FETÖ
soruşturması kapsamında ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğunda çalışan iki kişi
için gözaltı kararı veriyor mahkeme. Gözaltına alınan Metin Topuz, FETÖ savcısı
Zekeriya Öz’le görüşmeler yapmış. Bu görüşmelerde Ergenekon ve balyoz
davalarına gizli tanık bulmuşlar birlikte. Bunun Türkçesi: yalancı şahitlik… Bu
görüşmelerden ABD yetkililerinin habersiz olduğu düşünülemez. Bu durumda,
ABD’nin TSK’ya ve Cumhuriyet aydınlarına kurulan kumpasın kurgulayıcısı olduğu kanıtlanacak
yargı tarafından. Ayrıca FETÖ üyeleriyle ilişkileri de belirlenmiş.
Mahkemenin
gözaltı kararı verdiği ikinci kişi, ABD konsolosluğundan çıkmıyor. Yargıdan
kaçıyor. Neden mi? Çünkü kendini suçlu olarak görüyor. Suçu olmasa mahkemeden
kaçar mı? Gözaltı kararı verilen iki kişinin diplomatik kimliği yok ve ikisi de
Türk vatandaşı. Bu nedenle yargı sürecinde diplomatlara uygulanacak hukuksal kurallar
bakımından bir yanlışlık yok! O zaman ABD’nin aşırı tepkisi niye? Çünkü 15
Temmuz darbe kalkışmasının perde arkasındaki asıl aktör ortaya çıkacak bu
soruşturmayla. Yani darbe yollarının ABD’ye uzandığı kanıtlanacak.
Gelelim
ikinci konuya…
Türkiye,
Atlantik sisteminin boyunduruğundan kurtulmak için yıllar öncesinden ulusal
savaş sanayini kurdu. Zaman içinde bunu geliştirdi. Bu, bağımsızlığa giden
önemli bir karar. Ardından Türkiye, Rusya’dan S 400 füzeleri aldı. Bu, NATO
üyesi bir ülkenin yapmaması gereken(!) bir şeydi. Türkiye ile Atlantik
ilişkileri giderek kopmaktaydı.
Üçüncü
konuya gelince…
Türkiye,
Suriye politikasında değişikliğe gitti. Atlantik cephesinden ayrılarak mazlum
halkların oluşturduğu Batı Asya ülkelerinin yanında yer aldı. Astana’da Rusya,
İran ve Suriye ile anlaştı Türkiye. Türk Ordusu, önce Fırat kalkanı harekâtıyla
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan ABD koridorunu kesti. Böylece İkinci İsrail’in
kurulmasını önledi. Ardından Türk Ordusu, İdlib’e girdi. İdlib harekâtıyla
Afrin’deki PYD kantonu kuşatılmış oldu. Ayrıca İdlib’deki El Nusra
liderliğindeki terör örgütleri varlığının da sonu gelecek. ABD’nin bölgedeki
müttefikleri olan PYD/PKK ve yobaz örgütler yenilecekler. Böylece ABD’nin
Suriye’yi bölme planı suya düşecek.
Batı
Asya’da yenilip gerileyen ABD, elindeki tüm kozları kullanmakta. Bunun içindir
ki Türk vatandaşlarına vize uygulama kararı aldı. Belki bunun arkasından
ekonomik yaptırımlar da gelecek.
Türkiye,
ABD ile bir vatan savaşı yürütüyor. Kendi vatanını korumak için savaşmakta.
Fırat Kalkanı harekâtı da İdlib’e girişi de kendi güvenliği içindir. Komşuları
bölünüp parçalanan bir Türkiye, kendi toprak bütünlüğünü koruyamaz. Türk Ordusu’nun
Suriye’ye girişi, ABD’nin isteği dışındadır. Çünkü bu askeri harekât, ABD’nin
Ortadoğu’yu parçalamak için ortaya attığı BOP’u geçersiz kılmakta. Burada Türk
askeri, ABD silahlarıyla donatılmış güçlerle savaşacak. TIR’lar dolusu savaş malzemeleriyle
silahlandırılmış bölücü ve yobaz örgütlerle savaşacak askerimiz. ABD
yetkilileri, bölücü örgütü silahlandırdıklarını defalarca söylediler. Bu silahlandırma
başta Türkiye olmak üzere tüm Batı Asya ülkelerine düşmanlıktır.
İşte,
ABD’nin düşmanca tutumuna karşı Türkiye kendini savunmak için önlemler almakta.
Yıllardır ABD yaptırımlarına, isteklerine boyun eğdi Türkiye. ABD jandarmalığı
için yarışan iktidarlar oldu ülkemizde. Türkiye, ABD ile zor bir savaşın
içinde. Şu anda bu savaşta bir adım öndeyiz.
ABD
vize uygulamaya başlayınca ABD sever kimi çevreler harekete geçti. Yok, efendim
dolar yükselir, ekonomi çökermiş. Döviz bulunmazmış. Hastalar ilaçsız kalırmış.
Ya ABD’de okuyan öğrenciler… İşadamlarımız ne yapacakmış? Teknoloji dışalımı ne
olacakmış. Benzer tümceler uzayıp gidiyor. Bu, ABD’ye teslimiyetin feryadıdır.
Vatan savaşındayız… Böyle bir durumda kişisel çıkarlar değil, toplumsal gelecek
öne çıkar. Toplumsal dayanışmayla zorlukların üstesinden geliriz.
Ey,
“Kahrolsun ABD emperyalizmi!” sloganıyla yıllarca meydanları inleten bazı sol
grupların düşüncesini benimseyen arkadaş! Size ne oldu? Yıllarca “Kahrolsun
Amerika!” diye bağırdınız. Tam bağımsızlık için emek verdiniz. İşte, ABD kahroluyor;
ama sen yoksun ortada. “Ama, fakat, ancak…”lı tümcelerle emperyalizme karşı
duramıyorsun, neden? Yoksa o sloganı haykırman içten değil miydi?
İsmet
Paşa ne demişti? “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de o dünyada yerini alır.” İşte,
yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye de o dünyada yerini alıyor. Buna sevinmen
gerekmez mi CHP’li dostum? İşte, bak İsmet paşa’nın dediği oluyor.
1919’da
tarih, Türkiye’nin önüne güneş batmayan İngiliz İmparatorluğunu yıkma fırsatını
çıkardı. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra dünyadaki İngiliz egemenliği sona ermeye
başladı. Şimdi tarih, yeni bir fırsatı önümüze çıkardı. ABD emperyalizmini
yıkma fırsatını… Bu fırsatı geri tepeceğiz? Tabii ki hayır!
Adil
Hacıömeroğlu
11
Ekim 2017
Hocam elinize sağlık.
YanıtlaSil