ERKEN BASKIN


                                                           
17 Nisan 2018 Salı günü MHP Lideri Bahçeli’ye daha önce birkaç kez görüldüğü gibi birden ilham geldi ve erken seçime gidilmesi gerektiğini söyledi. Bazılar,ı Bahçeli’nin ilham perilerinin doğaüstü güçler olduğunu düşünse de ben aynı görüşte değilim. Bahçeli’nin 2002’de olduğu gibi bugün de Türkiye’yi seçime götürmesindeki ilham perisi, onu yöneten bir üst akıldır. Bahçeli’nin sürpriz siyasal ataklarının hepsinin AKP’yi kurtarma operasyonu olduğunu öncelikle saptamak gerek. Bir parti düşünün kendi siyasal amaçları için değil, rakip siyasal parti için çalışmakta varıyla yoğuyla.
Bahçeli, erken seçim baklasını ağzından çıkardığı salı günü, kendisinden birkaç saat sonra Erdoğan kendi partisinin grup toplantısında konuştu. Üç kez, seçimlerin samanında, yani 2019’da yapılacağını söyledi. Bir gün sonra (18 Nisan 2018) iki lider buluştu. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sonunda yapılacak açıklamalara kilitlendi Türkiye. Açıklamayı, Erdoğan yaptı. Bahçeli’nin açıkladığı 26 Ağustos tarihini daha da öne çekerek seçimlerin 24 Haziran’da yapılacağını duyurdu. Açıklama tarihinden hesaplanırsa Türkiye, altmış altı gün sonra seçime gidecek. Sormazlar mı adama: Bu acele, bu telaş niye? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?
Peki, acele ve telaşla alınan erken seçim kararının asıl nedeni ne? Türkiye ekonomisi iflasta… Eğitim çıkmazda… Sağlık sistemi çöküşte… Üretim yok, borç çok… Rüşvet, suiistimal hat safhada… Dış politikadaki zikzaklar, tutarsızlıklar herkesi bıktırmış durumda… İşsizlik hız kesmiyor, iş bulanların çoğu da asgari ücretle çalışmaktalar. Türkiye’ye karşı dış kuşatma artmakta, ancak AKP iktidarı çözüm bulmak, kuşatmayı etkisizleştirmek yerine kuşatanların ekmeğine yağ sürmekte… Toplumsal sorunların çözümünde aklın yerini duygular, ideolojik saplantılar almış durumda. Çözülemeyen her sorun, zaman içinde daha da büyümekte ve çözüm zorlaşmakta.
Sorunlar, saymakla bitmez. AKP, elini nereye attıysa mahvetti. Sanayi yok! Tarlalar bomboş… Hayvancılık gözden çıkarılmış durumda…
Üretilen tek şey konut. Piyasa şişmiş durumda. Alıcı yok! Önümüzdeki günlerde iflas eden, yaptığı inşaatı yarım bırakıp kaçan yüklenici haberlerini sıkça işiteceğiz gibi. Yalnızca inşaatla ülke ekonomisi yürümüyor.
Özelleştirmelerle bütçe açıklarını kapatmaya çalışmaktalar. Ama nerede? Cari açığın özelleştirmelerle kapanacağı yok! Dış borçlar, büyük dert… AKP, açıkça “Ben yönetemiyorum.” demekte. Seçimlerin bir buçuk yıl erkene alınmasının nedeni bu.
Ekonomik sıkıntı karabasan gibi toplumun üzerine abanmış durumda, soluk aldırmıyor. Önümüz yaz, düğün mevsimi… Eee, düğün demek; masraf demek... İnsanların en yakınlarına düğünlerde bir çeyrek altın bile takması olanaksız. Mazot, beş lirayı aşmış durumda. Beş liralık mazotla üretilen sebze ve meyve yaz mevsimi olmasına karşın çok ucuzlayacağa benzemiyor. Tencereler daha pahalı kaynayacak. Arkasından Eylül ayı… Okullar açılacak. Masraflar ikiye, üçe katlanacak. Aileler, mevcut gelirleriyle yazı geçirip eylülü kurtaracak durumda değil. Esnafı anlatmayalım; çünkü iş, tam bir facia…
AKP, seçimleri halktan kaçırıyor. Aklı sıra propaganda dönemini ramazana denk getireceği seçimlerde, iftar sofralarına yapacağı kumanya yardımlarıyla işi kurtaracak. Tabi, burada muhalefet partilerinin politikasızlığı da önemli etken. Henüz doğru dürüst bir aday bile belirleyemedi CHP. Halkın doğru düzgün bir adayın belirleneceğine de umudu yok gibi.
Her şeye karşın yine de umutsuz olmayalım. Neden mi? AKP ile tabanı arasındaki tılsım bozuldu. “Reis” yüksek sesle eleştirilmekte AKP tabanında. Sorunlar da sorunları yaratanlar da açıkça dile getirilmekte. CHP, MHP ve HDP tabanları da parti yönetimlerinden hoşnutsuz. Halk, sorumluluğun farkında.
24 Haziran seçimleri, Türk siyasetinde bir tasfiye sürecini başlatacak. Siyaset; yeteneksizlerden, idare-i maslahatçılardan, kutuplaşmalarla ayakta kalan yöneticilerden, düşünce ve çözüm üretemeyen, umut vermeyen içi kof, dışı cilalı siyasetçilerden kurtulacak. Bu nedenle seçimlerden sonra gidicilerden ilk ikisi Kılıçdaroğlu ve Bahçeli gibi görünmekte. Erdoğan ve diğerleri de sırada…
24 Haziran’da kim kazanırsa kazansın, toplumun sorunlarına çözüm bulamayacağı ve Türkiye’yi yönetemeyeceği için yeni bir erken seçim ufukta görünmekte. Türkiye, bir erken seçimler sürecine girdi. Siyaset vitrinindeki kof ve Atlantikçi siyasetçiler tasfiye oluncaya kadar seçimler olacak. Bu süreç, uzun değil. Çünkü AKP’nin verdiği hasar çok! Bu hasar, ancak ulusun akılcı çözümleri ve tercihleriyle aşılır. O zaman sandık başına… Atlantik karşıtı politikalar üreten aday/adayları desteklemek için… İnsanın olduğu her yerde sorun da çözüm de olur.
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       19 Nisan 2018





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder