Türkiye, 7 ve
8 Eylül’dea bölücü örgüt PKK’nın kurduğu hain pusularda otuz bir kahraman
evladını şehit verdi. Yalnızca otuz bir ocağa değil, tüm Türkiye’ye ateş düştü.
Türk Ulusu doğudan batıya, kuzeyden güneye şehit acılarını yüreğinin en derin
yerinde duyumsadı.
Pusular hain… Çünkü
emperyalizmin güdümüne giren bölücü terör örgütü militanları kapı komşusuna
ihanet içinde. Bin yıldır aynı topraklarda yan yana yaşamış kardeşleri
ayrıştırmak, düşmanlaştırmak için yapılan eylemlerdi bunlar.
Pusular
kalleş… Çünkü mertçe savaşmamakta bölücü örgüt.
Arkadan vurmakta kahraman yiğitleri…
Pusular ihanet
kokmakta… Hem de çok boyutlu ihanet… Bölücü örgüt, ABD hesabına Anadolu
topraklarını kana bulamakta…
PKK eylemleri,
açılım süreci bittikten sonra biçim ve yön değiştirdi. Önceden kırsal alanda askeri üslere saldıran
bölücü örgüt, şimdi daha çok kentlerde saldırılarda bulunmakta. Neredeyse
eylemlerinin tümünde patlayıcı tuzaklamakta.
Açılım
nedeniyle askeri kışlasına ve polisi karakoluna kapattı AKP hükümeti. Böyle
olunca da meydan PKK’ya kaldı. Bölücü örgüt, kentleri silah deposu durumuna
getirdi. İktidar mı ne yaptı? PKK’ya zorluk çıkaran devlet görevlilerini ya
görevden aldı ya da iftiralarla Silivri’ye, Hasdal’a… gönderdi.
AKP
iktidarıyla PKK, Türkiye’yi adeta paylaştılar. Memleketin kasası AKP ‘de kaldı.
Yeşil dolarlar, ayakkabı kutularına dolduruldu iştahla. Ülkenin doğusu da PKK’ya
bırakıldı gafletle.
RTE ve ekibi,
Suriye’ye abanınca PKK’nın etki alanı büyüdü. Teröristlerin eğitimleri ABD’ce
yapıldı. El yapımı patlayıcı konusunda uzmanlaştılar. ABD ve Almanya, kent
savaşı konusunda bilgilendirdi bölücü piyonları.
Yurtseverler
bir bir zindanlara atılırken Cemaat senarist, RTE savcı, PKK’lılar da gizli
tanıktı. ABD’nin 12 Eylül tezgâhlarında ürettiği bu üç güç, Cumhuriyet’i yıkmak
için seferberdiler.
“Açılım!” diye
diye devletten yana olan Kürt kökenli yurttaşları AKP, PKK’nın insafına terk
etti. Onları ortada bıraktı. Böylece de “sözünde durmayan ve kendine hizmet
edeni korumayan devlet” algısı yaratıldı beyinlerde. Devletle yurttaş
arasındaki güveni yok ettiler on üç yıllık iktidarlarında. Açılım sürecinde
PKK’nın tüm yasadışılıklarına göz yumuldu.
Bölücülerin
Dağlıca’ya dört yüz, Iğdır’daki yola bin kilo patlayıcı yerleştirdikleri
söylendi yetkililerce. Boyutu geniş, ağırlığı üç beş insanın kolayca
taşıyamayacağı bu patlayıcılar nasıl ve ne zaman yerleştirildi oralara? Bunca
patlayıcı yerleştirilirken AKP hükümeti ve diğer yetkililer ne yapıyordu?
Açılım…
Patlayıcılar
yerleştirilirken asfaltlar kazılıyor, kimi zaman yol kıyısına hendekler
vuruluyor. O hendeklere bombalar yerleştirildikten sonra toprakla kapatılıyor.
Kazılan asfalt eski durumuna getiriliyor. Anlaşılacağı üzere epey bir iş var
ortada… Ciddi donanım işi… Bölücü örgütün iş makineleri parkı mı var? Peki, PKK
bu işleri nasıl yapmakta tek başına? Bu durumda HDP’li belediyelerle yolları
asfaltlayan yüklenici firmalara çevrilmekte gözler. Bu konu ciddiyetle
soruşturulmalı…
Patlayıcılar
döşenirken kimsenin ilgisini çekmemiş mi yollardaki çalışmalar? (Bu arada köyde,
kentte sokağını kazan, menfezlerle uğraşan kim olursa olsun ilgili müdürlüklere
bildirmeli. Yurttaşlar bu konularda uyanık olmalı.) Çekmesine çeker de açılım
süreci boyunca PKK, bölgede istediği yolları kapatıp açıyor. Kimi zaman iki
kent arasındaki yol saatlerce, hatta günlerce trafiğe kapalı kalabiliyor. Nasıl
olsa Silivri mahkemelerinin kürsüsündeler birlikteler... Yurtseverler için
kumpaslar kurmanın peşindeler… Üç beş yol trafiğe kapanmış kimin umurunda?
Herkesin
dilinde bir soru: Devletin istihbaratına ne oldu? Ne olacak? AKP ile Cemaat’in
post kavgasına kurban edildi, tıpkı diğer devlet kurumları gibi. Cemaat, PKK
içindeki istihbarat elemanları açığa çıkardı KCK tutuklamaları sırasında. Böylece de devletin haber kaynakları yok
edildi.
Akan kanın,
verilen canların, yıkılan ocakların sorumlusu kim? Kim olacak açılımcı AKP,
devleti işlemez duruma getiren Cemaat ve ABD buyruğunda hain pusular kuran PKK.
Peki, biz
kimle savaşıyoruz kendi topraklarımızda? Savaş, ABD ile yapılmakta… AKP de
Cemaat de PKK da piyon… Bu üçünden kurtulduğumuzda ABD, tarihin en büyük
yenilgisini alacak uygarlığın filizlendiği topraklarda.
Adil
Hacıömeroğlu
10
Eylül 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder