Bugün
Tahran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran
Cumhurbaşkanı Ruhani’nin katılacağı “Suriye” konulu görüşme yapılacak. Tahran
zirvesi, Suriye’nin geleceği açısından çok önemlidir. Suriye’nin esenliği, Batı
Asya’nın esenliği demek. Bu bakımdan tüm Batı Asya ülkelerinin geleceğini
ilgilendirmekte bu zirve.
Rusya
ve İran yöneticilerinin Suriye özelinde Batı Asya konusunda kafaları açık.
Sorun, Erdoğan ve AKP yönetiminde. Suriye’nin yanında açıkça yer alamıyorlar.
Hem batı Asya ittifakını hem de ABD’yi idare etmeye çalışmakta Erdoğan ve
ekibi. Bu durum, Rusya ve İran’a güven vermiyor. Erdoğan, Putin ve Ruhani’niyle
tokalaşırken bir yandan da ABD’ye göz kırpıp gülümsemekte. Bu da Türkiye’nin
diplomatik alanını daraltıp elini zayıflatmakta. Erdoğan’ın kararsızlıkları,
ABD ile Batı Asya ittifakı arasındaki gelgitleri Suriye sorununun çözümünü
zorlaştırırken Türkiye’nin güvenliğini de tehlikeye atıyor.
Erdoğan,
BOP eşbaşkanlığı döneminde Irak, Libya ve Suriye konusunda ABD ile işbirliği
yaptı. Cihatçı militanların neredeyse hepsi Türkiye topraklarından Suriye’ye
geçti. Şam Emevi Camii’nde cuma namazı kılma düşüyle ABD-İsrail politikalarının
aleti oldu AKP. Münafık Kardeşleri desteklemeyi İslami bir görev saydı Erdoğan.
Oysa ABD-İsrail de Münafık Kardeşlerle yürümekteydi yıllardır. Amaçları, Arap
dünyasındaki İsrail karşıtı yönetimleri yıkmaktı. İsrail karşıtı Arap yönetimlerinin
hemen hepsi çağdaşlaşma, laiklik konusunda gelişme içindeydiler. İslamcılığı
bayrak edinen Arap yönetimleri ve örgütleri ise oldum olası emperyalizmin
güdümündeler ve İsrail’e dostlar. Bu nedenle bu ülke ve gruplarla Arap dünyası,
Batı Asya ülkeleri lehine yararlı tavırlar beklemek boşunadır.
Erdoğan,
Tahran’da kararlı bir duruş göstermeli. Esat yönetimiyle uğraşmayı bırakıp
Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda sağlam durmalı. Türkiye’nin güvenliğini,
çıkarlarını Esat takıntısına feda etmemeli.
Erdoğan
İdlib konusunda ABD tezlerini savunmamalı. İdlib’in Suriye toprağı olduğunu bir
an bile olsun unutmamalı. İdlib’deki teröristlerin avukatlığı Türk
siyasetçilerinin görevi değil. Türk siyasetçisinin görevi, başta Türkiye olmak
üzere tüm komşularının güvenliğini ve çıkarlarını savunmaktır. Bu nedenle de
Tahran zirvesini fırsata dönüştürerek Esat’la en kısa sürede el sıkışmalıdır
RTE. Esat’la el sıkışma geciktikçe bundan Türkiye zarar görmekte. Bu nedenle
cumhurbaşkanlığı orununda bulunan biri, Türkiye’nin çıkarlarının peşinde
olmalı, kendi nefsinin değil.
Tahran’da
kararsız bir Erdoğan, Rusya ve İran’ın güvenini iyice yitirir. Bu durum Türkiye’yi
Atlantik sistemine döndürür. Bu durum Türkiye için acıklı sonuçlara yol açar.
Seçeneksiz kalıp ABD’in kucağına düşmüş bir Türk hükümeti, emperyalizmin tüm
hain emellerine teslim olur. Ayrıca ABD ile yeniden dost olan Erdoğan,
koltuğunu koruyamaz. Çünkü bundan sonra ülkemizde Amerika’ya dayalı partilerin,
kişilerin iktidar olma olasılığı kalmamıştır.
Erdoğan’a
önerimiz şudur: Ya Esat’la el sıkışıp Türkiye’nin yanında yer alacaksın ya da
Esat düşmanlığıyla ABD-İsrail’e hizmet edeceksin. Üçüncü bir yol yok!
Adil
Hacıömeroğlu
7
Eylül 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder