Sözcü
Gazetesinden Nil Soysal, aynı gazetenin yazarlarından Bekir Coşkun’la bir
söyleşi yaptı. Coşkun, görüp bildiklerini hiç çekinmeden dile getiren bir
yazar. Namuslu bir aydın. Cumhuriyet değerlerine bağlılığı ise tartışılmaz. Bu
söyleşide Bekir Coşkun’un Kılıçdaroğlu ile ilgili söyledikleri ilginç.
Nil
Soysal, Bekir Coşkun’a: “Geçen yıl arada kaynadı. Ama önceki sohbetimizde,
‘Kılıçdaroğlu çok başarısız.’ demiştiniz...” diye sormakta.
Usta
Yazar: “Demiştim, evet. O zaman üç seçim kaybetmişti. Bugün kaybettiği seçim
sayısı dört. Fakat seneye göreceksin, yapılan beşinci seçimi de kaybetmiş
olarak biz burada konuşacağız.” diye yanıtlıyor Soysal’ı kesin bir dille.
Nil
Soysal: “O kadar emin misiniz?” diyerek üsteliyor.
Bekir
Coşkun, birkaç hafta önce Kılıçdaroğlu ile Sözcü yazarlarının bir araya geldiği
yemekte konuşulanlardan söz etmekte. “O kadar eminim. Çünkü geçenlerde bir
yemekte bir araya geldik Kemal Kılıçdaroğlu ile. Ben, Kemal Bey’e: ‘Seçimde
şansınız var mı?’ diye sordum. “Yok!” dedi. Kendisi dedi bunu. ‘Biz, iktidar oluyoruz diyebilir
misiniz?’ dedim. ‘Diyemem.’ dedi. Bu, aslında umutsuzluğumu daha da artırdı.
Şimdi tek umudum ne biliyor musunuz? Ben, bugüne kadar ne desem tersi çıktı.
Bugün diyorum ki; ‘Kemal Bey seçimi kazanamayacak.’ İnşallah kazanır. Ama zaten
Kemal Bey kazanırsa en çok kendisi şaşıracak! Uzun süre inanamayacak! Şok filan
geçirecek hatta.” Usta Yazar’ın bu sözleri tarihsel değerdedir. Kılıçdaroğlu,
YCHP’nin genel başkanı olarak iktidar olacağına inanmamakta. Bu acı gerçeği de itiraf
etmekte.
Peki,
Kılıçdaroğlu Haziran 2015 seçimlerini kazanamayacaklarını söylüyor da
yardımcıları, danışmanları ne düşünüyor bu konuda.
Kılıçdaroğlu’nun
Başdanışmanı Erdoğan Toprak: “Ben, HDP’nin seçim işbirliği arayışlarını ve tek
başına seçimlere girme olayını, iktidarın Anayasa’yı değiştirme manevrası
olarak, belli bir merkezden, İmralı’dan yapılan yönlendirme olarak görüyorum.
Zaten yapılan tüm araştırmalar da gösteriyor ki HDP barajı aşamayacak. Burada
amaç, HDP’yi barajın altında tutup Doğu ve Güneydoğu’da vekilleri AKP’nin
hanesine yazdırmak. AKP’nin Anayasa’yı değiştirecek çoğunluk hesabı var. Bu
stratejinin altında bir de HDP’nin sol kimlikle sosyal demokrat seçmenden, yani
CHP tabanından oy alma politikası var.” demekte.
Erdoğan
Toprak da daha yapılmamış bir seçimin galibini şimdiden açıklamakta: AKP...
kazanmasına razı da Anayasa’yı tek başına değiştirecek güce ulaşmasından
rahatsız. Bu nedenle de umudunu HDP’nin TBMM’ye girmesine bağlamış. Sayın
Danışman’ın gündeminde CHP’nin iktidar olması yok, tıpkı genel başkanı gibi.
“Fakat
yine matbuatı takip ettiğimde, aynı HDP’nin tek başına seçime girme kararını
vermek üzere olduğunu ve bu konuda ciddi adımlar atıldığını görüyorum. Baraj
meselesi olan bir partinin kararını, başka bir siyasetçinin kararını tartışmak
haddim değildir. Ama acaba ‘İmralı’yla HDP ve AKP arasında yürüyen, başat bir
yan yolda yürüyen görüşmenin bir parçası mı?’
diye de düşünmeden edemiyorum. Eğer bölge halkının iradesini, takdirini mecliste bu şekilde bir ipoteğe alıp da
AKP’ye emanet etme gibi bir fikri varsa, bu fikrin çok yakışık kaldığını
düşünmüyorum açıkçası. CHP’ye gelirken bu meşruiyeti unutmaması gerektiğini
hatırlatırım. Onun bir parçası olarak seçim işbirliğine geldiği zaman da önce
AKP ile yaptığı pazarlığı, yani bir parti olarak veya bağımsız olarak girme
konusundaki pazarlığını da daha açık seçik kamuoyu önünde, belli etmesini ve
tartışmasını temenni ederim.” Bu sözleri, YCHP’nin çiçeği burnunda Genel başkan
Yardımcısı Enis Berberoğlu söylemekte Bingöl’ün Kiğı İlçesinde. Hani, Hürriyet
Gazetesini yönetirken RTE ile dünya turu atan başköşedeki gazeteci.
Berberoğlu’nun
konuşmasındaki ağdalı Osmanlıca ilgi çekmekte. Bu nedenle Dil Devrimini yapan
Atatürk’ün kurduğu CHP’de yönetici olması büyük çelişki. Zaten konuşmanın
bütününe bakıldığında gerek tümce kuruluşu, gerekse seçilen sözcüklerle sanki
anlaşılmasın diye konuşmuş Sayın Yönetici. Bu durum, ayrı bir yazı konusu.
Berberoğlu’nun
da derdi HDP’nin tek başına seçime girmesi. Neymiş efendim; HDP, AKP ile
pazarlık yapıyormuş. Anlaşıyormuş. Açılım süreci nedir? AKP ile PKK/HDP’nin
uzlaşması değil mi? Bu iki partinin Cumhuriyet yıkıcılığında kol kola olduğunun
farkında değil Berberoğlu. Enis Bey, bu konuşmasında YCHP’nin HDP ile seçim işbirliği
yapma düşüncesini de hâlâ canlı tutmakta.
Bir
siyasal parti düşünün. Genel başkanı, genel başkan danışmanı, genel başkan
yardımcısı seçimden altı ay önce AKP’yi birinci olarak düşünmekteler.
Yönettikleri partinin seçimlerden birinci çıkarak iktidar olacağına kendileri bile
inanmamakta. CHP üyeleri nasıl inansın iktidar olacaklarına? İnanıp da nasıl
çalışacak üyeler? Ya seçmenler? Yöneticilerinin iktidar olacağına inanmadıkları
bir partiye oy verir mi seçmen?
Adil
Hacıömeroğlu
24
Aralık 2014
Gerçekten çok düşündürücü bir durum... , bir tarafta tutuklanan 15,16 yaşında muhalif ailelerin çocukları diğer tarafta seçime giden bir Türkiye,... bu seçimi CHP nin kazanması değil kaybetmesi çok zor ama anlaşılan mevcut Yönetim göre önemli olan da zaten zoru başarmak...
YanıtlaSilÜlkemizde hırsızlığın , yolsuzluğun yükseldiği , yüceltildiği bir dönemde , iktidar partisinin erimesi gerek. Gel gör ki ; ana muhalefet partisi YCHP'nin güven vermeyen siyasi duruşu ve söylemleri , kendisinin bir SEÇENEK olmasını önlüyor. '' AKP , yeniden iktidar olacak '' görünümü ve söylemi yayılıyor muhalefetin yanlışlarıyla. CHP genelbaşkanı ;örgüt üst yöneticileri kendi söylemleri ve tutumlarıyla ATATÜKKÇÜ çizgiden uzaklaştığı oranda güven yitirmektedir. HDP 'nin seçime parti olarak girmesinin AKP 'ye yarayacağı ( barajı aşamayacakları endişesiyle ) görüşünün dillendirilmesi ile de AKP'ye ayrı bir puan ekleniyor muhalefet tarafından. Konunun ayrıntılı anlatımı , Sn. A. Haciömeroğlu'nun yazısında yer alıyor. Teşekkürler ! ÖZGEN KARA
YanıtlaSil