Başbakan Erdoğan; Gabon, Nijer ve Senegal’i kapsayan
Afrika gezisini bitirip yurda döndü. Üçü de eski Fransız sömürgesi olan bu
ülkelere kalabalık işadamı grubuyla yapılan gezi ilgi çekti.
Gabon, Nijer ve Senegal’in toplam nüfusu otuz milyon
civarında. Nijer ve Senegal’de Müslüman nüfus, neredeyse yüzde yüze yakın.
Gabon da ise bir buçuk milyona yakın insan yaşıyor ve yarısı Müslüman. Sanayi yok denecek kadar az bu ülkelerde. Alt
yapı yatırımları eksik. Nijer kuzeyde
Cezayir ve Libya ile komşu. Büyük Sahra’daki topraklarında uranyum bulunmakta.
Bu nedenle stratejik önemi var.
Şüphesiz ki Afrika’nın bu üç ülkesine yapılan gezi
önemlidir. Türkiye’nin yeni pazarlara, hammadde kaynaklarına gereksinimi var.
İhracatı artırıp ekonomiye rahat nefes aldırmanın yolu, yeni pazarlar bulmaktan
geçmekte. Türk ekonomisi tıkanmak üzere. Sıcak paraya dayalı sistem, çöküş
sinyalleri vermekte. Yoksulluğun yazgı olduğu Afrika ülkeleri bizim yaramıza ne
derece merhem olur, bu tartışma konusu.
AKP döneminde diplomasi kuralları da değişti. Uzun
süredir dikkatimi çekmekte olan bir durum, son Afrika gezisinde doruğa çıktı.
Türkiye’yi yönetenler gerek yurt dışına gittiklerinde, gerekse Ankara’ya gelen
yabancı devlet adamlarıyla yaptıkları basın toplantıları ilgi çekici. İki ülke
arasında yapılan bir dizi görüşmelerden sonra ülke liderleri basının önüne
çıkmakta. Burada amaç ikili görüşmeler, varsa imzalanmış anlaşmalar, hakkında
basına bilgi vermektir. Açıklamalarda genellikle iki ülkeyi ilgilendiren
konulardan söz edilir ki bu konuk olan ya da ziyarette bulunulan devlet adamına
saygının gereğidir. Devlet adamları, başında bulundukları ülkeleri temsil
ettiklerinden o ülkenin halkına saygıdır aynı zamanda bu.
Erdoğan, Ankara’da (son günlerde İstanbul’da) ağırladığı
konuklarla ve yurt dışında ev sahibi ülkelerin yöneticileriyle yaptığı ortak
basın toplantılarında Türkiye’nin iç sorunlarıyla ilgili bolca açıklamada
bulunmakta. Neredeyse Türkiye’nin iç sorunlarıyla ilgili konuşmalar, ortak
konuların önüne geçmekte. Bu da gezinin amacını gölgelemekte.
RTE, Afrika gezisinde gittiği üç ülkede de ortak basın
toplantılarında iç sorunları öne çıkardı. Uzun uzadıya iç politika konularından
söz ederken ev sahibi devlet adamlarının yüzüne bakmalıydı. Onların bu açıklamalardan
nasıl sıkıldıkları beyaz camdan bile fark ediliyordu.
Halkımızın bir geleneği vardır: Evde olanlar evde
konuşulur, aile sorunları komşu evde konuşulmaz, diye. Aile içi sorunlar, deli
kızın çeyiz gibi ortaya dökülmez.
AKP
dönemine kadar Türkiye diplomasisinde böyle bir durum yoktu. Bu, AKP’nin
diplomasimize getirdiği bir alışkanlık. İyi mi? Hiç değil.
RTE’nin diplomaside yaptığı bir şey daha var. Gittiği
ülkelerin tarihini onlara öğretme alışkanlığı. Yarım yamalak, çoğu da doğru
olmayan tarih bilgisiyle (Bu, ayrı bir yazı konusudur.) bir kişiye kendi
tarihinin dersini vermek çok gülünç. Özellikle de tarihi, İslami bir temele
oturtma çabası ilgi çekmekte.
Hem ortak açıklamalarda iç sorunları öne çıkarma hem de
kişilere kendi tarihleri öğretme isteği diplomatik incelikten uzaktır. Yılların
deneyimleriyle oluşturulan Türk diplomasisini, nezaket kurallarından koparmak
Türkiye’ye zarar verir. Nedense RTE ve diğer AKP yöneticileri, her konuda
konuşma gereksinimi duyuyorlar. Bu da devlet adamı ciddiyetini ortadan
kaldırmakta. Türk siyaset tarihi bu kadar çok konuşan yöneticiler hiç görmedi,
bundan sonra da görmeyecek sanırım.
Adil
Hacıömeroğlu
11
Ocak 2013
Not: 14 Ocak 2013 tarihli Ulus Gazetesinde
yayımlanmıştır.
Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blospot.com dan
okuyabilirsiniz.
Afrika ülkelerine giden başbakan Erdoğan ' ın , oralarda ikili ilişkileri değerlendirmeden çok , o ülkelerin tarihine değgin yanlış bilgi aktarması , tarihini de özellikle İSLAM TARİHİ ile bağdaştırma çabası ; yurdu ziyarete gelen yabancı devlet adamlarının huzurunda da ülkemizin iç sorunlarına yönelik OY KAYGISI VE PROPAGANDA amaçlı konuşmaları , o yabancı konuklarca da yadırganmakta ; ülkemizin DİPLOMASİ inceliği yok edilmektedir. Bu konunun ayrıntılı açıklamasını buluyoruz Adil Haciömeroğlu ' nun yazısında. Teşekkürler ...
YanıtlaSilUnuttuğunuz bir nokta var ama:) O gezide başbakan "oui" dedi...Senegal'de çok büyük alkış aldı ve medya bunu ayakta alkışladı. Gezinin amacı önemli değildi ki:).."oui" tüm geziye damgasını vurmuştu..
YanıtlaSilKural tanimamazlik basbakan ve ekibinin kurali. haline gelmis.Camur at izi kalsin cabasi ayri bir kuralsizlik.
YanıtlaSil