Cumhurbaşkanı
Erdoğan; 13, 14 ve 15 Mayıs günlerini kapsayan üç günlük İngiltere gezisi
yaptı. Bu gezi, gayri resmiydi. Erdoğan’ın apar topar İngiltere’ye gitmesinin
nedeni ne?
Türkiye,
derin bir ekonomik krizde… Sıcak para ekonomisi çöktü. On altı yıldır borç
parayla döndürülen piyasada yaprak kıpırdamıyor. Kepenkler kapanmakta ardı
ardına. Sessiz sedasız iflaslar olmakta çarşılarda. Önümüzdeki günlerde ise
büyük iflaslar eşikte görünmekte. AKP hükümeti borcu, borçla kapatma siyasetini
ekonomik başarı olarak gösterdi halka yıllarca. Alınan borçlar taşa toprağa
gömüldü. Dağ taş konutlarla doldu. Çoğu boş… Türkiye’nin gereksinimin çok üstünde
bir konut birikimi var ortada. Sermayenin yatırıldığı boş konutların bir
getirisi yok!
Türkiye,
dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken bugün sanayi, tarım,
hayvancılık, bilişim ve aklınıza gelebilecek her alandaki ürün dışardan alınmakta.
Özal’la başlayan ve AKP ile süren liberal anlayış, ülkemizde üretimi bitirdi.
Fabrikalar satıldı. Satılan fabrikaların yerinde gökdelenler ya da alışveriş
merkezleri var.
Üretmeyen
bir ülkenin ekonomik olarak ayakta durması çok zor. Sistem hem ekonomik hem de
siyasal alanda yönetemez durumda. Sistem, can çekişiyor. Can çekişen sisteme
soluk aldırmak için Erdoğan üretim yerine geçici çözümler düşünmekte. Her zaman
yaptığı gibi borç almak için kolları sıvıyor. Bu nedenle Londra’ya gitti.
İngiliz
dış politikası; “Ebedi dostluğumuz yok, İngiltere’nin çıkarları var.” İlkesi üzerine
kurulu. İngilizler, almadan vermez. Hele Türkiye’nin paraya sıkışmışlığını
gördükten sonra Londra, bu durumdan sonuna dek yararlanır. Ankara’dan
koparabileceği ödünlerin en çoğunu koparmak için elinden geleni yapar. Erdoğan
kendini, koltuğunu kurtarmak; İngiltere ise Erdoğan’ın çaresizliğini bildiğinden
uzun vadeli çıkarlar elde etmek için masada…
İngiltere’nin
ilk önceliği Kıbrıs… Türkiye’nin Ada’daki varlığını sona erdirmek amacındalar. Kıbrıs,
demek, Doğu Akdeniz demek… Doğu Akdeniz hem stratejik açıdan hem de ekonomik
açıdan çok önemli.
Kıbrıs’ı
elinde bulunduran güç, Batı Asya’yı, Kuzeydoğu Afrika’yı kontrol eder. Doğu
Akdeniz, doğalgaz ve petrol yataklarıyla dolu. Bu nedenle emperyalist batı
ülkelerinin gözü Doğu Akdeniz’de…
Erdoğan,
olaylara stratejik bakmaz, bakamaz. Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarını düşünmez.
Onun için en önemli şey, iktidarını sürdürebileceği kadar sürdürmek. Bu nedenle
Kıbrıs’tan da ödün verir, Türkiye başka yaşamsal çıkarlarından da. Onun
gereksinimi olan tek şey sıcak para. Londra’da kraliçeden başbakana, iş dünyası
temsilcilerine kadar herkesle görüştü. Kıbrıs’ın dışında masaya, İngiltere’den
alınacak bazı teknolojik ürünler de gündeme gelmiştir. Bu durum, Türkiye’nin
borç kamburuna, yeni kamburlar ekler. Türkiye’nin çözümsüzlükleri daha da
artar.
Erdoğan,
Batı’ın dayattığı liberal politikalarla Türkiye’yi iflasın eşiğine getirdi. Hem
Türkiye’deki hem de Batı’daki liberalizm çöküşte… Şimdi kalkmış çöken sistemi,
yine aynı merkezlere el avuç açarak kurtarmaya çalışmakta. Sistem çökerken
Erdoğan iyice şaşırmış. Kasabın bıçağını yalayan koyun gibi Türkiye’yi yok
etmeye çalışanlardan kurtuluş beklemekte. İşte, en dramatik olan da bu!
Nedense
Erdoğan’ın aklına emperyalist reçetelerden kurtulmak gelmiyor. Üretimi düşünmek,
Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarını korumaksa onun için hayal bile değil. Vah,
Türkiye’m vah! Kimlerin elindesin?
Adil Hacıömeroğlu
25
Mayıs 2018
çok güzel olmuş yüreğine sağlık
YanıtlaSil