Son yıllarda bazı köşe yazarları demokrasi havarisi kesildiler. İşgal ettikleri gazete köşelerinde ve kapı kapı gezdikleri ekranlarda ülkemizin AKP iktidarıyla demokrasi ve özgürlükler alanında nasıl geliştiğini anlatıp durdular. Düşünce ve inanç özgürlükleri alanında AB standartlarını yakaladığımızı ballandıra ballandıra yüksek perdelerden haykırdılar.
Demokrasi ve özgürlük nutukları sürerken toplumun her kesiminden haksız yere tutuklananları ise peşinen mahkûm etti sevgili demokratlarımız. Muhalif basının susturulmasına yönelik baskıları ise açıkça desteklediler, “demokrasi(!)” adına. En son Oda tv’ye baskın yapılarak dört yöneticisi gözaltına alındı. Önemli bir muhalif sesin susturulması karşısında basın organları ikiye ayrıldı. Yandaş yazarlar, gözaltıları alkışlayarak karşıladılar. Gerçi bazı köşe yazarlarının, muhalif meslektaşlarını ihbar ettiklerini de gördük ne yazık ki.
Oda tv baskınından sonra bazı “demokrat(!)” yazarların demokratça(?) yazılarından bazı bölümleri paylaşalım. (Bu yazarların adlarını ve gazetelerini onlarla muhatap olmamak adına yazmayacağım.)
“Bir internet sitesinin yöneticilerinin tutuklanmaları, bu sitede yapılan yayınlarla, yani basın hürriyetiyle ilgili değildir. Bu kişiler, Ergenekon üyesi olmakla suçlanarak tutuklanmışlardır.” Bu sözler, eski bir bakan şimdilerin köşe yazarı, her ağzını açtığında demokrasinin nimetlerinden bahseden bir muhtereme ait.
“Kendilerini düşmana saldıran askerler olarak görüyorlar. Kurşun yerine yalan, el bombası yerine çamur atıyorlar. Hakaretleriyle süngülüyorlar.” Burada sözü edilen Oda tv yöneticileri.
“Sakın ola inanmayasınız bu safsatalara! Çünkü hepsi palavra! Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltında olan Soner Yalçın'ı bu noktaya getiren mesele muhalif gazeteciliği falan değildir! Onu bugün adaletin terazisine oturtan tek neden vardır. O da kötücül kalbi ve her daim tetikçi gibi kullandığı o pis kalemi! Mutluyum. Çünkü şimdi yıllarca kalemini neden bir silah gibi kullandığının, hizmet ettiği karanlık güç ve düşünceler için tehlike arz eden herkese neden bel altı vurduğunun hesabını verecek adalete!”
Son yılların keskin dönemeçleri ustalıkla dönen ünlü bir medya yıldızı ise kısacası “Su testisi, su yolunda kırıldı.” diyor. Bu “özgürlükçü” yazarımız, RTE’ye internet medyasının da sansürlenmesi önerisini getiren kişi.
Yandaş yazarların konuyla ilgili sevinçler sayfalar alır. Biraz da takdirle karşıladığım birkaç yorumu paylaşmak isterim.
“Dün NTV’deki Yazı İşleri programında da söylediğim gibi, Oda tv adlı internet sitesinin polis tarafından basılması ve sahibi Soner Yalçın ile üç çalışanının gözaltına alınması basın ve ifade özgürlüğüne indirilmiş çok ağır bir darbedir. Oda tv ve Yalçın’ın muhalif duruşları yüzünden bu operasyonun yapıldığı yolundaki, her geçen gün daha da güçlenen kanaatin savcılar (ve polisler) tarafından nasıl bertaraf edilebileceğini açıkçası kestiremiyorum.
Hemen hemen aynı zamanlarda gazeteciliğe başladığımız Soner Yalçın ile kelimenin gerçek anlamıyla ‘ayrı dünyaların insanları’yız. Yıllar boyunca temel birçok meselede zıt görüş açılarına sahip olduk. (Ruşen Çakır, Vatan, 15.02.2011)”
“Ben tanıdığım Soner Yalçın'ı anlatma ihtiyacı hissettim. Çünkü bu operasyonlarda farklı isimler farklı şekilde gözaltına alınıyor ve haber bombardımanı başlıyor. İnsanlara farklı kimlikler oluşturuluyor. Kızgınlığınız, kininiz olabilir, kişisel olarak sevmeyebilirsiniz. Ben kurdum Oda tv'yi, ama son günlerde Oda tv'nin yayın çizgisini beğenmiyordum. Sevmeyebilirim ama her gün bakıyorum ne yazmışlar diye. (…) Ben 3 yıldır görüşmüyorum. Bu programı eleştiriyordu siteden. Oda tv'de bu program için yazmadığı şey kalmamıştı. Ben hatırlıyorum. Ama mesele kişiler meselesi değil. (Cüneyt Özdemir)”
Bu iki alıntı tarafsız, demokrat yazarlığın nasıl olacağı konusunda güzel bir örnek. Ben de okuru olduğum Soner Yalçın’ın tüm görüşlerine katılmıyorum. Hürriyet’te Pazar günleri çıkan yazılarını hep okumaya çalışıp bilgilenirim. Savaşların bile bir kuralı vardır: Yere düşene, yaralanana, tutsağa kılıç kalkmaz.
“Düşüncelerinize katılmıyorum. Ancak bu düşüncelerinizi özgürce savunabilmeniz için canımı bile vermeye hazırım. (Voltaire)” İşte, demokratlığın da özgürlüğün de kıstası bu olmalı. Gerçek demokrat, beğenip desteklemediği düşüncelere de saygı gösterendir.
Bizim demokratlarımızsa yalnızca kendilerine demokrat. Kendileri özgür olduktan sonra başkaları tutsak olmuş umurlarında mı?
17 Şubat 2011
Not: 21 Şubat 2011 tarihli Ulus Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Yazılarımın tümünü http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.
ayas07
YanıtlaSilÇok kritik bir süreci yaşıyoruz.Herkesin çok dikkatli izlemesi gereken bir süreç bu.Medya küreselleştirmenin(emperyalizmin) temel aracıdır. Küreselleştirme, yani emperyalizm medyasız olmaz.Güçlü medyası olanın iktidarı olur.
Parası olanın medyası olur. Medyası olan iktidardan pay alır.Medya doğrudan silahtır.
YAZINIZDADA BELİRMİŞ OLDUĞUNUZ GİBİ BUNLAR SALON DEMOKRATLARI.BU BELİRTİGİNİZ YAZARLAR PARA KALEMŞÖRLERİ ,YANİ PARALARINI KİM ÖDERSE ONUN KALEMŞÖRLÜĞÜNÜ YAPARLAR . YARI DÜŞÜNEMEYECEK KADAR ZAVALLILAR. GÜNAŞIK BİTKİSİ GİBİLER İKTİDARDA KİM VAR VEYA KİM GÜÇLÜ ONA YÜZLERİNİ DÖNENLER.BUNLARA DENECEK TEK SÖZ .PARA İÇİN KALEMİNİ SATAN PARAKALEMŞÖRLER DEMELİYİZ. TEKELCİ KAPİTALİZMİN,ULUSLAR ARASI SERMAYENİN ÇIKARLARINI SAVUNAN ,ULUSAL KİMLİĞİNİ VE ÖZÜNÜ KAYBETMİŞ,PARAKALEMŞÖRLER .BUNLARI GALEYE ALMAK BİLE GEREKMEZ.BUNLAR BUGÜN VAR YARI YOK OLANLARDIR. SAYGILARIMLA ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR DİLERİM.
YanıtlaSil... ben de sozde demokrat yandaslara degil, sozde demokrat batiya kiziyorum. Turkiye'nin gittikce daraltilan, yerle bir edilen demokrasisini getirildigi durumu cok iyi bildikleri halde tum gelismeleri gormezden geliyorlar ve bu konusullardaki son derece antidemokratik olan ve muhaliflere soz hakki tanimayan Haziran secimlerini sozde demokrat bati nasil kabul edecektir? Bunun uzerine gidilmesi gerekmez mi?
YanıtlaSilO MALUM KANAL KANAL GEZEN VE NE HİKMETSE HER KANALDE YER BULAN SATILMIÇ KALEMLER VAR YA,REZİL TV YORUMCULARI VE KÖŞE İŞGALCİLERİ VAR YA İŞTE ONLARDAN BAHSEDİLİYOR.OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM..
YanıtlaSilAmerikalı abilerinin verdiği kursla açılan Zir Vadisi kazı görüntüleri nedeniyle alındıkları kesin. İyi de, bu alan kişiler Amerikalı mı? Bu vatanın bir evladı bunu nasıl yapabilir?
YanıtlaSilBunu yapan veya yaptıranların, ya ABD'li olması, ya nemalan...ması veya ABD adına çalışması gerekir, yani CIA ajanı olması gerekir.
Bence son ihtimal daha yüksek. Bu ülkede bol bol var sanıyorum. Yoksa gavurun ekmeğini yemeden neden kılıcını sallasınlar ?
Zaten demokrasiyi taraf tutmak olarak bilmiyormu bizim cahil kesim hala ...
YanıtlaSilCem Yaman
Sayın Hocam : Oda tv iligi kaleme aldığınız yazınızdaki görüşlerinize katılmamak mümkün değil.
YanıtlaSilBu iktidarın susturma politikası; Mütevefa İSMET İNÖNÜ' ye '' Hitler '' diyen TAKINYALI FÜHRER in inatla sürdürdüğü Atatürkçü Düşünce ve demokratlaşma karşıtlığından başa bir şey değil.
Saygılarımla...
yaşamanın en mecburi karakteristiğini yani "adam" olmayı başarırsak eğer dünya işte asıl o zaman gerçekten yaşanır ve paylaşılır bir yer haline gelir... hükümetler, ülkeler, yönetimler, kıtalar, yaşam formları, diller, dinler,ırklar, sesler...bunların hepsi aslında 2 kişiden doğmadı mı? ne oldu da; ne yaptıkta kendimizi ve karşımızdakini buhale getirdik
YanıtlaSilBahsettiğiniz demokratlar bugün dinci olmada çıkar görürler dinci bayrağını alıp sallar, yarın aynı çıkarı tam tersi bir yapılanmada görürlerse tereddüdsüz orada olurlar. İşin garibi, bunu artık garipseyemeyecek duruma gelmiş olmamız, işte asıl sorun budur: Yanlış olanı normalmiş gibi kanıksamak anlayışının yaygınlaşması. Tıpkı laikliğin düşmanı olduğu mahkemece tecsillenen bir partinin temel maddelerinden biri laiklik ilkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyor olması gibi... Tıpkı ömrünü Cumhuriyet'e adamış Cumhuriyet Başsavcısının "Artık kalemimi bırakıyorum, yazmakla bir şeyin düzeldiğine, düzeleceğine olan inancım kalmadı." demesi gibi...
YanıtlaSilEllerinize sağlık Hocam, ülkemizin bu en büyük, en acı sorununa parmak bastığınız için teşekkürler...
A.Özçelik
ULUSALCILARLA,KÜRESELCİLER ARASINDA KIYASIYA BİR İKTİDAR ALANI KAVGASI YAŞANIYOR.MİTİN ULUSALCILARIYLA,KÜRESELCİ CİACILARI KURULAN BU TUZAKTA DAHA ÇOK ACI ÇEKTİRECEKLER.MESELE BU.MEMLEKET VE YÖNETİM ADAM GİBİ OLMALI.BİLİM AKIL VE İNSANİ DEĞERLER ÖN PLANDA OLMALI AMA ÇIKARLAR VE KESELER AKLIMIZI BOŞALTMIŞ ÇOK YAZIK? YÖRÜK MEHMET
YanıtlaSilAdil Hocam yazdıklarınıza yürekten katılıyorum Böyle bir şey ben tahmin ediyordum .Soner Yalçın dik durduğu için ,başına bunlar geldi.Faşizm geldi kapıya ,padişahlık dönemi gibi .kimse telefonla konuşamaz oldu insanları ürkek hale getirdiler nette Akp aleyhine bir video paylaştığım zaman beğen bölümünü bile tıklayamıyorlar..Tepkisiz toplum haline getirildik...yandaş medyanın yalanları da cabası...ne olacak böyle .bilemiyorum.Eski solcular, sahte demokratlar, çakma liberaller AKP’ye yaranmak için.. yalan söylüyorlar....“Demokratik bir rejimde, basın yalan söylerse, rejim de ölüme mahkum olur.” Pierre Lazareff.....saygılarımla
YanıtlaSilBEN KALEME UZANAN ELLERE KIZIYORUM SATILMIŞ OLAN KALEM TUTANLARA DA GAZETECİ DEMEM. BENİM BİLDİĞİM KALEM TUTAN .UGUR MUMCU APTİ İPEKCİ V.B.GİBİ CANINI VEREN KALEMİNDEN TAVİZ VERMEYEN İNSANLARDIR. GERÇİ BU GÜNKÜ HÜKÜMETTE DEMOKRASİN NİN EN UFAK BİR PARÇASI KALMAMIŞTIR .BASININ ÖZGÜRLÜĞÜ TÜRKÜYEDE ÖLMÜŞTÜR.ŞİMDİ YA SATILIP FAŞİZMİN,EMPARYALİZMİN KÖLESİ OLACAKSIN YADA KATLEDİLEN .SAYGIYLA ANDIĞIMIZ ÖLÜMSÜZ LÜĞÜ SEÇECEK CEZA EVLERİ BİR YAZARIN KALEMİNİN YOK OLMASI DEMEK DEYİLDİR .TEK KELİME LE ÖZGÜR BASININI SUSTURMAYA ÇALIŞAN DİLLERve ELLER KESİLSİN .YAŞASIN ÖZGÜRLÜK .....KAHROLSUN FAŞİZM .KAHROLSUN AMERİKA. KAHROLSUN AMERİKA KAPİTALİZMİNİ TÜRKİYE YE SOKAN AMERİKA UŞAKLARI NA .....Y A Ş A S I N TÜRKÜYE..YAŞASIN KEMALİZM ....
YanıtlaSilyasassin tam bagimsiz türkiye ...
YanıtlaSilOnlar DEMOKRAT degil, (YE)MOKRAT...
YanıtlaSilTesekkürler..
Sadece Soner Yalçın değil hangi düşünceyi savunursa savunsun ,düşüncelerinden yada yazdıklarından dolayı Gazetecilerin hapishaneye gönderilmesine karşıyım.... Gazeteci elindeki belgeleri bilgileri paylaşan araştırandır... Karanlık olayları gün işiğına çıkarandır...Sahte Demokrat olan gazetecilerimize gelince , mahkemelerin iddanemelerini mahkemelerden önce yazıp , yayınlayan , mahkemeleri yönlendirebilen hatta kararlarla , fikirleri birebir örtüşen Savcının yerine görev yapan Gazetecilerimiz hem sahte demokrat hemde gün gelip devran döndüğünde kıvıranlardır... Yazınız için teşekkürler ..Kaleminize sağlık Adil Bey...
YanıtlaSilBAZI GAZETEÇİYİM DİYE GEÇİNENLER AKP NİN MİLİTANI GİBİ ÇALIŞIYOR YALAKALAR...
YanıtlaSil"Emil Zola gibi cesur olup haklı bulduğun davayı savunacaksın" en son böyle demişti.Faşizminin en büyük darbesi internet sitelerine kadar darbeyi indirmektir.Çok büyüyen yokuş çıkamaz yuvarlanır,sonradan görmenin dışı ne kadar göz kamaştırsa da yuvarlanırken inişi içi dışına çıkınca muhteşem olacaktır.Yalçın Soner tüm tutuklular gibi cesur bir kahramandır.
YanıtlaSilBir şeyi hiç bitmeyecek zannetmek en büyük aptallıktır. Mevki de makam da geçicidir bu dünyada. Ne oldum değil, ne olacağım demek lazım. Ama gün gelip de devran döndüğünde acaba bizlerden görmüş oldukları bu hoşgörüyü bir daha bulabilecekler mi acaba. Ekilen öfke, acı, haksızlık tohumları, bir gün onların sofralarında onları zehirler mi? Bunu düşünemeyen zihniyet için ne yapsak nafile...
YanıtlaSilBu bir metamorfozdur...Bu yadsınamaz bir gerçek haline gelecektir...Geçen y.y. başında da benzerleri yaşanmıştı...Bu dönüşümü kimse şekillendiremez...Batı diyip durduğumuz dünya bunu bizden daha çok hiss ediyor...Onlarda şaşkınlar, çünkü dönüşüm onların istemediği şekle bürünüyor...Onlar dinamiklerle oynayınca istediklerini elde edeceklerini sandılar...Ama dünya çok bilinmeyenli paradokslarla doludur...Bu paradoksları anlamak, bizim bilgisayar teknolojinin temelini kavramamız kadar zordur...Bugün kuantum mekaniğinin temelini kavramakta zorluk çeken beyinler tutmuş, yaşanan değişimsel paradoksu yorumlamaya çalışıyor...Uyanın arkadaşlar uyanın!!!Çağ değişiyor, tabutlar yıkılıyor, kelebeğin uçmasını izlemeye hazır olun...Çünkü çok kısa bir zaman uçacak...Ardından çok büyük bir karanlık gelecek!!!
YanıtlaSil