TRİBÜNLERDEN YÜKSELEN SES


Son günlerde siyasal alanda Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi ve ilkeleri tartışılmakta, Kurtuluş Savaşı kahramanları gözden düşürülmek istenmekte, Atatürk’ü gözden düşürmek amacıyla akıl almaz kampanyalar sürdürülmekte. “Andımız, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” başta olmak üzere birçok Cumhuriyet simgesine karşı amansız bir mücadele yürütülmekte iktidar partisince. Ne yazık ki muhalefetten de zaman zaman bu gerici kampanyaya çanak tutulmakta.

Cumhuriyet’e duyarlı, Atatürk’e saygılı ve yürekten bağlı bazı aydınlar, demokratik kitle örgütleri bu gerici, emperyalist odaklarca yönlendirilen, yönetilen kampanyaya karşı duruyorlar. Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saldırılar halktan gerekli yanıtı da çok geçmeden aldı.

12 Şubat 2012 günü Ordu’da oynanan Orduspor-Antalyaspor maçında ev sahibi takımın seyircisi hep bir ağızdan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini okudu. İlk kez bir futbol maçında tribünlerin tamamı, iktidarın Atatürk’ü hedef alan kampanyasına karşı tek yürek olarak yanıt veriyordu. Hem de okullarda kaldırılmak istenen Ata’sının sözleriyle.

İkincisi ses, Fenerbahçe tribünlerinden duyuldu. 18 Şubat’ta oynanan Sivasspor maçında tribünleri dolduran bayan seyirciler hep bir ağızdan Onuncu Yıl Marşı’nı söylediler. Çoğu çocuklarıyla gelmişlerdi bu maça. Bir kadın olarak, anne olarak çocuklarının, hemcinslerinin geleceğine, Cumhuriyetlerine, Atatürklerine, ulusal kimliklerine sahip çıkmanın sesiydi bu.

Bu kez, 19 Şubat’ta “Gençliğe Hitabe” İzmir’de Göztepeli seyirciler tarafından Giresunspor maçında haykırıldı. Hem de hepsi Atatürk maskeleri takarak tepkilerini gösterdi Göztepeli seyirciler. Bu çifte gösteri duygu doluydu. Atatürk’ün bedenen öldüğünü ancak fikren milyonların yüreklerinde yaşadığının haykırışıydı bu. 9 Eylül’ü yaşamış bir kentin halkından da bu beklenirdi zaten.

Bu üç örnekten de anlaşıldığı gibi apolitik görülen futbol seyircisinin; ülkenin ve ulusun geleceği tehlikede görüldüğünde nasıl da aslan kesildiğidir. Bu tribünlerde her türlü siyasal görüşten insanlar var. Belki de bu seyircilerin önemli bir kısmı iktidar partisine oy vermiş kişilerdi. Tribünlerde haykıran seyirciler için tek bir yol vardı o da Atatürk’ün yolu.


“Türkiye her zaman çok taraflı bir dünya için çaba gösteriyor. Arap Baharı sırasında da model bir ülke oldu. Eminim ki bu ülkelerin de zamanında bir Atatürk'ü olmuş olsaydı ve siyasi değişimlerini o zaman yapabilselerdi, şu anda yaşadıkları durumlara düşmezlerdi.” Bu sözler, geçtiğimiz günlerde ülkemize konuk olan Ekvador Cumhurbaşkanı Rafael Correa Delgado'ya  ait. Kilometrelerce uzaktan gelen bir Latin Amerika ülkesinin lideri Atatürk’ün ne kadar büyük bir siyasal model oluşturduğunu söylemekte. Hem de Atatürk’e savaş açan, Atatürk’ün koltuğunu işgal eden kişinin karşısında. Bu sözler karşısında yüzleri kızarmış mıdır iktidar bülbüllerinin? Yürekleri “Cız!” etmiş midir Atatürk’ü gereği gibi savunamayan yeni CHP’nin bazı yöneticilerinin?


CHP yöneticilerinin bazıları zaman zaman sağ siyasetçileri taklit etmekte, ülkemizin kurtuluş reçetesini küresel aktörlerde aramaktalar. Oysa Türkiye’ye baksalar, sokaktaki insanı görseler, tribünlerde yükselen haykırışları işitseler; Venezuela, Brezilya, Küba, Şili’den gelen sesleri duyabilseler, hele ülkemizde konuşan Rafael Correa Delgado’yu anlayabilseler bu düşünsel karmaşıklığa gerek kalır mı?
                                                          Adil Hacıömeroğlu
                                                               17 Mart 2012
                                                Twitter.com@AdilHaciomerogl
     Not: 19 Mart 2012 tarihli Kent Yaşam Gazetesinde yayımlanmıştır.



                       
           

8 yorum:

  1. Size ve yazdıklarınıza hayranım.. Bir emekli öğretmen olarak.
    Saygılarımla Adil bey.
    Bir merakım var izninizle, ailenizde 1968-1971 yılları arasında M.E.B Ortaöğretimde görev alan bir yakınınız oldu mu?

    YanıtlaSil
  2. Bir gavur İzmir'imiz vardı. Şimdi gavur Ordu, Gavur Sivas, Gavur İstanbul hatta gavur Ekvator'umuz oldu desenize hocam. Tempo böyle devam ederse bütün ülke gavur olacak bu gidişle. Bir iktidarımız müslüman kalacak. Zaten onlar müslümansa biz değiliz. Tanrı onları Ata'nın heykelleri önünde secde ederken gösterecek bize inşallah. Saygılarımla... ADNAN YİĞİTER

    YanıtlaSil
  3. Desenize vatandaş önden gidiyor. Tepkiler uygun zaman ve yerde dile getirilirse mükemmel olacaktır. Süper tepkiler. Söylenecek birşey yok.

    YanıtlaSil
  4. Aynur Gürbüzoğlu21 Mart 2012 09:23

    Bu yazınızı da hayranlıkla okudum....Teşekkürler....Saygılarımla

    YanıtlaSil
  5. Gerçekten çok güzel bir derleme olmuş hem hala sizin, benim gibi düşünenlere umut ışığı olması açısından, hem de tribündekilerin "bir" yürek olması açısından. teşekkür ederim paylaştığınız için, her bir kelimenize sonsuz katılıyor ve destekliyorum

    YanıtlaSil
  6. ..Hocam okudum pek sevdim eline sağlık

    YanıtlaSil
  7. Yazinizi okudum Sayin Hacömeroglu ve bundan sonrada hep okuyacagim. Ben bu Karsidevrimin baslangicinin taa 1947 yilinda Rahmetli Hasan Ali yücel in ME Bakanligindan istifa ettirildigi zaman Karsidevrim miladi olarak kabul ediyorum. Eger Rahmetli inönü, Hasan Ali Yücel ve Köy Enstitülerini koruyabilse idi ve bu Köy enstitüleri bir 15 yil daha kurulus felsefesine uygun ayakta kalabilse idi ülkenin ve milletin görüntüsü cok daha baska olacakti. Ama hortlayasica Menderes, Bayar, koraltan ve köprülü Rahmetli inönüye isyan bayragini kaldirinca inönü tirsladi ve sözüm ona Demokrasiyi getirdi ve o cahil köylü vatandas kendisini sömürenlere oylarini vermeye devam etti. Demem su ki bir millet nasil hakederse öyle yönetilir!!! Saygilar - irfan atik

    YanıtlaSil
  8. YAZINIZI OKUDUM KALEMINIZE SAGLIK ADIL BEY VE SON DERECEDE KATILIYORUM YAZDIKLARINIZA PAYLASI ICIN TESEKKÜRLER AYDINLIK YARINLAR DILIYORUM SAYGILAR ....

    YanıtlaSil