Bir yılı daha türlü tartışmalar,
kargaşalar, kavgalar, kaygılar, kayıplar, ayrılıklar, umutsuzluklarla bitirdik.
İyi şeyler yok muydu 2010’da? Tabi ki vardı, hem de çok... En iyi ve mutluluk
verici olanı tüm olumsuzluklara, olan bitenlere karşın umudumuzun hep canlı
kalması.
İnsanoğlu, unutmasa ve umut etmezse
yaşayamaz. Yaşadığımız acıları, kötülükleri, mutsuzlukları unutacağız ki yaşama
tutunalım. Mutlulukların, sevinçlerin, başarıların tadını çıkaralım. Hep
olumsuzlukları düşünerek yaşamak ruhu yorar. Bir zaman gelir ki yorulan ruh çok
ağırlaşır, beden bu ağırlığı çekemez, dayanamaz, eriyip tükeniverir.
Mutsuzlukların ağırlaştırdığı ruh, en
çok da çevreye zarar verir. Öncelikle aile bireylerine bulaşır bu hastalık. Sonra
da çevremizdeki diğer bireylere. Derken bu durum, yavaş yavaş toplumun
çoğunluğuna bulaşan, ruh öldürücü bir hastalığa dönüşür. Bireyleri,
umutsuzluğun cenderesine sıkıştırıverir ruhsal çöküntü. Yaşam gittikçe anlamsızlaşır,
kişisel, kümesel amaçlar yok olur. Kişi, sabahleyin uyandığında ne yapacağını,
nereye gideceğini bilemez. Gün boyu bir kısır döngü içinde debelenen ruh hem
kendini hem de bedeni yorar.
Güzel bir anı yaşayamamak, amaca yönelik
işler yapamamak, gülümsemeyi gerektirecek bir söyleşinin içinde olamamak kişiyi
bezgin bir yaşamın eğrimine sokar. Yaşam tekdüzeliğin pençesinde kıvranır.
Kişi, ömrünün büyük bir bölümünü aynı insanlarla aynı yerlerde, aynı şeyleri
yaparak geçirmek zorunda kalır. Bu da insanoğlunu geliştirmez, üretkenliğini
yok eder. Ruh yenilenmediğinden, umuda ve farklılıklara açılamadığından
paslanır, işlemez duruma gelir. Bu durum, toplumu kemiren umutsuzluk
hastalığına neden olur.
Kişi, en zor koşullarda bile umudunu
koruyabiliyorsa çözemeyeceği sorun yok. Umudu hep taze tutmak, onu bir an olsun
bile yitirmemek, yaşamın farklı seçeneklerinin de olduğunu bilmek kişinin
dinamizmini artırır. Onun zorluklarla savaşma azmini çoğaltır.
Kişi, umudunu yitirmeye başladığında
doğaya bakmalı, diğer canlıları gözlemlemeli. Çoğu zaman gördükleri onu hayrete
düşürür. Mevsimsel değişiklikler, aynı mevsimin her günü içindeki farklı doğa
görünümleri ve olayları gerçek bir tansığın belirtileridir. Her bitişten sonra
olağanüstü bir başlangıca tanıklık etmez miyiz doğada? Kent yaşamının
tekdüzeliğinden kurtulmanın en iyi yolu, fırsat buldukça doğayla baş başa
kalmak değil mi?
Fırtınada kırılan bir ağacın, yaşama
tutunmak için verdiği savaşım olağanüstüdür. Baharla birlikte ağacın kırılan
her yerinde birçok tomurcuk görülür. Bu tomurcuklar, birkaç gün içinde iç
ferahlatıcı filizlere dönüşür. Umudun bittiği yerde, yeni ve güçlü bir umut,
yaşama gücü galip gelmiştir. Onlarca filiz yaşamak, gökyüzünün sonsuzluğunda
yerini almak için yarışa girer. Ağacı yeşerten, yitmeyen yaşama umudu değil mi?.
Yeni yılda çamlar süslenir evlerde. Çok
eski bir geleneğimiz. Orta Asya’nın bozkırlarından, dağlarından kopup gelen bir
kültür, bütün dünyaya yayılmış. Kar ve kış altında, zorlukla geçen bir dönemin
ortasında umudu taze tutmanın güzel bir yolu bu gelenek. Gündüzün geceye
üstünlüğünü, galibiyetini simgeleyen bir ağaç ve bunu kutlayan insanlar. Bu
ağaca da “yaşam ağacı” demiş atalarımız. Neden mi? Yaşamımız da tüm
olumsuzluklara karşı çorak bir bozkırdaki ya da ulu bir dağ başındaki ağaç gibi
boy atıp sürsün diye. Tüm olumsuzluklara karşın dal budak salalım; baharda en
güzel, rengârenk çiçeklerimizi açalım diye. O rengârenk çiçeklerin zamanı
gelince nasıl da güzel meyvelere dönüştüğünü anımsayalım. İşte, insanoğlunun
meyveleri de yaratılarıdır. Kültür, sanat, bilim, teknik, sosyal yaşamda
üreteceğimiz her şey meyvelerimizin en görkemlileri değil mi? Yine iyi dostluk,
mutlu söyleşi, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, özveriler, doğaya ve insana
yapacağımız yararlılıklar “insan ağacı”nın mutlu meyveleri arasında. Hele
yetiştirdiğimiz, yetiştirmekte oluğumuz ya da yetiştireceğimiz çocuklar yaşamın
en harika meyveleri sayılmaz mı?
Ulusumuz ve yurttaşlarımız büyük
zorluklar yaşadı 2010’da. Umut hiç yitmedi. Tıpkı yılbaşındaki çam ağaçları
gibi. Yine bu akşam dileklerimizi çam ağacının dallarına bağlayacağız.
Umutlarımızı “yaşam ağacı” gibi hep canlı tutacağız. Bir umut baharının ılıklığıyla
yeni düş denizinin sularında kulaç atacağız. “Yaşam ağacı”mızın bir tek
yaprağının solmadığı güzel bir yıl diliyorum yakınlarıma, arkadaşlarıma,
dostlarıma, ulusuma ve tüm insanlığa.
Adil Hacıömeroğlu
31
Aralık 2010
evet acısı ile tatlısı ile bir yılı daha tükettik, ama umutlarımızı hiç tüketmedik :)
YanıtlaSilSizin'de yazdığınız gibi,Bir umut baharının ılıklığıyla yeni düş denizinin sularında kulaç atacağız.
Dilerim önce Ülkeme Laik yaşamın izinden çıkmayacağı bir yıl, sevdiklerimin ve sevenlerimin Ülkemde benle birlikte sağlık içinde yaşamalarıdır.
Hepimizin yeni yılı kutlu, mutlu, umutlu olsun :))
Umutların tazelenmesi,yeni umutların yeşermesi dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun.
YanıtlaSilKaleminize sağlık Adil bey , Söylediğiniz gibi hep aynı kısır döngünün içinden çıkarıp rahatlattı yazınız . Evet belki sıkılıyoruz ama umutlarımız hep capcanlı .
YanıtlaSilÖnemli bir hususu daha dile getirmişsiniz . Çok yaygın bir düşünceyle ( sanırım emperyalizmin etkisi ) Noel babanın kuzey ülkelerinden kızağıyla geleceğini sanırız . Oysa ülkemizdedir o da . Çam süsleme de aynı şekilde batı adeti olmuştur. Aslında bu yaşam ağacını eski Türk yapılarındaki çiniler üzerinde bolca görürüz . Teşekkür ederim .
Yeni yılınızı kutlar , barış içinde sağlıklı , mutlu aydınlık günler dilerim ...
PİNUS SYLVESTRİS YADA AKÇAM.İRAN AZERBAYCAN HELE SARIKAMIŞTA BU AĞAÇ 2000 M. ÜSTÜNDE YETİŞİR.BEYAZ ÇAM AĞAÇLARI MAİLECERK SÜSLENİP ALTINDA YAZGILAR,ÇIKINLAR AÇILARAK 22 MARTTA ENUZUN GEÇEYİ YENEN GÜNE KUTLAMALAR YAPARAK ONU YAŞAM AĞACINA DÖNDÜREN VE BU KUTLAMAYA NARTOĞAN YANİ GÜNDOĞAN ADINI VEREN TÜRKLERMİŞ.SONRALARI ALMANYA,FRANSA VE İNGİLTERE YANİ HRİSTİYANLAR O ÇAM AĞAÇLARINI DEVİREREK 24-25 ARALIK NOEL YORTULARINA UYDURMUŞLARDIR.MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ ÖYLE DİYOR BİLEMEM.YAZINIZDA BANA BİLE UMUT VERDİNİZ.YENİ YILINIZI KUTLAR ESENLİKLER VE BOL BOL UMUT DİLERİM.TABİİ YE MEMED YE DEMEZSENİZ?MEHMET SEZER
YanıtlaSilUMUDUN BİTTİĞİ YERDE HERŞEY BİTER.OLUMSUZLUKLAR VE ACILAR HAYATIMIZIN TÖRPÜSÜ.İNADINA DAHA KESKİN OLUYORUZ.GELECEK NE GETİRECEK UMUT.....
YanıtlaSilBU ANLAMLI YAZINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER,SİZE KATILMAMAMK ELDE DEĞİL BİZLER ÇOK TUHAF VARLIKLARIZ,ONCA ACI VE SIKINTIYA RAĞMEN HİÇ UMUDUMUZU YİTİRMİYORUZ,KİMİSİ VURDUMDUYMAZLIKLA KİMİSİ YENİ HEDEFLERLE AMA FARK ETMEZ UMUT HER KAPIYI AÇAR,FARK ŞUDUR Kİ UMUT EDİP YARINLAR İÇİN HEDEF KOYUP ,KENDİNİ VE NE İSTEDİĞİNİ BİLEREK BİREYSEL SORUMLULUKLARIN DIŞINDA ÇEVRESİ İÇİN ,İNSANLAR İÇİN VE ÜLKESİ İÇİNDE ÇALIŞMAK,YÜREKTEN CANI GÖNÜLDEN,,,DİLEĞİM BÜTÜN İNSANLIĞIN ŞİMDİYE KADAR HİÇ GÖRMEDİKLERİ HARİKA BİR YIL...DİĞER YILLARA KADAR..SEVGİ VE SAYGILAR..:)
YanıtlaSil2011 yılında akpsiz bir yıl çekileken acıları hafifletsse de asla unutturmayacaktır.12 Haziran da olacak seçimde umarım sol başa gelecektir.Tüm vatan sever kesimi ılımlı islama karşı oylarını solda birleştirmeye davet ediyorum.Türk-kürt-ermeni-yahudi-rum demeden bu ülkede yaşıyan herkesi solun özgürlüğü özgürleştirecektir.Siyaset Meydanında konuşan Kılıçdaroğlu bana bu güveni verdi.Yalansız bir eşitlik sundu,dilerim başarır Türkiye ve Türkiye de yaşıyan herkes kazanır.
YanıtlaSilYENİ YILIN YENİ İLK YAZISI UMUT, GELECEK ÜZERİNE YAZMANIZ HALA BİRŞEYLERİN, BEKLENTİSİNİN VAR OLDUĞU ANLAMINA GELİR. İNSAN OĞLU HERZAMAN YENİ BİRŞEYLER BEKLER. BU BEKLENTİLER BİZLERİÇİN DEĞİL GELECEK İÇİNDİR. GELECEK MUTLAK İYİNİN, GÜZELİN ,BAŞARININ VE ADALETİN OLACAKTIR. HERNEKADAR KÖTÜLER KAZANSADA SONUNDA DAİMA İYİLER, GÜZELLER, ADALETLİ VE DOGRULARIN OLMUŞTUR. TARİTEDE HEP GELİŞMELER BU ŞEKİLDEDİR. HERZAMAN KÖTÜLER GEÇİCİ BAŞARILAR ELDE TEMİŞSEDE , SONUNDA HÜSRANA UĞRAYAN ONLAR OLMUŞTUR. GELECEK HEP YENİLERİN OLACAKTIR , 2011 YILININ EREKLERİMİZİN GERÇEKLEŞTİĞİ YIL OLMASI DİLEKLERİMLE .
YanıtlaSilBizim karadenizde çam ağaçlarının tepe kısmını kesince ağaç küser.O zamana kadar kerestesi bile güzel olan ağacın küsmesinden dolayı artık kerestesi bile güzel olmaz.Artık küsmüş topraktan gerekli mineral ve suyu almamamıştır.Artık ancak odun olur.Çam ağaçları özellikle oksijen fabrikalarımızdır.Bölgelerindeki yabani hayatta bir parçası.Kesmeyelim öldürmeyelim sadece fotoğrafını çekelim.Yeni yılınız kutlu olsun.
YanıtlaSilUmudumuz olmasaydı ,yaşayamazdık ... Bu durumu ne beynimiz nede kalbimiz kabul etmezdi...
YanıtlaSilYeni Yılınız kutlu olsun Adil Bey , yarınlar içim umutlarımız eksilmesin... kaleminize ve yüreğinize sağlık, Sevgiler, saygılar...
Aslında unutmamalıyız. Güzellikler gibi acıları da içimizde muhafaza etmeliyiz ki; güzellikleri yeniden yaşamak ve acıları da yaşamamak için gereken koşulları sağlamaya bilgi ve yetimiz olsun.
YanıtlaSil