PKK, Türkiye’deki silahlı güçlerinin 8 Mayıs’ta Irak’ın
kuzeyine çekileceğini açıkladı. AKP, BDP ve bunlara inanan farklı kesimlerden
kişiler neredeyse bayram yapacaklar. Ellerinden gelse bu günü, resmi bayram
ilan edecekler. İktidar partisince kamuoyunda terörün tamamen bittiği algısı
yaratılmakta. Acaba terörün tamamen bitmekte olduğu doğru mu, PKK gerçekten
çekiliyor mu?
PKK’nın
Türkiye topraklarında ne kadar silahlı gücünün olduğu kesin olarak belli değil.
Çekilecek olanları, resmen belirlemekte olanaksız. Teröristlerin çekildiğini,
ancak PKK kaynaklarının verdiği bilgiler ölçüsünde bileceğiz. Çekilen
teröristler, silah ve mühimmatlarını ne yapacaklar? Terör örgütünün çeşitli
illerde üs olarak kullandıkları yerler, barınaklar ne olacak? Buralardaki
yığınakların kendi haline bırakılacağını düşünmüyoruz. Üslerdeki silah,
mühimmat ve yaşam malzemeleri bakıma, korumaya muhtaç. Bu nedenle bir kısım
teröristin buralarda konaklaması gerek.
Teröristlerin
önemli bir bölümünün geri çekilmeyip köyüne, kasabasına dönerek her an göreve
hazır biçimde bekleyeceği bir gerçek. Bu teröristler, hem rahat bir ortamda
kendi güvenliklerini sağlarken hem de olası bir silahlı milis örgütlenmesinin
elemanları olarak görev yapacaklar. PKK, tarihinde görülmedik bir örgütlenme,
propaganda ve yandaş toplama olanağına kavuşmakta. Böylece de ilerde düşünülen
halk ayaklanmasının altyapısının oluşması için önemli bir olanağa kavuşmakta
bölücü örgüt.
Peki,
bölücü örgütün tarihinde görülmedik biçimde rahat örgütlenme olanağına
kavuşmasındaki etkenler neler? Birincisi, kamuoyuna pompalanan barış havası
nedeniyle devlet görevlilerinin bu tür örgütlenmeleri görmezden gelmeleri.
Barışı baltalayan kişi olmamak için hiçbir resmi görevli PKK’ya karşı bir
tavrın içinde olmayacaklar.
İkinci
nedense güvenlik güçlerinin neredeyse tamamen geri çekilmesi. Zaten PKK’nın
öncelikle gerçekleşmesini istediği önkoşul bu. Güvenlik güçlerinin dağları,
ovaları, sınır hattını boş bırakması bölücü örgütün arayıp da bulamayacağı bir
nimettir. Bu süreçte terör örgütü yeni üsler oluşturmak için fırsat bulacak.
Özellikle sınır boylarında teröristlerin yuvalanması, örgüte yeni gelir
kaynakları sağlayacak. Bu da halkla yöneten-yönetilen ilişkisinin oluşmasını
sistemleştirecek.
KCK
operasyonları sırasında devletin bir kısım istihbarat elemanları açığa çıktı.
Kısacası KCK içindeki devletin istihbaratçıları, yine devlet eliyle deşifre
edildi. Bu, dünyanın hiçbir ciddi devletinde görülmeyecek bir olaydır. Hiç
kimse, hiçbir kurum bindiği dalı kesmez. İstihbaratı olmayan devlet, devlet
olmaz. Bir devletin gücü ve büyüklüğünde en etkili etmenlerden biri,
istihbarattır. İstihbarat ağının yara alması, örgütlenip büyüme konusunda
PKK’yı rahatlatacaktır.
Terör
eylemleri sırasında devletin yanında yer alan Kürtlerin çoğunluğu çözüm
sürecinde en büyük şaşkınlığı yaşayan kesim. Devlete güvenerek PKK’ya karşı
gerektiği zaman mücadeleden çekinmeyen bu insanlar ortada bırakıldı. Bu yolla
da bölücü örgüt, yeni bir alanda yayılma olanağına kavuştu. Yıllardır isteyip
de yapamadığı bir şeydi bu.
Yukarıda
anlattıklarımızdan da anlaşılacağı üzere PKK, Kürtlerin çoğunluğuyla bütünleşme
ve onları temsil etme olanağına kavuşturuluyor bu çözümsüzlük süreciyle.
Geri
çekilme konusunda gözden kaçırılmak istenen bir gerçek daha var. O da PKK’nın
döşediği mayınlar… Şehitlerimizin ve yaralı askerlerimizin önemli bir bölümünün
mayın patlamasıyla olduğunu düşünürsek konunun önemi sanırım anlaşılır. PKK’nın
döşediği mayınların sayısı hakkında kesin bir bilgi yok. Yüz binlerle ifade
edilmekte bu sayı. Bir mayının en az bir askerimizi etkisiz duruma getirdiği
düşünüldüğünde PKK’nın silahlı varlığının geri çekilme olsa dahi süreceğinin
bir kanıtıdır. PKK, mayınlar sayesinde araziyi kontrol etme olanağını elinde
tutmakta.
Adı
“barış” olan çözüm sürecinin aslında Türkiye’yi nasıl bir çözümsüzlük sürecine
soktuğu açıkça görülmekte. Önümüzdeki aylarda bölücü örgüt; siyasal, ekonomik,
özgüven ve askeri alanlarda eskisinden daha güçlü duruma gelecek. Türkiye ise
teröre karşı mevzisini yitirecek. Burada moral bir çöküşten de söz etmeliyiz. Yıllardır
süren terörün sorumluluğunu, nedenini Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumlarına
yükleme kampanyası devleti zayıflatırken PKK’yı güçlendirmekte.
PKK,
gerçekte geri çekilmiyor; mevzi kazanıp kök salıyor. Geri çekilen ise Türkiye.
İş bilmez, tarihsel gerçeklerden habersiz, yazgısını emperyalist güçlere
bağlamış siyasal bir erk; hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu ülkelerinin başına
büyük belalar açmakta. Var olmak için bu oyunu bozmak gerek. Yurtseverliğin,
barışçı olmanın gereği bu.
Adil
HACIÖMEROĞLU
9
Mayıs 2013
Not:
13 Mayıs 2013 tarihli Ulus Gazetesinde yayımlanmıştır.
Sanırım olay şu;Türkiyede yerleşmiş olanlar yani gündüz külahlı gece silahlı denilenler evlerine döndüler.Zaten bunu geçen akşam bir mhp li milletvekilide söyledi Haymana ve köylerine minibüslerle guruplar halinde geliyorlarmış.Irak kürdü ve peşmerge olanlar ırakın kuzeyine,suriyeli olanlarda oradaki savaşa.İsrail ve daha yabancı uyruklu olanlarda çoktan malı götürdüler .Sizin dediğiniz gibiPKK, gerçekte geri çekilmiyor; mevzi kazanıp kök salıyor. Geri çekilen ise Türkiye. İş bilmez, tarihsel gerçeklerden habersiz, yazgısını emperyalist güçlere bağlamış siyasal bir erk; hem Türkiye’nin hem de Ortadoğu ülkelerinin başına büyük belalar açmakta. Var olmak için bu oyunu bozmak gerek. Yurtseverliğin, barışçı olmanın gereği bu.
YanıtlaSil