkü deniz
ulaşımı sis nedeniyle yapılamıyor. Marmaray’la döneceğim. Ayak sürümem benim
için iyi… Bu saatlerde Marmaray ve metro kalabalık olur. Binmek-inmek bir
sorun… Nazmi Bey’in önerisi kabul edip oturuyorum.
Sade kahvelerimiz
geliyor. Kahveler gelince lokantanın temizliğini yapan ve ortalığı toparlayan
personel de işi bırakıp kimi ayakta, kimi de oturarak dinleme durumundalar.
Saat: 17.00’yi biraz geçmiş ve Bakırköy gibi ticari canlılığı yüksek bir yerde
lokanta, kapanmak üzere.
Konuyu, Nazmi Bey
açtı. “Halkoylamasında ne olacağını” soruyor. Ben, onu yanıtlamayıp soruyorum: “Neden
erkenden toparlanıyorsunuz, dükkânı erken kapatıyorsunuz.” diye. “İş yok!”
yanıtını alıyorum.” Ardından “Öğlen saat 12.00 ile 14.30 arası bir yoğunluk
olur. Ondan sonra işler kesilir. Müşterilerimizin yüzde doksanı çevrede
çalışanlar… Gelgeç müşterimiz yüzde on bile yoktur.” sözleri dökülmekte
ağzından. İşlerin gittikçe düştüğünden söz etti uzun uzun. Ekonomik krizin her
şeyi etkilediğini, müşterilerin birçoğunun öğlen yemeklerinde yalnızca çorba
içtiklerini, bir kısım müşterinin de “az yemek, az pilavla” işi geçiştirdiğini
söyledi. Çalışanlar da onayladılar özünde emekçi, görünürde patronlarını…
Konu, Türkiye’nin
borçlanmasına gitti. Yalnızca borçlanma ve inşaat sektörü ile bir ülkenin
kalkınamayacağı vurgulandı. Dükkândan içeri bir başka esnaf girdi. Arka
masalardan birine oturdu. O, ekonomi konusunu değiştirerek Barzani ziyaretine
konuyu getirdi. Türk Bayrağı’nın yanına asılan Barzanistan bayrağı gündem
olunca öfkeler kabardı Bunun skandal olduğunu ve kabul edilemeyeceği
vurgulandı. Oradakiler, “Barzanistan bayrağı asma aymazlığının” halkoylamasında
Kürtlerin oylarını almak için yapıldığı konusunda hemfikir oldular. Bu durumun
bölücülüğe prim verdiği anlatıldı. Ne yazık bölücülüğün yüreklendirilmesinin
devleti yönetenlerce yapılmasının acı olduğu ortada. Yurttaş, bu aymazlığı
kabullenemiyor. Bu durumun “Hayır” oylarını artıracağını söylemekteler. AKP’ye
oy veren ve neredeyse kırk yıldır tanıdığım aşçı bile bu rezil durumu
savunamıyor. Ayağa kalkıp vedalaşırken elimi heyecanla sıkıp “Halkoylaması
hayırlı olacak Hocam.” diyor.
Zaman hızla akıp gidiyor,
çoktan hava kararıyor. Sahile doğru yürüyorum. Arkamdan bir ses: “Adil Hoca!” Dönüyorum
sese doğru. Gündemi iyi izleyen bir esnaf arkadaş. Onun da gündemi, Barzanistan
bayrağı. “Merhaba!” deyip elini sıkmadan söze giriyor: “CHP yöneticilerinin bayrak
rezaletine neden sesi çıkmıyor? Yeri, göğü inletmeleri gerek. Bu konu, ele
geçmez bir fırsat. Bayrak rezaleti halka doğru anlatılırsa hayır oyları yüzde
yetmişi geçer. Böyle bir konu görmezden gelinir mi?” Bir hışımla sözünü
bitiriyor. “Merak etme!” diyorum. “Bu konuyu vatanseverler geçiştirmez. Böyle
bir ihaneti, Türk Milleti affetmez.” diye sürdürüyorum sözlerimi.
Ayaküstü söyleşimiz
sürüyor. Ben: “halkoylamasında evet oyu vermenin İkinci İsrail’e evet demek
olduğunu” söylüyorum. “Doğru…” diyor. AKP, Barzanistan bayrağını asarak ABD’ye,
BOP’a göz kırpmakta.
Esnaf arkadaş günün
özetini yapıyor: “AKP halkoylamasını kazanmak uğruna Türkiye’nin bölünmesine
bile ses çıkarmaz.” diyor.
Evet, soru şudur:
Öncelik ülkemizin çıkarları mıdır, yoksa kişisel çıkarlar mı? AKP yönetimi
iktidarda kalmak uğruna Türkiye’yi feda ediyor.
Adil
Hacıömeroğlu
1
Mart 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder