CHP DEĞİŞİYOR MU?


                                                 

            Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı seçilmesinden sonra en çok konuşulan şey, partide değişim(!) rüzgârlarının esmesidir. CHP’yi desteklemeyen, hatta hep karşısında olan kimi liberaller parti yönetimine kendilerince bir değişim dayatıyorlar. 18 Aralık Kurultayı’ndan sonra liberallerce yapılan değişim baskıları daha da artmaya başladı. CHP’nin çizgisini, tarihini, ülkemizin varlığıyla ilgili görev ve amaçlarını bilmeyen kimi yöneticiler bu eğilimlerle uyum göstermekteler.

            Son günlerde parti yöneticilerince CHP’nin temel felsefesine muhalif söylemler seslendirilmekte. Bu da Atatürkçü, laik kesimde hayal kırıklıklarına neden olmaktadır. Ne yazık ki bu söylemler, iktidar yanlısı basın tarafından da desteklenmekte.

            Kurultayın hemen ertesinde parti meclisine yeni seçilen bir kişinin (Muhammet Çakmak), bir günlük gazeteye yaptığı açıklamalar tartışmalara neden oldu. Önce bu kişinin söylediklerine bir bakalım. “Fethullah Gülen'i ve cemaatini bu kadar güçlü yapan nedir? Fethullah Hoca Türkiye'de bir fenomendir, kimsenin görmezden gelemeyeceği bilge bir adam. Fakir halkın çocuklarının okuması için sonsuz gayret gösteren biri. İyi şeyler yapıyor. İnsanlar mesailerini, paralarını bireysel dünyanın görkemlerine harcarken, Fethullah Hoca Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde okullar açıyor. Önce eğitime hizmet veren herkesi sonsuz saygıyla selamlıyorum. Fethullah Hoca, Türk toplumunun temel değer sistemine ve milletin, devletin daha da güçlenmesine katkı yapan bir kişidir. Saygıyla izliyoruz.” Bu sözleri, Atatürk’ün CHP’sinden bir yöneticinin söyleyebileceğine inanmak mümkün müdür? Bir cemaat liderine övgülerde bulunmak hangi modernleşme projesinin bir parçası olabilir ki?

            Gazeteci soruyor bu sayın yöneticiye: “Cemaatin güçlenmesinin ardında ABD var, yorumuna katılıyor musunuz?” Yanıt çok ilginç: “Bunlar klasik eski Marksist jargona dair, geri kalmış kafaların ürünü olan söylemler. Komik şeyler.” Bu açıklamalar düpedüz ABD’de oturan cemaat liderine karşı, CHP tabanında bir sempati yaratma çalışması.

            “Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. (M. Kemal Atatürk)” Şimdi biz, Atatürk’ün bu sözünü mü doğru kabul edip şiar edineceğiz; yoksa cemaat liderine saygı duyan CHP’nin yeni yöneticisinin söylediklerini mi? Biz uygarlığın mı, yoksa sırtını küresel güçlere dayamış cemaatin yolunda mı yürüyeceğiz? İşte, bütün mesele bu!

            Peki, CHP irticacı siyasetçinin eline düşerek oy deposuna dönüşmüş yurttaşlarımızı yalnız mı bırakacak? Kesinlikle hayır! CHP’nin asli görevi, bu yurttaşlarımızı karanlık odaklardan kurtararak çağdaş değerler içine çekmesidir. Onları “medeniyet tarikatının”  onurlu, özgür bireyi yapmaktır. Demokrasinin, uygarlığın gelişmesi böyle sağlanabilir ancak. Öyleyse böyle bir olanak var mıdır? Bence vardır. Neden mi?

            Günümüz koşullarını iyi değerlendirerek bu sorunun yanıtı verilebilir. 22 Temmuz seçimleriyle ülkemizde irticaya dayalı tutuculuk zirve yapmıştır. AKP’nin sekiz yılı tamamlayan uygulamaları sağ tabanda ciddi sorgulamaları da beraberinde getirmiştir. İlk başlarda görmezden gelinen yolsuzluk ve yolsuzlukla hızlı zenginleşen hükümet yanlıları, muhafazakâr çevrelerce hoş görülürken bugün yüksek sesle eleştirilmekte. Özellikle bu çevrelerin, türbanla özdeşleşen özgürlük(!) anlayışları kendilerince sorgulanmakta. Yine aynı çevrelerden iktidar yanlılarının lüks, savurgan, gösterişli, biraz da görgüsüz yaşamlarına büyük eleştiriler yapılmakta. Müslümanlığın giyim kuşamla olamayacağı konusu, derinden derine tartışılıyor. Dini kullanarak iktidar olanlara, dini çevrelerce eleştiriler yükselirken CHP’nin böylesi bir tavrı anlaşılamaz.

            Türbanlı kızların yaşam tarzlarının, türbansızlardan fazlaca ayrılır yanı yok. Bu kızların, günlük yaşamlarını özgürleştirmek için kentlerin daha demokrat, daha laik semtlerini mekân tutmaları anlamlıdır. Demek ki onlar da bu muhafazakâr çemberden kurtulmanın yollarını aramaktalar. O zaman onlara çağdaş, laik, demokrat düşüncelerle yaklaşmak da CHP’nin görevidir. Bu, onların mevcut yaşam tarzlarını, düşünce kalıplarını kutsayarak olmaz. Onlara Atatürk aydınlığının, özgürleşmenin ve birey olmanın, modern yaşamın güzellikleri anlatılmalıdır. Muhafazakârlığın kendi içinde tartışma ve sorgulama yapmakta olduğu bir dönemde, CHP tabanında tutuculuğa sempati oluşturacak söylemler yanlıştır. Bu tür bir anlayış CHP’yi sola değil, sağa yaklaştırır.

            O zaman CHP ne yapmalıdır? Öncelikle yapılacak iş, Atatürk ve Cumhuriyet akademisinin kurulmasıdır. Burada, başta üst yöneticiler olmak üzere tüm partililer eğitimden geçirilmeli. Muhafazakâr söylemlere karşı sloganlardan, tekerlemelerden uzak, akılcı savunmalar oluşturulmalıdır. Son gelişmeler gösteriyor ki, birçok üst yöneticinin bile CHP, Atatürk ve Cumhuriyet konusunda önemli bilgi eksiklikleri olduğu ortada. Öncelikle bir bilinçlenme seferberliğine büyük gereksinim var.

            Birçok kişi, cemaat liderinden övgüyle söz eden kişiye kızmakta. Bence bu doğru değil. Asıl kızılacak olanlar, bu kişiyi bir kurtuluş umudu olarak partinin üst yönetimine getirilmesine yol açanlardır. Türkiye’nin en köklü partisini böylesi durumlara düşürmek üzücüdür. Bu tür yanlışlar sürerse sonuçlarının ülkemiz ve CHP açısından hiç de iyi olmayacağı kesindir.

            Ülkemizde cemaat-tarikat boyunduruğuna girmeyen çok sayıda bilinçli, Atatürk aydınlığına inanmış, Cumhuriyet değerlerine bağlı din adamlarımız var. CHP bu kişilerden yararlanmalı.

            Kamuoyunda, CHP dine karşıymış algısı yaratılmakta. Bazı sözde aydınlar, CHP’nin İslam’la barışması gibi aslı astarı olmayan öneriler ortaya atıyorlar. Ne yazık ki bazı parti yöneticileri de bilerek ya da bilmeyerek bu psikolojik savaşın etkisinde kalarak bu çevrelerin haksız suçlamalarına prim vermekteler. Bu ülkede binlerce camide beş vakit ezan okunuyorsa, bunu sağlayan CHP’dir. Müslümanlığı kişi, grup tahakkümünden kurtararak özgürleştiren ve halkın inanç özgürlüğünü sağlayan da odur. CHP’nin ulusumuzun en büyük uygarlık projesi olan Cumhuriyet aydınlanmasının öncüsü ve mimarı olduğunu unuttuk mu yoksa?

            CHP’ye yapılan bu sağ kuşatmanın amacı, partiyi köklerinden kopararak işe yaramaz duruma getirmektir.. Yıllar sonra yaklaşan bir iktidar olanağı, liberal esintilerle yok edilmeye çalışıyor.

            Küresel güçlerin desteğiyle çağdaş Türkiye’nin temel taşları yerinden oynatılırken Atatürk’ün CHP’sine her zamankinden daha çok gereksinmemiz var. Bu unutulmamalı!

                                                               Adil Hacıömeroğlu
                                                               23 Aralık 2010

            Not: 27 Aralık 2010 tarihli Ulus Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
           

12 yorum:

  1. Sayın Hacıömeroğlu elinize sağlık çok önemli konuları yazıyorsunuz bizlere rehber oluyorsunuz..CHP cemaat tarikat liderlerini övenlere söz hakkı vermekle laikliği hiçe saymaktadır...CHP nin altı okunun altına giren bu altı okun da ne olduğunu bilmeli kendini buna göre kabul ettirmelidir ATATÜRK bu vatana ömür vermiş yoktan var etmiş,Atatürk çizgisini öğretmeli, CHP nin diğer bir görevi budur. ulusal bilinç ulusal çıkarların korunması ATATÜRKÇÜLÜK Cumhuriyet akademisi fikrinize katılıyorum. bu şekilde cemaat ve tarikatların baskısından kurtuluruz Laiklik dinle siyaset in birarada olmayacağıdır bir yerde dinleri inançları koruma altına almıştır...siyaset ulus çıkarları insana hizmet anlayışıdır ülkenin kaynaklarını hazinesini korumak ileriye götürmektir. dini siyasete e bulaştırmak ahlaksızlıktır...Din özeldir Tanrı ile kul arasında gizlidir...cahiliye döneminde de peygamber ticareti ve siyasi işlerinizi dine dayanarak yapmayın demiştir...CHP bu oyunlara gelmemeli her zaman kendini yenilemeli ileriye yönelik politikalar ATAMIZIN çizgisine uygun politikalar üretmeli bunların önünü kesmeli halkı aydınlıktan çıkaran ATamız karanlığa götürsünler diyemi mücadele etti ta o zamanki en ağır şartlarda mücadele etti CHPnin bunlarla mücadele etmesi gerekiyor teslim olacaklarına mücadele etmeliler...onları hizaya getirmeliler..sevgi saygılarımla.F.GÖL

    YanıtlaSil
  2. Öteden beri CHP nin yüksek menfaatlerine zarar veren bu tarz düşünce ve kimlikler malesef eksik olmamıştır geçmiş tarihe bir bakacak olursak amerikanın kanatları altına alıpta beslediği insanların ülkemizin ne kadar karşısında olduğunu göreceklerdir zaten Amerika politikasındanda başka birşey beklenemez . Ayrıca cemaat ve Tarikatlardan medet uman zihniyetlerinde Atatürkün kurduğu bu partide yerlerinin olmadığı düşüncesindeyim.yazınıza teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim...

    YanıtlaSil
  3. HERKESTE BİR FETO MUHABBETİ BİRİSİ DÜĞMEYE BASIYOR APO FETO BU BİR MODA GİBİ ESİR EDİYOR GÜNDEME YERLEŞTİRİLİYOR.CHP halkı kucaklamalı ama din ve dincilere yönelik yağdanlıklı söylemlere girilirse aslı var denilir .Taklit ve selam göndermeler oy için ise bu adam oldukça güçlü demektir ki yarın gelir başa oturur.UĞUR EFİL

    YanıtlaSil
  4. Yazınız hem doğru hem haksız.ÇALDA GÖREV YAPARKEN BİR HACI BELEDİYE BAŞKANI VARDI HEMDE CHP Lİ.Moderniteyle gelişme arasında ilişki elbet vardır ama din ile laiklik arasında da görünmez bir SARMAL vardır.İSLAMİYET HEM DİNİ HEMDE SİYASAL BİRLİKTİ BAŞLANGIÇTA.PUTPEREST ARAPLARLA MÜSLÜMANLAR SİYASAL ÜMMET KALDIKLARI HALDE YAHUDİ VE HRİSTİYANLAR MİLLET ZIMMİ KALDILAR.İNANANLAR TOPLULUĞU ZAMANLA ÜMMET OLDU.HZ MUHAMMED HALEF BELİRTMEDİĞİ HALDE ,HALİFELİK İHTİYARLAR YADA KIDEMLİLER ARASINDAN SEÇİLDİĞİNDE ARTIK ASTLARINI ATAMA,ASKERİ STRATEJİ BELİRLEME,BAŞ YARGIÇLIK YAPMA VE HAZİNEDEN SORUMLU BAŞMALİİŞLER YÖNETİCİSİ POZİSYONLARINI ALDI.YANİ İSLAM SİSTEMLİ BİR SOSYAL SİYASETE DÖNÜŞTÜ.ZAMANLA BU GÖREVİ İMAMLAR ÜSTLENDİ.KURANLA PEYGAMBER TEAMÜLLERİNİ,ÖRFLERLE ŞARTLARA GÖRE GEREKSİNİMLERİ BELİRLEYEN MAKAMLARI YARATTI.ZIMMİLİK YANİ HRİSTİYAN,YAHUDİ DİNLİ MİLLETLER BİRARADAAYRICALIKLI YAŞADI.ŞİİLİKLE FARS MİLLİYETÇİLİĞİBİRLEŞEREK FARZ OLAN HİKMET ANLAYIŞI ,İLMİN ÖNÜNE GEÇTİ.TARİHİ OLAYLAR KOZMİK GERÇEKLİK OLARAK ALGILANDI.KUTSAL KİTABIN AÇIK OLAN TEFSİRİNE KARŞI(ZAHİR)GİZLİ OLANIYANİ BATİN YORUMLANMASI ÇABASINA BAŞVURULDU.BU SÜREÇ Şİİ GNOSTİZMİYLE, KENDİSİNE SUFİLİK VE FELSEFİ GEÇİTLER VERDİ.SUFİLİKLE GERÇEKTEN TASAVVUFİ DERİNLİK VEE HEMHAK OLMA KARİZMASI DİNLERİ MİSTİK VE METAFİZİK TEVEKKELLİĞE İTTİ.ASIRLARCA TEKKELER,ZAVİYELERLE AYİN YADA ZİKİRLER O KERTEYE GELDİ Kİ HERYÜZYILDA BİR NEBİ,MEVLANA,MEHDİ ARAR OLDULAR.ENSONLARDA HALİDİ BAĞDADİ VE SAİDİ NURSİ TAKİP EDERKEN ŞİMDİ DE FETHULLAH GÜLEN HOCA OLARAK YERİNE KONUYOR.DİNİN BU DENLİ ETKİN VE BEKLENTİLERİNİN SİYASAL OLDUĞU BU ALANA DEVLET 7 BAKANLIK BÜTÇESİYLE KATKI KOYARKEN DEVLETİ DE SİYASALLAŞTIRAN DİN,DEVLET ELİYLE HALİFESİZ AMA HALİFE GİBİ LİDERİNİ ,SİYASALINI YADA ALANINI ARAR DURUR.LAİKLİK İSE DİN İLE DEVLET İŞLERİ AYRIDIR DİYE İDDİA ETSEDE YAŞAM VE DİN ALANINDA HİÇDE BÖYLE BİR YAPI GÖRÜLMÜYOR.O ZAMAN DİN POLİTİKALARIN DA MOTORU OLUYOR.Şİİ İRANDA DA,ARABİSTANDA DA,LÜBNAN YADA FİLİSTİN DE DE.TÜRKİYEDE BATI TİPİ LAİKLİK OLMADIĞI HALDE FELSEFİ ANLAMIYLA HALA DİYALEKTİK KONUMSAMAYLA AKLIN HİZMETİDE HİKMETLE ,EKMEK ARASINDA VATANDAŞ İNANÇ KARMAŞASINDA YADA MEZHEPSEL VAROLUŞLARINDA İDEOLOJİK YARENLER,ERENLER,MÜRİTLER EDİNİYORLAR.BİR KESİM SÜNNİLİĞİ,BİR KESİM ALEVİ BAKIŞ AÇILARINI GELENEKÇİ DURUŞLARIYLA PARTİLERE OTURTUYORLAR.SORUN BURADA.ACİLEN PARTİLER YASASI KADAR DİYANET YASASI ONA DAYALI DİN VE DEVLET ALANI BELİRLENMESİ YAPILMALIDIR.BUNLAR YAPILMADAN DAİMA DİNSEL MOTİFLER,KİŞİLER,TERİKATLAR MEZHEPLER KARŞILIKLI KULLANILACAKTIR.KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKMUŞ EN AZINDAN PARTİLER YÜZLEŞMELİDİRLER:DİN VE LAİKLİK ADINA? CHP BUNU DENİYOR AMA 90 YILLIK ALINAN LAİKÇİ VE MEDENİYET TARİKATI İLİM AŞKI GÖSTERMELİK BİR SİYASAL MANEVRAYLA SINIFSAL,EKONOMİK OLMAYAN KAPİTALİZMİN VİCDANINA SIĞINARAK YOL ARIYOR.BU YOL YADA HER YOL ROMAYA ÇIKARMI BİLEMEM.MEHMET SEZER

    YanıtlaSil
  5. Çok doğru söylüyorsunuz Sn Hocam. Popülizm ve daha fazla oy alma uğruna CHP "altı ok"tan asla sapmamalıdır.Hele bir ara söylendiği üzere "tarikatları sivil toplum örgütü sayalım, ama onlar da siyasetle uğraşmasınlar" gibi lafların edilmesi, son derecede yanlıştır.Unutmayalım ki böyle yapıp biraz daha fazla oy alsak ve de bu kesimlerden içimize temsilciler katıp milletvekili yapsak bile, bunlar seçilip milletvekili olduktan sonra, kesinlikle CHP'yi terk ederler. Ayrıca "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma" riski de var. Bu kez Atatürkçüler endişeye kapılarak bize oy vermeyebilirler. Atatürkçülerin oyu çantada keklik sayılmamalıdırlar. Başka partilere oy vermeseler bile, sandığa gitmeyerek CHP'yi protesto edebilirler.
    Yine, "parti içi eğitim" oldukça önemlidir. Çok fazla üye yazalım istiyoruz. Peki bu üyeler ya başka bir amaçla geliyorlarsa, ya yönlendirilmişlerse! Elbette ki CHP'ye üye olmak zorlaştırılmamalı, fakat aday üyeliği sırasında çalışarak hakedenler ve de CHP ideolojisini kabul edenler ancak asil üye yapılmalıdır.
    Üyelik sıradan bir hale düşürülmemelidir.Ayrıca üye yapılacak kişiler Parti tarafından çok iyi bir siyasi eğitimden geçirilmelidir.
    Bence CHP Yöneticileri kolay yolu yeğlememeliler. Halka inip amacımızı, projelerimizi, ne yapmak istediğimizi anlatmak yerine: popülist politikalar yaparak oyları artıracaklarını düşünmemeliler. Hiç kimse popülist politikalara kanarak oy vereceği partiyi kolayca değiştirmez.Oylarını almak istediğimiz bu farklı kesimler, yine kendi bildikleri partiye oy verirler.
    Bizim hedefimiz, laiklikten ve çağdaşlıktan yana olan kesim olmalıdır. Bu kesimden bize oy vermeyen epeyce yurttaşımız var: onları kazanmaya çalışmalıyız. Örneğin "demokratik ve laik sağ ya da ortanın sağı" gibi kesimleri kazanmayı hedeflemeliyiz. Çok kritik bir döneme geldik: dikkatli olmalıyız. Artık tek geçerli ölçüt; laiklikten, Cumhuriyet ve demokrasiden yana olmaktır.
    Sizin demecinden alıntı yaptığınız CHP Parti Meclisi Üyesi de hem Parti Meclisi'nden hem de CHP'den derhal istifa etmelidir. Sn Kemal Kılıçdaroğlu da bu konuda gerekeni yapmalıdır. Aksi halde maalesef sorumluluk Sn Kılıçdaroğlu'nun olur. Çünkü o kişiyi kendisi seçmiştir.Bu çeşit daha başka kişiler çıkarsa, Örgüt'ün morali bozulabilir, seçimlerde kendini geri çekebilir; yani seçim çalışmalarında isteksiz hale gelip gereken verimliliği gösteremez duruma düşebilir.
    Umarım yapılmakta olan bazı acemilikler, artık bundan böyle devam etmez.
    Bunu tüm içtenliğimle diliyorum.
    Son olarak şunu söyleyeceğim: bence Kemal Bey halka gitmeden önce, Parti Örgütü'ne gitmelidir. Onları dinlemelidir. Parti Tabanı'na inmelidir. Çünkü sokaklarda mücadele veren onlardır. Onları yeterince dinledikten sonra, Parti politikalarını saptamalıdır. Bilim adamlarıyla çalışmak güzeldir: fakat onların hazırlayacakları raporlar, sadece birer başlangıçtır. Nihai politikaların saptanması, bu raporları Örgüt ile tartıştıktan sonra yapılmalıdır.
    Elinize ve beyninize sağlık Sn Hocam.
    Bu konuları yazmaya devam edin lütfen.
    Selam ve saygılar
    Mehmet YILDIRIM, CHP Bakırköy Üyesi

    YanıtlaSil
  6. Sayın Hacıömeroğlu, içinde bulun duğumuz yüzyüze bırakılmak istendiğimiz ama asla kabullenemeyeceğimiz gerçekleri gündeme getirmeniz ne kadar da kayda deger. Hala olup bitenleri anlamayan görmezlikten gelenlere ibret olsun. M.Kemal AYIK

    YanıtlaSil
  7. ABD, Fettullah'ın okullarında sınıflara CIA ajanı yerleştirirken CHP'lilerin bu tür konuları teğet geçip reklam yapması çok yanlış. Partinin altyapısını düzeltmek dururken üst yapıyı da bozmanın mantığını anlamak kolay aslında. Toplumda "düzenin adamı" tabiriyle tanımlanan kişilikler CHP'de ön plana geçmiştir. İnsanların her geçen gün CHP'den umudunu kesmesinin önü kesilmeli. Umarım CHP gündeme göre değil geleceğe yönelik çalışma planı yapar. MUZO

    YanıtlaSil
  8. Her cümlesi dogru bir yazı bence de..Yapılmak istenen her kesimden oy alma politikası ama ne kadar dogru bir politika tartışılır.Hele ki akademi fikriniz gercekten cok önemli,tesekkürler...

    YanıtlaSil
  9. CHP,AKP'nin versiyonu durumuna sokulmuştur.Bu söylemlerle AKP'den kurtulmak adına kimse CHP'ye oy vermez bilhassa tabanında ki oyları kaybeder.Kemalist tanıdığım çok CHP'li oy vermeyeceğini açıkca söylüyor.Ülkenin kaderiyle bile bile oynuyorlar zira CHP'ye verilmeyen her oy hangi partiye verilirse verilsin AKP'yi güçlendirecektir.CHP AKP ile ortaklığı şimdiden benimsemiş gibi görünüyor çok kötü şeyler olabilir,1980 Yılına dönebiliriz.

    YanıtlaSil
  10. Adil bey yazınızı çok dikkatle okudum.Tümtesbitlerinize bende imzamıatarım.CHP Kılıçdaroğlu ile iktidar yoluna yöneldi.Bunu görebilen bazı çevreler,bunu engellemekiçin yeni tezgahlar peşindeler.Maalesef chp'deki kadrolar bizim,sizin görebildiği bu oyunları görüp engel olamıyorlarmı?Yani buna güçlerimi yetmiyor anlamıyorum.Fettullah keşke eğitime hizmet eden biri olsada bizlerde onu desteklesek.Ondaki niyet açık ve net olarak belli.Okul diye kurduğu kurumlarda Atatürk'ü yok etmek ve cumhuriyeti yıkacak beyinler üretmekte.Bunu sağır sultan bile biliyor.Saygı ve selamlarımı sunuyorum..

    YanıtlaSil
  11. Yazınıza tümüyle katılıyorum Adil bey. CHP Atatürk ilkeleriyle bağdaşarak yol almalıdır. Halkı aydınlığa ve parlak bir geleceğe taşımalıdır. Halkın güveninin kötüye kullanılmasına izin vermemeli. Karıştırmaya çalışanları da partiden ihraç etmelidir. Temiz bir siyaset artık Türkiyenin en önemli ihtiyacı olmuştur. Halk artık kimseye güvenemez bir duruma gelmiştir. CHP Atamızın partisidir. Aydınlanmanın yolunu açmalıdır. saygılar.

    YanıtlaSil
  12. O malum kişinin kendi sözleri değil miydi : " bütün kurumlar ele geçirilinceye kadar atılacak her adım erken sayılır " on beş yıl kadar oldu bu sözler söyleneli . Sadece seyirci kalındı . ABD nin koruması altındaki bu yapılanmaya ajanların yerleştirilmemiş olması düşünülebilirmi . CHP buradan oy almayı düşünebilir . Fakat o yüzde kırk iki içinde önemli bir yer tutan CHP lileri gözardı etmemelidir . onların, içinde bulunulan durumu gördüğünde hemen tamamının oylarını geri çekeceği bilinmelidir . Devlet adamlığı böyle günler içindir .
    Kaleminize sağlık , teşekkür ederim .

    YanıtlaSil