Cumhurbaşkanlığı
bisiklet turu, 27 Nisan 2014 günü Alanya-Alanya etabıyla başladı. İlk günden
beri tüm etapları televizyondan izledim. Son etap olan İstanbul-İstanbul’u da
bitiş çizgisinde izleme fırsatı buldum.
Çocukluğumdan
beri Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turuna ilgi duyarım. Yıllardır sürdürülen
uluslararası bir spor organizasyonu. Türkiye’nin yüz akı bir spor geleneği bu.
Böyle yarışmalar ülke tanıtımı için bulunmaz fırsat. Özellikle turun yapıldığı
iller, ilçeler bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli.
Ne
yazık ki spor basınının futbol dışındaki yarışmalara ilgisi çok az.
Uluslararası bir bisiklet turunun spor basınında yer bulamaması çok ilginç.
Böyle olunca da yurttaşların, özellikle gençlerin ilgisi çok alt düzeyde kaldı
bu yarışmada. Dünya çapında şampiyon bisikletçiler katılıyor bu yarışmaya her
yıl. Bu yıl yirmi takım katıldı bisiklet turuna. Bunlardan yalnızca birisi Türk
takımı: Torku Şekerspor...
Basın
ilgisiz olur da iş dünyası ilgili olur mu bisiklet sporuna? Olmaz tabi ki...
Türkiye’de futbol dışındaki sporlar iş dünyasının ilgisine gereksinim duymakta.
Spora ekonomik yatırım gerekmekte. Bu nedenle spor, bir sosyal sorumluluk alanı
görülerek işadamlarının desteklerini beklemekte. Genç nüfusun yoğun olduğu
ülkemizde spor, bir istihdam alanı olarak da düşünülmeli.
Basın
ilgisiz, işadamı duyarsız... Siyasetçi nasıl? Siyasetçi, usulen işin içinde.
Cumhurbaşkanı Gül, ilk etapta açılışta vardı. Ancak bitişte yoktu. Oturduğu
orunun adına düzenlene bir yarışmada alınteri akıtan, emek harcayan, dağları
tepeleri aşan, yağmura direnen, sıcağa dayanan sporcuların sevincine ortak
olmalıydı Sayın Gül. Günler öncesinden belli olan yarışma programına göre
ayarlamalıydı kendini Abdullah Gül. Ülke açısından bu denli önemli olan ve
tanıtım fırsatı yaratan bu bisiklet turunun kapanışını yapmak önemli bir ulusal
görevdi.
İstanbul-İstanbul
etabı için erkenden kalktık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra televizyonun
karşısına geçtik. Sultanahmet’ten başlayan yarışmayı izlemeye koyulduk.
Bisikletçiler, sahil yoluna indiler. Buradan Boğaziçi Köprüsü’ne yöneldiler.
Sırasıyla Fatih, Beyoğlu ve Beşiktaş ilçelerinden geçtiler. Halkın ilgisi yok
denecek kadar azdı. Sporcular, Anadolu yakasına geçtikten sonra evden hızla
çıktık. Önce Bağdat Caddesi’ne gittik. Cadde, kalabalık değildi. Bir Pazar
sabahının mahmurluğunda geçti bisikletçiler oradan. Önümüzden son bisikletçi de
geçince sahile indik. Sahil, her zamanki gibiydi. Yarışı izlemeye gelenler çok
azdı. Bitiş çizgisine yaklaştıkça kalabalık artmaktaydı. İzleyicilerin çoğu
sabah yürüyüşüne gelenlerden oluştuğundan neredeyse kimsenin elinde bir bayrak
bile yoktu.
Yarışın
önemli bir bölümü Kadıköy sınırları içinde geçti. Varış çizgisinde Kadıköy
Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’na rastladık. Gösterişsiz bir durumdaydı.
Şimdiye kadar gördüğümüz siyasetçi tipinden uzaktı. Yanında gereksiz, kuru
kalabalık ve çevresinde “Başkanım! Başkanım!” diye dolaşan dalkavuk takımı
yoktu. Abartılı koruma ordusu da bulunmuyordu yanında. Çağdaş bir yöneticinin
yapması gerektiği gibi halkın içindeydi. Bu görüntüsüyle siyasete yeni bir
tavır getirmekte Nuhoğlu. Bu tavrın örnek olmasını dileyelim.
Halkın,
bisiklet yarışına ilgisinin azlığından söz ettik. Bu konuda halkı bilgilendirmeyen
medya ve Spor Bakanlığı baş sorumludur. İBB, böylesine bir kent tanıtımını
ıskalamıştır, tıpkı Antalya, Muğla, Aydın, İzmir belediyeleri gibi. Küçük bir yatırımın
açılışı için yere, göğe reklam afişi asan belediyeler, iş Türkiye’nin uluslararası
tanıtımına gelince reklamı unuttular ne yazık ki... Seçim zamanı onlarca araçla
gereksiz anonslarla, müzik yayınlarıyla gürültü kirliliği yapanlar; bir tek
araçla bisiklet turunu duyurmadılar halka.
Yarış,
Şaşkınbakkal sahilinde bitti. Ödül töreni sırasında İstanbul Valisinin yuhalandığını
söyleyelim unutmadan.
Gelecek
yıl, tur etaplarının geçtiği tüm belediyeler omuz vermeli yarışmaya. Halkın
ilgisini çoğaltmak için ne gerekiyorsa yapmalılar. Kent demek yalnızca inşaat
ve arabalar değil. Kentin içinde spor da var, kültür de. Spor izleyiciliği, bir
kültürdür.
Yeni
seçilecek Cumhurbaşkanı da spora ilgi göstermeli. Hele bir yarışma kendi adına
yapılıyorsa onu kucaklamalı sonuna kadar. “Sağlam kafa, sağlam vücutta
bulunur.” özdeyişini, bir kez olsun usundan çıkarmaz. Bir cumhurbaşkanının
ülkesinin tanıtımından daha önemli ne görevi olabilir ki?
Adil
Hacıömeroğlu
5
Mayıs 2014
Çok güzel bir yazı. Kaleminize sağlık Sn. Hacıömeroğlu. Tabii rant sağlayan bir spor değil bisiklet sporu. Futbolla yapılan cebelleşme gibi olmuyor maalesef. Spor gelişmişliğin en güzel göstergesidir. Bizler de ilgilenmeyerek gelişmişlik derecemizi ortaya koyduk böylelikle. VATANSEVER
YanıtlaSil