23 NİSAN 1920 TBMM’NİN AÇILIŞI


Yurdun dört bir yanından milletvekilleri, Atatürk’ün çağrısı üzerine Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi, en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey tarafından açıldı. BMM açılışının tanığı olan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Şerif Bey’in açılış konuşmasının Mustafa Kemal Paşa tarafından kaleme alındığını söyler. Bu konuşma şöyledir:

“Huzzarı kiram (değerli hazır bulunanlar)! İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün esaslarıyla hilafet makamı ve hükümet merkezinin bağımsızlığı iptal edildiği malumunuzdur. Bu vaziyete baş eğmek, milletimizin teklif olunan yabancı esaretini kabul etmesi demekti. Ancak tam bakımsızlık ile yaşamak kati azminde olan, ezelden beri hür ve serbest milletimiz, esaret vaziyetini tam bir şiddet ve katiyetle reddetmiş ve derhal vekillerini toplamaya başlayarak Yüce Meclis’inizi vücuda getirmiştir. Bu Yüce Meclis’in Reisi Sinni (en yaşlı üye) sıfatıyla ve Allah’ın yardımı ile, milletimizin dâhili ve harici tam bağımsızlık dâhilinde mukadderatını bizzat üstlenmeye ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum. Metbuu akdesimiz (tabi olunan en kutsal varlık) olan, bütün Müslümanların halifesi ve Osmanlıların padişahı Sultan Mehmet Hanı Sadis (altıncı) Hazretleri’nin yabancı kayıtlarından kurtarılmasına ve yüce saltanatın ebedi payitahtı olan İstanbul’umuz ile işgal altında ve türlü zulümler ve facialar içinde maddeten ve manen insafsızca imha edilmekte bulunan bütün mazlum vilayetlerimizin kurtarılmasına muvaffakiyet ihsan buyurmasını Cenabı Allah’tan niyaz eylerim. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt: 8, Kaynak Yayınları, Birinci Basım: Mayıs 2002, s. 25)” Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’un işgalinin emperyalistlerin Türk ulusunu tutsaklaştırmak ve bağımsızlığını yok etmek için olduğunu BMM’nin ilk gününde vurgulamakta Meclis’in geçici başkanı Şerif Bey aracılığıyla.

Atatürk’ün yukarıdaki metinde “tam bağımsızlık” vurgusu çok önemli ve anlamlı. Ayrıca bu hem Atatürk’ün hem Meclis’in hem de ulusun ülkemizin kararlılığını göstermesi bakımından ilgi çekici.

23 Nisan 1920’de, Ankara’da Meclis’in açılması hem padişahlık yönetimini, hem de İstanbul’un başkentliğini reddeden bir devrim. Aynı zamanda Cumhuriyet’in açıktan olmasa da eylemli olarak yaşama geçirilmesi. Bu nedenle 23 Nisan günü Türk Devriminin ve yeni ulus devletin tüm dünyaya duyurulmasıdır.

Şerif Bey’in kısa açılış konuşmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, söz alır ve kısa bir konuşma yapar. Bu konuşmasında, yurdun dört bir yanından yeni seçilip gelen milletvekillerinin mazbatalarının incelenmesini önerir.

“Yüce Meclis’iniz, yüksek malumları, fevkalade salahiyete sahip olarak yeniden seçilen değerli mebuslar ile taarruza uğrayan saltanat merkezinden kendilerini kurtararak buraya gelen değerli mebuslardan meydana gelmektedir. Kendilerini kurtarıp gelebilecek olan mebuslar ile birlikte bir Yüce Meclis meydana getirilmesi, ancak yeni seçilen seçim tarzında söz konusu olmuştur. Bu anda Meclis’imiz toplanmıştır. Evvelce seçilen mebusların dahi aynı salahiyet derecesinde vazife yapmasının, mebusların seçim tarzından daha ziyade kapsamlı olduğu için bunun uygun olacağı kanaatindeyim. Bu hususu teyit etmek isterim. (Aynı yapıt, s. 26)” Bu önergede görüldüğü gibi Meclis’in ilk baştan hakka, hukuka uygun davranması sağlandı. Meclis’in oluşturulması konusunda kimsenin usunda en küçük bir şüphenin kalmamasına özen gösterildi bu önergeyle.

Atatürk, Müdafa-i Hukuk’tan yanadır. Ülkemizin kurtuluşunun her aşamasında hukuk kurallarını egemen kılmak amacındadır. Ulusal egemenliğimizin temelini hukuk oluşturur. Bu hukuk, ulusun hukukudur. Devlet yöneticilerinin hukuktan ayrılmaması; ulusal egemenliğimizi sağlamlaştırmanın, sonsuza dek sürdürmenin, iç cephenin bütünlüğünün korunmasının en önemli etkeni.

                                                         Adil Hacıömeroğlu

                                                         23 Nisan 2025

 

2 yorum:

  1. Kalemine Efendi Kalan Öğretmenim ,

    23 Nisan 1920, Türk milletinin kendi kaderine sahip çıktığı, “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin hayata geçtiği gündür. Değerli Adil öğretmenim , anlatımınız bu anlamda çok manalı ve tarihimizi unutmamalıyız.Usunuza, yüreğinize sağlık👏🇹🇷
    23 Nisan 1920
    Türk milleti, esareti reddetti.
    Haklı mücadelesini “Misak-ı Millî” ile ilan etti.
    Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.
    Millet, kendi geleceğine kendi karar verdi.
    Artık söz de yetki de milletindi.
    “Müdafaa-i Hukuk” düşüncesi,
    bir halkın bağımsızlık destanına dönüştü.
    Ve o gün, egemenlik milletin oldu.Türkiyenin Milli Mücadelesinde dönüm noktası olarak tarihe geçti .📚🙏🏻🇹🇷Var olunuz.Saygılarımla .Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil
  2. "Atatürk, Müdafa-i Hukuk’tan yanadır. Ülkemizin kurtuluşunun her aşamasında hukuk kurallarını egemen kılmak amacındadır."

    23 Nisan 1920 de macliste yapılan konuşmaları yazısında yer vermiş.O günün anlam ve önemine ithafen bu konuşmaları okumak kıymetli.Yazıyı "hukuk" ile ilgili çok önemli bir paragraf ile bitiriyor Adil Adalet bey.Hele hele hukuksuzluğu ,haksızlığı kendine hak bellemiş iktidarın egemenliğinde yaşadığımız hukusuzlukların son hız devam ettiği günlerde çok daha kıymetli bu son paragrafta yszdıkları.Hukuksuzluğu hukuk olarak yutturan iktidar ve avaneleri "ulusal egemenliğimizin temeli hukuktur" söylemini çokça düşünsünler.

    YanıtlaSil