16
Haziran 2017 günü yoğun ve sıkıntılıydı bizim için. Eşimle hasta olan kaynanamı
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesine götürmek için Bostancı’dan kuşluk vakti
yola çıktık. Köprü trafiği bir azap… Hava sıcak… Yol uzadıkça hastamızın ağrıları
artmakta. Hastanede işim bittikten sonra birkaç arkadaşımla buluşacağım. Bu
durumun yarattığı gerilim de var üstümde. Eşim, hem arabayı kullanıyor hem de
annesini teskin ediyor. Bir yandan da Atacan’ın yuvadan çıkışına yetişememe
kaygısıyla oldukça gergin. Ancak bu durumu, belli etmemeye çalışıyor. Gözü hep
yolda… Hıncını, trafikte mantıksız hareketler yapan sürücülere kendi kendine
söylenerek çıkarmakta.
İki
saate yakın bir yolculuktan sonra Cerrahpaşa’ya vardık. Doktorumuzla görüştük.
İşimiz bitti. Eşimle annesi arabayla Bostancı’ya dönmek üzere yola çıktılar. Ben,
neredeyse koşar adımlarla sahil yoluna indim. Kan ter içinde Bakırköy’e gitmek
için belediye otobüsüne bindim. Bakırköy’de bir arkadaşımla söyleşirken eşim
aradı. Saat beşi yirmi geçe Atacan’ın devam etmekte olduğu çocuk yuvasına
varmışlar. O da ne? Atacan’ın iki gözü iki çeşme...
Eşim,
Ata’nın ağladığını söyleyince nedeni sordum, anlattı. Atacan, sınıfında bulunan
Kuzey’le (Öztürk) kendi aralarında plan yapmışlar. Birbirlerine söz vermişler. Yuva
çıkışı “Arabalar 3” adlı filme gitmek için sözleşmişler. Atacan ve Kuzey yuva
çıkışı annelerine sinemaya gitme isteklerini söyleyip bu planlarını yaşama
geçirmek düşüncesindeymişler.
Kuzey’in
annesi erken gelmiş, oğlunu almış. Eee, serde erkeklik var ne de olsa. Sözünü
tutmak zorunda küçük delikanlı. Kuzey, annesine yaptıkları planı anlatıyor ve
Atacan’ı beklemeleri gerektiğini, çünkü birlikte sinemaya gideceklerini
söylüyor. Anne, çaresiz boyun eğiyor delikanlıca bu isteğe. Bekliyorlar beş on
dakika. Ama eşim, yoğun trafikte kendine yol bulmakla meşgul. Bu arada yuvaya,
eşimin geç kalabileceğini haber veriyorum. Kuzeylerin beklediğini gören çocuklarımızın
öğretmeni Didem Hanım, eşimin geç gelebileceğini söylüyor Kuzeylere. Kuzey ve
annesi de çaresiz ayrılıyorlar yuvadan.
Onlar
ayrıldıktan on dakika sonra eşim yetişiyor yuvaya. Atacan, çantasıyla
çıkıveriyor yuvadan hıçkırıklarla. Eşim, önce anlayamıyor ne olduğunu, niye
ağladığını? Neyse ki Ata anlatıyor. “Kuzey’le sinemaya gidecektik, sen geç
geldiğin için planımız bozuldu.” demiş. Eşim bir yandan, Ata’nın anneannesi bir
yandan çocuğu susturmaya çalışıyorlar; ama ne çare… Çocuk canhıraş ağlamakta… Eşim,
“Tamam, sinemaya gideriz, yetişiriz.” deyince biraz sakinleşiyor. Anneanneyi
evine bırakmaları gerek. Önce direksiyonu Suadiye’ye kırıyorlar. Sokağın başına
gelince Atacan, annesine “Dur! Ninem burada insin, evine yaklaştı, buradan
yürüsün. Biz, geç kalmayalım.” diyor. Bu söz, arabayı neşeye boğuyor.
Derken… Atacan ve annesi, Bostancı’ya, evin önüne
geliyorlar. Eşim hemen Kuzey’in annesi Elif Hanım’ı arıyor. “Biz de geleceğiz,
bizi bekleyin. Bize de bilet alın.” Elif Hanım “Tamam!” deyince plan uygulamaya
geçiyor. Azcık da olsa rahatlama oluyor.
Sinema,
Ataşehir’de bir alışveriş merkezinde. Evimizin önünden Dudullu minibüsleri
geçmekte. Eşim, arabasını evin önüne park edip minibüsle gitmeye karar veriyor
yetişebilmek için. Zaten gün boyu sıkıntılı bir trafik çilesi çekmişti.
Minibüse
biniyorlar. Atacan, araç sürücüsüne alışveriş merkezinin adını söyleyerek
minibüsün oradan geçip geçmediğini soruyor. Olumlu yanıt alınca “Saat altı
buçuğa kadar bizi oraya yetiştir.” diyor. Sürücü bu buyruktan mutlu,
gülümseyerek: “Sessiz olup yerinde oturursan seni oraya dediğin saatte
yetiştiririm.” yanıtını veriyor. Ata rahatlıyor. Saat altıyı beş geçe varıyorlar gidecekleri
yere. Kuzey’le buluşuyor Atacan. Artık, sinemanın kapısındalar.
Eşim,
sinema önünden beni arayıp yaşananları tek tek anlatıyor. Ben, o anlattıkça
telefonda heyecanlanıyorum. Ben de Ataşehir’e gitme kararı veriyorum. Kendi
başlarına özgürce karar verip uygulatan bu iki küçük, kahraman delikanlıyı
görmeliyim sinema çıkışı.
Bakırköy’den
hareket ediyorum. Tam dört ayrı araç değiştirerek alışveriş merkezine
varıyorum. Delikanlılarımız, anneleriyle yemekte. Çok mutlular… Oturuyorum
masalarına… Eşimi de Elif Hanım’ı unutup bu iki delikanlıya planı kimin
yaptığını soruyorum. İkisi bir ağızdan, aynı anda “İkimiz…” yanıtını veriyorlar.
Bu yanıtta bencillik yok! Öne çıkıp arkadaşını geride bırakma isteği,
böbürlenme, arkadaşını ezme yok! Ortak kararın iradesi var. Arkadaşını
onurlandırma düşüncesi var. Bu nedenle büyüklerin öğrenmesi gereken bir
davranış biçimi bu. Birbirlerine yaslanmaları beni mutlu ediyor.
Elif
Hanım, biraz şaşırmış ufaklıkların plan yapmasına. “Bu yaştaki çocukların böyle
kendi başlarına plan yapıp karar almaları doğru mu?” diye soruyor. Ben, Atacan’ı
da Kuzey’i de kutlayıp yanıtımı veriyorum. Sonra ekliyorum: “Bu işte bir
yanlışlık yok! Doğru iş yaptı çocuklar.”
Atacan,
bir ayı aşkın bir zamandır gün sayıyor “Arabalar 3” filminin gösterime gireceği
gün için. Her gün “Bugün ayın kaçı?” sorusuna yanıt verdik bıkıp usanmadan. 16
Haziran’ın geldiğini görünce hemen arkadaşıyla ortak plan yapıyor sinemaya
gitmek için.
Sinema
dönüşü çok mutluydu. Yol boyunca sesiz kaldı. Son durakta indik minibüsten.
Genellikle her önünden geçişte dondurma yediği dondurmacının yanından geçerken “Dondurma
alalım mı?” dedim. “Hayır!” dedi. Durumundan anlaşılacağı üzere filmin tadının
üstüne, başka bir tat koymak istemedi. Eve gelince zaman yitirmeden erinç
içinde yatağına girdi ve uyudu.
Ülkemizde
en büyük eksiklik, kişilerin özgüven kazanması. Atacan’la Kuzey’in ortak karar
alıp uygulamak için savaşım vermeleri bir özgüven belirtisi. Biz büyükler, bu
tür davranışları destekleyelim ki pısırık, çekingen, hakkını savunamayan, kendi
ayaklarının üstünde duramayan çocuklar yetişmesin. Özgür düşünceli, özgüvenli,
kendi kararlarını verebilen bireyler yetişsin. Toplumumuzun buna çok
gereksinimi var.
Adil
Hacıömeroğlu
17
Haziran 2017
Hocam ellerinize yüreğinize sağlık.Atacan ile birlikte, hayatı tekrar öğrenip,tekrar yorumluyoruz.Atacan'a ve size sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Caner ÇELEBİ
YanıtlaSilAtacan ve Kuzey’ e maşallah hocam 2 akıllı arkadaş ne güzel plan yapmaya karar verip uygulamışlar.Bizlerin onlardan öğrenecekleri ne kadar çok şey var, Cesurlar , isteklerini ısrarla yerine getirebilmiş ve sonuçta mutlu olmuşlar. Özgüvenli olmaları sizler in yetiştirilmesiyle , hayat şansları açık olsun başarıları daim olsun.Ne istediğini bilen çocuklar geleceğimizin teminatları onlarla gurur duyuyoruz.Anlatımızınla bizler de mutlu oluyoruz.Sağ olunuz.✍️🙏🏻🧿🍀🌺💙📖📚✨Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil