Önce
ABD basını, Duma’da (Doğu Guta), Suriye’nin kimyasal silah kullandığını yazdı.
Arkasından başta İngiliz medyası olmak üzere sözde özgür Avrupa medyası bu
yalana sarıldı ve Esat yönetimi linç edilmeye başlandı. Hukuk tanımaz, kan
içici ABD yöneticileri peş peşe ekranlara çıkarak Suriye’den kimyasal saldırısının(!)
hesabını soracaklarını öfkeli, düzeysiz, saldırgan bir dille açıkladılar.
ABD,
dünyayı sömürmek, ülkelerin bağımsızlıklarını yok etmek, ezilen ulusları
katletmek için defalarca yalana başvurdu. Önce saldıracağı ülke yöneticilerini
yalan haberlerle şeytanlaştırarak dünya kamuoyunda nefret duygusu yaratmaktalar.
Sonra da ABD medyasıyla yönlendirilen dünya kamuoyu, emperyalist saldırı
karşısında susturulmakta. Aynı yalanlarla Vietnam, Kamboçya, Laos, Irak,
Afganistan, Libya… kan gölüne döndürüldü. Milyonlarca suçsuz, masum insan ABD çıkarları
için öldürüldü. Şimdi de Suriye’de aynı oyun yinelenmekte. Suriye’de “kimyasal
silah” yalanının kaç kez ortaya atıldığını anımsayanınız var mı? Hep aynı
yalan, hep aynı oyun…
Esat
yönetimi, Doğu Guta’ya egemen olmuş; teröristler, Şam’ın hemen yanındaki bu
stratejik yeri terk etmiş. Orada yaşayan halk, kendi yurttaşları ve günlük
işlerine, geçim mücadelesine hız vermiş… Ayrıca ülke genelinde ABD-İsrail
piyonları yenilip geri çekilmekte... Amerikan koridoru paramparça… İkinci
İsrail’in kurulma hayalleri suya düşmüş… Esat yönetimi, bir yandan ülke
bütünlüğünü sağlarken bir yandan da başta Türkiye ile olmak üzere bölgesel ittifaklarını
güçlendirmiş… Böyle bir durumda kimyasal silah kullanmak gibi bir çılgınlığı
yapması için aklını peynir, ekmekle yemesi gerek. Baştan beri akılcı yöntemlerle
düşmanını azaltıp dostlarını çoğaltan ve ulusal sorumluluk bilinci yüksek bir
Esat’ın böyle bir şey yapması tamamen olanaksız.
Emperyalist
basının paylaştığı görüntülere bakınca yalnızda kadınlar ve çocuklar var. Bir de beyaz miğferliler… Yaşlı, yetişkin,
genç, ergen, erkek yok! Neden? Çünkü bu görüntüler, beyaz miğferlilerle Amerika
güdümündeki bazı haber ajanslarınca kurgulanmış. Daha önce de benzer kurguları
defalarca ve ibretle izledik. Masumun, mazlumun kurgulanmış yalanlarla nasıl suçlandıklarını
çok gördük. Bu kurguların yazarı ABD... Uygulayıcısı ABD-İsrail ve
işbirlikçileri… Dünyayı yalanlara inandırmak isteyen ABD… Yalanlarla suçladıkları,
iftira attıkları masum ve mazlumları silahla yok etmek isteyen de ABD ile
müttefikleri…
”Kimyasal
silah kullanıldığı” yalanı ortaya atılır atılmaz İsrail’in Suriye’deki askeri
bir üssü vurması çoğu kişice içten bir sevinçle karşılandı. Türkiye’de İslamcısından,
solcusuna kadar bu saldırıyı kınayan bir siyasal parti ya da bir gazete var mı?
İsrail olunca herkes sus pus… (Burada Vatan partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal’ı
ayrı tutuyorum.)
Esat’ın
“kimyasal silah kullandığı” yalanı ortaya çıkar çıkmaz neredeyse tüm siyasal
partiler (İktidar ve muhalefet hepsi), Basın organlarının neredeyse tümü
Amerika’nın yalan korosuna katıldılar. Bir tek Aydınlık ve Ulusal Kanal ısrarla
Esat’ın “kimyasal silah kullandığının” yalan olduğunu savundu. Vatan Partisi bu
konuda mazlumun, masumun yanında yer aldı tereddütsüz. Şimdi akla şu soru
geliyor: Sağdan, sola kadar iktidarıyla muhalefetiyle ve medyasıyla büyük bir
siyasal yelpazeyi ABD yalanı çevresinde toplayan ne? Bakmayın siz bunların
kayıkçı kavgasına! Amerikancılık söz konusu olduğunda hepsi bir araya gelir,
mazluma, masuma karşı. Ağızlarına “emperyalizm” sözcüğünü alamayanların Türkiye’ye
bir yararları olur mu sanıyorsunuz?
Adil
Hacıömeroğlu
10
Nisan 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder