Bazı
anneler, erkek çocuklarını el üstünde tutar. Kendilerince onları mutlu etmek,
rahat yaşamalarını sağlamak için özel ilgi gösterirler onlara. Onların evde iş
yapmalarını istemez bu anneler. Onların her türlü gereksinmelerini, ayaklarına
getirirler. Erkek çocuklarına üstün varlıklarmış gibi davranmaları herkesin
ilgisini çeker. Gerçi az da olsa bazı babaların da erkek çocuklarını çok
şımarttıkları bilinen bir şey. Çünkü babaların çoğu kız çocuklarını korur,
onları el üstünde tutar.
Anne
ya da baba, erkek çocuklarına ayrımcılık yaptıklarında, onların küçük yaştan
başlayarak ev içinde sorumluluk almalarını önler. Bu da onları; yarın
alacakları görevlerde, işlerde sorumluluktan uzak tutar. Anne ve baba, erkek
çocuklarını hazırcılığa alıştırarak onları, yaşamları boyunca başarısızlığa
tutsak eder. Bu tür çocukların yaşamları boyunca iki yakası bir araya gelmez.
Bunun nedeni de yetiştirilme biçimi ve koşullarıdır. Oğullarını ellerini çocukluk
ve gençlik döneminde sıcak sudan soğuk suya değdirtmeyen anne ve baba
çocuklarının yetişkinlik döneminde başarısız, mutsuz, erinçsiz, amaçsız bir
yaşamın yolunu açtıklarının farkında bile değiller.
Peki,
bir erkek çocuğu, doğduğu günden iş yaşamına atıldığı döneme dek sorumluluktan
uzak tutmak, gelecekte ne gibi sorunları ortaya çıkarır?
Öncelikle
eşiyle büyük sorunlar yaşar sorumluluğun ne demek olduğunu bilmeyen çocuk.
Annesinin ona gösterdiği özeni, eşinin de göstermesini ister. Yemeğinin, çayının,
kahvesinin her şeyinin önüne getirilmesini ister. Evde hiçbir işin ucundan
tutmaz. İşlerinin hepsinin eşince yapılmasını bekler. Ev yangın yerine dönse kılı
bile kıpırdamaz. Çünkü o, iş yapmamaya alışmıştır. Bir başka deyişle anne ya da
babası, onu asalak yaşamaya zorunlu kılmıştır. Onun kitabında evde dayanışma ve
yardımlaşmayla sorunları çözmek, işleri elbirliğiyle yapmak yazmaz.
Sorumluluk
almayı, yardımlaşmayla yaşamı kolaylaştırmayı, kendinin de sorumlulukları
olduğunu bilmeyen erkek çocuk, ne yazık ki evlikte de kendi sorumluluklarını
bilmez. Sorumluluklarını bilmediği için de evde hiçbir şey yapmaz bu çocuklar,
büyüseler bile. Çünkü sorumsuz yetişen bir çocuk, sorumluluk alma konusunda yaşı
büyüse de kendi büyümez, hep çocuk kalır. Bunun nedeni de onu yanlış yetiştiren
anne ve babası. Aşırı korumacı davranmakla çocuklarını sorumsuz
yetiştirmişlerdir.
Aşırı
korunarak yetiştirilen ve çocukluğunda hiç sorumluluk almayan biri, kaç yaşında
olursa olsun annesine ve babasına bağımlılıktan kurtulamaz. Evlenip çoluk çocuk
sahibi olsa dahi bu bağımlık sürer ne yazık ki. Gelir ve giderini dengeleyemez.
Dengeli bütçe yapamaz. Bu nedenle parasal olarak da anne ve babasına yük olmayı
sürdürür. Onların emekli olduğunu, artık çalışamayacak kadar yaşlandığını bir
türlü algılayamaz. Bu nedenle her sıkıştığında çözümü anne ve babasından yardım
almakta bulur. Çünkü çocukluğundan beri en iyi öğrendiği çözüm, bu.
Sorumluluk
almadan yetişen çocuk, işine zamanında gidemez. Çünkü artık yanında onu, tüm
naz niyazına karşın sabırla uyandıracak annesi yok. Kahvaltısını önüne getirip
ısrarla yedirecek koruyucusu çok uzakta. Giysilerini, akşamdan ütüleyip
hazırlayan, ne giyeceğine karar veren annesi yanı başında değil. Annesinin
kendisi için yaptıklarını karısından bekleyen böyle yetişen kişiler, eşlerinin
çalıştığını usuna getirmez bile. Bu kimselerin duygudaşlığı yok sayılır.
İşine
zamanında gidemeyen kişi, işyerinde sorunlar yaşar. Çünkü işe geç kalarak ya
işini yapamamakta ya da yarım yapmaktadır. Bu nedenle bu kişi, çok geçmeden
işini yitirir. Bu da evde birçok sorunu ortaya çıkarır. Giderek evlilik kurumu
çatırdamaya başlar. Sonunda kendi de evi de bir yıkım sürecine girer.
Aşırı
korunarak ve en küçük işleri bile yaptırmadan yetiştirilmiş çocuk; en küçük,
basit el becerilerini kazanamaz. Bu nedenle günlük yaşamında beceriksiz birine
dönüşür yetişkinliğinde. İş yapmaya yapmaya, sorumluluk almaya almaya doğuştan
getirdiği yetenekleri de zamanla körelir. El becerileri gelişmez. Tasarı ve
düşüncelerini yaşama uygulama konusunda zorluk çeker. Aslında yaşamı acınası
bir durumdadır. Ne yazık ki bunu yaratan da onu her şeyden çok seven anne ve babasından
başkası değil.
Birçok
çocuğu beceriksizliğe, sorumsuzluğa, tembelliğe, başarısızlığa, mutsuzluğa, yaşam
karşısında zayıflığa tutsak eden ne yazık ki onu yetiştirenler. Anne ve baba,
çocuğuna sevgiyi, korumayı ölçülü yapmalı. Her şeyin aşırısı zararlı olduğu
gibi çocuğu aşırı sevmenin de korumanın da zararlı olduğunu söyleyelim. Yanlış
anlaşılmasın, “aşırı sevgi” sözüyle anlatmak istediğim şey, içeriği boşaltılmış
sevginin bağımlılık ilişkisine dönüşmesi. Bazı kişiler, bağımlılığı sevgi sanır.
Oysa bu, çocuğa en çok zarar veren bir ilişki biçimi. Bu nedenle çocuklara, hangi
yaşta olursa olsun sorumluluk vermekten kaçınmamalı.
Adil
Hacıömeroğlu
17
Temmuz 2025
İnsana bedel ödemek kadar iyi gelen bir şey yok.Atalarımız hazıra dağ dayanmaz derler.Halbuki bedelsize dağ dayanmaz.Bu durum arı kovanında açık bir şekilde gözlenir.İşçi arılar bal yapar.Erkek arıların görevi kraliçe arıyla çiftleşmek.Çiftleşme işlemi bittikten sonra,erkek arılar bal yapmadığından,dişi arılar tarafından kovanda ki hazır balı yemelerine izin verilmez,kovandan kovulurlar. Kaldı ki Sakalar-İskitlerin bilinen ilk kadın Türk hükümdarı Tomris hatun,erkeğin ödeyeceği bedelden daha fazlasını ödeyerek,dağınık durumdaki bütün kabilelerini toplamak suretiyle Med-Pers kıralı Kirosu mağlup etmiştir.Bugün ABD ,bir araya gelemeyen müslüman devletlerini tek tek mağlup etmekte,her devlet sıranın kendine gelmesini beklemektedir.Tomris hatun göstermiş olduğu birleştirici askeri dehayla bugün bütün müslüman erkek liderlerden daha erkekçe imtihan vermiştir. Abdurahman FETVACI
YanıtlaSilKesinlikle
YanıtlaSilKalemine Efendi Kalan
YanıtlaSilAdil öğretmenim,
Erkek çocuklara sorumluluk vermek önemli ama unutulmamalı: Adaletli ve eşit görev paylaşımı olmadan gerçek gelişim sağlanamaz. Cinsiyet değil, bireysel özellikler ön planda olmalı. Sorumluluk, özgüveni veduygudaşlığı besler tüm çocuklar için.
Değerli öğretmenim duyarlılığınıza teşekkürler👏👏Ruhunuza , yüreğinize sağlık.🙏🏻Kaleminizle var olunuz.📚✍️💐