Toplumumuz siyasal İslam’ın iktidara gelmesiyle tam bir
bölünme çözülme içinde. Bayramlarımızı bile birlikte kutlayamaz olduk. Toplumu
birleştiren her önemli günde bir tartışma ve bunun sonucunda da ayrışma söz
konusu.
Ulusal bayramlardan sonra yeni yıl kutlamaları da
tartışılır oldu. Yeni yıl kutlayanlar için “Katli vaciptir.” diyenler mi, Nişantaşı’nda
“Müslüman Noel kutlamaz.” pankartıyla dolaşanlar mı ararsınız her şey var. Yeni
yılla Hazreti İsa’nın doğum gününü karıştıran bilgisizlik, topluma gelecek
adına yön vermekte. Oysa Hıristiyan âleminin bir bölümü 24 Aralık’ta, diğer bölümü
de bir gün sonra Hz. İsa’nın doğum gününü kutlayarak dinsel görevlerini
yaptılar.
İnsanlar kırk elli yıl öncesini biraz anımsasalar
köylerinde, kasabalarında yeni yıl kutlamaları yaptıklarını anlayacaklar. Bu
geleneğin bize özgü olduğunu ne tez unuttuk?
Yeni yıl kutlamalarına karşı çıkanların en önemli savı “içki
içilip taşkınlık yapılması”dır. Şunu açıkça söylemek gerekir ki
yurttaşlarımızın bir bölümü nasıl eğleneceğini bilmemekte. Bu kişiler, içki
içse de içmese de eğlenmek yerine çevresine zarar vermekte.
Yalnızca yeni yıl kutlamaların da mı taşkınlık oluyor?
Tabi ki hayır… Ulusal takımımız ya da her hangi bir kulübümüz büyük bir başarı kazandığında
silahını çekip havaya ateş açanlar, üst kattaki komşusunu vurmuyor mu? Böylesi
toplumsal sevinçlerde delicesine araba kullananlar kazalara neden olmuyorlar
mı?
Eğlenmeyi öğrenmek kentleşmenin sağlıklı olmasıyla
olanaklı. Bir arada yaşama kültürünü geliştirmek gerek. Her türlü eğlenceyi
günah sayan ve yasaklayan bir anlayışla doğru eğlenmeyi, ortak sevinci
paylaşmayı öğrenmemiz çok güç.
Geçen yıllarda Taksim Meydanı’nda olan birtakım sapkın
eylemlerin ne yeni yılla ne de alkolle ilgisi var. Orada bu eylemleri
yapanların birçoğunun içkisiz kutlama yaptıkları da belirlendi. Bu tür zayıf kişilikler,
başka ortamlarda da fırsat bulduklarında aynı davranışı gösterebilirler. Burada
karşı cinsle eğlenmeyi bilmemek önemli bir eksiklik.
Toplumu bir araya getiren bayramlar ve özel günlerdir.
Toplum önderlerinin görevi, bu özel günlerle kavga etmek değil. Halk, günlük
yaşamın olumsuzluklarını, gerilimlerini, tekdüzeliğini özel günlerle unutup
yüreğinde umudu yeşertir.
Bir
yılı daha olumsuzlukları, hukuksuzlukları, terör eylemleri, ihmal sonucu
meydana gelen iş kazaları, doğa olayları sonucunda en ilkel toplumlarda bile
olmayacak ölümleri, yolsuzlukları, komşu ülkelerde emperyalist kışkırtmalarla
oluşan çatışmalarıyla geride bıraktık.
İyi şeyler yok muydu 2012’de? Tabi ki vardı. Umut vardı
umut. İnsanoğlunun yüreğinde hiçbir zaman solmayacak bir cevher olan umut. AKP’den
kurtulma umudu yeşermeye başladı 2012’de. Atatürk’ün bir güneş gibi doğduğu
bayram kutlamaları, 10 Kasım anmaları yaşadık.
Umut fidanının sürekli boy attığı nice mutlu günler
dileyerek tüm insanların yeni yılını kutlarım.
Adil
Hacıömeroğlu
31
Aralık 2012
Yeni yıl kutlamalarına teokratik yaklaşımla bakanların toplumu yanılgıya götürme eğilimleri ; eğlencede taşkınlık yapanlarla , yeni yılı kutlayan uygar insanlarımızı özdeş gösterip , uygar insanlarımızı küçük düşürme çabaları ; toplumda birliği sağlayan ulusal bayramları ve önemli günleri benzer yollarla baltalama girişimleri bu yazıda güzel dile getirilmiş. Teşekkürler Adil Haciömeroğlu dost ; yüreğinize sağlık!
YanıtlaSilÖZGEN KARA
Teşekkürler Adil bey harika bir yazı....insan olmanın en güzel tarafı tabiki umutdur onu yitirdiğimiz zaman yaşantımızın hiç bir anlamı kalmaz ....o bizi güçlü kılır ki yeni bir yıl içinde kendi olanaklarıyla eğlenmek tüm bireyin hakkı...milli bayramlarımız önemi o kadar fazla ki canım Atam geleçek nesile güzel mesajlarla bırakmışdır.Hangi ülkede lideri böyle bayramlar sunmuş çoçuk, gençlik ayrı düşünmüş evet öyle bir zeka ki kurduğu cumhuriyetin zarar görmemesi için ....evet bu ülke kolay kazanılmadı genlerimizde asil kan asla ATATÜRK TÜRKİYE'sinden ödün vermeyecektir.....saygılar....fatma öztürk
YanıtlaSilSahile indik geceyarısından sonra, bir gurup genç yolu kapatmış geçen arabaları durdurup mutlu yıllar dileyip yolu açıyordu, çok hoşumuza gitti. Dönüşte başka bir gurup yanında bir kaç devriye ve ambulansla hararetle konuşuyordu, canımız sıkıldı, kavga olmuş yaralı varmış. İki olayda aynı yerde aynı yaş gurupları ama biri gülümsetirken insanca, diğeri eğlenmeyi bile beceremiyoruz dedirtiyor acıyla...
YanıtlaSilMutlu yıllar!
A.Özçelik
Yeni yıl kutlamalarının Sümerlere kadar dayandığınıkabul etmeselerde herkes biliyor...Ama din olgusuyla halkı sömüren hükümet ve diğer takiyeciler her türlü entrikayı çavirsede,bizim umutlarımız asla bitmeyecek...ATATÜRK TÜRKİYESİN de onun kurduğu CUMHURİYETİMİZLE uğraşanlar elbet bir gün sona erecek...Yeni yılda toplum olarak tüm değerlerimizle,yürek yüreğe elbirliğiyle yol alacağımızı biliyorummm...Yüreğinize kaleminize sağlık Adil Bey...Teşekkürler....Lütfiye
YanıtlaSilNE YAMAN ÇELİŞKİ İŞTE BURADA YATIYOR.DİNDE TAKVA VE TAKİYYE .ÇEÇEDİR.KİMİ TAKVAYI TANRISAL DUYULARI İÇTEN GÖNÜLDEN DUYARAK SEVER VEYA KORKAR İŞTE TAKVA BURADA GÖNÜLDEN GÖREVKEN;SHOW MÜSLÜMANLARI YADA DİNDARLAR GÜYA O YOL İÇİN YALAN SÖYLEMEKTE DAHİL KAMUFLAJI AMAÇ VE HİZMET KABULEDENLERİN ÇELİŞKİSİDİR.ATEİSTLERDE ÖYLEDİR İDEALLERİ İÇİN KENDİLERİNİ ADARKEN KİMİLERİ AYNI SHOWU VE STATÜKOYU İLAHLAŞTIRIP ÇELİŞKJİ YARATIRLAR.İŞTE YAŞAM-İŞ ALANI,DİN ALANI VE ÇEVRESEL EKOLOJİK HATTA GENETİK İNSANOĞLUNUN ROLLERİ KIVRIMLARLA BİRBİRİNE DOLANARAK ÇIKMAZ YADA AYMAZ BUDALALIKLARIN GİRDABINDA YOKOLUP GİTMEKTEDİR.MODERNİTEYLE ÇAĞDAŞLIK ARASINDAKİ ENTEGRASYONDA GERİCİ MUHAFAZAKARLIKLA,İLERİCİ MUHAFAZAKARLIK YERİNİ BULAMIYOR .YAŞAM İKİ NEFES ARASINDA GEÇEN SÜREYE BAĞLI ÖMÜRKEN;ÖMÜR TÖRPÜSÜ BOŞ İNANÇLARIN YADA HOŞİNANÇLARIN KÜMESİNDE KAFESLENİYORUZ.ÖZGÜRLÜK DİYE DİYE AMA DÜZEN VE UYUMLA SORUNLARIMIZ YUMAKLANARAK SARMALI KÖRDÜĞÜMÜ TAŞIYORUZ.SONUÇ HİÇLİK?
YanıtlaSilHerzaman güzel konular şeçtiğin ve işlediğin bir gerçek.
YanıtlaSilYeni yıl kutlamalarını hıristayanlıgın gereğini söyleyenlerin asıl amacı olayları saptırmaktır.
Eğer ki o kadar din ile ilğileniyorsa o arkadaşlar, islamiyetinasıl musevileştirilmesi ,isevileştirilmesi din adamları olan ilahiyatçılara özel kıyafet giydirilmesidir.
islam dininde din adamı (ruhbanlar ) yoktur.
Din adamını özel yetiştirmek özel statü vermek (hırıstiyanlıkta ve musevilikte ) olmasıdır. Bunu görmek istemeyenler asıl gündemi saptırmak amaçlı çıkışlardır.