Birçok
anne ve babanın sorduğu bir soru var: “Çocuğum neden bu kadar beceriksiz?
Hiçbir şeyi tek başına yapamıyor. Tabağındaki yemeğini bile yiyemiyor.” Neredeyse
her gün benzer yakınmaları, çevremizdeki kişilerden işitiriz.
Geçen
hafta bir aşevindeydik. Yan masada dokuz ya da on yaşında çocukları olan bir
aile vardı. Aşevinde ekmek arası köfte satılmaktaydı. Günümüz çocukları,
neredeyse yedikleri her şeye ketçap ve mayonez koymaktalar. Yan masadaki çocuk
da öyle yaptı. İlk ısırışında ketçap ve mayonez ekmeğin arasından fışkırıp
masaya aktı. Anne öfkeyle masayı sildi bir kâğıt mendille. Baba umarsız
görünüyor, ancak her şeyin farkında.
Çocuk,
annesinin kızgınlığını yatıştırmak için dikkatli davranmaya çalışmakta.
Kontrollü ısırıklarla yemekte yemeğini. Tüm dikkatine karşın bu kez ketçap ve
mayonez pantolonuna aktı. Kâğıt mendil yetmedi, ıslak mendille uğraştı anne.
Hem siliyor hem de söyleniyor. Giysideki leke çıkmadı sanırım. Leke çıkmayınca
annenin kızgınlığı artmakta. Herkesin işitebileceği bir sesle. “Elindeki yemeği
becerip yiyemiyorsun.” diye azarlamakta bir yandan.
Çocuk,
ne yapacağını bilmemekte, oldukça şaşkın. Suç işlemenin, toplum içinde
azarlanmanın ezikliği içinde.
Baba
öfkeli ve sessiz; ama patladı, patlayacak. Anne azarlamasını iyice artırınca.
Baba öfkeli bir sesle: “Çocuğa yemek yemesini öğrettin mi de öğrenmedi? Sürekli
kendin yediriyorsun çocuğa yemeğini. Ondan sonra da yemek yemeyi beceremiyor
diye çocuğa kızıyorsun.” dedi hışımla. Anne, yanıtlamadı babayı. Temizlik işi
bitince köfte ekmeği aldı ve çocuğuna yedirmeye başladı.
Yani
masada suçu olmayan tek kişi, çocuk… Baba, anneyle didişmemek adına yanlışları
görmezden gelmiş yıllarca. Anne ise çocuğun her işini görmenin annelik görevini
olduğunu sanmış. Böyle yaptığı için de sorumluluğunu yerine getirdiğini
düşünmüş. Ancak iyi niyetli olarak görülecek bu davranış, çocuğu beceriksiz
kılmış. Onun en temel günlük işlerini yapamamasına yol açmış.
Hiçbir
çocuk, canlı dünyaya geldiğinde beceriksiz doğmaz. Onu beceriksiz yapan anne ve
babası. Beslenme, bir canlının en temel gereksinmesi. Her canlı, dünyaya adım
attığında yaşamda kalmak için beslenir bir biçimde. Ancak birçok çocuk, ne
yazık ki ebeveynleri yüzünden yemek yemeyi bile öğrenemiyorlar. Çünkü onlara
yedirecek anne ya da babası var. Çocuğun eline cep telefonunu tutuştur, o da
ağzını istemsizce açsın. O sırada ne yediğinin farkında bile değil çocuk. Bu
nedenle yemek yemenin keyfine bile ulaşamıyor. Peki, suçlu kim, çocuk mu?
Beceriksiz
çocuk yok! Çocuğunu beceriksiz yapan ebeveynler var. Hem de o kadar çok ki…
Adil
Hacıömeroğlu
30
Mart 2021
Yarın Köy Enstitülerinin 81. Kuruluş Yıldönüm. Günümüzden 70-80 sene önce bu ülkenin çocukları Köy Enstitülerinde 13-14 yaşlarında hayatta kendilerine yetecek eğitim veriliyordu. Sadece edebiyat, fen, sanat değil. Görev yapacağı köylerde, yaşamaları için de meyvecilik, arıcılık,hayvan yetiştirme, terzilik, kunduracılık, yemek pişirme, ekmek yapmayı vd öğreniyordu. 18 Yaşında öğretmen olarak gittiği köyde sadece dört işlem ve okuma yazma öğretmiyordu. Hayatı öğretiyordu hem de 7'den 70'e.İşte bizleri o Köy Enstitülerinde yetişmiş öğretmenler yetiştirdi. O nesiller yok artık. Günümüzde okullardaki eğitim bam başka bir sistem, test çözümüne dayanıyor. Bir zamanlar Tarım dersimiz vardı, İşteknik (İşbilgisi) dersi vardı, Ev Ekonomisi derdi vardı. Günümüzde ilk, orta ve liselerde birçok meslektaşım dersini bu test çözümü için feda etmiştir... Sözü nereye getirdiğimi anlamışsınızdır. Çocuklar günümüzde her türlü beceriden, etkinlikten uzak yetişiyor. Evden alamadığı eğitimi, beceriyi okuldan da alamıyor. Günümüz çocukları bir taraftan da teknolojinin esiri olmuş, parklar, sokaklar bom boş. Eller telefonda, bilgisayarın klavyesin de, televizyonun kumandasında...
YanıtlaSilGelecek için çok kaygılıyım, üretmeyen, hazıra alışmış bir toplum ne kadar ayakta kalır...
Günümüz annelerinin en büyük savunması yemiyor ki !!! Oysa çocuk dokunmalı hidsetmeli ve ne yediğini tanımalı ... Ancak günlük koşuşturmanın telaşı ve annelik iç güdüsüyle çocuğunu kendi yedirdiğinde doyduğundan emin olabiliyor .Bizler öyle yetişmedik , tarlada ,çaylıkta emek harcayan annem, öyle peşimizden koşmadı yedirmek için zaten açlıktan ne bulursak yiyorduk , üstümüz kirlendi diye dertlenen de olmazdı ... Ancak yeni nesil annelerin ideal olma adına yaptıkları hatalar gerçekten de kayıp bir nesil yaratıyor .Sorun annelerde de değil tam olarak yeni nesil de öğrenmek istememe ve nasıl olsa annem babam yapmak zorunda çünkü biz dünyaya kendi isteğimizle gelmedik , sizin göreviniz diyerek sıyrılıyor sorumluluklardan ve aile içi paylaşımlardan .Orta yolu yok gibi ...
YanıtlaSilCok güzel yazi olmuş yüreğine sağlık satin hocam.
YanıtlaSilHocam tebrik ederim ,tam anlatmiş son durumu
YanıtlaSilHocam özür dilerim. Sıraya koydum, okumaya başladım. Tembellik böyle bir şey. Tembellik üzerine yazı yazdığında bir dost bile bunu yaparsa örneği oldum yani. Yüreğinize kaleminize sağlık
YanıtlaSil