OLİMPİYATLARDA AKTÖRESEL ÇÜRÜMÜŞLÜK


26 Temmuz 2024 Cuma günü 2024 Paris Olimpiyatlarının açılışı yapıldı. Televizyon evlerimize girdikten sonra neredeyse tüm olimpiyatların açılışını izledim. Sonrasında yapılan yarışmaları, karşılaşmaları işim gücüm yoksa izlemeye çalıştım.

Paris Olimpiyatlarının açılışı, diğerlerinden farklıydı. Açılıştaki gösterilerde küresel emperyalist sistemin ve Fransa özelinde Batı Avrupa’nın toplumsal çürümüşlüğünün anlatımı vardı. Bu toplumsal çürümüşlüğün asıl nedeni de aktöresel eksiklik. Bir toplum aktöresel ilkelerini, geleneklerini yitirdiğinde çürümeye başlar, çürüdükçe de kokuşur. Aktöresini, özsaygısını yitirmiş kişi ya da toplumlar; doğa dışı davranmayı ilericilik, gelişme, çağdaşlık sanır ve bunu da başkalarına örnek olarak sunar.

Paris 2024’ün açılışında eşcinselliğe övgü önemli, doğal, olması gereken bir davranış, yaşam biçimiymiş gibi sunulmakta izleyenlere. “Kişisel ve toplumsal bir sapkınlığın olimpiyat açılışında ne işi var?” diye soranlar epeyce çok. Kapitalizm, özellikle vahşileşip neoliberal politikaları benimsedikten sonra toplumları çürütmeye başladı. İnsanı cinsiyetsizleştirmeyi özgürlükmüş gibi sundu toplumlara. Oysa dünya kuruldu kurulalı beri yalnızca insanlar değil, tüm canlılar erkek ve dişi olarak iki cinsten oluşur. Bu, doğanın varlığını sürdürmesi için hem gereklilik hem de zorunluluk. Doğadaki varlıklardan birinin cinsel kimliğini tersyüz etmek, o varlığın yeryüzünden yok olmasına neden olur. Bir varlığın yok olması demek, doğanın oluşturduğu dengenin bozulması demek değil mi?

Eşcinselliğin nasıl ortaya çıktığı konusuna değinmeyeceğim. Ancak bunun doğal bir şey olmadığını söylemeliyim. İnsan dışındaki varlıklarda böyle bir davranış görülmemekte. Demek ki bu sapkınlığı ortaya çıkaran insanın kendisi. Doğada her canlı doğuşundaki cinsel kimliğiyle yaşamını sürdürür.

Çürüyen kapitalizm, bireye kendi kokuşmuş zevk anlayışını ve kendi istediği cinsel kimliği dayatmakta. Bu yolla kişiyi tutsaklaştırmakta kendi düzeni için. Tutsaklaşan ve zevk öğesi olarak görülen birey, kapitalizmin insanlık dışı düzenine karşı çıkamıyor. Bu düzeni, olağan bir yaşam biçimi olarak benimsiyor.

Paris Olimpiyatlarının açılışında eşcinsellik olur da yarışmalar da olmaz mı? Cezayir adına boks ringine çıkan İmane Khelif’in transseksüel olduğu savlandı. Eğer bu sav doğru ise kabul edilir bir durum değil. Çünkü bu kişi, xy kromozomu taşıdığından kas gücü olarak erkektir. Testosteron etkisiyle oluşan kas sistemi çocukluktan başlayarak erkek gücünü ortaya çıkarır. Hiçbir zaman kadının fiziksel gücü erkeğinkiyle kıyaslanamaz. Bu nedenle Khelif, erkek gücüne sahip. Eşitsiz bir yarışmaya spor denemez. Böyle olursa şiddet gösterisi olur, bunun adı spor olmaz. Bu durumda bir erkek, ringde bir kadına şiddet uygulamış olur hem de Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin izniyle. Böyle bir şiddet ortamına dünya karşı çıkmalı. Görüldüğü gibi vahşileşen kapitalizm, erkeğe de kadına da düşman. Her iki cinsi de aşağılayıp yok saymakta.

Paris 2024, açılışındaki rezalet ve spor kurallarına aykırı uygulamalarıyla tarihe geçecek. Kapitalizmin egemen olduğu bir yerde insan da insan aktöresi de yok olur giderek. İnsanlık, kapitalizmin her türlü sömürüsünden kurtulmak zorunda, kendi geleceğini, varlığını kurtarıp korumak için.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  3 Ağustos 2024

 

 

3 yorum:

  1. Bu yanınızdaki görüşlerinize tamamen katılamıyorum. Toplumların geleneklerini büyütmeyin kutlamanın bir anlamı yok. Hepsi ekonomiyle değişebilir.

    YanıtlaSil
  2. Türkiye olimpiyatları boykot etmeliydi. Boykot edenlerle beraber ayrı bir spor organizasyonu yapılabilirdi. Ama maalesef iki yüz senedir Batılı gibi yapmayı / yaşamayı gelişmişlik zanneden bir kafanın esiriyiz.

    YanıtlaSil
  3. Sn Adalet bey,ben bu curumuslugu yeni dünyada Avustraly da gördüm.Okullarda çocuklara belli bir yaşa kadar siz kimliksizsiniz,kimliğinizi kız yada erkek siz belirleyeceğiniz eğitim verilince aileler ayağa kalkmış,tutuklanmıştır,kanun budur, uymak zorundasınız diye kabul edenleri tazminatla hapisten çıkarmışlar,Sokakta gördüğüm manzara üçler acisiydu,kizlar erkekler,erkekler kız olarak dolaşıyorlar.Cok şaşkınım.Bu dünyanın küresel bir oyunu ve nufussuzlastirma projesi diye düşünüyorum.Cok acı.AILELERE EVDE COK IS DUSUYOR..Başbakanları kadın ve kadınla resmi olarak evli.Durum budur.Yaziniza sağlık.Saygilar.Ben Melbourne da 3 ay kaldım,gözlemledim.

    YanıtlaSil