YCHP’nin
35. Olağan Kurultayı, 16-17 Ocak 2016’da yapıldı. Her kurultay öncesinde
olduğu, gibi bu kurultay öncesinde de bazı tartışmalar yaşandı. Günler
öncesinden Kılıçdaroğlu’na karşı çıkacak adaylar cılız bir sesle konuşuldu
kamuoyunda. Genel başkanlığa kimlerin aday olacağıyla pek ilgilenmedi YCHP’nin
kurultay delegeleri.
Kurultay
delegelerini asıl ilgilendiren şey, parti meclisi seçimlerinin nasıl
yapılacağıydı. Bu nedenle günlerce parti meclisi seçimlerinin blok mu, yoksa
çarşaf listeyle mi olacağı tartışıldı. Gerek televizyon ve gazetelerde gerekse
sosyal medyada asıl tartışılan konu buydu. Her kurultay öncesinde olduğu gibi
parti meclisi adayları ve delege ağalarının düzenlediği yemeklerde hep bu
konuşuldu. Blok mu, çarşaf mı?
Çarşaf
liste, partinin demokrasiden yana olduğunun bir göstergesi kabul edildi.
Demokrasinin ancak çarşaf listeyle olacağı algısı, herkesin belleğine
yerleştirilmeye çalışıldı. (Bu arada çarşaf listenin demokratik bir yarışın
olması için son adım olacağını söyleyelim. Ancak bu konunun her şeyin önüne
geçmesinin bir anlamının olmayacağını da belirtelim.) Oysa kurultay, faşist
partilerde bile görülmeyecek biçimde anti demokratik bir genel başkan seçimiyle
başladı. İkide bir 12 Eylül anayasasına karşı çıkarak demokrasicilik oynayan
YCHP demokrasi aşığı(!) yöneticileri, Evren Paşa’ya rahmet okutacak bir
demokrasi dışılıkla genel başkanını seçti. 12 Eylülcülerin genel seçimlerde
partilere koyduğu yüzde on barajı, YCHP’nin genel başkan seçiminde de aynen
vardı. Bu durum, göstermelik demokrasi savunucularını suçüstü yapmakta.
YCHP’nin
AB ve ABD’ce demokrasi(!) şurubu içirilmiş kurultay delegeleri, Kılıçdaroğlu
sever kimi üyeleri çarşaf listeden başka bir tartışma yapmadılar. Oysa ülke
yangın yeri… Türkiye, tarihinin en büyük iç ve dış saldırısıyla karşı karşıya.
ABD-İsrail, PKK ve FETÖ aracılığıyla Türkiye’ye savaş ilan etmiş, her gün vatan
evlatları şehit olmakta. AB üyesi bazı ülkeler bu saldırıyı açıkça desteklemekte.
Türkiye, bölünmeyle karşı karşıya… Ama YCHP Kurultayı öncesi gündemde değil,
vatanın bütünlüğünün ve ulusun birliğinin tehlikeye girmesi. Ne yazık ki bu
saldırının farkında bile değil birçok YCHP yöneticisi. Tek dertleri çarşaf
liste…
Türkiye’de
üretim bitmiş. Liberal politikalarla ülke birikimleri çarçur edilip bir avuç
kan emicinin kesesini doldurmuş. İşsizlik almış başını gitmekte. Nüfusun
neredeyse üçte birine yakını yoksulluk sınırında yaşamakta. Kimin umurunda?
Varsa yoksa çarşaf …
Cumhuriyet
yıkılmış. Laiklik yok edilmiş. Eğitim, Ortaçağ koşullarının bile gerisine
düşmüş. Atatürk’e saldırılar her geçen gün artmakta… Hatta YCHP’li bir vekil
bile TBMM’deki odasında bulunan Atatürk resmini “Yeni şeyler söylemek lazım.”
diyerek indiriyor birçok kişinin gözleri önünde. Tıpkı AKP ya da PKK’lılar
gibi… Kimin umurunda? Kurultay, bu vekilden hesap sormak yerine, onu parti
meclisine seçerek ödüllendirmekte. Atatürk’ün kurduğu partide, Atatürk’e
saygısızlık yapan kişi başköşeye oturtuluyor. Kurultayın gündeminde yok bu
konu. Bir kişi çıkıp da bu densizliği/saygısızlığı kurultay kürsüsünden dile
bile getirmiyor. Neden mi? Önemli olan çarşaf… Ne varsa gizli kapaklı olan
çarşafa dolar, sarıp sarmalar halkın gözünü demokrasi ile boyayıp Cumhuriyet
yıkıcılığında AKP-PKK ile kol kola yürürüz, düşüncesinde YCHP’liler. Tabi
burada, AB ve ABD’ye şirin görünme yarışı da gözlerden kaçmamakta.
“Anayasa
değişikliği, başkanlık sistemi, özerklik…” konuları gündemde… Bu yolla
Cumhuriyet’in köküne kibrit suyu dökülmek istenmekte. Ama YCHP Kurultayı
bunları tartışmamakta. Delegeler, ülkenin geleceği için yaşamsal olan bu
konuları yöneticilerine sormamakta kurultay kürsüsünden… Tek kurtuluş çarşafta…
Herkes bir yakınının parti meclisine girmesi için uğraşmakta… İktidar olmaktan
umudunu kesen YCHP delegesi, 2019 yerel seçimlerinin peşinde. Bu seçimde, bir
yere kapağı atmak için çabalamakta… Kişisel kurtuluşu, toplumsal kurtuluşun
önüne koyanların başarıya ulaşması olanaklı mı? Ulaşsa bile bu tür bir
anlayışın Türkiye’ye bir yararı olur mu?
YCHP’nin
35, Kurultayı, yayımlanan sonuç bildirisi (Bu konu ayrı bir yazı konusudur.),
topluma verilen iletiler ve yönetimde görev alan kişiler değerlendirildiğinde
CHP’yi feshetme toplantısıdır. CHP’nin Atatürk’ten, Cumhuriyet’ten, altıoktan,
tarihten koparılma kurultayıdır bu. YCHP tam bağımsız Türkiye ülküsünü
bırakarak ABD ve AB denetimini yeğlemiştir.
YCHP,
günlerce parti meclisi listesi blok mu, çarşaf mı olsun derken Türkiye’yi,
tarihsel görev ve amaçlarını unutmuştur. Kurultay çarşafa dolanarak AKP-FETÖ-PKK’nın
yanına, ABD’nin kucağına yuvarlanmıştır.
Eee, başka ne diyelim ki? Vatan savaşımı her
şeye karşın sürmekte… 1919 ruhu, çoban ateşi örneği alev alev yanmakta ulusun
yüreğinde… Bu ateşi de söndüremezsiniz ya…
Adil
Hacıömeroğlu
26
Ocak 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder